26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cönülden Bilime Euro'nun bozuk paraları kaşıntı yapıyor Ahmet Inam Toparlayan akıl Insan, koşullar elverirse, birgün akıl zenginliğini kullanmayı öğrenecek. Yüzyıllarca, değişik kültürel, toplumsal, siyasal, ekonomik, dinsel, nıhsal... etkilerden dolayı aklını "kısır", dar, sığ biçimlerde yaşadı. Denetleyen aklı, dünya gezegeninde "tür" olarak varolması için binlerce yıl kavga verdi, âlet yaptı, avladı, banndı, büründü, örgütlendi. Dünyayı "ele geçirmeye" çalıştı. Taktikler, stratejiler uyguladı. Farkh topluluklar, farklı yönlerde, denetleyen akıllannı kullandılar, birbirteriyle çatıştılar; savaşlar, bitmek bilmeyen mücadelelersürdü gitti. "Bizden" ve "onlardan"olanlar ayrımı yaparak "onlan"yok edip, dünyayı "bizden"olanlarla doldurma tutkusu sardt denetleyen aklı. Denetleyen akıl, "çare" olarak, insanı doğadan ve kendinden gelebilecek belalardan korudu, korumaya çalıştı; teknoloji oldu, tıp oldu, yönetim bilgileri oldu. Denetleyen akıl, tarih boyunca, insanın onsuz edemeyeceği aklı oldu. Çoğu zaman gücü ele aldı, aklın diğer bileşenlerine göz açtırmadı. "Teorik akıl" örneğin, bir çok kültürde oluşamadı: Oralarda insanlar seyrederek, belli bir uzaklıkla "olup bitenler" üzerine düşünebilmeyi akıl edemedi, basaramadı. çağımızda, teknoloji yoğun bilim anlayışında, teorik akıl, denetleyen aklın "muavin"liğini yapabiliyor. Salt "teorik" çalısmalar, yeterince özendirilemiyor. Anlayan aklımız, en güdük kalmış aklımız. "Anlama", denetleyen aklın egemenliğinde, "isine geldiği gibi" anlama, "sonuç olmak için" anlama, "görmezlikten gelmek için" anlamaya dönüşmüs. Bizden olmayanı, denetleyen aklımızın yatmadığını anlamayı, karşımızdaki insanın, kültürün, yasam biçiminin ' kalbi olarak" anlamayı pek istememişiz. Anlamaktan korkmuşuz: Anlarsak, kabul edeceğimizden korkmuşuz. Sürekli kavga ve gerilimle yaşanan dünyada, denetleyen aklı bol "hıyar" insanın kalbini, "ruhunu" açarak, çıkarlardan, "sonuçlardan" uzak anlama çabası içinegiremediğini görüyoruz. Anlamaya çabalıyor görünmesi bile denetleyen aklının buyruğu ile gerçeklesiyor olabilir. Anlamadan felsefed, anlamadan, bilim adamı, anlamadan mühendis, anlamadan sanatçılann ortaya çıktığı bir dünyadayız. Ezberölik, taklitçilik, yaptığı isin anlamını kavramadaki isteksizlik. Anlayan aklımızı güdük bırakmış. (Mühendistik okurken, türev ve integralin anlamını kavrayacağım derken, az kalsın sınıfta kalıyordum!) Şiirleyen aklımızsa, yüzlerce yıl "manzumeler", uyaklı, ö'lçülü sözler olarak, belleğimize hizmet etmek için kullanılmaya çalışılmıs. Yaşamdaki siiri "kavrayan", siiri yaşayan, yaşatan; yaşanan siir katan aklımızın, denetleyen aklın bu oyununa gelmiş olması hazindir. Kendine sair diyen bir sürü insanın şiirleyen akıldan ne den: li nasiplendiği tartışılmalıdır. Anlayan akıllanyla yazsalar neyse, denetleyen akıllanyla yazıyorlar! Kurnazlıkla, taklitle! Erotik aklımız, seks budalası kılıvermiş bizi. Erotik aklın bir yaşama, düşünme coşkusu sağladığını, düşünmenin, doymanın, anlamının doyumsuz tadını, yaratıa ateşini otuşturduğunu anlayamamışız. Bu yüzden ortalıkta "içigeçmiş", karamsar, yılgın "entel" kılıklı insanlar dolaşır olmuş. Eleştiren aklımız, kimi yaşam biçimlerinde hiç gelişmemiş, "takma kafana"görüşüyle körolmuştur. Aşın gelişip, "azdığında" ise, her şeyi tahrip eden, hiçbir değere tutunamamış "nihilisf insanlar yaratmıştır. Sağlıklı, yapıcı, ufuk açıcı eleştiriler, bir "muhabbet" olabilen eleştiriler ortaya koymakta yeterince başanlı olamamış eleştiren aklımız. Bağlanan aklımızsa, bağlandığı inançlann, görüşlerin, öğretilerin yobazı olmuş, inançlannı anlayarak, kavrayarak, hoşgörerek, şiirieyerek yaşamayı bilememiştir. Inanma bir "gaflete", farklı olana düşmanlığa yol açmıştır. Kısır 'ideolojik" çekişmelerin, inanç ayrımlarından kaynaklanan düşmanlıkların altında bağlanan aklımızın gelişmemişliği yatıyor. Işte bu olumsuz görünümüyle insan aklı, bileşenlerindeki uyumu, düzeni kavramadığı, parçalannı biraraya getirip güçlenemediği için topariayıcı gücünü kullanmak zorunda. Kimi zaman "ortak" akıl adını da verdiğim, topariayıcı gücüyle, sahip oldugu ama etkin kılamadığı zenginliklerini harekete geçirebilir. Topariayıcı akıl, bileşenleri arasındaki dengeyi, uyumu sağlayabildiğinde, insanlar, bu dünyayı daha yaşanır bir gezegen olarak dönüştürme yolunda adım atmış olacaktır. Içinde bulundukları ortam ve çevreyi dönüştürebildiklerinde akıl tüm gücüyle çiçek açacak, değişik yaşam biçimi içindeki insanlar bir arada yaşamayı öğrenebilecek. Akılhnn toparlanması sorunu, insan yasamanın toparlanması sorunudur. Birarada yaşamayı gerçekleştirebilme sorunudur. 758/» A vrupalüann çogu, gelecek yü çıkması beklenen yeni madeni Euro'lara sahip olmayı pek fazla umuısamıyor. Aslmda, bazı insanlar bir kez ellerine bu parayı alınca kaşınma sorunu ile karşı karşıya gelebüirler. Bu paraların hipoalerjenık oldugu konusundaki iddialara karşın, Avusturyah bır cüt hastalıklan uzmanının uyanlanna göre, madeni Euro'lar kontakt dermatıte neden olacak kadar çok nikel içermekte. Yaklaşık her on kişiden birinin nikele alerjisi var. Sıklıkla kuyumculukta kullanılan nikel alaşımlanyla uzun süreli temas halinde bulunmak dldin yangı ile birlikte kuru, kaşıntdı bir reaksiyon göstermesme neden olur. Euro'lar yeni bir soruna yol açmış olmuyor. Bir çok ülke, insanlarda nikel alerjisi başlatmayan nıkel içerikli madeni paralar kullanıyor. Bu paralar alerjisi zaten olan insanlarda tahrışe neden oluyorlar. ro'ya uyum sağlamaya çalışan ülkelerde parlak broşürlerle evlere dagıülması. Avrupa Birliginin teknik dokümanlannda Euro'lardaki alaşımm niteliginin 'allerji riskini gıderdıgı' belirtiliyor. Fakat yeni madeni paralar üzerinde yapüan incelemeler bunlann da geleneksel para birimleri kadar çok nıkel içerdigini ortaya koyuyor Londrada St.John's Cilt Hastalıklan Enstitü'sünde çalışan Richard Rycroft. "'Hıpoalerjenık' terımı, bilimsel verilerle desteklenmedigi surece arüamsız degilse büe yanıltıcıdır, ceplerinde madeni para taşıyan nikele duyarlı kişılenn bacaklannda egzemalara neden olabüdiği halde bu şıkayet pek fazla ınsanda olmaz" diyor. Nıkel alaşımlan eskiden berı daha yuksek değerde madeni para yapmak üzere kullarulmıştı. Bu paralann sahtesını yapmak daha zordur. Birden elli cent'e kadar olan düşük değerli madeni paralar nikelsiz bir alaşımdan yapüacak. Yani kalpazanlar için daha cazip olan Eurolar, nikel elementı içerecek. (nns) Avusturya, Graz Üniversitesinde Cüt Hastalıklan Profesörü olan Werner Aberer ı kızdıran şey, bu madeni paralann "alerjı testinden geçirildıgi ve hıpo alerjenik oldugu konusundaki iddialar ve bunların Eu Her araştırma gerçekten gerekli mi? ır araştırma tezinin sonucu sizce yetersiz mi? En iyisi 'daha fazla araştırma gerekiyor1 gıbisinden bir önermeden uzak durun Amerika Birleşik Devletlerinden bır epidemiyolog, herhangi bir araştırma için bu gibi iddiaların dogrulanıp doğrulanmadıgınm cevabını bulmak içiri bu günlerde yeni bir yöntem tasarladı. Minnesota Üniversitesinden Carl Phillips, fazladan yapüan araştırmalann belü bir çevre riskinin sağhgımıza etkileri ya da seçtigimiz yaşam şekli ile ilgili şüphelerimizi azaltmaya pek az katkısı oldugunu söyluyor. Örnegin, alkolün iyi, kolesterolun kötü oldugunu söyleyen bir surü çelişküi deliller var. Bir şeyi tekrar etmenin onu dogrulamayı ya da yalanlamayı sağladıgı kabul edilir, Aslında, rekabet halindeki iddialan ve yöntem önerilerini bir kriter için karşılaşürmaya ugraşırken, sıklıkla, sadece kafarraz kanşır. Aynı zamanda, sonuçlan belli olmuş araştirmalann, Phillips'e göre, sadece tekrarlamak yerine, 'elde ettigimiz sonuçlardan niçin emin olmadıgımızı sorgulamamız gerekır.' Phillips kendi matemanksel tekniginin epidemiyologlara çalışmalannı daha iyi tasarlamalan ve çabalannın bir kısmını da kendilerini daha üst düzeye getirmek için sarfetmelerine yardımcı olacagını ümit etmekte. Dde edilen delillere büyük miktarlarda paralar akmakta ve milyonlarca insanın sağlıgı da bunlara dayanıyor. Kuzey Carolina Üniversitesinden, bir epidemiyolog J»y Kanfman Araşurmayı tekrarlamanın iyi bir şey oldugu kabul edilir, fakat bu, araşürmalann para ve zamana mal oldugu ve gözle görünür yararlannm dogrulanamamış oldugu gerçegini bilmezlikten gelmek demektir.' diyor Bu yaklaşım aynı zamanda yaraücılığa engel olabilir diye uyarıyor, Ingiltere, Bristol Üniversitesinde halk saglıgı uzmanı Geoıga DsraySmttk: 'Bizi ilgilendiren so B nuçlann araştırmanın başında aramayı planladıgımız sonuçlar olması gerekmez.' Yeni bır araştırmanın zahmete değer olması için sizin başlangıçtaki fikrinizi degiştirecek potansiyel güce sahıp olması gerekır. Phülıps'in analizı, olçü egrısi ya da yetersiz kontroller gibi istatistik ölçümler tarafından gösterilmemiş sıstematik hatalann kaynaklannı ortaya çıkartmayı ve bunlann etkilerini hesaplamayı amaçlıyor. Phillips'e göre, bir miktar sistematik hatalar bilgisi, bir kLsmı taslak halinde de olsa, etraflı bir araştırmanın potansiyel sonuçlannın simülasyonunu yapmanıza olanak tanır. Bu yöntem, bir araştırmanın sizi yanlış bir sonuca yönlendirecegi ihnmalini hesaplamanızı da saglayacakür. Devam edip etmemeye karar vermek için Phillips size yeni araştırmanın maliyet ve gücü ile her sonucun yöntemini karşüaştırmanızı tavsiye ediyor. Phillips kendi metodlannı gerçek veriler üzerinde ölçmedı henüz. Bunun özgün incelemeyi yapan araştırmacılar tarafından yapüması gerektigini söyluyor. Çunku, kendi sonuçlanyla ilgili yeteri kadar özgün bilgi ancak onlarda var. (nns) Hazıriayan: Çimen Öner
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle