01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ZümrüttenAkisler A.M. Celal Şengör Bir saniyede yıllanmış şarap Şarabın yıllanmasını bekleyecek kadar sabırlı olmayan Japon bilim adamı Hiroshi Tanaka, taze şarabı birkaç saniyede içinde "yıllandıran" bir yöntem keşfetti. Şarap özellikle meşe fıçıların içinde yıllandıkça güzelleşir. Meraklılar, yıllanmış şarabın keyfini çıkarmak için özel şişelerde mahzende yıllarca bekletirler. Bu kadar sabırlı olmayan Hiroshi Tanaka şimdi taze şarabı birkaç saniye içinde yıllandıran bir makine geliştirdi. Doğal olgunlaşma sürecinde şarabın tadı alkol ve su molekülü gruplarının birleşmesiyle oluşmakta. Bu sürecin tam olarak ne şekilde işlediği bilimde henüz tartışmalı ise de Tanaka, elektroliz yöntemiyle, su molekülü gruplarını birkaç saniye içinde kırarak alkolle birleşecek duruma getirdiğini söylüyor. Tanaka’ya göre diğer alkol türleri de aynı yöntemle işlenebilmekte. Elektrolizle işlenen şarap kolay kolay okside olmadığı ve (hemen hemen her şaraba katılan) yapay anti oksidasyon maddeleri içermediği için de daha sağlıklı. sak hücrelerindeki FXR proteiniyle birleşmelerine dayanıyor. Son araştırmada bu birleşme özelliğine sahip kimyasal bir maddeyle, safra kanalları tıkalı olan farelerde bağırsak bozuklukları önlenmiş. Diğer incelemelerle de FXR proteininin yapay etki maddesiyle birleşmesinden sonra bağışıklık sistemini uyaran ve bağırsak cidarındaki bariyer fonksiyonu için önemli olan çeşitli genleri etkinleştirdiği anlaşılmış. Bu tür etki maddeleri, safra kanalı tıkalı olan hastalarda kullanılabilir diyor bilim insanları. bakteri, spiroket grubundan ve "Spirochaeta coccoides" olarak adlandırıldı. Bakteri olağanüstü metabolizmasıyla termitlerin midesindeki odun parçacıkların indirgenmesinde yardımcı oluyor. Bakterinin başlıca özellikleri küre biçiminde ve hareketsiz oluşu. Oysa daha önce saptanan tek hücreli spiroketler, tirbuşona benzer biçimleriyle hareket edebiliyorlardı. ile gerçekleşmekte. Otonom robotlar için basit bir kontrol mekanizması arayışında olan Southampton Üniversitesi’nden KlausPeter Zauner’ın dikkatine çeken de mantarın bu yetisi olmuş. Araştırmacı bu sarı organizmalardan birini altı köşeli bir yıldız biçiminde bir çipin üzerine aktardıktan sonra bu birimi altı bacaklı bir robota yerleştirmiş. Robotun çeşitli yerlerinde bulunan mantarın üzerine ışık verildiğinde, çeşitli hareketler meydana gelmiş. Çip tarafından kaydedilen bu hareketler robota aktarılınca da tıpkı mantar gibi ışıktan kaçmaya başlamış. Mantarla işleyen robot için şimdilik somut bir kullanım alanı Milli Eğitim Bakanı’na Açık Mektup 21 Şubat 2006 tarihinde Akşam haberlerini dinlerken, biyoloji kitaplarında yaratılış efsanesinin evrim kuramıyla birlikte okutulmakta olduğunu dehşet içerisinde seyrettim. Bunu duyuyor fakat doğruluğuna ihtimal vermiyordum. Belki de psikolojik bir nedenle kontrol etmeğe de hiç yeltenmediydim. Ancak 700 meslekdaşımın Milli Eğitim Bakanımıza bir dilekçe vererek bu yanlışlığa bir son verilmesini istemeleri beni gerçekten dehşete düşürdü. Fakat buna Sayın Bakanın verdiğini gözlerimle görüp kulaklarımla işittiğim cevap daha da feciydi. Sayın Bakan, biyoloji kitaplarına yaradılış efsanesinin alınmasına "sokaktaki halkın değil, bilim adamlarının karar vermiş olduklarını" söylüyor. Bu yazının amacı, Sayın Bakan'dan bu bilim adamlarının isimlerini, kararlarının tarih ve tam metnini belirten belgelerle birlikte açıklamasını istirham etmektir. COĞRAFYADAKİ ZIRVALIKLAR Sayın Bakan bu konuda ülkemizin en ehil isimlerini çatısı altında toplayan Türkiye Bilimler Akademisi’ne danışmış mıdır? Bir biyoloji kitabının içeriğini ve biyoloji dersinin müfredatını hazırlayan bir bilim insanları grubunun kimlerden oluştuğu gizlilik derecesi olan bir belge olamaz. Kaldı ki, çocuklarımızın geleceğinin temelini oluşturan eğitim müfredatının ne şekilde ve kimler, hangi özelliklerdeki kişiler tarafından hazırlandığını bilmek en doğal hakkımızdır. Sayın Bakanın bakanlığı döneminde yayımlanmış ve ortaoğretim okullarında okutulması bakanlık tarafından tavsiye edilmiş bir coğrafya kitabının ne feci durumda olduğunu ben bu köşede yazmıştım. Daha sonra meteorolog olan bir meslekdaşım gene bu dergide kendi ihtisas dalı açısından aynı kitaptaki yanlışları sıralamıştı. Coğrafya kitabında görülenler, yalnız eski, modası geçmiş bilgiler değil, düpedüz zırvalıklardır. Bunlar hakkında hiçbir önlem alınmadığı açıktır. Mantar beyinli robot İngiliz ve Japon bilim insanlarından oluşan bir araştırma ekibi, ışıktan kaçarak karanlık köşelere saklanan altı bacaklı bir robot geliştirdi. Robot, bu garip davranışını alışılmışın dışındaki kontrol birimine borçlu, çünkü algılayıcılar yerine parlak sarı renginde ışıldayan Physarum polycephalum ile çalışıyor. Bir metre kadar büyüyebilen bu organizmalar, ışığa karşı ondan kaçarak reaksiyon gösteriyorlar. İşte bilim insanları mantarın bu davranışını bir tür uzaktan kumandayla küçük robota aktardılar. Physarum polycephalum mantarları ilginçtir. Çok büyük olmalarına rağmen çok sayıda hücre çekirdeğine sahip tek bir hücreden oluşurlar. Mantar, bakteri veya mantar gibi besin kaynakları dışında ışığa daha farklı reaksiyon göstererek aydınlık ortamda içine kapanmakta. Bu da tüm organizmanın içinden geçen ve aynı zamanda çevreden gelen uyartıları algılayan ve hareketlerin koordinasyonundan sorumlu olan, içi hücre malzemesiyle dolu tüpten meydana gelen minik bir ağ KİMLER TAVSİYE ETTİ? Ancak, biyoloji kitaplarına yaradılış efsanesinin koyulması, coğrafya kitabında ayağa düşürülen bilimselliğin dışına çıkmaktan da öte, laik bir ülkede, düpedüz suçtur. Biyoloji bilimi diye, yanlış olduğu bilimsel olarak kesin olan şeyleri çocuklara öğretmeğe kimsenin hakkı ve ehliyeti olamaz. Dünyanın, canlıların ve insanın kökeni, jeolog olduğumdan direkt benim konuma girdiği için, burada söylediklerimi pek rahat savunabilirim. Sayın Bakan bunun kimlerin tavsiyesiyle yapıldığını behemahal açıklamak zorundadır. O zaman bahsettiği bilim insanlarını bizler de değerlendirmek imkânına kavuşarak halkımızı bu konuda aydınlatabiliriz. Sayın Bakan bu bilgileri yayımlatmadığı takdirde, bunun hukukî bir yoldan yaptırılmasının mutlaka bir yolu bulunmalıdır, zira yapılan iş pek korkunçtur ve ülkenin gelecekteki sağlığını ve hattâ bekâsını tehdit edecek boyutlardadır. Yeni bir sifilis bakterisi Alman bilim insanları termit bağırsağında sifilis mikrobunun bir benzerini buldular. Hastalığa neden olan sifilis bakterisine karşın yeni GÖKYÜZÜ KAÇ KAT?! Evrim öğrettiği için sürülen öğretmenler hakkındaki dilekçeyi de kendisine ve insan aklına beş paralık saygısı olan, çocuğunun, torununun ve ülkesinin, hattâ insanlığın geleceği hakkında kendini sorumlu hissedebilecek uygarlık düzeyinde olan her hukukçu izlemek, bu öğretmenlerin değil cezalandırılmak, bil'akis ödüllendirilmelerini ve cezaları nedeniyle çektiklerinin bizzat Bakanlıkça tazminini temin etmek için yardımcı olmak zorundadır. Bahis konusu öğretmenlerin evrim kuramını öğrettikleri için cezalandırıldıkları isbat edilebildiği an, savcıların derhal Sayın Millî Eğitim Bakanı aleyhine dava açmaları gerekir. Yirmibirinci yüzyılda kimse dünyanın tepsi gibi düz, gökyüzünün de yedi kat olduğu gibi şeyleri bilim diye öğretemez. Böyle şeylere inanmak isteyen inanabilir, ama bunların toplum yaşamında en ufak bir rol oynamasını temine çalışmak insanlık suçudur! Eğer Sayın Bakan buna benzer bir suç işlediyse muhakkak yargılanmalıdır. saptanan mikrop, termit bağırsağında iki tarafın da yararlandığı bir sembiyoz içinde yaşıyor. Johannes Gutenberg Üniversitesi Mikrobiyoloji Enstitüsü’nden Jürgen Fröhlich tarafından bulunan söz konusu değilse de sistem otonom robotların geliştirilmesinde önemli bir adım olarak kabul edilmekte. Ve bu tür otonom robotlar olmadan örneğin nanoteknolojide de yeni gelişmelerin sağlanamayacağına inanıyor bilim insanları. Hazırlayan: Nilgün Özbaşaran Dede 989/5 4 Mart 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle