29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Demokrasiyi öldürdük, yaşasın kültür şoku! Toplumlar, hem kendi içinde hem de dışındaki kültürlerle, bugün olduğu kadar hiçbir dönemde yüz yüze gelme fırsatını yakalamadı. Buna rağmen bugünkü kadar yeryüzünde birbirine düşman kültürler de olmadı. Doç. Dr. İsmail Tufan, Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü, [email protected] yamıyorlar, ama karşı tarafa da suç bulmuyorlar. İlk turistler Türkiye’ye gelmeye başlayınca, halkta onlara karşı bir merak uyanmıştı. Acaba nasıl insanlar, nasıl yürüyor, konuşuyor veya eğleniyorlar diye merakla izleniyorlardı. Aynı durum, ilk Türkler Almanya’ya işçi olarak gittiklerinde, Almanlarda da görüldü. O dönemleri yaşamış olan birinci kuşak erkeklerimizin "sulu hatıralarını" dinleyenler, bugün yabancılara neden düşmanca davranıldığını anlamakta zorluk çekebilirler. Almanya’da 2006 yılının ilk altı ayında yabancılara yönelik 16000’den fazla saldırı yapılmıştır. Bunlar arasında ölümler ve ağır yaralamalar vardır. Kültür şokunun ikinci aşamasına erişilince "yabancılaşma" başlar. Kültürler arası yabancılaşma sürecinde suçu kendisinde arayanlar çoğalır. Türkiye’de bu aşamaya erişmiş bireyler çoğalmıştır. Kendi kültüründen kaynaklanan hataların yol açtığı anlaşmazlıklara daha fazla inanan bu grup, suçu kendisinde bulan çözümler üretmekle meşgul olmaktadır. Mesela turist kadınlara sarkıntılık yapılması, bizim maganda erkeklerimizin, dolayısıyla kültürümüzün yarattığı bir durum olarak algılanmaktadır. Oysa bizim magandalarımızla yatağa girmeye meraklı turistlerin bulunduğu da bir gerçektir. Alman televizyonlarında Jamaika’ya seks turisti olarak giden Alman kadınlar sık sık gösterilmektedir. Magandalar sadece bizde değil, bütün ülkelerde vardır. Özellikle endüstri ülkelerindeki sayıları, zannedildiğinden daha fazladır. Dünyada futbol maçlarında en çok kavga çıkaran, en çok adam öldüren, en çok sarkıntılık yapan, en çok istenmeyen ülkenin adını anımsıyor musunuz? T ürkiye’nin etrafı birkaç yıl içinde kan gölüne dönüştü. Irak’ta iki yılda 50000 sivil hayatını kaybetti. Birkaç haftada Lübnan’da ve İsrail’de ölen sivillerin sayısı 700’ü aştı. Dünya her zamanki gibi savaşı seyrediyor. Kültürler arası savaş, yeryüzünden hiç eksik olmadı. İnsanlık tarihi, kültürler arası savaşların tarihidir. Uzun bir geçmişi vardır, alışkanlık yaratmıştır. Bu yüzden kültür şoku üzerinde duracağım. Toplumumuz ve dünya tam manasıyla bir kültür şoku yaşıyor. Kültür şoku, sosyologlara göre farklı kültürlerin karşılaşması sırasında ortaya çıkar ve genel olarak beş aşamalı bir süreçtir (Joas 2001). Birkaç yıl önce basında "satanistler" diye bir grup sürekli olarak ele alındı. Nedense artık üzerinde durulmuyor. Sanki birden ortaya çıkıp, birden yok oldular. Gençler, siyah renkler giydikleri için bir süre damgalandı, medya buna çanak tutan araç olarak devreye girdi. Şimdi susuyor. Bir zamanlar, saçları uzun diye "hippiler" öcü gibi gösterilmeye çalışılmıştı. Oysa onların istekleri sevgi, barış ve aşktı. Bunların ikisi de başka kültürlerden toplumuza giren elementlerdir. Goethe’nin zamanında olduğu gibi artık kültürlerin karşılaşması için insanların aynı mekanı paylaşmaları gerekmiyor. Televizyon, radyo, gazete, dergi, internet üzerinden kültürlerin buluşması sağlanabiliyor. Kültür şokunu yaşamak için "buluşma" şartının yerine gelmesi gerekmiyor. Diğer taraftan her gün ortalama 2 milyon kişi, ülkeler arası sınırları aşmaktadır. Yılda 650 milyona yakın kişi çeşitli ülkelere turist olarak giriş yapmaktadır (French 2000) . Bunların 2030 milyonu Türkiye’ye gelmektedir (Turizm Bakanlığı 2005) . Dolayısıyla Türkiye’de ve dünyada bir kültür şokunun ortaya çıkma olasılığı fazladır. kunun ardında "yanlış anlaşılmaların" yattığı düşüncesi ortaya çıkmaktadır. Farklı kültürler, şapkalarını önlerine koyarak düşünmeye, anlaşmazlıkların sebeplerini aramaya başlarlar. Bu arayış sonunda, birbirlerini karşılıklı olarak yanlış anladıkları duygusuna kapılarak, hatanın giderilmesi için zemin yaratırlar. Beşinci ve son aşamada "anlaşma" meydana gelir. Kültürler arası farklılıkları kavramış, her kültürün kendine özgü niteliklere sahip olduğunu kabullenme eğilimine sahip insanlar çoğalmıştır. Birbirine hoşgörüyle yaklaşma, anlama eğilimi çoğalmıştır. Böylece kültür şoku atlatılmış olur. Başka bir kültürün devreye girmesiyle yeniden başlayan bu süreçte, önceki tecrübelerinden hareket eden bireyler, yeni kültür şokunu daha çabuk atlatarak, kültürler arası barışın devamını sağlayan birer güvence haline gelirler. Dünyanın güncel durumuna bakınca, bu teorinin yanlış olduğu izlenimi Toplumumuz ve doğmaktadır. Kültürler arası dünya tam manasıyla savaş naraları atanlar, kültürler arası barışı savunanlardan bir kültür şoku daha fazla gibi görünmektediryaşıyor. Kültür şoku, ler. Fakat bu yanıltıcıdır. İnsosyologlara göre sanların çoğu barıştan yanadır, farklı kültürlerin ama olanların olanakları, sakarşılaşması vaştan yana olanlar kadar fazla olmadığından, yeryüzünde sırasında ortaya çıkar kültürler arası barışın sağlanve genel olarak beş ması mümkün olmamaktadır. aşamalı bir süreçtir BUGÜN ÇOK FARKLI Toplumlar, hem kendi içinde hem de dışındaki kültürlerle, bugün olduğu kadar hiçbir dönemde yüz yüze gelme fırsatını yakalamamıştır. Buna rağmen bugünkü kadar yeryüzünde birbirine düşman kültürler de olmamıştır. Eski savaşlar erkekler arasında olurdu, omuz onuza çarpışılır, düşmanlar yüz yüze bakarlardı. Bugün birbirlerini görmeden savaşanlar, barışseverleri öldürmekle meşguller. Buna barış arayışı diyorlar. Kültürlerin birbirlerini yok etmeye çalıştığı kolektif bir kültür şoku yaşıyoruz ve üçüncü aşamasında yer alıyoruz. Bu süreçten ne kadar çabuk geçersek, şapkalarımızı önümüze koyma sürecine o kadar çabuk erişeceğiz. Karşılıklı suçlamaları bir kenara bırakıp, yanlış anlaşılmaların nerede ve neden ortaya çıktıklarını keşfetmeye çalışacağız. Fakat dördüncü aşamaya ulaşmamızı engelleyecek, dolayısıyla genel barışın hakim olmasını önleyecek büyük bir silah deposu haline getirdiğimiz dünyayı silahtan topyekun arındırma fikrine sıcak bakmıyoruz. Demokrasiyi, kendimize göre yorumlayıp, içeriğini isteğe göre değiştirip, lastik gibi çekip kısalan bir araç olarak kullanıyor, istersek ölüm, istersek hayat veren bir mekanizma olarak görüyoruz. Demokrasi vefat etmiştir, ama kültür şoku yaşıyor. Beşinci aşamaya gelebilirsek yeniden canlanacaktır. Belki bugünkünden daha akıllı kuşaklar sayesinde demokrasi adına layık bir rejim olarak kalabilecektir ya da bir daha dirilemeyecek, dünya kendi başını yiyen bir yılan haline gelecektir. 1 Joas, H. 2001. Lehrbuch der Soziologie, Campus Verlag: Frankfurt, New York. 2 French, H.2000. Vanishing Borders: Protecting the Planet in the Age of Globalization. Norton: New York. CBT1021/21 13 Ekim 2006 Kültür şokunun üçüncü aşamasında artık suçun kendisinde değil, karşı tarafta olduğu düşüncesi egemenlik kazanır. Buna "suçlama" safhası denilmektedir. Suçlama safhasına girmiş olanlar, kendi kültürlerine sarılmaya, onu korumaya ve savunmaya yönesuz bu bağlamda onun özverisi kadar Suna hemşiremin lirler. Kültür şokunun de özverisini takdirle anımsıyorum. Çok çetin bir dö bu aşamasındaki kişilenemdi. Peki tüm bu özveriler yeterince takdir edildi mi? rin çoğaldığı TürkiHayır!.. Bir ilke insanı, dürüst bir meslek adamı ve aka ye’de, kendilerini küldemisyen, kısacası "adam gibi adam" olmanın bedelini tür savunucusu ilan ağır ödemiştir. Başka bir deyişle (Suna hemşiremin de eden kesimlerin kışkırson telefon görüşmemizde belirttiği gibi) ülkemizde tüm tılarına eğilim gösteren gerçek sanat ve kültür insanı gibi Ümit yalnız bırakılmış gruplar ortaya çıkmıştır. ve değeri bilinmemiştir. Kısacası o vitrine çıkmak heve Kültür şokunun en tehsi ve tutkusu olan birisi değildi. 1981’den vefatına dek yöneticiliğini sürdürdü likeli aşaması budur. ğü ASSOS kazıları kadirşinas çevrelerce çok takdir edilmektedir. Son yıllarda Çünkü bu aşamada birailece ASSOS’ta yaşayarak ve eşi ile elele çalışarak sürdürüyordu çalışmaları. İş çok sosyal krizler ortaya te böylesine bir idealist aydını yitirdik. Oğulları ve eşi onun anısını gururla sür çıkabilmektedir. Dördüncü aşamaya dürüyorlar; işte bu biz dostları için en büyük teselli kaynağıdır. Ben bu anıtsal dostumuzun anısı önünde saygı, sevgi ve özlem ile eğiliyor; gelindiğinde bilinçsel tüm tanıyanları da saygı duruşuna davet ediyorum. Ümit’ciğim ışıklar içinde ol bir değişiklik meydana gelmektedir. Kültür şomanı diliyorum. Kültür şokunun ilk aşamasında "coşku" duygusu hakim oluyor ve bireyler kendi kültürlerini sorgulamıyorlar. Anlaşmazlıkların sebebi olabileceklerini algıla İLK AŞAMADA ÇOŞKU SUÇLU KARŞI TARAF! TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle