Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Depremde sismik hareketten önce, elektromanyetik ışınım görünüyor Depremleri öngörme yönündeki çalışmalarda ilginç gelişmeler var. Yer’in iç ışınım kuşağının alt sınırından atmosfere doğru yoğun olarak elektrik yüklü parçacıklar yağıyor. Yoğun parçacık sağanaklarının başlamasından 4 saat sonra depremler oluştu. S ismik kaynaklı elektromanyetik ışınımın, Yer’in iyonküresiyle manyetikküresi arasındaki geçiş bölgesi üzerinde etkisi olduğuna ilişkin bilimsel çalışma raporları var. Son yıllarda uzayda yapılan ölçümler, Yer’in iç ışınım kuşağının alt sınırından atmosfere doğru yoğun olarak yağan elektrik yüklü parçacıkların varlığını gösterdi (bkz. Şekil 1). Bu yoğunluk artışına neden olan etmenin düşük frekanslı sismoelektromanyetik ışınım olduğu savunuluyor. Son yılŞEKİL 2. Yer’in ışınım kuşaklarında tuzaklanmış olan elektrik yüklü parçacıkların üç dönemsel devinimi. İnce mavi çizgi manyetik alan kuvvet çizgisi, kırmızı sarmal eğri de parçacığın yörüngesidir. ARCHIPRIX Türkiye 2006 sonuçları belli oldu. Türkiye'de mimarlık alanındaki en iyi diploma projelerini seçmek üzere Çimsa ana sponsorluğunda düzenlenen "ARCHIPRIX Türkiye 2006" sonuçları belli oldu. ARCHIPRIX Türkiye Mimarlık Öğrencileri Bitirme Projeleri Ulusal Yarışması, Doğan Hasol, Şevki Vanlı, Hülya Yürekli ve Ferhan Yürekli'nin kuruculuğunda, 11. kez gerçekleştirildi. ARCHIPRIX Türkiye Grubu yönetiminde, YapıEndüstri Merkezi ve Şevki Vanlı Mimarlık Vakfı'nca, Çimsa ana sponsorluğunda düzenlenen ARCHIPRIXTürkiye Yarışması'na 17 üniversiteden 74 proje başvurdu. İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencilerinden Zeynep Yapar Perşembe Pazarı’nın Yeniden Yapılandırılması konulu bitirme projesi ile teşvik ödülüne layık görüldü. Zeynep Yapar ödülünü 23 Kasım 2006’da Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampusu Fazıl Say Sahnesi’nde gerçekleşen törenle aldı. Yarışmaya katılan tüm projelerin izlenebileceği sergi de 23 Kasım – 08 Aralık 2006 tarihleri arasında Bahçeşehir Üniversitesi’nde Beşiktaş Kampusu’nda sergilendi larda yapılan bir çalışma (Aleksandrin et al., 2003, Annales Geophysicae 21, 597602) yoğun olarak yağan elektrik yüklü parçacık sağanağının sismik devinimler başlamadan önce görüldüğünü doğruladı. Işınım kuşağında manyetik alan kuvvet çizgilerine tuzaklanmış olan elektrik yüklü parçacıklar sarmal yörüngelerde dolanırlar ve üç tür dönemsel ŞEKİL 1. Yer’in manyetik alan kuvvet çizgilerinde tuzaklanmış devinim yaparlar: 1) manyetik olan bir elektrik yüklü parçacığın meridyen düzlemindeki yörünalan kuvvet çizgileri çevresinde gesi. (1) Deprem bölgesi. Burası, deprem öncesi elektromanyetik ışınımların salındığı bölge; (2) depremin odak bölgesinden çember yörünge; 2) manyetik Yer’in iyonküresine doğru yayılan elektromanyetik ışınım; (3) aynalar arasında zıplama devini sismik elektromanyetik ışınımla ışınım kuşağında tuzaklanmış mi (bu iki dönemsel devinim olan elektrik yüklü parçacıkların iyonküredeki etkileşim bölgesi; parçacığın sarmal yörüngesini (4) Yer’in manyetik alan kuvvet çizgileri; (5) ışınım kuşağında tubelirler) ve 3) Yer’in çevresinde zaklanmış olan parçacıkların sakin dönemdeki yörüngesi; (6) dolanma devinimi (bkz. Şekil ışınım kuşağının sakin dönemdeki alt sınırı; (7) parçacıkların manyetik aynalarının Yer’e yakınlaşması ve (8) yoğun parçacık 2). sağanağı ve kuvvet çizgileri boyunca atmosfere doğru devinim Parçacıkların ikinci dönem (Sgrigna ve ark., J.Atm. & SolarTerr. Phys., 67, 2005, 1448sel devinimleri sırasında manye 1462). tik aynaları giderek Yer’e yakınlaşırsa, sismik devinimler başlamadan önce parçacıkların sağanağının gözlenme olasılığı ve bu parçacıkları gözleyerek yapılan deprem öngörü çalışmalarının önemi artar. Sgrigna ve ark. (J.Atm. & SolarTerr. Phys., 67, 2005, 14481462) büyüklüğü (M 5.0) 5 e eşit ve daha fazla olan kıtasal depremlerle, PETSAMPEX uydusunun algıladığı yoğun parçacık sağanağı arasında zamansal ilişkiyi inceledi. Güney Atlantik Anomali (SAA) bölgesinden giren parçacıkların ve sismik devinim kökenli olmayan kaynaklardan gelen parçacıkların etkisi verilerden arındırıldıktan sonra, ilişkiyi gösteren histogram, yaklaşık 4 saatlik bir fark olduğunu sergiledi (bkz. Şekil 3). 4 SAAT SONRA DEPREM Kısacası, yoğun parçacık sağanaklarının başlamasından 4 saat sonra depremler oluştu. İki olay arasındaki ilişkinin varlığına işaret eden, istatistik açıdan en güŞEKİL 3.. Depremle yoğun parçacık sağanağı arasın venilir ve önemli veriler yüksek daki zaman ilişkisini gösteren histogram. DT=4h enerjilere sahip (E 4 MeV) ve zamanındaki büyük çıkıntı, parçacık sağanağının dep tınıs açıları (pitch angle) yitik remden 4 saat önce gerçekleştiğini, dolayısıyla deprem konisine (loss cone) yakın öncesi doğaya sahip olduğunu gösteriyor (Sgrigna ve elektronlardan gelen veriler olark., J.Atm. & SolarTerr. Phys., 67, 2005, 14481462). muştur. Çalışma sonuçları hem uzaydan hem de Yer konuşlu algaçlardan elde edilen verilerin birlikte değerlendirilmesinin önemini de açığa çıkardı. Yazarlar, nedensellik ilkesi temelinde açıklanmadıkça bu ilişkinin bir anlamı olmadığını, üzerinde çalışılan konunun ardındaki fiziksel süreçleri anlayabilmek için toplanan verilerin daha derinlemesine ve dikkatli çözümlenmesi gerektiğini savunuyor. CBT 1034 / 17 12 Ocak 2007