Katalog

Kısa Haberler Uygulamalı deprem eğitimi Fransız Lisesi Saint Joseph’in "dayanışmaçevrefrankofoni haftası"nda, Fransa’dan deprem simülatörü ile eğtiim verildi.. eçen hafta kutlanan haftaya, Fransız itfaiyecilerin özel bir ekibi, dep rem simülatörü ile katıldı ve Saint Joseph, Pierre Loti Lisesi ve Küçük Prens ortaokulun DÜNYADA İLKİ BİR TÜRK ŞİRKETİ GERÇEKLEŞTİRDİ G İlk topraklama kayıt ve ölçüm cihazı üretildi G eleceğin teknolojileri üzerine çalışmalar yapan Anel Grup şirketlerinden Aneltech, ERL20 adını verdiği "topraklama ölçüm kayıt ve uyarı cihazı" ile dünyada da bir ilki gerçekleştirdi. Telekom sektöründe yerli ve yabancı birçok kuruluşa altyapı desteği sunan ve bunun yanında üretim, servis, kalibrasyon, bakımonarım, mühendisliktasarım, danışmanlık, destek hizmetlerini ve telekomünikasyon sektörünün ihtiyacını karşılamak üzere faaliyetini sürdüren Aneltech, bir süredir üzerinde çalıştığı yeni ürününü pazara sunuyor. Ürünün proje ve tasarımını kendi mühendis ve teknik kadrosuyla oluşturan, üretimini de tesislerinde gerçekleştiren Aneltech, ERL20 topraklama ölçüm kayıt ve uyarı cihazını, topraklama sistem direncini uzaktan kontrol edebilmek için tasarladı. Halen kullanılmakta olan topraklama direnç ölçüm işlemlerinin, birçok zorluklarını ortadan kaldırma özelliğiyle dikkat çeken ERL20, ölçüm kontrolü için ilgili noktaya gidilmesine gerek bırakmadan gerçekleştirerek, zaman ve işçilik maliyetlerini ortadan kaldırıyor. Yeni cihaz sayesinde, otomatik ölçümler hafızaya aktarılabiliyor, tehlikeli durumlarda uyarı alınabiliyor ve anlık veri ve ölçümler de dan öğrenciler uygulamalı deprem dersi altılar! Fransız itfaiyeciler arasında oluşan ve dünyanın ler yerine kurtarma çalışmalarına giden özel bir ekip, Cezayir Fransa ve Kocaeli depremlerinin benzetildiği bir deprem –sarsıntı masası geliştirdiler ve bu portatif aygıtı İstanbul’a getirerek eğitim verdiler. Ekip, Fransadaki itfaiyeciler arasından gönüllü olarak kuruldu. Bu birlik dünyanın neresinde büyük bir doğa felaketi olursa gönüllü olarak gidiyorlar. 2004 yılında kurulan ekibin lideri, dernek kurucusu ve başkanı Philippe Besson, türkiye’deki depremlerde görev alan bir gönüllü kurtarıcı. Besson 1992 Erzincan depremine gelmiş ve hayat kurtardı. 1999’da yaşadığımız Kocaeli ve Düzce depremlerinin her ikisine gelerek çalıştı. Ayrıca 1999’dan beri de İzmit ile bağlantılarını sürdürdü.. Arkadaşlarıyla 8 kez İzmit’e giden oradaki itfaiyecileri arama kurtarma konusunda gönüllü olarak eğiten Besson, İzmitte ayrıca yetim çocukların katıldığı çocuklar için itfaiyeci okulu açtı. 1114 yaş arası çocukları için hafta sonu eğitim veriyor. Geçen haftaki eğitimde kullanılan simülatörde, Fransa’da olan 5,4, Cezayir’de olan 6,8 ve Kocaelinde olan 7.4 büyüklüğündeki depremleri kullandılar. Bu arada depremi ve deprem dalgalarını anlattılar. 4 saatlik bir çalışma ile deneylere katılan çocuklar çok memnun kaldıklarını, evlerine gidince, deprem öncesi, sırası ve sonrasına göre hazırlık yaptıklarını anlattılar. gerçekleştiriliyor. Cihaz ATR modülü ile birlikte kullanıldığında ise, TCP/IP protokolü ile ölçümler, alarm durumları uzaktan izlenip, bilgisayar ortamında kaydedilebiliyor. ERL20’nin topraklama düzensizliğinden etkilenip bozulabilecek her türlü elektronik alete takılabileceğini belirten Aneltech Üretim Süreçleri Yöneticisi Yalçın Yazıcı, cihazın özellikle, baz istasyonları, hastaneler, medikal cihazlar, benzin istasyonlarındaki pompa ve depolar, askeri teçhizatlar, radyo ve tv vericileri, mühimmat depoları, trafolar, banka ve bankamatikler, iş merkezleri, paratonerlerde gibi birçok yerde kullanılabileceğini vurguladı. DörtKöşe Acaba? DörtKöşe miş tilkilerin, insanlardan yiyecek kabul etme veya gizlenmiş yiyecekleri bulma konusunda köpek yavruları kadar becerikli oldukları görülmüş. Sonuçta, insanlar kurtları evcilleştirmeye kalkıştıkları zaman, kısa yoldan en uysal, komutlara en kolay boyun eğen kurtları tercih etmiş olabilirlermiş. Bu kurtlar insanlardan korkmamaya başladıkları zaman, emirlere boyun eğme yönündeki doğal yetenekleri su yüzüne çıkarak bugünkü modern köpeklerin evrimleşmesine yol açmış olabilirlermiş. Böylece bugünkü modern köpekler de şehir sokaklarında dövülerek veya çöplüklerde zehirlenerek ölme yolunu kendiliklerinden seçmiş oluyorlar. Uzmanların eğittiği kurtlar, örneğin, kolu uzatarak gösterilen yönde istenileni yapmayı, uzun uğraşlardan sonra öğrenmelerine karşın uysal bir tilki bunu kendiliğinden yapabilirmiş. Yani tilkiler elkol hareketlerini anlamakta kurtlardan daha beceriklilermiş. Aynı gün, aynı gazetede ilahiyat pirefesörü H. A.’nın ''yol vermeme'' nedeniyle çıkan tartışmada, kendisine sopa ile saldıran taksiciyi bıçakla yaraladığı haberi gözümden kaçmış. Bugün farkına vardım. Olay meğer, bir ülkenin bir başkentinde, evlerin eskiden bahçeli olduğu bir semtinde meydana gelmiş. Taksi sürücüsü F. K. ile otomobiliyle seyreden Piref. H. A. yol alma ama vermeme nedeniyle tartışınca, taksisinde bulundurduğu sopayla Piref. H. A. darmadağan eden taksiciyi, Piref. H. A. da hep yanında taşıdığı bıçakla hafif yaralamış. Taksici yoldan geçen bir taksiyle adı haberde geçmeyen bir hastaneye kaldırılırken olayın ardından şoka giren Piref. H. A. da bir cankurtaranla Gazi Üniversitesi Hastanesi'ne götürülmüş. *** Okurlarım gibi ben de çok merak etmeye başladım birden, acaba piref. H. A. nasıldır şimdi? Ya taksi sürücüsü F.K. ne yapıyordur şu anda? Bu ikisi bir gün, mesela bugün, bir kavşakta karşılaşsalar ve birbirlerine elkol işaretleri yapsalar; onları da bir uysal tilki ile evcil köpek izlese acaba ne düşünürlerdi? Yani hayvanlar ne düşünürdü, onu çok merak ediyorum… Piref H. Ökkeş DörtKöşe 993/18 1 Nisan 2006 DörtKöşe Geçen yıl bir gün, yani tam tarihle M.S. 2005 yılının 26 Şubat günü bir gazetenin bir ekine dalmış okuma numarası yaparken, kulağıma, sokaktan acıyla haykıran bir köpek havlaması geldi. Hep, ‘hep bana rabbena,’ ‘ben var.. ya ben..’ ve ‘ayna ayna var mı benden daha cins bilimcisi?’ türünden yazılar yazıp duran bir köşe yazarının sıkıcı ve bunaltıcı yazısını bırakıp pencereden baktığımda, adamın birinin bastonuyla bir sokak köpeğini kovaladığına şahit oldum. Elim gayrı ihtiyari pencere önündeki saksıya gitti. Sıkıca kavrayıp sokağa, adamın kafasına değil, birkaç metre arkasına fırlattım. Adam, nerden geldiğini anlamadığı bir saldırıyla karşı karşıya kaldığını anlayınca can havliyle ve bağıra çağıra kaçmaya çalıştı. Ben de ‘itoğluit’ diye mırıldanarak okumayı yarım bıraktığım yazıya geri dönmek amacıyla geri dönüp koltuğuma oturdum. O boş, daha doğrusu başıboş, köşe yazısını boşverip New Scientist’ten tercüme bir başka habere atladım. Meğer tilki dediğimiz hayvan kurttan daha kolay "köpekleşebilir", köpek yerine –varsa eğer insanın en iyi dostu olabilirmiş. Çünkü yapılan bir araştırma, tilkinin de kolayca ehlileştirilebildiğini ve insanlarla anlaşabildiğini ortaya çıkartmış. Ehlileştiril