Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BT1023 sayfa 11 20/10/06 16:57 Page 2 (1,1) UZAY ARAŞTIRMALARI GÖNÜLDEN BİLİME Ahmet İnam Biz henüz çocuklardan, kadınlardan, ezik insanlardan, zulme uğramış azınlıklardan, sesi çıkmayan, yaşam biçimi bizlerden çok farklı insanlardan öğrenmemiz gerekeni öğrenmedik. Sorular, Yanıtlar Soru: Bir mektubunuzda "çocuklar gerçek felsefecilerdir" diyorsunuz. Nasıl yitiriliyor bu doğuştan gelen bilgi ya da yetenek, büyüdükçe? Yanıt: Çocuk yeniyi görendir. Baştadır, başlangıçtadır. Dünyayı henüz gelenekten gelen kalıplarla görmekten uzaktır. Şaşar, şaşırır, hayran olur. Ondan öğreneceğimiz çok şey vardır. Biz henüz çocuklardan, kadınlardan, ezik insanlardan, zulme uğramış azınlıklardan, sesi çıkmayan, yaşam biçimi bizlerden çok farklı insanlardan öğrenmemiz gerekeni öğrenmedik. Bunların içine "akıl hastası" olarak tanımlanmış bir bölük insanın yaşama bakışlarını da katmak gerek. Çok sesli düşünmeyi öğrenmek, farklı gözlerin gördüğü dünyalardan anlamlar deşirmeyi başarmak gerek. Soru: Dünyanın "ana felsefe ırmağı"na bizden ulaşan kol neden zayıf? Coğrafyamız felsefe üretmeye uygun değil mi? Ya da inancımız? Yanıt: Bugün dünyada akademik olarak yaşanan felsefenin "zayıf" olduğunu söyleyebiliriz.Geçmişte, insanımız sahip olduğu derin bir bilgelik ırmağından beslenmiş. Bizde bilgelik,hikmet geleneği çok köklü, çok da zengin. Tasavvufta, atasözlerimizde, halkın günlük yaşamında, edebiyatımızda, destanlarımızda, türkü ve şarkılarımızda bunun izlerini görebiliyoruz.Bu topraklar, bir anlamıyla felsefenin beşiği olan topraklar, Ege kıyılarında, Anadolunun içlerinde felsefe etkinliği yüzyıllarca yaşamış. Nice kültürler geçmiş bu topraklardan, nice düşünce, bilim zenginlikleri gömülü bu topraklarda; pınarlarımız çok zengin, yeter ki onlardan akanı yorumlayıp, çağımıza kazandırmayı bilelim. Soru: Sizi "felsefeyi ayağa düşürmekle" suçluyorlarmış. Bir panelde "anlaşılabilir felsefe konuşmanız" karşısında "Ulan söylediklerinde bir damla felsefe yok. Gören Memet Efendi konuşuyor sanır" denmiş size. Felsefeciler felsefenin fildişi kulede kalmasını mı ister? Halka inmeden ve halka dair bir söyleyeceği olmadan? Yanıt: Bu ülke, dünyada herhangi bir ülke değildir, bizim ülkemizdir, eşi benzeri olmayan, kendine özgü özellikleriyle biricikliği olan bir ülkedir. Evrensel felsefeye katkı, buralarda yaşanan yaşamdan çıkılarak da yapılabilir. Bundan dolayı bu topraklarda yaşanan yaşamı türlü boyutlarıyla tanımak, yorumlamak, bu yorumlardan beslenenen bakış açılarıyla evrensel felsefeye farklı bakış açıları kazandırabiliriz. Bundan dolayı halkla, hayatla kucaklaşmak gerekiyor. Benim "Mehmet Efendi" gibi konuşmam, "Ahmet Efendi" gibi konuşmamdır, Ben Ahmet’im, bu kültürün insanıyım, nice okumuş olsam da hâlâ köylüyüm, Sandıklılıyım, Anadoluluyum. Türkülerle yaşıyorum, şarkılarla düş görüyorum, Yunanı, Latini özgün dilinden okuyup,anlamaya çabalarken. Soru: Savaşın insan yaşamındaki yerini ve kaçınılmazlığını anlamalıyız diyorsunuz. Bugün Ortadoğu’da yaşanan savaşı siz nasıl yorumluyorsunuz? Yanıt: Kaçınılmaz savaşlar bunlar. İnsan, belleğinden kurtulamıyor. Bellekse düşmanlıkları körüklüyor: Bu bölgede yaşayan insanların güven duyguları yitmiş, kendilerini sürekli tehdit altında hissediyorlar. Kendini tehdit altında hisseden insan, tehlikeli insandır, savaşmaya, ölmeye, öldürmeye çok yakındır. Yazık ki bu bölgedeki gerilim kolay kolay ortadan kalkmayacak, insanlar savaşa savaşa, umarım, çok geçmeden birgün, savaşmamayı öğreneceklerdir. Soru. "Metaforla Saadet Olmaz" (Cengiz Güleç’le birlikte, Say Yayınları, İstanbul,2006) kitabınızda "Bilge dediğin fırlama olur", diyorsunuz? Bizim kafamızdaki bilge sizin anlattığınız gibi ak sakallı, dünyevi ihtiyaçları olmayan bir yaratık. Fırlama bilge kabız bilgeden farklı olarak ne sunar topluma, insanlara? Yanıt: Hiç yaşamı tanımayandan, feleğin çemberinden, çemberlerinden geçmemişten bilge olabilir mi? Yüzü gülmeyen, mizahtan anlamayan, yaşamın hazlarından korkan, kendisiyle karşılaşmaktan ürkenden bilge olabilir mi? Kendinde, çevresinin dolduruşuyla türlü kerametler vehmeden hacıdan hocadan, bilimciden, düşünürden felsefeciden bilge olabilir mi? Kendisiyle yüzleşmekten korktuğu için sürekli dinî, lâdinî terminolojiyle konuşup, çevresine her nasılsa topladığı hayranlar topluluğunun sırtında asalak olarak yaşayandan bilge olabilir mi? Bunun yanında, edepsizden, geleneğe, bilimsel çalışmaya, emeğe, insana saygısızdan da bilge olamaz. Burada "fırlama", sevgi ve saygı dolu hınzır bir insandır. Sevimli, alçak gönüllü biridir. Hayranlarından uzak durur, ardından gelenleri kovalar, haddini bilmeyen dostlarını kendine yaklaştırmaz. Çocukları, insanları sever, gereğinde tüfeği eline alıp inandığı değerler uğrunda kıyasıya savaşa hazırdır. İki galaksinin çarpışma anı Galaksiler çarpışınca neler oluyor? Hubble uzay teleskopu iki galaksinin çarpışmasını, bugüne kadar elde edilemeyen netlikte görüntüledi ki galaksinin çarpışmasıyla büyük bir felaketin yaşanacağını düşünenler yanıldı. Hubble uzay teleskopu Corvus (Karga) takımyıldızındaki iki anten galaksisinin çarpışmasını ayrıntılı bir şekilde görüntüledi. Fotoğrafta çarpışmanın etkisiyle gruplar halinde yeni yıldızların oluştuğu ve bunların "süper yıldız kümeleri" halinde birleştiği görülmekte. Astronomların tahminlerine göre önümüzdeki on milyon yıl içinde on süper yıldız kümesinden dokuzu çözülecek, yıldızların ışını fotoğrafta galaksinin arkasındaki mat bölgeyle kaynaşacak. Geri kalanlarından ise Samanyolu’nda da bulunan küre yıldız kümeleri oluşabilir diyor astronomlar. Fotoğrafta, yıldız kümeleri dışında çarpışan galaksilerin turuncu rengindeki merkezleri de görülmekte. Bu renk, bir kısmı kahverengi toz bulutlarıyla örtülü eski yıldızların ışınlarıyla oluşmakta. Yeni oluşan yıldızların bulunduğu alanlar açık mavi görünüyor ve bunlar pembemsi hidrojenli çevrili. İki spiral galaksinin çarpışması yaklaşık olarak 500 milyon yıl önce başlamış. Benzer bir çarpışma Samanyolu’nda da yaşanabilir diyor astronomlar. Galaksimiz altı milyar yıl içinde bir olasılıkla komşu Antromeda galaksisi ile kaynaşacak. İ Resmin sol kısmında çarpışan galaksilerin "antenleri" görülmekte CBT 1023/11 27 Ekim 2006