Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
olarak adlandırılan kulağın arkasındaki bu bölge (mesela felç ge;iren hastalarda) hasarlı olduğunda hasta, karşısındaki kişinin yalan söylediğini ya da şaka yaptıgını anlayamıyor. Birmingham Üniversitesi'nden Dana Samson'un konuyla ilgili araştırması Nature Neuroscience dergisinde yayımlandı Birçok insan örneğin patronunun bir rapor sırasında sabırsız bir şekilde parmaklanyla masayı tıklattığında otomatik olarak ne düşündüğünü tahmin edebilir. Bilim adamları bu tür tahminlerin, frontal korteksteki süreçlerle gerçekleştiğini biliyorlar. Bu beyin bölgesi alnın hemen arkasında yer almakta. Son araştırmalar şimdi kula ğın arkasındaki temporoparyetal bölgenin de önemli olduğunu gösteriyor. Bu beyin bölgesi sayesinde diğer insanların düşüncelerini, davranışlarına bakarak okuyabildiğimizi Samson ve arkadaşları felç hastaları sayesinde saptadılar. Bilim adamları deneklerden, videodaki bir kişinin düşüncelerini ve ya bir anlatımı kestirmelerini istemişler. Hastalar diğer algılama testlerinde iyi sonuçlar almalarına rağmen bu tesllerde başarılı olamıyorlar. Beyin araştırmacıları daha önceleri kulak arkasındaki beyin bölgesinin örneğin karşımızdaki kişinin bakış yönünün işlenmesinde bir rol oynadığını bulmuşlardı. Fakat yeni incelemelerle psikologlar bu bölgenin düşünceleri okumak gibi diğer değerlendirmelerde önemli bir rol oynadığını öğrendiler. GönüldenBilime Özge Ahmet tnam Genetik araştırmalara yeni kurallar geliyor Genetikçiler yeni geliştirilen testlerle tarihe mal olmuş kişilerin yaşamlarından ayrıntılar bulmaya çalışıyor. Fakat biyolojik analizler etik soruları da beraberinde getirince bilim adamları genlerin incelenmesine yönelik kurallar getirdiler. En iyi öyküleri bazen genler anlatır. Mesela Albert Einstein üzerine. Ünlü fizikçinin dehasının kaynağını arayan bilim adamları Einstein'ın beyin dokusunu ayrıntılı bir şekilde analiz ederek dâhinin ölüm nedeni olan atardamar genişlemesinin genetik olup olmadığını buldular. Ya da Ludwig van Beethoven: Beslecinin saç analiziyle sağırlığının sinsi bir kurşun zehirlenmesiyle mi ilgili olduğu kontrol edildi. recekler Kişilere bilim adamlarının analizini veto etme hakkı da verilebilir. • Bilim adamları açık kartlarla oynamalı: Araştırmanın hedefi, yöntemi, araştırılan kişi üzerindeki etkileri ve finansman türü araştırmaya katılan tüm bilim adamlarına açıklanmalı • Bilim adamları çalışmaya başlamadan önce söz konusu kişinin ölümünden önce bu tür incelemeler yapılmaması konusunda vasiyet edip etmediğini kontrol etmeliler • Bilim adamları, örneğin ölmüş insanların DNA testindeki bılgılerı yaşayan yakınlarını etkileyecekse tesîi gizli tutmalı. • Bilim adamları kendilerine şu soruya sormalılar Biyolojik analiz araştırması bu durumda işe yarayacak mı ? Ya da kurban, genlerınden yararlanılmayacak kadar Elvis Presley'in saçlarını ya tutmak gibi zorunluluklardan öte yaşlı mı? da Abraham Lincoln'un kanını in bir şey getirmiyor Ayrıca artık ha• Ve bilim adamları hiçbir celeyen bilim adamları biyotarihçi yatta olmayan ünlülerde de pek iş zaman tüm örnek malzemeyi kulolarak adlandırılmakta. Ama bu ye lemiyor lanmamalı ki diğer araştırmacılar ni bilim dalı aynı zamanda etik sosonuçları kontrol edebilsinler. runları da bcraberinde getiriyor. YENİ KURALLAR Bunun dışında araştırmaları Eleştirmenler soruyor Örneğin işte Chicago Tarih Birli teşvık eden müzeler, ünıversite ve DNA analizi gibi biyolojik ve gene ği'nden Lori Andrews şimdi Scien araştırma enstıtüleri ıstedikleri tik testler öltnüş bir kişinin bilin ce dergisinde biyotarihçiler için projeler konusunda çok dikkatli meyen yanlarını ortaya çıkarmak bir yönerge sundu. Üstelık hü olmalılar için kullanılmalı mı? Ve eğer yanıt kümler sadece ünlüler için değıl Farklı disiplinlerde çalışan evetse, hangi sosyal, yasal ve bi "yazgıları" biyotarihçiler tarafından bilim adamlarından oluşan bir kulimsel bilgiler açıklanmalı7 incelenen tüm insanlar için de gc rulun bu konuda yol gostermesi önerilmekte. Ve araştırmacı Scienincelenen kişi çok uzun bir çerli olacak. • Bilim adamları araştırma ce dergisinde bilim adamlarının süre önce ölmüş olsa bile hastalıklar veya davranış bozuklukları proıesine başlamadan önce ilgili ancak bu şekilde araştırma projeözellikle de genetik hastalıkların kişiye veya ölmüş kişinin yakınla lerinden sorumlu tutulabileceğini tespit edilmesi durumunda hayat rına çalışmalar hakkında bilgi ve söylüyor. 893/7 1 Mayıs 2004 uzge, her insanın içinde. özge, her "ben" diyenin, "bu benim", "burası bana ait" diyenin içinde. Aynı olarak görünen herşeyin. Her damgaladığımız, yargıladığımız, değerlendirdiğimiz dostumuzun, düşmanımızın, yakınımızın, yabancımızın içinde. Her "öz" olarak gördüğünüzde bulunan. "Birine sen şusun" dediğinizde onda bulunan. (Ben özgeyim, senin dediğin gibi değilim diyen.) özgeliğimiz, özümüzde bulunur. Hep ötekiyizdir bundan dolayı. öziim, özgeliğimdir. özüm, öteki olduğumdur. Levinas'ın bendeki öteki (c'ast l'autre en moi) dediği ben. Iki bin beşyüzyıldan fazla bir zamandır Batı düşünce geleneğinin içinde, her düşünce geleneğinde olduğu gibi keşfedilmesi, yeniden oluşturulması gereken bir anlayış, özge anlayışı. "Başka", "öteki", "diğer"gibi sözcüklerle de yaklaşılmaya çalışılıyor özgeye. özge, öz ile ilintili olduğu için tüm bu sözcüklerle, terimlerle karşılananları içinde taşıyor, onlardan da daha geniş. "Farklı", "ayn", "yabancı", "öteki türlü"... Bir anlamıyla Derrida'nın diff'erance'ı. Çağımız özgenin anlaşılmasını gerektiren bir çağ. özge ise birçoklarının sanabileceği gibi postmodern bir kavram değil. Bir "kavram" değil her şeyden önce Birtutum. Birtavır. Bir anlayış. Bir yaklaşım. insana vegerçekliğe belli bir duruş. Bencil olanın zıttı anlamında da değil her zaman. "Bencil değil, özgecil" sözünde olduğu gibi. özgelik, öz taşınmanın bir sonucu. özü;kapalı, temeli kendinde, kendi kendini belirleyen, kendi kendine yeten olarak görmemizi engelleyen, özgeliktir. özgelik, özdeki, ötelik; özdeki öteki türlü olma; özdeki öze tutsak olmama durumudur. İnsan özge bir varlıktır. Varlığın kendisi özgelik taşır. özgeliğin ayırdına varabilme, onu yaşayabilme özüyle belli bir ilişki kurabilen insanın işidir. Elbette zordur. Çilelidir. Belki zor katlanılır bir travmadır, yıkımdır, örselenmedir. "Ben buyum" damgalanmasını aşmayı gerektirir. "özüm budur, ben buyum" dediğimde, öbür türlü (autre ment) olma olanağını kapatmamak gerekir. "özgedir özüm" belki bu söylenebilir, belli bir