01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Müzik ve Dehâ renad bestelemiştir Mozart. Nefesli çalgılar için miminör KV 388 serenadı iki hoboe, klarnet, boru ve fagot ile çalınıyordu ve kesinlikle bir fon müziği değil, ciddiyeti, karanlığı ve umutsuzluğu yansıtan bir gece müziğidir. Yalnızca sonunda allegro finalinden sonra mimajör karanlık hayaletin yerini alarak, mutlu bir sona götürüyor dinleyiciyi ve geriye küçük bir ürperti kalıyor sadece. Mozart mektuplarında birçok kez içindeki boşluktan, karanlıktan ve diğer insanlarla kaynaşma zorluğundan söz etmiştir. Ama ne var ki buna rağmen romantik ardılları gibi müziğinden yararlanamaz. Colloredo’nun baskısından sonra babasının hakimiyeti de boğmuştur Mozart’ı. Kim bilir belki Constanze Weber ile yaptığı habersiz evlilik de babasına karşı bir başkaldırı idi. Gerçi Constanze pek güzel sayılmazdı ama Mozart onun kişiliğine hayrandı ve her şeyden önce bir aile kurması için yardımcı olmuştu. topluluklarla karşılaşan Mozart, bunu yeteneğine borçlu olduğuna inanmıştı. Ne var ki bu cafcaflı yıllar çok uzun sürmedi. Zirveye tırmanan Mozart kendi kafasına göre içerek, biraz gürültü şamata yaparak biraz da yazarak geçirir günlerini. Eğlence için opera salonları, meyhaneler ve kumar vardı. Uzmanlara göre Mozart, sık sık büyük paralarla oynayıp kaybediyordu. Rokokonun eğlence dünyasında sonuçta bilardo, bowling, oyun kâğıdı, dama, at yarışları hatta bir tür loto oyunu bile vardı. Yoksa Mozart gerçek bir kumarbaz mıydı? Araştırmacılar ünlü bestecinin en iyi kazandığı yıllarda bile yeni borçlar yapmış olmasını ancak bu şekilde açıklayabiliyorlar. Günümüzde yaratıcı kişilerin tuhaf uğraşları olmasına alışığız ve buna kumar da dahil. Rokokonun hazcı çöküş dünyası da günümüzden farklı değildi aslında ve Mozart, poptan önce bir popyaşam sürmüştü. Mozart soylularla yüz yüze gelmeye can atarken, PierreAugistin Caron de Beaumarchais’in skandal yaratan bir tiyatro eseriyle ilgileniyordu. Oyun birçok yasaklamadan sonra 1784 yılında Paris’te ilk kez sahnelenmişti. Mozart, devrimciden çok bir Katolik olmasına rağmen eşitlik fikrine hayrandı. Siyasi bir kafa yapısına sahip olmasa da oyun tam onun zevkine hitap ediyordu ve böylece yasağa aldırmadan alelacele hazırlanan librettoya bir opera besteledi: "Figaro’nun Düğünü". W. James Grant’ın tablosu. Mozart, ölüm yatağında “Requiem’i bestelerken en kötü dönemdi belki de. Boynu bükük bir şekilde başpiskoposun yanına dönerek, babasının gölgesine sığınmaktan başka çıkar yol kalmamıştır. Burada "Missa Solemnis" KV337 gibi en özenilerek bestelenen kilise eseri çıkar ortaya. Bununla birlikte aynı dönemde "Credo" gibi semavi eserlerinden yanında laminör Benedictus gibi başpiskoposun zevkine uymayan yapıtlar da vardı. SARAYDAN KIZ KAÇIRMA Ve böylece Viyana’da liberal bir hükümdar olan Josef II’nin Almanca bir opera istemesiyle Mozart’ın üçüncü kariyeri başlar. Mozart bu tekliften çok memnun kalır. Ona göre aşktan anlayanlar İtalyanlar değil Almanlardır. Bu duygular içinde Almanca librettodan bestelediği "Saraydan Kız Kaçırma" adeta bir bomba gibi düşer Viyana’ya. Akademi olarak adlandırılan uzun konser gecelerinde, yeni besteleriyle Antonio Sali eri’den, Vicente Martin Soler’e kadar birçok İtalyan besteciyi şaşkına çevirirken, soylu öğrenciler çılgına döner. Liechtenstein prensi Joseph, nefesli çalgılar için bir serenad istediğinde, sadece 48 saat içinde alışılmışın dışında bir se SOL – MİNÖR KV 516 Mozart soyluları sinirlendirdiği ya da dinleyicisini müzik açısından zorladığı içindir ki bu opera Viyana’da hiç tutulmamıştı. Bir yıl sonra Monza’da daha sonra ise Lübeck’de gösterilen bu başyapıt her seferinde düzeltilmeye çalışılmıştı. Fakat Viyanalılar hiçbirini beğenmiyordu. Mozart böylece modanın değiştiğini anladı ve bunun üzerine yaşamının en yürek parçalayıcı kentetini besteledi: Yaylı çalgılar için sol – minör KV 516. Mozart uzmanı Hermann Aberit, bu eserde "yaralayıcı bir acının" tonlara aktarılışını görüyor. Bu tür müzik zorda olunduğu için yapılmaz. Derinden gelen, çaresizliği çağrıştıran sesler insanın içini kemiriyor. Mozart biyografi bilgini Albert Einstein da "yalnız bir adamın duası" olarak nitelendiriyor bu eseri. Ve galiba haklı da, nitekim gazete ilanında bu eser için hiçbir yanıt alamamıştı Mozart. Mozart ailesi için artık şaşaalı günler sona ermiştir, daha küçük bir eve taşınılır, borçlar birikir. Besteci, kendi geleceği konusunda haklı çıkan babasının ölümünden sadece birkaç gün sonra "Müzikal Şaka" yı besteler, sanki üzerinden kalkan büyük bir yükün sevincini yaşar gibidir. Ve bir müddet sonra ikinci kez Prag’a gider Mozart. Burada "Don Giovanni" operasını sunar. Filozof Sören Kierkegaard’a göre eser, ölümsüz sanatı temsil etmekte. Peki ama bu Mozart için ne ifade ediyor? KÜÇÜK HUYSUZ ÇOCUK Kim bilir bu eserler Mozart’ın kendisini görevinden uzaklaştırmak için bir kışkırtmaydı. Ancak piskopos Mozart’ı Viyana’ya çağırarak adam etmeye çalışmaktan vazgeçmemiştir. Bir münzevi olan Colloredo, diğer barok Mesenler gibi israfçı değildir, tatil anlayışı yoktur. Ve tabii bu Mozart için de geçerliydi, çünkü Colloredo, sadece İtalyan operasına saygı duyuyor ve sanatın zirvesi olarak görüyordu. Mozart İtalyan değildi ve "en büyük" olduğuna yalnızca kendisi inanıyordu. Doğrusu pek de çekici olmayan besteci, 1.60m boyu ve solgun yüzüyle, yerinde duramayan huysuz bir çocuğu andırır daha çok. Colloredo onunla ne yapacağını bilemez. Aslında Mozart’ın şanssızlığı romantik dahi kavramının henüz bilinmediği bir toplumda doğmuş olmasıydı. Piskopos Mozart’ı durmadan azarlamasına rağmen, Mozart ona saygı duyduğunu göstermek için bu azarlamalara sadece teşekkürle yanıt verirdi. Ama eninde sonunda piskoposun sabrı taşır ve Mozart’ın anlatımına göre kıçına yediği bir tekmeyle kovulmuştur. Tarih 8 Haziran 1781’dir. Bu tekme belki de Batı dünyasının müzik tarihindeki en önemli gelişmelerden biriydi. Mozart, artık opera, tiyatro ve hatta konser salonuna sahip 50.000 nüfuslu görkemli bir kent haline gelen Viyana’da serbest sanatçı kariyerine adım atarak özgürlüğüne kavuşur. FİGARO’NUN DÜĞÜNÜ Genç çift pahalı giysilerle, hizmetçilerle en iyi semtteki bir evde şatafatlı bir yaşam sürüyordu. Ve akademilerinde saygın Mozart ve kadınlar ilindiği kadarıyla Mozart’ın aşk listesi oldukça kabarık. Mozart’la ilişkisi olduğu sanılan kadınlar arasında Praglı soprano Josepha Dushek, Berlinli şarkısı Henriette, İngiliz soprano Nancy Strorace ve "Sihirli Flüt"ün Viyana’daki ilk gösteriminde etkili olan şarkıcılar Barbara Gerl ve Anna Gottlieb de var. Ama bestecinin son biyografilerinde yazarların hemfikir oldukları tek sevgili kuzini Maria Anna Thekla Mozart’dır. Besteci sevgili "Bäsel" sine çok sayıda dokunaklı mektup göndermiştir. Ama insanların fantezilerini ateşleyen en çok da piyano öğrencisi Magdalena olmuştu. Bu cilveli aşkın kanlı bir aile trajedisiyle bitmiş olmasına şaşmamak gerekir. Mozart’ın ölümünün ertesi gününde beş aylık hamile Magdalena’nın üzerine usturayla giden kıskanç koca, ardından kendi boğazını keser. Söylentilere göre Mozart’ının Magdalena ile olan ilişkisini öğrenen koca çılgına dönmüştür ve Mozart’ı zehirledikten sonra karısını ve kendisini öldürmeye karar vermiştir. 1781 yılında özgür bir sanatçı olarak Viyana’ya giden ve burada besteci ve iyi kazanan bir virtüöz olarak yaşamaya başlayan Mozart, aşk hayatını da kendine özgü bir biçimde çizer. Evliliğin bir amaç olduğu bir dönemde, Mozart bir aşk evliliği yapma özgürlüğünü seçerek 1782 yılında içten içe sevdiği Costanze Weber’i Viyana’daki Stehphansdom kilisesinin sunağına taşır. Mozart’ın evliliğe karşı çıkan babasına verdiği yanıt şöyledir: "Onun sayesinde şansı yakalamak değil, onu mutlu etmek istiyorum." Tiyatro bilimcisi Dieter Borchmeyer’e göre o dönemde önemli bir değişim yaşanmaktadır ve duyguların ve aşkın keşfi tüm operalarına yansır. B KIZLARININ ÖLÜMÜ ÜZERİNE Yaşamının son günlerinde dinleyici 989/14 4 Mart 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle