22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİMPROJE ramcılar başka kara madde parçacıklarının da olduğunu söylüyor. Ancak bunların varlığı kanıtlanırsa parçacık fiziği konusundaki eksik halka tamamlanmış olacak. DENİZLERDE NÜFUS SAYIMI 5 Okyanuslarda neler yaşıyor? 2000 yılında bu aldatıcı ancak basit soru 650 milyon dolarlık bir projenin ortaya çıkmasına neden oldu. Bu proje denizlerdeki bitkiler, hayvanlar, bakteriler, ve mantarların kataloğunun çıkartılmasını öngörüyor. “Okyanuslardaki yaşamın çeşitliliği konusunda en ufak bir fikrimiz yok” diye konuşan Rutgers Üniversitesi'nden biyolog Fred Grassle, “Bunlar mercan kayaları, derin deniz dipleri veya insanların yazlıklarının bulunduğu kıyı şeridinde bulunabilir” diyor. Yok olma tehlikesi altında bulunan türleri ve doğal çevreyi tespit etmesine yardımcı olan nüfus sayımı okyanus kaynaklarının daha iyi korunmasına da destek sağlayacak. Yeni keşfedilen yaratıklar ayrıca ilaç sanayi veya sanayi uygulamaları için altın madeni oluşturabilecek. Dünyanın denizlerindeki tüm canlıların sayımı zaman ve emek yoğun bir çalışma olduğu için 80 ülkeden gelen bilim adamları denizleri kontrol altında tutulabilir 17 alt bölgeye ayırdılar. Deniz bilimciler planktonları avlamak için ince ağlardan yararlanıyor; büyük deniz yaratıklarının göç yollarını araştırmak için hayvanları etiketliyor; mikropların DNA'larının dizilimlerini çıkartıyor; deniz dibi yaratıklarını incelemek için deniz tabanlarını tarıyorlar. Bu sayımın ölçeği ve kapsamı daha önceki biyolojik araştırmaların çok ötesinde. Bu on yıllık projenin 7 yılının tamamladığına dikkat çeken Grassle çalışmanın program çerçevesine uygun olarak sürdürüldüğünü belirtiyor. Bugüne dek bilinmeyen 5.300 organizmanın keşfedildiğini kaydeden Grassle, bütün bu bilgilerin Ocean Biogeographic Information System sayfasına (www.iobis.org) kaydedildiğini belirtiyor. YAPAY YAŞAM 19990'lı yılların ortalarında Craig Venter, kendisinin ve ekibinin, merkezi yönetime bağlı bilim adamlarının oluşturduğu ekipten çok daha uzun süre önce insan genomunu çözdüğünü açıklayarak büyük ün kazandı. Ancak Venter bu ekip ile ilişkisini kesmedi. Ancak Venter, insan genomu kadar önemli başka bir konu ile de ilgileniyor. Venter'in kurduğu Synthetic Genomics isimli biyoteknoloji şirketi, sıfırdan genom yaratmaya uğraşıyor. Venter, anılarını topladığı “Life Decoded” isimli kitabında, “Yapay bir yaşam yaratarak yaşamın yazılımını anlamaya çabalıyoruz” diyor. Venter bu planı ilk kez 2002 yılında dünya kamuoyuna duyurdu. Bu tarihten bugüne dek projesinden vazgeçmiş değil. Bu planın ilk aşaması şöyle: Bir mikrobun laboratuvar ortamında yaşayabilmesi için ihtiyacı olan en az sayıdaki geni tespit edilecek. Bilim adamları ikinci aşamada bu minimum miktardaki genomu işlenmemiş hammaddeden sentezleyerek taşıyıcı bir hücrenin içine yerleştirecek. Genom, burada kendi proteinlerini üreterek zaman içinde hücreyi yeni bir yaratığa dönüştürecek. 6 Venter, minimal genomu üretmek için Mycoplasma genitalium adı verilen mikrop üzerinde odaklanıyor. Bu mikrop idrar yollarında enfeksiyona yol açar. Venter ve ekibi bu parazit mikrobun 482 adet geni (insanlarda gen miktarı yaklaşık 18.000) olduğunu tespit ettiler.. Daha sonra bu genleri tek tek analiz ederek mikrobun hayatta kalması için kaç tanesinin gerekli olduğunu araştırdılar. Geçen yıl M.genitalium'un 100 geni olmadan da hayatta kalabildiğini gözlemlediler. Venter “Şimdi kaç geni tek tek yok edebileceğimizi biliyoruz. Ama aynı anda kaç geni ortadan kaldırabileceğimizi henüz bilmiyoruz” diyor. Eğer geride kalan 382 gen yaşamın sürdürülebilmesi için yeterliyse, Venter ve ekibi bunlardan bir genom oluşturarak bir hücrenin içine yerleştirecek. Venter, bugüne dek kimsenin bakteriyel genomu başarıyla nakledemediğinin farkında. Ve bu nakil işleminin başarıyla sonuçlanmama olasılığı çok yüksek. Venter bu konuda görüşlerini şöyle dile getiriyor: “Hücreler genellikle içlerine enjekte edilmiş başka bir hücrenin DNA'sını sevmezler. Ancak geçen haziran ayında ekibim Mycoplasma mycoides'in içinden çıkarttıkları genomu Mycoplasma capricolum mikrobunun içine yerleştirdiler. Bu ikisi akraba olmakla birlikte, farklı bir türdür. Yapılan testlerde alıcı bakteri kendi genomunu kaybederken, donör genomu baskın olmaya başladı. Bu deney, bu alanda bir devrimdir.” İlk sentetik türü birkaç ay içinde elde etmeyi uman Venter, bu çalışmayı yeni bir çeşit genetik mühendislik olarak yorumluyor. Derleyen: Reyhan Oksay Kaynak: Discover, Aralık 2007 Bilişim'07 Değerlendirme Raporu TÜBİTAK'ın ARGE desteği sağladığı projelerde, kendi enstitülerini desteklemesiyle ortaya çıkan haksız rekabet sürmektedir. Ayrıca, üniversite ve sanayi tarafından üretilen projelere TÜBİTAK desteği sağlamakta sorunlar yaşanmakta. CBT 1080/14 30 Kasım 2007 Türkiye Bilişim Teknolojileri (BT) Sektöründe bulunan tarafların ilgisini genel bir değerlendirmeye odaklamak üzere, Türkiye Bilişim Derneği (TBD) tarafından hazırlanan ve siyasi iradeyi kullananlar ile BT Sektörü üzerine politika belirleyici kararları alanlara destekleyici ve yol gösterici olmayı hedefleyen “Bilişim'07 Değerlendirme Raporu” açıklandı. Türkiye'nin önde gelen BT sektör temsilcileri, akademisyenler, bürokratlar ve STK temsilcilerinin biraraya gelerek oluşturduğu Değerlendirme Raporunda, 2007 yılının, tıpkı 2005 ve 2006 yılları gibi, BT Sektöründe beklenen projelerin başlatılmaya çalışıldığı, ancak, çoğu kez hayata geçirmekte sıkıntılar yaşandığı bir yıl olduğu vurgulandı. Telekomünikasyon Sektöründeki serbestleşme sürecinin, 2007 yılı içinde, pazarın ve teknolojinin gerektirdiği aşamaya ulaşmaktan oldukça uzak kaldığı belirtilen Raporda; 2007 yılının değerlendirmesi yapılırken özetle şu başlıklara değinildi: “Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe gi ren 5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun”, içeriği ve getirdiği mekanizmalar açısından ülkemizin Avrupa Birliği'ne katılma süreciyle ve Bilgi Toplumu hedeflerimizle uyumlu değildir. Bu yasa, İnterneti, dünyadaki gelişmelerin bir aracı olarak gören çevrelerin değil, İnternet'ten ürken çevrelerin bakış açısını yansıtmaktadır. 2007 yılında, Bilgi Toplumuna dönüşüm konusunda siyasal sahiplenme ve ilgi sürmüştür. Ancak, bu tutum Türkiye'yi Bilgi Toplumu hedefine yöneltmeye yetmemiştir. Bir başka deyişle, Türkiye rotayı henüz Bilgi Toplumuna yöneltmiş değildir. Serbestleşme sürecinde 2007 yılında alınan mesafe tatmin edici olmaktan çok uzaktır. Telekom sektöründe sadece hizmete dayalı yetersiz seviyede bir rekabet sağlanabilmiş, altyapıya dayalı rekabete ise hiç geçilememiştir. Şehir içi telefon hizmetinin sadece bir işletmeciden alınabildiği, ADSL'de %97 pazar payına sahip bir operatörün bulunduğu ülkemizde tekelin ortadan kalktığını ve serbestleşme sürecinin tamamlandığını söylemek mümkün değildir. EDevlet Kapısı Projesi gecikmeye devam etmiş, beklenen çıktıları vermemiştir. EDevlet Kapısı Projesi'nin Aralık/2006'da hayata geçeceğine dair beyanlar ger çekleşmemiştir. TÜBİTAK'ın ARGE desteği sağladığı projelerde, kendi enstitülerini desteklemesiyle ortaya çıkan haksız rekabet sürmektedir. Ayrıca, üniversite ve sanayi tarafından üretilen projelere TÜBİTAK desteği sağlamakta sorunlar yaşanmaktadır. Teknoparklar Kanunu'nun, üniversiteleri (adeta) modern emlakçi konumundan çıkaracak, gerçekten inovasyona dayalı, küçük kuluçka merkezleri halinde çalışabilecek konuma kavuşturacak bir içerikle güncelleştirilmesi için yapılan eleştiriler de bu süreçte ortadan kalkmamıştır.” Öte yandan, 2007 Değerlendirme Raporunda, yapılması gerekenler de sıralanırken, şunlar kaydedildi: “BT'nin ülke ekonomisine katkısı göz önüne alınarak, ekonominin sayısal dönüşümünde, kamu yönetimi kapsamında ele alınan yatırım, mali politika ve paranın yönetimi ile birlikte 4. ayak olacağı düşünülmelidir. Yeni gelişen BT alanında; hükümetin ticari ve süreçsel düzenlemeler ve vergi indirimi gibi konularda yatırımları desteklemesi beklenmektedir. Ulusal Yazılım, Türkiye'nin 'Öncelikli ve Stratejik' Sektörü İlan edilip sektöre münhasır bir müsteşarlık kurularak Yazılım Üretimi ve İhracatının önünü açacak Ulusal Yazılım Politikaları ve Stratejileri, özel sektörle birlikte acilen belirlenmelidir. Daha fazla vakit kaybetmeden yazılım sektörümüzün gelişimi için cesur adımlar atılmalı ve sektörün gelişimi ile ilgili politikalar, ulusal politikalar içinde yer almalıdır.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle