Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Türkiye’de teknolojik ürün ve üretim süreçlerinde yeni 1 H. Altınay – İ. Akıncı, haltinay@kalealtinay.com.tr 990’lı yılların ikinci yarısından itibaren, uluslararası ticaretin serbestleşmesiyle ülkemiz teknolojik ve teknolojik olmayan ürünlerde başka ülkeler açısından önemli bir pazar haline geldi. Buna mukabil ihracatta, teknolojik nitelik taşımayan ürünlerde önemli başarılar elde edilmiş olmasına karşın, yüksek teknoloji içeren ürünlerde belirgin bir başarıya ulaşılamadığı görülüyor. Toplumda teknolojik konulara ilgi duyan birçoğumuz, ekonomist olmamakla birlikte şu tespiti yapmaktadır: Teknolojik seviyesi düşük mal ihracatı yanında turizm ve hizmet gelirleri bugünkü cari açığın kapanmasına merhem olmamakta, bu durum da ülkemizde, IMF programlarının başarıyla uygulanmasına rağmen belirli aralıklarla ekonomik ve finansal kriz yaşanmasına neden olmaktadır. İnancımız odur ki, diğer ekonomik ve finansal uygulamalar yanında ülke içinde teknolojik ürün ve üretim süreçlerinin geliştirilmesi, daha sonra geliştirilen bu ürünlerin uluslararası rekabet koşulları altında ihraç edilebilir konuma gelmesi, Türkiye’nin cari işlemler dengesini olumlu yönde etkileyecektir. BİR BAŞARI VAR 1990’lı yılların ortasından itibaren, teknolojik ürün ve üretim süreçlerinin geliştirilmesi konusunda Türkiye’nin bir gayret içinde olduğu görülüyor. TÜBİTAK tarafından imalat ve yazılım sektöründe faaliyet gösteren firmalar için hazırlanan ARGE desteği programıyla, ödemeler konusunda yaşanan olumsuzluklara rağmen özel sektörün ARGE’ye yönlendirilmesinde bir başarı elde edildi. Aynı şekilde, TTGV ve KOSGEB’in kullandırdığı ARGE destekleri, teknoparkların kurulması, Maliye Bakanlığı tarafından ARGE vergi indiriminin yürürlüğe konması, Avrupa Birliği 6.ıncı Çerçeve Programına Türkiye’nin katılımı ve diğer bazı önlemler, Türk bilim ve teknoloji dünyasının daha dinamik bir yapıya kavuşmasına katkı sağladı. Ancak bugüne kadar yapılanların, bazı istisnalar haricinde daha çok tekil girişimler olduğu söylenebilir. Her ölçekteki şirketlerin, kamu kurumlarının, üniversite ve öğretim üyeleri ile dernek, oda gibi sivil toplum kuruluşlarının birbirinden habersiz yürüttükleri ARGE faaliyetlerinin toplumsal fayda rilmesini sağlayabilecek. Kısacası, farklı alanlarda hizmet sunan kamu kurum ve kuruluşları kendi ihtiyaçlarına cevap veren onlarca ARGE projesinin tetikleyicisi konumuna gelebileceklerdir. TARAL’ın sadece kamu kurumu, üniversite, özel sektör ARGE şirketleri arasındaki ARGE işbirliklerini değil, aynı zamanda şirketler arası, ana saya katkısının sınırlı kaldığı görülmekte. nayi yan sanayi arası işbirlikleri de artırması hedefTÜBİTAK 1995’den itibaren yaşanan bu geliş lenmektedir. ARGE desteği alabilmek için iki, üç, meyi tespit etmiş ve Başbakan Sayın Erdoğan’ın dört özel sektör sanayi kuruluşu bir araya gelerek başkanlığında 8 Eylül 2004 tarihinde toplanan Bi örneğin firma içi üretim süreçlerinin geliştirilmesi lim ve Teknoloji Yüksek Kurulu Toplantısında, te veya fabrika otomasyonu konularında TÜBİTAK’a kil faaliyetlerden ziyade kurumlar arası işbirliğine ortak proje sunabilecekler. öncelik veren Türkiye Araştırma Alanı’nın (TATürkiye’de ARGE yeteneğinin gelişmesi ve RAL) kurulmasına, 12 Eylül 2006 tarihinde yapı yaygınlaşması konusunda Devlet Planlama Teşkilalan son toplantıda ise TARAL’ın dokusunu sağ tı da yeni bir programın uygulamasını başlattı. Bu lamlaştıracak projelerin ARGE bağlamda, güdümlü teknoloji geliştirme desteklerinden öncelikle yararlaprojeleri, araştırma altyapısı projeleri ve Ulusal faydaya nacak projeler olacağına karar araştırmacı insan gücü yetiştirme projekatkı sağlayacak verildi. leri desteklenecek. ARGE işbirliği Güdümlü teknoloji geliştirme projeYURTİÇİNDE modellerinin lerinde üniversiteler için alt sınırı 1 milÜRETMEK yon YTL olan bir bütçe belirlenerek bu oluşturulmasında TARAL’ı kısaca, "üniversite projelerin özel sektör ve/veya kamu kutüm tarafların sanayi işbirliğinin de ötesinde ruluşları ile ortak yürütülmesi öngörülüsorumluluğu araştırma ve geliştirme faaliyetyor. Ancak proje ortağı olan ve sonuçlaleri sunan ve/veya talep eden bulunmaktadır. rından faydalanacak özel veya kamu kuüniversiteler, kamu kuruluşları, ruluşlarının proje bütçesine destek sağlasanayi kuruluşları, araştırma kuması beklenmektedir. ruluşları ve sivil toplum kuruluşları arasındaki ilişDiğer taraftan, araştırma altyapısı projelerinde kiler ağının stratejik yönetimi" olarak tanımlamak daha çok üniversite ve diğer kamu kuruluşlarının mümkün. Amaç bu tür ilişkiler ağının tesis edilme laboratuvar gibi altyapılarının güçlendirilmesi hesini sağlayarak, ihtiyaç duyulan teknolojik ürün ve deflenirken, araştırmacı insan gücü yetiştirme proüretim süreçlerini ithal etmek yerine yurt içinde jelerinde, sanayinin ihtiyaç duyduğu alanlarda ligeliştirilerek kullanıma sunmaktır. sansüstü eğitim almış araştırmacıların sanayi kuruTARAL’ın tanıtımı konusunda TÜBİTAK ge luşlarında araştırmacı olarak görev almasını sağlaniş katılımlı toplantılar ve çalıştaylar düzenliyor ol yacak mekanizmalar kurulacaktır. masına karşın, bu strateji çerçevesinde kamu kuBu programların yaygın olarak uygulanabilmesi rumlarınca yaratılan ARGE talepleri nerede ise sı için DPT ve TÜBİTAK’ın kamu kurumlarını daha fır düzeyindedir. güçlü bir yönlendirmeye tabi tutmaları gerekİiyor. Bu bakımdan kamu kurumlarının, üniversite ve Örneğin, kamu kurum ve kuruluşları nezdinde, özel sektör kuruluşlarıyla işbirliği yaparak kendi hangi projelerin ARGE kapsamına alınabileceğini araştırma programlarını başlatmaları TARAL’ın önerebilecek ve muhtemel işbirliklerini değerlendiyaygınlaşması açısından büyük önem taşımaktadır. rebilecek birimlerin oluşturulması iyi bir başlangıç Örneğin belediyeler, çöp toplama ve imhasına iliş olacaktır. Bu arada programların kamu dışında takin bir sistemi ithal etmek yerine proje geliştirmek nıtımını yapmak ve üniversite ile şirketler arası işüzere üniversite ve/veya özel sektörden çok ortaklı birliğinin kurulmasına katkı sağlamak üzere, TÜBİbir arge takımı kurabilecekler, proje maliyetinin TAK ve DPT’nin yanı sıra TOBB, sanayi ve ticaret TÜBİTAK tarafından karşılanmasını talep edebile odaları ile üretici derneklerinin de görev üstlenmecekler. Aynı şekilde Sağlık Bakanlığı, yapay organ si yararlı olacaktır. ların veya ameliyat robotlarının geliştirilmesine yöUlusal faydaya katkı sağlayacak ARGE işbirnelik bir proje şartnamesi hazırlayarak ve ARGE liği modellerinin oluşturulmasında tüm tarafların takımını oluşturarak bu ürünün Türkiye’de gelişti sorumluluğu bulunmaktadır. DUYURU Öğretmenlere Yer ve Gök Bilimleri Sempozyumu ve çalıştayları ‘’Dünyada ve Türkiyede Yer ve Gök Bilimlerinin Bugünü ve Yarını’’ Sempozyumu, 45.KASIM.2006 tarihlerinde İstanbul Kültür Üniversitesi ve Kültür Okulları tarafından ortaklaşa Kültür Kolejinde düzenlenecektir. İlköğretim ve lise müfredat programlarında yer alan Yer ve Gök Bilimleri konuları Kültür Koleji dersliklerinde yapılacak çalıştaylar ile ilgili alan öğretmenleri ve sınıf öğretmenlerine, ilgili bilim dalının öğretim üyeleri tarafından anlatılacak ve hazırlanacak animasyonlu ders notları CD’ler şeklinde öğretmenlere verilecektir. 450 cıvarında öğretmenin katılımının planlandığı sempozyum,İstanbul Kültür Üniversitesi kurucu Rektörü Prof. Dr. Önder Öztunalı anısına gerçekleştirilecek ve Prof. Dr. Ahmet İnam (ODTÜ) sempozyum açılışında “Temel Bilimler ve Felsefe’’ isimli bir açılış dersi verecektir. Ayrıntılı bilgi için: http://www.kultur.k12.tr/yergokbilim Sibel Demirer 0 212, Yard. Doç. Dr. Gürsel Hacibekiroğlu 0 212 498 43 16 Türkiye Bilimler Akademisi Forumu, TÜBA İstanbul Grubu 16 Ekim 2006 tarihinde (Pazartesi) saat 18.30’da bir konferans düzenledi. TÜBA üyesi ve Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ekmel Özbay, "Günümüzde nanoteknoloji veuygulamaları" başlıklı bir konferans verecek. Konferans TÜBA İstanbul Ofisinde, İTÜ Eski maden Fakültesi Yabancı Diller Yüksek Okulu’nda (Maçka) yapılacak. CBT 1021/7 13 Ekim 2006 TÜBA Konferansı