Katalog

KİMYAARAŞTIRMA KONGRELERDEN Ekranlar için “ODTÜ”lü yepyeni bir polimer Ulusal Nöroloji Kongresi Prof. Dr. Tülay Kansu, HÜTF, Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi T Bu grafikteki 3 nokta malzemelerin renklerini gösteriyor. Bu üç nokta birleştiridiğimizde oluşan üçgenin içindeki bütün renkleri elde etmek mümkün. ürk Nöroloji Derneği’nin (TND) düzenlediği 43. Ulusal Nöroloji Kongresi 1015 Kasım tarihlerinde 1250 kişinin katılımıyla Antalya'da yapıldı. İlk iki gün Beyin ve Sinir hastalıklarının her yönü ile tartışıldığı eğitici kurslara ayrılmıştı. Ana konuları beyin damar hastalıkları, yoğun bakım, hareket hastalıkları, sinir ve kas hastalıkları, multipl skleroz, başağrıları, baş dönmesi, sinir ağrıları, göz nörolojisi, Behçet hastalığının nörolojik komplikasyonları, uyku, demanslar, yürüme ve denge bozuklukları oluşturdu. Üyeler aktif bir tartışma ortamı buldu. Bilimsel kongre programı, TND başkanı Prof. Dr. Aksel Siva'nın dernek çalışmalarını özetleyen ve nöroloji uzmanları ile akademisyenlerin yaşadığı güncel ve olası gelecek sorunları dile getirdiği konuşması ile başladı. Dünya Nöroloji Federasyonu Başkanı Johan Aarli, Federasyonun etkinliklerini özetledi ve Nöroloji ve Psikiyatrinin ayrı iki dal olmakla birlikte, birçok ortak noktada tekrar buluştuğunu anlattı. Epilepside son gelişmelerin tartışıldığı oturumda Münih Üniversitesi'nden Soheyl Noachtar nöbet sınıflamasındaki değişiklikleri, BrazilyaCampinas Üniversitesi'nden Fernando Cendes yeni görüntüleme Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde geliştirilen yeni 'polimerik elektrokromik' malzeme, cep telefonu, televizyon, elektronik gazete gibi görüntülü cihazların ekranlarında kullanılabilecek. Bu iletken ve renk değiştirebilen yeni malzeme, esneklik, ucuzluk, renk çeşitliliği ve yüksek optik kontrast gibi avantajlarıyla çok geniş bin kullanım alanına sahip. O CBT 1080/10 30 Kasım 2007 DTÜ Kimya Bölümü'nden Prof. Dr. Levent Toppare'nin başkanlığında yürütülen bu çalışmayla ilgili sorularımızı araştırma görevlisi Görkem Günbaş yanıtladı: Cumhuriyet Bilim Teknoloji Bu polimerik elektrokromik nasıl bir malzeme? Ne tür bir teknoloji ile üretiliyor (örneğin nanoketnoloji vs)? Doğaya karışabilme özelliği var mı? YANIT “Elektrokromik malzeme” uygulanan farklı potensiyellerle tersinir olarak optik özellik değiştiren yapıların genel adı. Bu etki, öncelikli olarak inorganik tabanlı malzemelerde görüldüğü için daha sonra iletken polimerle yapılanlar polimerik elektrokromik olarak adlandırılıyor. Polimerik olanların ise esneklik, ucuzluk, renk çeşitliliği, ve yüksek optik kontrast gibi avantajları var. Teknoloji, iletken polimer teknolojisi. Polimerler (genellikle plastik deyince daha çok sey çağrıştırıyor) yalıtkan olarak bilinirdi. Fakat özel polimerlerin katkılama yapılarak iletken (metal iletkenliği) olabileceği gösterildi. Hatta bunu özelliği keşfeden bilim adamları 2000 Nobel Ödülü'ne layık görüldüler. Ana ham maddesi üretildikten sonra sentezleri yani polimer haline getirilmeleri oldukça basit bir teknoloji. Kimyasal ve eletrokimyasal yöntemlerle başarmak mümkün. Çevre dostu olduklarını söylemek sanırım çok doğru olmaz, fakat çok az madde miktarı ile geniş alanlar kaplanabildiği için çevreye zarar verme potensiyeli oldukça az. CBT Polimerik elektrokromik malzeme ler tüm renkleri oluşturabiliyor mu? YANIT Bizim başarmak istediğimizde buydu zaten. Bütün renklerin elde edilebilmesi için 3 ana renge sahip malzeme gerekli. Bunlar RGB (Red (Kırmızı)Green(Yeşil)Blue (Mavi)) renk sisteminin kollarını oluşturuyor. Bunların karşımları ile bütün renkleri elde etmek mümkün. Fakat görüntü cihazı yapmak için buna ek olarak bu malzemelerin istendiğinde yüksek geçirgenliğe sahip (şeffat) hale getirilmeleri gerekmektedir. Aşağıdaki şekilde renklerin nasıl elde edilebileceği örnek olarak gösteriliyor. Daha doğrusu hangi renklerin elde edilebileği. CBT Bu malzemenin ticari boyutta üretimi yurt içinde mi gerçekleşecek? Yurdumuza büyük miktarlarda katmadeğer kazandırabilecek potansiyeli var mı? YANIT Öncelikle belirtmek istediğim konu şu. Bizim yaptığımız polimer tabanlı görüntü cihazlarının üretilebilmesi için en önemli eksiği kapatıyor. Yani kağıt üzerinde olanaklı hale getiriyor. Fakat bunların nasıl görünütü cihazına dönüştürülebileceği yurt içinde yapılıp yapılamayacağı nasıl bir teknoloji gerektireceği bizim bilgimiz dışında. Bunların teknolojik araştırmasını yaparız üretimide Türkiye'de yaparız diyen varsa biz mutlu oluruz. Tabi ki böyle bir durumda ülkenin kazancı çok üst düzeylerde olacaktır. CBT Bu buluşun patentini aldınız mı? YANIT Patent başvurusu 2008 başı itibarıyla yapılacaktır. Şu an hazırlık aşamasındayız. yöntemlerini aktardı. Amerikan Nöroloji Akademisi bilimsel komite başkanı Stefan Pulst spinoserebellar ataksilerde genetik çalışmaları, Harvard Üniversitesi'nden Umberto De Gilermo AIDS hastalığının beyinde yaptığı patolojik değişiklikleri, Kopenhag Üniversitesi'nden Mesoud Ashina başağrısında deneysel modeller ve migren konusunda yeni kavramları anlattılar. Ülkemizi yurt dışında başarıyla temsil eden genç meslekdaşlarımız, Johns Hopkins Üniversitesi Kas ve Sinir hastalıkları birim başkanı Ahmet Höke, sinir rejenerasyonu ve bu konuda gelecek vadeden yeni tedaviler, Lund Universitesi Nörobiyoloji birim başkanı Deniz Kırık Parkinson hastalığında deneysel kök hücre tedavisi, Amerika Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH) ten Çiğdem Doğulu kanda pıhtılaşmaya yol açan genetik faktörlerin tayininde kullanılacak genomik yaklaşımlar, Iowa Üniversitesi'nden Ergun Uç nörolojik hastalıklarda sürücü güvenliği konusunda çalışmalarını ve yeni bilgileri sundular. Komşu ülkelerden gelen temsilcilerin katılımıyla, Nörolojide yoğun bakım hastalarını ilgilendiren hukuki sorunlar, beyin damar hastalıkları ve bu konularla ilgili bölgesel yaklaşımlar, benzerlik ve farklılıklar tartışıldı. Kongrede 76 sözel, 354 poster bildiri sunuldu. Bilimsel jürinin önceden ayrıntılı raporlarını yollayan bildiriler arasından seçtiği en iyi 3 sözel ve 3 poster bildiriye ödül verildi. Bilimsel konuların yanı sıra, yayın etiği, farmakovijilans ve ilaç endüstrisi ile ilişkileri konu alan oturumlar vardı. Çok ilgi çeken oturumlardan birisi de mecburi hizmette ve özel kurumlarda çalışan nörologların karşılaştığı sorunlar oldu.