24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM DÜNYASINDAN K I S A ALERJİ YAPMAYAN KEDİLER 4 6 BİN DOLARA SATILIYOR Bir Amerikan kuruluşu, alerjen kedi severler için özel kedi yetiştiriyor. Alerji yapmayan kediler denizaşırı ülkelerde bile alıcı buluyor Allerca firması tarafından özel olarak yetiştirilen kedilerin tüylerinde ve tükürük salgılarında daha az Fel d1 proteini oluşmakta. Söz konusu protein,alerjisi olan insanlarda, gözlerde kızarıklığa, hapşırığa ve ağır H A B E R L E R daha önceleri Homo erectus’tan gelişen cüce insanlara ait olduğu tahmin edilmişti. Ekim 2004 tarihinde Nature dergisinde yayımlanan bir yazıda ise Homo floresiensis olarak yeni bir türe sınıflandırılmış ve "Yüzüklerin Efendisi"ndeki "Hobbitler"e benzetilmişlerdi. Fakat Jacob ile birlikte çalışan araştırmacılar bunun bir yanılgı olduğunu açıkladılar şimdi "Proceedings of the National Academy of Sciences" dergisinde. Bilim adamları kafatasının mikrosefali hastası birine ait olduğunu söylüyorlar. Beynin yetersiz gelişimi olarak açıklanabilen mikrosefali hastalığında kafatası da normal büyüklüğe ulaşamaz. Ayrıca hastaların boyları da uzamadığı için cüce kalırlar. Kafatasındaki asimetri gibi çok sayıda özellik hastalıklı gelişime işaret etmekte. 2004 yılında eşsiz olarak tarif edilen diğer özellikler ise AvustralyaMalezya bölgesindeki insanların doğal özellikleri. Kafatası ilk başta diğer bölgelerdeki (özellikle de Avrupa’daki) kafataslarıyla karşılaştırılmıştı. Oysa fosillerin bulunduğu bölgedeki diğer kafataslarıyla karşılaştırılması daha mantıklı olurdu diyor Jacob. Bir fosilin yeni bir tür olarak sınıflandırılabilmesi için diğer türlerde görülmeyen birden fazla (hastalıkla ilgili olmayan) özelliğin bulunması gerekiyor. Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nden Robert Eckhardt, LB1’in normal özellikleri eşsiz değildi, küçük kafatası ise hastalığa uzanıyordu diye açıklıyor. Son araştırma yazısında sadece anatomik özelliklere dikkat çekmekle yetinmeyen bilim adamları, bir adada izole olarak yaşayan insanların başlı başına bir tür olarak gelişmelerinin imkansız olduğunu da savunuyorlar. Deniz seviyesinin düşük olduğu bir dönemde Flores en yakındaki adadan sadece birkaç kilometre uzaklıktaydı. Stegodon cinsi cüce filler Flores’e birkaç kez geldiklerine göre insanlar için de aynı şey söz konusu diyor araştırmacılar. Ayrıca yaşam alanının da avcı ve toplayıcı toplulukların uzun süre yaşayabileceği kadar büyük olmadığı da vurgulanmakta. YENİ DERİN DONDURMA YÖNTEMİ Berlin Teknik Üniversitesi bilim adamları yeni bir derin dondurma tekniğiyle, meyve ve sebzenin erime sürecinde bozuluşunu önlemek istiyorlar. Yaz aylarında derin dondurucuda sebze ve meyve donduranlar, bunları genelde eritmeden hemen pişirip tüketirler. Çünkü örneğin donmuş çilek erimeye bırakıldığında iyice yumuşar çamur gibi olur. Bunun fiziksel nedenleri vardır. Dondurma işlemi sırasında meyvenin içi çok yavaş soğur, çünkü hücrelerindeki su onları soğuktan korur. Su ne kadar yavaş soğur ve donarsa, meyvenin içindeki durumlarda astıma bile yol açabiliyor. Allerca yetiştirme programı için bu proteini taşımayan kedileri seçmiş. Firmanın bir sözcüsü 50.000 kediden birinde bu proteinin bulunmadığını ve proteinle ilgili genin değiştirilmesi gerekmediğini söylüyor. Alerji yapmayan kedilerin siparişleri 2004 yılında alınmıştı. Talep o zamandan bu yana hızla artıyor. Amerika’da 4 bin dolara satılan kediler Avrupa’ya 6 bin dolara gönderiliyor. İKLİM ARAŞTIRMALARI “HOBBİTLER” AYRI BİR TÜR DEĞİLMİŞ Flores insanının kendi başına bir tür oluşturup oluşturmadığı fosillerin bulunuşundan bu yana tartışma konusuydu. Bilim adamları şimdi tür te GRÖNLAND’DAKİ ERİME KÖRFEZ AKINTISINI ZAYIFLATABİLİR Grönland’daki buz tabakasındaki erime hızlandı. Bu gelişme körfez akıntısı ve Avrupa iklimini geçici olarak bile olsa etkileyecek. Grönland’daki buz tabakası dört yıl içinde her yıl yaklaşık olarak 248 kilometreküp hacim kaybetmiş. Uydu ölçümlerinden erime sürecinin özellikle de Güney Grönland bölgesinde ciddi boyutlarda olduğu anlaşılıyor. Bilim adamları Nature dergisindeki yazılarında, güçlenen tatlı su akıntısının her şeyden önce Kuzey Atlantik’teki deniz akıntılarını değiştirerek Avrupa’nın iklimi üzerinde etkili olacağından söz ediyorlar. Colorado Üniversitesi’nden Isabella Velicogna ve John Wahr, deniz suyunun erimeye bağlı olarak yılda yaklaşık olarak 0,5mm yükseldiğini hesaplamışlar. Nisan 2004 tarihinden Nisan 2006’ya kadar iki yıl öncesine göre iki misli buz kütlesi yok olmuş. Gelişmenin geçici mi yoksa uzun vadeli bir değişim mi olduğu henüz bilinmemekte. Bununla birlikte Grönland’daki buz tabakasındaki erime çok sayıda araştırmayla kanıtlandı. MaxPlanck Meteoroloji Enstitüsü bilim adamları bu arada erime sürecinin körfez akıntısı üzerindeki etkisini incelediler. Johann Jungclaus yönetiminde çalışan ekip, Uluslararası İklim Değişimi Paneli için, Grönland’daki erimiş buzulları da hesaba katarak yeni bir model hazırladı. Geophysical Research Letters dergisindeki yazıda bilim adamları, Kuzey Atlantik’teki sirkülasyonun ilk önce kuvvetli bir şekilde zayıflayacağını söylüyorlar ve son hesaplara göre bu zayıflama %3242 civarında. Daha önceleri %30’luk bir tahminde bulunulmuştu. Bununla birlikte aşırı erime durumunda bile Kuzey Atlantik’teki sirkülasyonun 22.yy’da yeniden düzelmesi bekleniyor CBT1021/4 13 Ekim 2006 orisini çürüten kanıtlar sundular. Kendi başına bir tür oluşturmayan Floresli insan, Homo sapiens’in hemcinsiydi diyor bilim adamları. Endonezya’daki Flores adasında bulunan fosiller uluslararası araştırma ekibinin tahminine göre hasta bir insana ait. Endonezya’daki Gadjah Mada Üniversitesi’nden Teuku Jacob, kafatasını ve neredeyse tüm olan iskeletin diğer kemiklerini yeniden inceledi. Liang Bua buluntu yerine göre "LB 1" olarak adlandırılan fosiller, buz kristalleri o kadar büyük olur. Ayrıca buz yaklaşık olarak %10 oranında daha hafif olduğu için de daha fazla yere ihtiyacı vardır. Bu yüzden buz, genleşme sırasında meyvenin doku parçalarını bozar diye açıklıyor Berlin Teknik Üniversitesi gıda mühendisi Dietrich Knorr. Araştırmacılar işte bu nedenle meyvenin içindeki buz kristallerini mümkün olduğunca küçük kılacak bir yöntem aramışlar. Yüksek basınç sayesinde suyun eksi 20 derecede bile sıvı kalmasını sağladık diyor bilim adamları. Basınç birdenbire azaltıldığında büyük bir hızla normal derin dondurma işlemi sırasında oluşanlardan çok daha küçük buz kristalleri oluşmakta. Meyveler erirken de basınç altında bırakıldığında yumuşamıyor, yuvarlak ve sert kalıyorlar. Ayrıca yüksek basıncın etkisiyle hızla genleşen buz kristalleri sayesinde çok sayıda bakteri gibi mikroorganizmalar da ölüyor. Knorr, yöntemin beş yıl içinde gıda endüstrisinde kullanılabileceğini bildirdi. SİGARA İÇME YASAĞI, KALP ENFARKTÜS VAKALARINI AZALTTI İtalya’da uygulanan sigara içme yasağı, son bir araştırma sonucuna göre kalp enfarktüs vakalarının his
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle