Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu saniyede 27 salınım hata marjı söz konusuydu. Oysa Ye’nin hata marjı saniyede 1.8 salınımdı. Ye’ye göre sezyum saatlerinin modası çok kısa bir süre sonra geçecek. TanolTurkoğlu@Gmail.com Sanal gerçeklik öteki çok başka şey için var olacak. Ancak bunun yan etkilerinden turizm de etkilenecek. MR TOMOGRAFİ İLE GÜVENLİ KALP MÜDAHALELERİ Bundan böyle kardiyak aritmileri daha hızlı ve daha güvenli bir şekilde tedavi edilecek. "Pictures of the Future" isimli bilimsel araştırma dergisi, Siemens ve Johns Hopkins Tıp Enstitüsü’nin birlikte geliştirdiği bir yöntemde kateterizasyon sırasında manyetik rezonans tomografisi (MRT) ile görüntü alınabildiğini bildiriyor. Bu yaklaşım sayesinde daha önce altı saate kadar süren müdahale bir iki saate kadar iniyor. Dünyada milyonlarca aritmi hastasının olduğu düşünüldüğünde bu çok önemli bir gelişme. Aritmiler ilaçla tedavi edilebilmesine karşın, kesin tedavisi için kalbe kadar sokulan bir kateter yardımı ile bu bozukluğa yol açan doku ortadan kaldırılıyor. Kateter uygulaması çok karmaşık ve riskli olduğu için bu müdahaleye nadiren başvuruluyor. Uygulama esnasında düzenli aralıklarla alınan Xışını görüntüleri, kateterin konumunun belirlenmesini sağlıyor. Bu da, sürekli görüntü olanağı olmadığı için operatörün daha çok deneyimlerine güvenmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla risk katsayısı büyüyor. MRT kullanıldığı zaman ise kardiyolog, gerçek zamanda, üç boyutlu ayrıntılı görüntü olanağına kavuşuyor. Johns Hopkins Üniversitesi uzmanları, ayrıca kateterin daha iyi görülmesini sağlamak için manyetik olmayan metalden yapılmış özel bir kateter ucu kullanıyor. Siemens’in geliştirdiği kullanıcı arayüzü de doktorların yoğun eğitime ihtiyaç duymadan kateter uygulamasını güvenli bir şekilde yapmasını sağlıyor. İnternet de Turizmi Öldürür mü? Turizm her sene ölüp, bir sonraki sene yeniden dirilen garip bir yaratık. Ülkemizde yıllardır, illa ki bir şey(ler) turizmin o yıl kötü geçmesine neden olur. Şimdiye dek gördüğüm kadarıyla hemen her şey turizmi öldürmeye neden oldu, ama sektörün kendisi bu listede hiç yer almadı. Neyse bu yazının amacı turizm sektörünün ne yapmadığı değil daha ziyade internetin gelecekte turizmin başına ne çoraplar örebileceğiyle ilgili. Lafı uzatmadan tezimi öne süreyim: Sanal gerçeklik denilen olgu "piyasaya düştüğünde" turizm de farklı bir boyuta geçmek zorunda kalacak; çünkü sanal gerçeklik sayesinde pek çok insan binlerce kilometre uzaklıktaki yerleri görmek için evlerinden bile dışarı çıkmak zorunda kalmayacaklar. Diyeceksiniz ki bugün de resimlerine bakarak bunu yapabilir; turizmi baltalaması bunun neresinde? Şurasında: Sanal gerçeklik derken kastettiğim, Matrix filmlerinde gördüğümüz türden bir "orada olma" hissi yaratacağıdır. Nasıl ki Nebukadnezar adlı geminin güvertesinde enselerine bir şey sokulmuş şekilde koltukta yarı baygın yatan vücutların sahipleri, Matrix’in içine girip her şeyi yapabiliyordu; evindeki koltuğa oturup, trans haline geçen birisi de diyelim ki saatlerce Louvre Müzesi’nin geniş koridorlarında gezebilecek. Doğrusu bu hemen yarın olacak bir şey değil. Sanal gerçeklik öteki çok başka şey için var olacak. Ancak bunun yan etkilerinden turizm de etkilenecek. Bu tıpkı, günümüzde tıbbın, kalp hastalığı, kanser gibi ciddi hastalıklar karşısındaki acizliğini gelecekte nasıl aşabileceği düşüncesine benziyor: Bugün örneğin kanserle mücadele temelde kanserli hücrelerin olduğu bölgedeki hücreleri yok etmeye dayanıyor. Yanında sağlıklı hücreler de ölüyor ama en azından kanserli bölge temizlenmiş oluyor. Oysa vücuda verilecek bir "ilaç", doğrudan kanserli hücreleri ortadan kaldırsa, hatta daha hayırlısı hücreyi ortadan kaldırmak yerine onun içindeki kanser faktörünü yok etse ve hücreyi sağlığına kavuştursa, nasıl olurdu? G.Amerika’daki eski uygarlıklar çok ilginizi çekiyor olabilir, ama oraya gidecek ne maddi imkânınız ne o kadar uzun uçak yolculuğuna katlanabilecek durumunuz var diyelim. Oraları dünya gözüyle gidip görme imkânınız yok. Oysa sanal gerçeklik bu imkânsızlıkları ortadan kaldırabilecek. Bunun ilksel örneklerini günümüzde basit formlarda görmeye başladık. Mesela bir mekanın 360 derece fotoğrafını gösteren web siteleri söz konusu. Bir mekânın tam orta yerinde durduğunuzu varsayın, kendi çevrenizde dönerek o mekânın her yanını görebilirsiniz, Bu kategoride değerlendirilebilecek bir başka imkân, yeni çıkan bir oyun konsolu. TV kumandası şeklindeki WII adlı bu cihaz sayesinde örneğin TV’nizin karşısına geçip golf ya da tenis oynayabileceksiniz. Büyük ekran bir TV’niz varsa, diyelim ki tenis oynarken rakibiniz TV’de size karşı oynayacak. Sizin elinizde tenis raketi gibi tutacağınız bu cihaz tüm hareketlerinizi tenis sahasında tenis oynarmış gibi yorumlayarak bilgisayara aktarmakta. TV’de gördüğünüz rakibiniz de size cevap vermekte. Sizin de aklınıza Blow Up/Büyüdükçe filmi geldi değil mi? Tabii bu cihazın hemen olası bir sorunu da keşfedilmiş. ABD’de cihazı ilk kullananlardan bir acemi, oyun sırasında cihazı elinden kaçırmış ve cihaz gidip karşısındaki TV ekranını çatlatmış. Bu tür iş kazaları olur. Hangimiz halı sahaların olmadığı güzel çocukluk günlerimizde mahalle aralarında topun peşinde koştururken komşu teyzenin camını kırmadık bir vuruşla? KESİLEN SAÇLARDAN ÜRETİLEN SANDALYELER Londralı berberler her yıl 10.400 ton ağırlığında insan saçını çöpe atmak zorunda kalıyorlar. Bu da çevre için önemli bir sorun oluşturuyor. London South Bank Üniversitesi’nden Ronald Thompson bu saçlardan yararlanmanın bir yolunu bulmuş. Thompson atık saçlardan sandalye üretiyor. Saçları polimer reçine ile karıştıran Thompson, sandalye olabilecek sağlamlıkta bir kompozit malzeme geliştirmiş. Bu sandalyeleri www.piliusxdesign.com sitesinde görebilirsiniz. UZAKTAN RESİM ÇEKME KOLAYLIĞI SLR kameraların pek çoğunda görüntüyü uygun bir şekilde çerçeve içine almak için gözünüzü vizöre dayamak zorunda kalırsınız. Zigview S2 adı verilen bu küçük video sensörü, dijital veya film kameranızın vizörüne iliştirdiğiniz zaman 12 metre öteden kullanabileceğiniz 2.5 inç’lik bir LCD ekrana sahip oluyorsunuz. Fiyatı 500 dolar. Bilgi için: www.argraph.com Hazırlayan: Reyhan Oksay CBT 1034/19 12 Ocak 2007