Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bilim Tarihi slam bilim tarihinde bir başyapıt Profesör Fuat Sezgin'in bir yıldır beklenen büyiik eseri "Wissenschaft und Technikin Islam" (Islâm'da Bilim ve Teknik), yeşilbezli enfes bir karton kutu içerisinde beş cilt olarak nihayet yayınlandı. "Wissenschaft und Technik in Islam", bilim tarihi konusuyla ilgilenenlerin ellerinden düşürmeyecekleri temel bir başvuru eseri olmaya namzet. A. M. C. Şengör,* rofesör Fuat Sezgin'in bir yıldır beklenen büyük eseri "YVissenschaft und Technik in Islam" (İslâm'da Bilim ve Teknik), yeşil bezli enfes bir karton kutu içerisinde beş cilt olarak nihayet yayınlandı. Paris'de, Palais de la Decouverte'de 2004 yılında yapılacak bir sergi için planlanmış bir katalog olarak düşünülmüş olan bu dev eser, aslında bir kataloğun çok ötesinde, İslâm kültüründe bilim tarihinin belgelere dayanan ve dünyada bu konunun en önde gelen uzmanı olan bir kişinin elinden çıkmış bir özeti. (Bu eserin UNESCO tarafından desteklenen Fransızcası da şu anda hazırlanıyor.) denlerine ayrılmış. III. bölüm bilhassa Fuat Hoca'nın daha önce yaymladığı eserlerini okumamış olanlar için çok göz açıcı yeniliklerle dolu. Fuat Bey burada önce İslâm kültürü içerisinde bilimlerin hızla yayılmasının ve üstün bir düzeye erişmesinin nedenlerini sıralıyor. daha kaliteli yapılmasına neden oldu. 1 2 . Kaliteli mürekkep yapımı da aynı sonuca katkıda bulundu. P İSLÂM'DA BtLtMtN YÜKSELİŞİ Bunlar şunlardır: 1. İslâmiyetin ilk yıllarında Araplar, hızla yayılan fütühata paralel olarak büyük bir bilgi açhğı içerisindeydiler, 2. Yeni dinleri, bilimleri kösteklemek yerine destekliyordu, 3. Emevî, Abbasf ve diğer devletlerin devlet adamları bilimi himaye ediyorlardı, 4. Müslümanlar tarafından fethedilen bölgelerdeki kültürlü insanlar fatihleri tarafından iyi davranış gördüler ve desteklendiler, 5. İslâm kültüründe, İslâmın ilk yüzyılından itibaren yakın bir öğreünenöğrenci ilişkisi gelişti. Bir oğrenci bazan uzun yıllar boyunca öğretmenin yanında kalıyordu. Bu ustaçırak ilişkisi, bilginin ve düşünce sistemlerinin hızlı ve emin yayılmasına neden oldu, 6. İslâm kültür camiası içerisinde bilim ve felsefeyle uğraşanlar, uğraşlarını dinden uzak, tamamen din dışı bir amaçla yapıyorlardı. Bu kişiler arasında sık sık terzi, fırıncı, marangoz, demirci, devecı veya saatçi gibi meslek erbabına rastlıyoruz, 7. VII. yüzyıldan itibaren camilerde umuma açık dersler verilmeye başlanmıştı. VIII. yüzyılda camilerde üstüvane ("sütun") adı verilen kürsüler oluştu. Buralarda bilim dersleri veriliyordu. Bu kürsüler daha sonra camileri devletçe desteklenen üniversitelere dönüştürdüler, 8. Arapça yazı karakteri, hızlı yazmaya imkân veren bir stenografı şeklindeydi(i). Bu da kitapların hızla yazılıp yayılmasına yol açtı, 9. Filolojinin hızlı gelişmesi, eserlerin yazıldığı dilde belli bir standart yaratmakla kalmadı, diğer dillerden yapılan tercümelerin de kalitesini olumlu yönde etkiledi, 10. Diğer dillerden terim alma zorunluluğu, terimlerin tanımına verilen önemi arttırdı ve Arapça terminolojide belli bir kesinlik yarattı, 11. Papirüs endüstrisi ve daha sonra Çin'den öğrenilen kâğıt yapma tekniği kitapların eskiye nazaran daha çok ve DURAKLAMA Bu nedenlerden ötürü VII. yüzyıldan XVI. yüzyıla kadar gelişen bilimler, İslâm dünyasında XVI. yüzyıl sonundan itibaren ise duraklama dönemine girdiler. Niçin? "VVissenschaft und Technik in İslam", bilim tarihi konusuyla ilgilenenlerin ellerinden düşürmeyecekleri temel bir başvuru eseri olmaya namzet. Yalnız böyle bir eseri ortaya çıkardığı için değil, bu eser içinde resimleri bulunan malzemeyi bir ömür boyu yılmadan toplayan, derleyen ve hatta planlayarak yaptıran Fuat Sezgin'e karşı tüm entellektüel dünya, ömrünü adadığı bu muazzam çalışma için büyük bir şükran borcu altına girmiş durumda. Fuat Hocamız 78. yaşmda ne denli kutlansa azdır. KAYNAKLAR AYRINTILI Beş cilt, kendilerini kapsayan kutu ile aynı renkte fıstıkî yeşil bez ciltli ve irice kuarto boyda. Birinci cilt, Fuat Hoca'nın önsözünü, beş cildin içeriğinin bir tablosunu ve Fuat Hoca'nın yazdığı Giriş'i kapsıyor. Giriş'in alt başlıkları şunlar: L İslâm'da 1./7. yüzyıldan 10./16. yüzyıla kadar bilimlerin gelişmesi. 84 sahifelik bu bölümde her yüzyıl ayrı bir başlık atında anlatılmış. Bu bölüm İslâm'da bilim tarihinin pek enfes bir özeti. Kaynaklar o denli detaylı verilmiş ki, Fuat Bey, ğörmediği bir kaynağın yanına onu göremediğini parantez içinde belirtmiş! II. Batı tarafından Araplslâm bilimlerinin alınması ve özümlenmesi. Burada, Arapİslâm biliminin batıya ulaştığı üç yol ayrı başlıklar altında anlatılmış: 1. Müslüman tspanya üzerinden, 2. Sicilya ve Güney İtalya üzerinden, 3. Bizans üzerinden. Bu bölüm bir sonuç ile son buluyor. III. Bölüm, İslâm dünyasında bilimde duraklamanın başlaması, yaratıcı düşüncenin sona ermesi ve bunların ne Fuat Hoca bu konuda dinin kötü etkisi olduğu tezini reddediyor, çünkü, diyor, aynı din, bilimler gelişirken de vardı. Peki duraklama ve tökezlemenin nedenleri nerelerde aranmalı? Fuat Bey bu konuda öncelikle İslâm dünyasmı XI. yüzyıldan itibaren kasıp kavuran savaşların ekonomik ve sosyal etkilerini sorumlu tutuyor. Önce haçlı savaşları, İslâm dünyası içerisine batıdan uzanan bir kama gibi bu dünyanın batı kısmını ikiye böldüler. Arkadan XIII. yüzyılda gelen korkunç Moğol istilâsı İslâm âleminin doğu kesimindeki kültür merkezlerini mahvetti. (Ör. Moğol mareşalleri Sübüdey Noyan ve Çepe Noyan'ın Buhara ve Horasan arasında yaptıkları katliamın eşinin XX. yüzyılda Nazilerin yaptığı soykırıma kadar bir daha görülmediği iddia edilir.(2) Duvar kadranı: Tycho Brahe'nin astronomikamaçlı geliştirdiği bu aleti, Islam Dünyası çok daha önceden kullanıyordu. dat'ı fethinden sonra Dicle'nin günlerce nehre atılan kitapların mürekkeplerinden ötürü siyah aktığı rivayet edilir. İslâm dünyasının bu zayıflaınasından iki yüzyıl gibi bir zaman sonra Müslümanlar İspanya'dan da atıldılar (1492). Bunu da Fuat Bey, İslâm kültür dünyasıntn başına gelen en büyük felâketlerden biri sayıyor. Bu tartışma esnasında okuyucu, Afrika çevresinden Asya'ya giden yolun Araplarca yüzyıllardır bilindiğini, Fas ile Çin arasında bir deniz ticaret yolu bulunduğunu öğreniyor. Fuat Bey, Portekizlilerin önce Afrika sahillerini, sonra da Ümit Burnu'nu dolanarak Hindistan'a ulaşmalarım Arapların İberya Yarımadasındaki bilgi birikimine bağlıyor. Hattâ Portekiz'den Asya'nın doğu sahillerine ulaşmak ümidiyle batıya doğru pek çok (başarısız) seferin düzenlendiğini de öğreniyoruz. O kadar ki, Arap hâkimiyeti esnasında Lizbon limanındaki bir caddenin adı Darbal magrurin (kaybolup gidenler yolu) imiş! Hint Okynusu'nun Portekizlilerce çok kısa bir sürede fethedilmesinin nedenini de Fuat Bey, ekonomik ve sosyal olarak zayıflamış bir İslâm âlemine dalan Portekizlilerin İslâmın coğrafya ve seyrüseferle ilgili bilgi birikiminden akıllıca yararlanmalarına bağlıyor. (Bu bilgi PORTEKİZLİLER VE İSLAM Bu olaylar İslâm kültür merkezleri arasındaki alışverişi ortadan kaldırdı, kültüriçi teması neredeyse imkânsız hale getirdi ve yalnız insanları fakirleştirmekle kalmadı, hükümdarlan da bilimi destekleyemez hale düşürdü. Bilhassa Moğollar, pek çok kütüphaneyi, gözlemevini, müzeyi yok ettiler, kıymetli pek çok eser yok oldu. Hülâgü Han'ın Bağ 887/8 20 Mart 2004