01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Nanoteknoloji ile üretilmiş yapay elmas Nanoteknoloji kullanarak geliştirdiği yapay elmas özelliği taşıyan buluşuyla teknolojinin Oscar’ı sayılan R&D100 ödülünü üçüncü kez kazanan Prof. Dr. Ali Erdemir’in geliştirdiği nano özellikli karbon elmas tabakada sürtünme katsayısı çok düşük: bunun yanında ısıya dayanıklılığı ise son derece yüksek. Her iki özellik de beklentileri karşılayacak kadar güzel bir başlangıç. Prof. Dr. Ali Erdemir Sayısız cihazda kullanılabileceği belirtilen karbon teknolojisi ile karbon gazların büyüklüğü 510 nanometre boyutuna kadar indirilebiliyor. 1977 yılında İTÜ Metalürji bölümünden mezun olan ve 1987 yılından beri de ABD‘de Chicago kenti yakınlarında bulunan Argon laboratuvarında araştırmalarını sürdüren Prof. Erdemir, geliştirdiği maddenin, suni bir elmas gibi düşünülebileceği ve aynen gerçek elmasın özelliğine sahip olduğunu kaydediyor. Geliştirilen bu teknik ile kesici ve delici aletlerin uçları ısıya çok dayanıklı bir hale getirilebilecek. Diğer yandan uzay araçlarında kullanılan birçok cihazda uzun ömürlü olabilecek. sü’den Otto Wolfbeis ve meslektaşlarının geliştirdiği sensor aynı zamanda yiyecek ve içecek sanayinde de kullanılabilecek. Bu sensör sayesinde fermantasyon ve fotosentez ile ilgili bitki faaliyetlerinin izlediği yol daha iyi anlaşılacak. alan içine geniş bir kütüphane sığdırılabilir. Sudan altın ve gümüş elde etmek Karboksilfonksiyonlu karbon nanotüpleri ile oda sıcaklığındaki sudan gümüş kristalleri elde edilebilir. Üstelik bu teknikte herhangi bir elektrokimyasal indirgeme, mikro dalga, radyasyon gibi araçlara başvurulmuyor. Çinli ve İngiliz bilim adamları, ortak geliştirdikleri basit bir nanokarbon yöntemi ile Ag/CNT nanohibritleri üretmeyi başardılar. Bu sürecin sonucunda üretilen nanomalzeme kataliz ve kimyasal biyolojide kullanılabilecek. Hatta bu nanokarbon yöntemi atıklardan gümüş ve altın elde edilmesi olanağına da yol açabilecek. Bu işlemde hammadde olarak yalnızca gümüş nitrat ve CNT’den yararlanılıyor. Hava kirliliğini azaltan cihaz Pekin’de Yuantong Corporation Ltd isimli şirket, 15 yıllık bir çalışma sonucu ESP nanoyakıt teknolojisi geliştirdi . Bu teknoloji otomobillere monte edildiği zaman hava kirliliğini yüzde 50 azaltan, motorun gücünü yüzde 10 ile 30 oranında yükselten, motor sesini minimuma indiren bir cihazın geliştirilmesini sağladı. Cihaz, sonuçta yüzde 20 oranında yakıt tasarrufu sağlıyor. Teknoloji Çin Bilimler Akademisi Akışkanlar Mekaniği Enstitüsü tarafından test edildi ve cihazın ticari olarak üretilmesine onay verildi. Denizlerden ucuz içme suyu Karbon nanotüp bazlı filtreler, tuzlu sudan içme suyu elde etme işleminin maliyetini dramatik bir şekilde düşürüyor. Bu teknoloji, içme suyu sıkıntısı çekilen bölgelerde çok büyük fayda sağlayacak. Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarları’nda geliştirilen yeni zarfiltreler, bugün kullanılan tersosmoz yöntemine göre tuzdan arındırma maliyetini yüzde 75 oranında düşürecek. Molekülleri boyutlarına ve elektrostatik kuvvetlerine göre ayıran zarlar, aynı zamanda çeşitli gazları ayırıyor. Bu şekilde enerji santralarının çıkarttığı karbon dioksiti de atmosfere karışmadan yakalayabilecek. Bilim adamlarının kullandığı karbon nonatüpleri o kadar dar ki, çapından yalnızca 7 su molekülü geçebiliyor. Böylece molekülleri ayırma işlemini başarıyla yürütebiliyor. Reyhan Oksay Nanoparçacıklar üzerine bilgi kaydı Leicester Üniversitesi’nden bilim adamları Nanospin adını verdikleri proje ile nano parçacıkların kendi başlarına işlev kazanmasını sağlamaya çalışıyor. Böylece nano parçacıkların her biri bir cihaz gibi çalışabilecek. Buna basit bir örnek, mıknatıslaşmasının yönü tanımlandığı zaman üzerinde bilgi depolayabilen manyetik nano parçalardır. Modern bilgisayar disklerinin bilgi depolama kapasitesi ne kadar büyük olursa olsun, tek bir nano parçacık üzerine veri kaydetme olanağı gerçekleştiği anda depolama kapasitesi 100 misline çıkabilir. Başka bir deyişle böyle bir nano parçacıktan oluşan bir ortama 2 milyon kitap veya bir posta pili büyüklüğünde bir Nanotüpleri cinslerine göre ayırmak Karbon nanotüpleri boyutlarına ve elektriksel özelliklerine göre ayırmayı kolaylaştıran bir yöntem, nanotüplerin nanoelektronik ve tekstilde kullanılmasını kolaylaştıracak. Bugünün üretim teknikleri ile üretilen nanotüpler, çap, iletkenlik ve uzunluk açısından farklılık gösterir. Ancak Houston’daki Rice Üniversitesi’nden bir bilim ekibi, biyolojik hücreleri ayırmak için tasarlanmış bir cihaza nanotüpleri ayırt edebilme özelliği kazandırdı. Bu cihaz, altın elektrotlarla kaplı bir odacık içeriyor. Elektrik akımı üreten bu odacık, elektriksel özellikleri ve boyutları açısından farklılık gösteren nanotüplere dielektrik uyguluyor. Nanotüpler eriyik içindeki odacıktan pompalandığı zaman elektriği iyi bir şekilde ileten nanotüpler odacığın duvarlarına yapışıyor. Geriye kalanlar, çaplarına göre dışarı çıkıyor ve demetler haline getiriliyor. KARBON NANOTÜPLER 1991 yılında araştırmacı Sumio Iijima tarafından keşfedilen karbon nanotüp, bir tüp biçiminde dizili karbon atomlarının oluşturduğu birkaç atom çapında bir boru ve çelikten 10 kat daha dayanıklıdır. Bu kıllardan oluşan transistörün (Carbon Nanotube Transistor CNT) akım taşıma kapasitesi, son açıklanan deneye göre, en üstün silikon transistörün iki kat üzerindedir. Üstelik akımı açıp kapama kapısı aynı silikondaki gibi 1 Volt gerilim ile yetinebiliyor. Silikon alternatifi yongalar için quantum ya da optik teknikler de yoğun olarak araştırma altındadır, ancak bunların hiçbiri pratik ürünlerde kullanıma geçmeye CNT'ler kadar yakın değildir. Hidrojen, gaz veya sıvı olarak saf halde uygun çelik tanklarda depolanabileceği gibi, fiziksel olarak karbon nanotüplerde de depolanabilir. Karbon, özellikle yüksek oranda gözenekli çok küçük parçalar haline getirilebilmesi ve karbon atomları ve gaz molekülleri arasında oluşan çekim kuvveti nedeniyle gaz depolamaya en elverişli maddelerden biridir. Karbon nanotüpler, grafit tabakaların tüp şekline dönüşmüş halidir. Çapları birkaç nanometre veya 1020 nanometre, boyları ise mikron seviyesindedir. Elastiklik modülleri çelikten 5 kat daha fazladır. Tek cidarlı nanotüpler %14, çok cidarlılar %7.7, içlerine alkali elementler yerleştirilenler ise %20 ağırlık oranına kadar hidrojen depolayabilirler. 20 bar basınç altında yapılan deneylerde, bu oran %70’e kadar çıkarılır. Nanotüpleri en büyük dezavantajı maliyetlerinin oldukça yüksek olmasıdır. Eğer gelecekte ucuz üretim yöntemleri gelişirse, yaygın olarak kullanılabilecek hale gelebilirler. CBT 1010/10 28 Temmuz 2006 Bitki fotosentezine yakın takip Advanced Materials isimli bilim dergisinde yer alan bir makaleye göre yeni bir tip kimyasal sensör bitkilerin nasıl soluk aldığını ve fotosentezi nasıl yaptığına açıklık getirecek. Almanya’daki Regensburg Üniversitesi Analitik Kimya Enstitü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle