24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yerbilimleri Güneş tutulması ile depremlerin oluşum zamanları arasında ilişki var mı? Evet bir ilişki var. Ancak bu etkinin gerçekleşebilmesi için "bardağı taşıran damla" örneğinin varolması gerekir. Ay ve Güneş’in birlikte, iki haftada bir, yeniay ve dolunay evrelerinde neden oldukları güçlü gelgitlerin Yeryuvarı’ndaki bazı depremleri tetikleyebildikleri anlaşılıyor. Yeryuvarı, Ay ve Güneş’in bir doğru üzerine gelmeleri sonucunda oluşan güneş tutulmaları da yeniay evresinde gerçekleşmektedir. Bu nedenle Güneş tutulmaları da, deprem tetikleme bakımından, olağan güçlü gelgitlerin sahip oldukları özellikleri taşımaktadır. Ancak, güneş tutulmalarının, depremleri tetikleme bakımından, söz konusu olağan güçlü gelgitlerinkine ek, farklı bir etkiye sahip olmaları için bir neden görülmemektedir. Eser Arpat (*) olan elastik gerinimin bir bölümünün boşalmasına yol açarlar. Bu da, yeri kuvvetli bir şekilde sarsar! Buradaki ‘birdenbire’ nitelemesi, fay boyunca hareketin engellenmiş olduğu uzun süreç ile görecelidir. Aslında, yenilme, sözcüğün gerçek anlamında, ‘birdenbire’ olmamaktadır. Sürtünme direncinin yenilebilmesi için, yüksek durağan sürtünme direncinden, hareket durumuna uygun göreceli düşük sürtünme direncine geçiş gerekmektedir. Bu geçiş için gerekli olan işlem, bir sürece ve dolayısıyla bir süreye yayılmaktadır. Taşmak üzere olup, taşmak için son katkıyı bekleyen ortama eklenen ek gerinim, bardağı taşıran bir özellik taşıyabilmek için, ya bardağı önemli ölçüde taşıracak kadar büyük olmak, ya da yukarıda sözü edilen süreci gerçekleştirmeye yetecek kadar uzun süreli olmak durumundadır. GÜÇLÜ GELGİTLER BAZI TÜR DEPREMLERİ TETİKLEYEBİLİR. Tüm kütleler gibi, Ay ve Güneş de, çevrelerindeki diğer kütlelere, bu arada Yeryuvarı’na da, çekim kuvveti uygular. Güneş’in kütlesi Ay’ınkinden milyonlarca kez büyük olmasına karşın, yakınlığı nedeniyle Ay, Yeryuvarı üzerinde Güneş’inkinin kabaca iki katı bir çekim etkisine sahiptir. Ay ve Güneş bu çekimleri ile Yeryuvarı üzerinde gelgitlerin oluşmasına neden olmaktadır. Ay ve Güneş dışındaki diğer gökcisimlerinin Yeryuvarı üzerindeki çekim etkisi ise son derece düşüktür. Öte yandan, yeniay ve dolunay evrelerinde Güneş, Ay ve Yeryuvarı aynı doğrultuda dizilmiş olduklarından Ay ve Güneş’in Yeryuvarı üzerindeki çekim etkisi önemsenecek bir düzeye çıkmakta, ve eğer bu dizilme, Ay’ın elips şeklindeki yörüngesinde Yeryuvarı’na en yakın olduğu döneme rastlarsa, söz konusu çekim etkisi en yüksek değere ulaşmaktadır. Ancak, bu yüksek değer bile, faylar boyunca sürtünmeyi yenebilmek, dolayısıyla deprem oluşturabilmek için, genelde, ufak ve kısa süreli kalmaktadır. Öte yandan, Ay’da, gelgit kuvvetlerinin daha küçük olmasına karşın, meteorit çarpmalarından kaynaklanmakta olanların dışındaki ay depremlerinin gel git evreleri ile sıkı bir bağlantı göstermeleri, dikkati çekmektedir (Lammlein vd., 1974). Ay, Yeryuvarı’na sürekli olarak aynı yüzünü gösteren bir devinim düzenine sahip olduğu için, Yeryuvarı’nın Ay üzerindeki güçlü çekimi durağan bir nitelik taşımakta, bu nedenle, Ay üzerindeki gelgitler Güneş’in düşük çekim gücü ile gerçekleşmektedir. Bu düşük gelgit kuvvetlerinin neden olduğu sınırlı gerinimin Ay’da depremleri tetiklemekte olması, Yeryuvarı üzerindeki daha güçlü gelgitlerin de depremleri tetikleme konusunda bazı etkilerinin olabileceği kuşkusunu güçlendirmiştir. İLİŞKİ GÖSTERİLEMEDİ Buna karşın, uzun bir süre, bir bölümü bilimsel nitelikte olan, çok sayıdaki istatistiksel araştırmada da, söz konusu ek, göreceli yüksek çekim kuvvetleri ile depremlerin oluş zamanları arasında bir ilişkinin varlığı belirlenmemiştir. Kaliforniya’da, özellikleri iyi bilinen faylarda meydana gelmiş olan 13.000 dolayında depremin verileri kullanılarak, özenli ve ayrıntılı istatistiksel yaklaşımlarla yapılan bir değerlendirme de benzer bir sonuca ulaşmıştır (Vidal vd., 1998). Ancak bu araştırmalar okyanuslardan uzak konumlardaki fayları ele almış oldukları için, varılan bu sonuçlar da o özelliklerdeki bölgeler ile sınırlı kalmıştır. Yer kabuğu, elastik davranabilme özelliği nedeniyle, gelgit düzenine bağlı olarak yükselip, alçalmaktadır. Bu yükselip alçalma genelde birkaç santimetre ile sınırlı kalmakta, ender durumlarda birkaç on santimetreye ulaşmaktadır. Oysa, güçlü gelgitlerin etkisi okyanuslarda çok belirgin olmakta, bu ortamda dolaylı olarak meydana gelen ek su kütlesi yükü de dolaysız gelgit kuvvetine eklenmektedir. Nitekim, okyanuslarda yer alan fayların ürettiği depremlerin gelgitlerle ilişkilerini konu alan, ve sayıları giderek artan araştırmalar o ortamda, gelgitlerin en büyük değerlere ulaştığı dönemler ile deprem oluş zamanları arasında belirgin bir ilişkinin varYazının devamı arka G üneş tutulması ile depremlerin oluşum zamanları arasında ilişki var mı? Bu sorunun güncelliği, verilecek yanıtın günlük yaşamımızdaki öneminden kaynaklanır. Bu soru, felsefi bir yanıtın değer kazanacağı bir ortamda sorulmamaktadır. Yoksa, "bir kelebeğin kanat çırpmalarının atmosfer koşullarını etkileyebileceği"ne benzer bir yanıt, güneş tutulmasının depremlere etkisi için de geçerli olabilirdi. Bu yaklaşıma göre: madem ki, güneş tutulması yerkabuğunda, çok ufak da olsa, elastik gerinim değişmesine neden olmaktadır, tutulmanın, yerkabuğundaki elastik gerinimlerin sonucunda oluşan depremleri etkilemesi de kaçınılmazdır. Ancak bu türden bir yanıtın, sorunun soruluş amacına bir katkı oluşturmayacağı da açıktır. DEPREMLERİ TETİKLEMEDE BARDAĞI TAŞIRAN DAMLA KAVRAMI İnsanları ciddi biçimde etkileyen boyutlardaki depremlerin tümüne yakını, yerkabuğundaki bazı faylar boyunca sürtünme direncinin yenilmesi sonucunda oluşmaktadır. Bu direncin yenilmesindeki en önemli etken, en üst kesimlerinde yerkabuğunu da içeren hareketli levhaların, bu hareketleri nedeniyle kazandıkları ve kimi yerde de birbirlerine yükledikleri, gerilimdir. Birbirlerine göre farklı hareketlere sahip blokları ayıran faylar, genelde, fay düzlemindeki sürtünme direnci nedeniyle bu hareketlere bir süre direnirler. Ama, blokların hareketleri arasındaki fark giderek artacağı için, belirli bir eşik gerilim değerinden sonra birdenbire yenilerek, direnmeleri sürecinde birikmiş Enlem Tam tutulma Halkalı tutulma Melez tutulma Boylam 992/15 25 Mart 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle