24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM DÜNYASINDAN K I S A TOROS DAĞLARI, KEÇİNİN ANAVATANI Arkeolojik kazılarda bulunan keçi kemiklerinden bilimsel adı Capra hircus olan keçinin sütü, eti ve derisiyle insanoğlunun hayatta kalmasını kolaylaştıran en eski ev hayvanlarından biri olduğunu ortaya çıkarmıştı. Fransa’da yapılan genetik analizler şimdi keçinin anavatanının Toroslar olduğunu ortaya koydu. Grenoble’daki Joseph Fourier Üniversitesi’nde Piere H A B E R L E R benzeyen yeni gezegenlerin bulunması için umut oldu. "Galaksi gezegenlerle dolu. Ve sanki üzerinde yaşam bulunan bir gezegen bulma şansımız var gibi" diyor Baltimore Uzay Bilimleri Merkezi’nden Mario Livio. Açıklamalara göre astronomlar son 15 yıl içinde güneş sistemimizin dışında 200’ü aşkın gezegen saptamışlar. Yeni keşfedilen 16 gezegen, dünyaya, bugüne kadar bulunanlardan on misli uzakta bulunmakta. Hubble operasyonunu yöneten Livio ve çalışma arkadaşı Kailash Sahu, bugüne kadar saptanan gezegen ve Samanyolu’ndaki yıldız sayısından yola çıkarak, Jüpiter büyüklüğünde altı milyar gezegenin bulunduğunu tahmin ediyor. durdurucu etkinin sadece beyin dokusunda değil, karaciğer, cilt, bağırsak ve sırt omuriliğinde de işlediği görülmüş. Malzemenin içindeki protein parçalarını kemirgen bedeni tanıyor. Bu da sıvının diğer biyolojik maddelerin aksine iltihap ya da diğer bir reaksiyona neden olmayacağını göstermekte. Bununla birlikte sıvı plasterin etki mekanizması tam olarak açıklanmış değil. Ancak kanın pıhtılaşmasıyla etkimediği kesin. Nitekim bu süreç, yaralanmadan en az 90 dakika sonra yani jelin etkimesinden sonra başlamakta. Bilim adamlarına göre yeni malzeme, halihazırdaki malzemelerin ve yöntemlerin yerini alabilecek nitelikte. KANAMAYI BİRKAÇ SANİYE İÇİNDE DURDURUYOR Taberlet ile çalışan araştırmacılar, güney Fransa’da bulunan ve 7000 yıllık geçmişi olan 19 keçi kalıntısının kalıtımını inceledi. Yalnızca anneden geçen Mitokondriyal DNA analizlerine göre keçinin anavatanı Toros ve Zagros dağları. Tahminlere göre keçiler buradan kara ve deniz yolu üzerinden Batı Avrupa’ya getirilmiş. Keçi, 10.500 yıl önce evcilleştirilerek, insanlarla birlikte batıya göç etmiş ROBOTA BIYIK TAKTILAR Bilim adamları hayvanların dokunma duyusunu taklit etme çabasında önemli bir adım daha attılar. Yapay bıyıklar en karmaşık biçimleri iki boyutlu olsa da algılayabiliyorlar. Amerika’daki Northwestern Üniversitesi’nden iki araştırmacı, dokunarak çevreyi algılayan yapay bıyık demetleri geliştirdiler. Memeli hayvanların çoğu çevrelerini bıyıklarıyla algılayarak karanlık veya gürültülü ortamlarda üçboyutlu bir görüntü elde edebilirler. Mesela kemirgenler bu şekilde objelerin yüzey yapısı hakkında bilgi edinebilirken, foklar suyun hareketlerine göre avlarını buluyorlar. Araştırmacı Mitra Hartmann ve öğrencisi Joseph Solomon tarafından geliştirilen yapay bıyık demeti de bir objenin yapısını ve sıvılardaki akıntıyı algılayabiliyor. Yapay bıyıklar, bir heykelin kafasını bile algılayabiliyor diyor araş TIP ARAŞTIRMALARI ALTI MİLYAR GEZEGEN Mİ VAR? Hubble uzay teleskopu Samanyolu’nun uzağındaki yıldızlardan, olası CBT1023/4 27 Ekim 2006 16 yeni gezegen buldu. NASA, uzay teleskopunun bu keşif için başka hiçbir uydunun inmediği kadar derine indiğini söyledi. Hubble, gözlemleri sırasında, 26.000 ışık yılı uzaklıktaki 180.000 yıldızı incelemiş. Uzmanlar, güneşin etrafını bir günden kısa süre içinde çevreleyen beş gezegen adayı gördüklerini söylüyorlar. Bulgu, bilim adamlarına, aralarında dünyamıza da Massachusetts Tıp Okulu bilim adamları, kanamaları birkaç saniye içinde durduran bir tür sıvı plaster geliştirdiler. Sıvı plaster kanayan yaranın üzerine uygulandığında, 15 saniyeden kısa bir süre içinde, yarayı kapayan ve kanamayı durduran bir jel oluşmakta. Yeni malzeme beden tarafından kolayca indirgendiği için iyileşme sürecinde yaranın üzerinde kalabiliyor ve doku onarımı için yapıtaşları üretmekte. Araştırmayı yöneten bilim adamı Rutledge EllisBehnke, sıvı plasterin gelecekte acil tıpta ve ameliyatlarda kanamaların durdurulmasında kullanılabileceğini sanıyorlar. Kanamayı durduran sıvı, peptid olarak bilinen ve yarayla temas halinde bir arada birikerek nano formatında bir koruma bariyeri oluşturan protein parçalarından oluşmakta. Amerikalı bilim adamları alışılmışın dışındaki bu özelliği, hamsterlerin beynindeki sinir hasarlarını onaracak bazı maddelerin etkisini denerken bir rastlantı sonucu bulmuşlar. Ve diğer testlerle, kanama KEMİK YOĞUNLUĞUNU ARTTIRAN YÖNTEM GELİŞTİRİLDİ Gelişme, osteoporoz (kemik erimesi) tedavi için umut oldu Howard Hughes Tıp Enstitüsü bilim adamları kemik yoğunluğunu arttıran yöntemi, fareler üzerinde gerçekleştirdikleri deneylerle bulmuşlar. Araştırmacılar, farelerdeki kemik yoğunluğunu, bedende bulunan bir proteinin yapısını iyileştirerek, yükseltmeye başarmışlar. Gerekli olan değişimlerin çok az olması nedeniyle insanda da çok az yan etkinin çıkabileceği tahmin edilmekte. Konuyla ilgili araştırma yazısı Developmental Cell dergisinde yayımlandı. Omurgalı hayvanlarda yaşam boyu oluşan kemikler yeniden indirgenmekte. Kemiklerin indirgenmesinden osteoklastlar, oluşumundan ise osteoblastlar sorumludur. Bu iki hücre türü bedende eşit miktarda bulunduğu zaman kemik yoğunluğu en iyi düzeye gelmekte. Fakat denge bozulduğunda indirgenen kemik miktarı çoğalır ve kemik yoğunluğu azalır. Bu durum da osteoporoz (kemik erimesi) hastalığının gelişmesine yol açar. Gerald Crabtree ile çalışan ekip, bu dengeyi, NFATc1 proteininin yapısını değiştirerek etkilemeye başarmış. Bilim adamlarına bu araştırmayı yapmaya iten, immünosupressif (bağışıklığı baskılayan) Cyclosporin ilacıyla tedavi edilen hastalarda kemik yoğunluğunun düştüğünü gösteren raporlar olmuş. Bu ilaç, NFATc proteinlerinin yapısını ve işlevini değiştirmekte.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle