Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP Beyinbeden ilişkisinde yeni bir koordinat sistemi arayışı Sisli kartezyen sistem: Descartes’tan sonra beyinbeden ilişkisinde yeni bir koordinat sistemi arayışı... Erol Başar ve Bahar Güntekin, İstanbul Kültür Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi u yazıda sunduğumuz yeni bir kartezyen sistemin geliştirilmesine yönelik öneri, ilk olarak 2005 sonbaharında Meksika’da ve arkasından Bremen Üniversitesi’nde sunuldu. Daha gelişmiş şekli Mayıs 2006’da İstanbul Kültür Üniversitesi’nin uluslararası bir sempozyumunda ve İstanbul Üniversitesinde anlatıldı ve çok önemli yapıcı tartışmaları tetikledi. İstanbul‘da IOP "Olympics of the Brain" adlı dünya kongresindeki Kongre Başkanının açılış konuşması olarak sunuldu ve yön verici bir çok etkileşimlere yol açtı. Bunlardan en önemlisi de genç katılımcıların yanı sıra nörobilimin René Descartes Newton’un rijit referans sistemi Einstein’in hareketli referans sistemi B Newton’un güzergâhı Heisenberg’in rijit olmayan olasılıklar güzergâhı Şekil 2 önemli ustalarından J. Fuster’in çok etkileyici önerileri oldu. Hücre seviyesi araştırmalarında M. Segal ve Bilinçaltırüya konularında Marks Solms çok yapıcı önerilerde bulundular. Takriben 40 yıllık bir düşünsel ve deneysel çabanın ürünü olan bu sistemin ortaya atılması ve gelişmesinin en önemli faktörlerinden biri 2005 yazından beri Erol Başar ile Bahar Güntekin’in uzun bir kaynak arayışı sürecinde bu yeni düzeni sağlam bir raya oturtmak üzere ortak çalışmaları oldu (2006). 1) RÖNESANS FİLOZOFLARINDA VE YİRMİNCİ YÜZYILDA STRATEJİ ARAYIŞLARI Rönesans’ın öncü düşünürlerinden René Descartes kendi ismi ile anılan Kartezyen Sistem’i ve bu Kartezyen sistemini kullanarak analitik geometriyi geliştirdi. Bu deha eseri atılımın arkasından, Newton, Leibniz, ve Maxwell gibi büyük bilim adamları deterministik fiziği ve büyük buluşların ortaya çıkmasına öncülük ettiler. Bunun dışında üstün teknik yapıtların ortaya çıkması için önemli yeni kuramlar geliştirdiler. 19’uncu yüzyılın sonlarında Ludwig Boltzman’ın istatistik mekaniği termodinamik kurallarına yeni bir görüş açısı getirdi. Ayrıca Lorenz’in hareket eden Kartezyen sistemlerini düşünmeye başlaması 20’nci yüzyı lın başında fizikte inanılmaz derecede büyük gelişmelere yol açtı. 1905 yılında Albert Einstein’ın izafiyet teorisini geliştirmesi, 1920’lerde Bohr, Heisenberg ve Dirac gibi fizikçilerin spektral analizleri inceleyerek kuantum fiziğini geliştirmeleri 20’nci yüzyılın teknolojisinde çok büyük yenilikleri sağladı. Gene 19’uncu asrın sonlarında Charles Darwin evrim konusunda geliştirdiği kuram, William James, Köhler, Wund gibi psikologların yeni yaklaşımları ortaya çıktı. Ramon Cajal nöron doktrinini geliştirdi, Hans Berger ilk olarak elektroenkelofgram adını verdiği beyin elektriksel salınımlarını ölçtü. 1950’lerde Donald Hebb ve J.Von Hayek gibi BÖLGE FREKANS araştırıcılar dinamik yeni görüş açıları ARAŞTIRICI Gebber ve ark. (1995) Farklı sempatik sinirler 10 Hz getirmeye çalıştılar. Bütün bu gelişmelerin arasında gene 20’inci yüzyılın baş Başar ve Weiss (1981) Kan akışının otosalınımları 0.01, 0.040.05 ve 0.1Hz larında ünlü Fransız düşünürü Henri Kan damarları Bergson adlı bir Fransız düşünürü moperistaltic organlar Lenf nodları dern çağın etkilerini biyoloji, psikoloji, Beyin 0.01, 0.05, 47, 10, 20, 40 Hz bellek ve düşünce sistemleri konusun Aladjalova (1957) Ruskin ve ark. (1999) da irdelemeye çalıştı. Ancak, biyolojik bilimlerde de, fi Başar (1980) Allers ve ark.(2002) Subtalamik çekirdek 47 Hz ziksel bilimlerde olduğu gibi büyük ennöronlarıve globus pallidus tegrasyonlar ortaya çıkamadı. Dar kap TABLO 1 samlı önemli gelişmeler fizikteki dev dır. Bu beyin beden frekans ayarının bir özeti Tablo adımlara benzeyen bir yaklaşım biyolojik bilimlerin en 1’de görülmektedir. zirvesinde bulunan beyin araştırma konusuna yeni bir Bu adımların incelenmesinden sonra beyinbeden sistem getiremedi. Hatta, 1920’lerde olduğu gibi Koilişkisinde Galieo’nun ve Einstein’in açtığı yollarda penhag ekolü ile Einstein ekolü arasında çarpışmaya senkroni ile çalışan bir beyinbeden ilişkisi kesin olabenzer gelişimler de olmadı. Fiziksel bilimlerde Galirak ortaya çıkmaktadır. Ancak yeni bir kartezyen sisleo’nun sarkaçların incelenmesiyle birlikte getirdiği temin kurulması gündeme geldiğinde bu kartezyen sisprensiplerin sonradan Einstein tarafından saatlerin temin kuantum teorisi ile ortaya çıkan probabilistik senkronizayonu, quantum teorisinde atomal salınımkartezyen sistemden daha da karmaşık olduğu kolayca lar, nörobilimlerde aynı şekilde ortaya çıkamadı. görülebilmektedir. Dolayısıyla bu yeni Kartezyen sistemine (üçüncü Kartezyen sistemi) Hiperpropabilistik 2 YENİ SİSTEME DOĞRU Kartezyen Sistemi olarak önerdik. Beyin beden ilişkiAcaba bu eksiklik beyin, beden, zihin ilişkisinde lerindeki olaylar bu Kartezyen sisteminde ancak olası nasıl giderilebilir, bu bilim dallarının daha evrensel olarak açıklanabilecektir. Çünkü bu sistemin içindeki olarak işlenebilmesi için yeni bir kartezyen sistemi genedensellikler çoklu nedenselliktir (Multiplicity). liştirilebilir mi? Bu soruya cevap ararken ilk önce Bu noktaya kadar karmaşıklık (complexity) çok 1920’lerde gelişen fizik teorilerini bir deterministik yüksek olmasına rağmen beynin bir dizi çok daha güç Kartezyen sisteminden (ki biz buna Descartes’ın Kartahmin edilebilir davranış ve çalışma örüntülerini ilatezyen sistemi veya birinci Kartezyen sistemi diyoruz) ve etmedik. "Sezgi", "Rüya Görme", "Bilinç altı bir başka Kartezyen sistemine geçişi anlamak gerekli. problem çözme", S. Freud ve G. Jung gibi araştırıcıHeisenberg’in belirsizlik prensibinin uygulanması ların anlatmaya çalıştığı bütün bilinçaltı mekanizmaile ortaya çıkan Kartezyen sistemine biz ikinci veya "probabilistik Kartezyen sistemi" olarak yorumluyoruz. Şekil 3 Bu Kartezyen sisteminde atomal seviyedeki parçacıkların bulundukları yer ve hareketleri ancak olasılık kuralları ile saptanabilir. Einstein’ın fiziğinde ise hareketBiyokimyasal li ve göreceli Kartezyen sistemleri vardır. Bu sistemler yolaklar Asetilkolin şekil 2’de şematik olarak gösterilmektedir. GABA Serotonin Yeni bir araştırmalar dizisinde Erol Başar ve Bahar Dopamine Güntekin (International Journal of Psychophysiology, baskıda) beyin beden ilişkisini şematik olarak şekil 3’te bir öneri olarak açıklamaya çalışmışlardır. Beyin beden ilişkilerinde hem kraniyel sinirler hem de hormonal yollar ile karşılıklı etkileşimler vardır. Descartes’in Üç Boyutlu Kartezyen sisteminden Beyin Beden Ayrıca, beden işlevleri sırasında organlar arasındaProbabilistik HiperMekân Sistemine geçiş. ki sinirsel, mekanik ve tüm kimyasal alt sistemlerin olası düzenle (probabilistik) çalıştığı açıkça ortaya konmuştur. Bu olasılık nedenleri şunlardır: Bu sistemlerin arasında ne gibi dinamik bir uyum olduğunu incelemek için Galileo’nun sarkaç prensiplerine dönüyoruz ve diğer taraftan Albert Einstein’ın önemli felsefe sorularını tekrarlamaya çalışıyoruz. "Saat nedir?". Saatlerin arasındaki uyumluluk veya senkronizasyon ne ifade eder?" 1970’li yıllarda Hacettepe Üniversitesi’nde başlatmış olduğumuz, Lübeck ve Dokuz Eylül Üniversitelerinde devam eden bir araştırma zinciri ile beyin salınımlarının ve vejetatif sistem salınımlarının büyük bir frekans ayarı (frequency tuning) içinde çalıştığını özgün ölçülere dayanarak yayınlamıştık. Beyin araştırmaları literatüründe ve vejetatif sistemde bu araştırmalar uluslararası yeni yayınlarda da kanıtlanmakta CBT1034/20 12 Ocak 2007