ihtiyatla. özümdür özge". Damgalama, sınıflama, "kategorize etme" yönetme, elde etme, ele geçirme ahlakında, herkesin özü etiketlenmiştir. Herkesin ne olduğu, "ne mal" olduğu bellidir. Herkes herkesin kim olduğuna bilir ve bu bilgisiyle ilişkiye geçer. Bir tür taksanomifikasyonla, sınıflandırıp, kalıplar içine konularak varolmaya çalıştığımız bir ahlak düzeni içindeyiz. Elimize diplomamızı, bonservisimizi, CVmizialıp, "Ben sizin damgalama ahlâkınızla buradayım, beni işe alın"diyorum. İşte, sınıflandırmalaryaptığımız dünyada, ben sizin sınıflamanıza göre buradayım. Kendimi size kanıtladım. Beni adam yerine koyun" diyorum. "Bana bir öz biçmişsiniz. özlemediğim özümü katamadığım, bana özgu olmayan bir öz. Ben bu özün taşıyıcısı değilim, beni bu öze hapsedemezsiniz. Bu özle beni sınıflandıramazsınız. Bu özle beni tartamazsınız. Eğer tartmaya kalkarsanızya "elli dirhem" fazla ya "ellı dirhem''azgelirim. özgeyim ben"diyemiyorum. özgeliğimin ayırdında değilim. özümü şişirmem, kendimi bir şey sanmam özgesiz özümden, özürümden geliyor. özgeliğimi tanımam, özürumü tanımamı gerektirir. Içimdeki, özümdeki, katı, çirkin, kaba, değişmez, kokuşmuş şeyleri temizlememi gerektirir. (Bir çeşit ruhsal, düşünsel, etiklavman, teskiye). öz, kendinin değildir. özge, özgeliğiyle özdür. (Hegel, ardından Marks bir anlamda "dialektik" sözüyle değindiler özgeliğe!) özgelik, özden öncegelir. öteki, benden öncedir. Benle başlamaz hiçbir şey. Ben ötekini içinde taşıyan bir varlıktır. ötekiyle ben olur. insan, Batı Düşüncesinde Kartezyen Cogito'yla birlikte beni yeniden keşfetti. "Ben" Edmund Husserl'le Strenge VVissenschaft kesin bilmeolarak sağladı. Husserl "bende, güveni, güvenceyi, logos'u buldu. "Ben'den öze doğru biryolculuğa çıktı. özdeki özgeyi anlamak, Heidegger gibi zeyrek bir AIman'a, Levinas gibi dini daha çok bütün bir Musaviye düştü. Bizim külturümuzde özge anlaşılmış mıdır? Yaşantı olarak, söz olarak evet. Felsefe olarak hayır. Tasavvuf bir yorumuyla özgelik yaşamıdır. "Ene"den, "ben'den kurtulmadır. Yunus'un dediği gibi "Bir ben vardır bende, benden içerü". "Bu benden içeri"olan, özden içeri olandır. Zamandan da içeri olandır. (Levinas'ın deyimiyle zamanın öbüryüzünde olan, en deça du temps'dır.)özge'nin keşfi, özün baskısından, bencilliğinden, kalıplarından arınmakla olur. öteki insanın ötekiliği, onun benden özge, benden farklı biri olarak, sonsuzluğu içinde, ona şiddet uygulamamaya çalışarak, onu yaşayabilmekle gerçekleşir. Dünyada binlerce yıldır yaşanan şiddetin kaynaklarından biri de, ne kendi özümüzdeki özgeliği, ne de öteki insandaki özgeliği anlayış yaşamayı başarabilmemizdendir. Özgelik, yüzyıllardır gereksinim duyduğumuz, onsuz yapamayacağımızı artık iyice anladığımız, özümüze özgü özlemimizdir. •ÖZÛMDÛRÖZGF taki akrabalar üzerinde yıkıcı etki yapabilir. Genetik bir hastalığa yakalanma riski olan kişilerin sigorta primleri yükseltilebilir hatta işlerini bile kaybedebilirler. Genetik araştırmalarda bugüne kadar hemen hemen hiçbir kural bulunmuyordu Geçmişteki bir ünlüye ait saç ya da kan bulan araştırmacı analiz yapmakta serbestti Gerçi biyoloji, genetik veya antropoloji gibi disiplinlerde özel kurallar geçerli. Fakat bunlar sadece incelenenlerin kimliğini gizli 'BİR BEN VARDIR...*