26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Politikbilim Aykut Cöker Bilim ve teknolojide eksiğimiz politika mı? Türk Bilim Politikası: 19832003, donemin TÜBİTAK ve TAEK'ten sorumlu Devlet Bakanı olarak bu politika tasarımını ortaya koyan Prof. Dr. M. Nimet Özdas'ın belirttiği gibi, uygulanmamıştır. Sayın Özdaş'ın, son yazımda değindiğim çalışmasındaki açıklamalarından, Türk Bilim Politikası: 19832003'ün Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Plânı'nın (198589) hazırlanması süreande DPT tarafından dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Ozdaş şöyle diyor:"1984'te Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Plânı'nın BHimAraştırmaTeknoloji başlıklı, XV. Bölumu'nde iki sayfa bile tutmayan llke ve Politikalar kısmında, 'uzun dönemli plân, hedef ve stratejilerine ve ulkenin ekonomik, sınai ve sosyal amaçlarına uygun bir Bilim ve Teknoloji Plânı hazırlanacaktır. Bahis konusu Ana Plân'ın hazırlanmasında 1983 yılında sonuçlandırılan Türk Bilim Politikası: 19832003 konulu çalışma bir hareket noktası olarak kabul edilecektir" . Özdaş, bu ifadeden, DPT'nin yeni bir Bilim Politikası hazırlanmasını öngördüğü sonucunu çıkararak, "halbuki" diyor, "Türk Bilim Politikası hazırlanırken, DPT, Plân'ın kalkınma hedeflerini vermiş ve bu hedeflere bağlı olarak araştırma alanlarının tespit çalışmalarında DPT ve TÜBİTAK uzmanları beş toplantı yapmışlar ve 92X92'lik matrislerle yapılan programlama sonucunda araştırma öncelikleri elde edilmişti. Bu çalışma birkaç ay sürmuş ve çok güçlü bir ekip tarafından yürutulmuştü. Böyle bir çalışmayı bir daha yapacak ekip kapasitesini oluşturmak hiç de kolay değildi ve tabiatı ile bu çapta bir çalışma bugüne kadar yapılamadı." Türk Bilim Politikası: 19832003'ün bir politika ortaya koyduğu, oysa, Beşinci Bes Yıllık Plân'ın, bu politlkayı "hareket noktası olarak kabul edip" uygulamaya yonelik bir Ana Plân hazırlanmasını öngördüğü ve bunda bir yanlış olmadığı soylenebilir. Ancak, Ozdaş'ın haklı olduğu nokta şudur ki, Turk Bilim Politikası: 19832003 bir politika belirleme çalışması olmanın yanında, bu politikayı uygulamaya yonelik bir Ana Plân çalışmasıdır da; üstelik, çalışmanın bu aşamasına, DPT uzmanları da katılmışlardır. Buna rağmen, Beşinci Beş Yıllık Plân'da, Turk Bilim Politikası: 19832003 ne bir politika ne de bir Ana Plân dokumanı olarak dikkate alınmıştır. Peki, Beşinci Beş Yıllık Plân'da ongorulduğu gibi, bir "Bilim ve Teknoloji Plânı" hazırlandı mı? Gorunüşe gore, evet; ama, dort yıl sonra, 1988'de, Altıncı Beş Yıllık Plân hazırlık çalışmalan sırasında oluşturulan Ozel Ihtisas Komisyonu'nca BilimArastırmaTeknoloji Ana Plânı adını taşıyan bir dokuman hazırlandı. Ancak, bu dokümanda da, adı anılmakla birlikte, Turk Bilim Politikası: 19832003'ün ongoruleri dikkate alınmadı. Aslında bu dokuman, kapağında 'Ana Plân'yazılı olmasına rağmen, Komisyon uyelerinin bilim ve teknoloji [B&T] sorunlarıyla ilgili görüşlerini ortaya koydukları bir komisyon raporu mahiyetindedir. Zaten, üyelerin kendileri de bir plân hazırlamadıklarının farkında olmalılar ki, 'Türkiye'nin bilimaraştırmateknoloji alanındaki amaçları'nı sayarken, 2. madde olarak; 'B&T plânlaması yapılmalıdır' demektedirler; ama, bu da yapılmadı. 1983 'ten 93 'e bir on yıl böyle geçti; bu kez BTYK'nın 3 Şubat 1993'te onayladığı Türk Bilim ve Teknoloji Politikası: 19932003'le yeni bir politika ortaya kondu. Bu köşeyi izleyenler hatırlayacaklar, 199S'te Bilim ve Teknolojide Atılım Projesi, 1997'de Türkiye'nin Bilim ve Teknoloji Politikası Çalışması'yla geliştirilen bu politikanın hayata geçirilebilmesi için TÜBİTAK, DTM, TTGV, TESİDgibi kuruluşlar çaba da gösterdiler. Ne var ki, bu çabalar, ongörülen politikanın sistemik bir bütünlük, siyasi kararlılık ve süreklilik içinde uygulanmasına yetmedi ve 2003 için belirlenen çoğu hedefe ulaşılamayacağı anlaşıldı. Demekki, Türkiye'nin, B&T bağlamında temel eksiği, sanıldığı gibi, politika tasarımının olmaması değil, ya 1983 'te olduğu gibi, varolanın uygulanmaması, ya da 1993 sonrasında olduğu gibi, tam olarak uygulanamamasıdır. Eğer bu tespit doğruysa, Türkiye'nin B&T'degerilerde kaldığını görenler sorunu çözmek için hemen bir politika tasarlayalım dıye işe başlamadan once mutlaka eskiyi iyi değerlendirmeliler ve şu sorunun yanıtını aramalılar: Anılan politikalar yanlış olduğu için mi rafa kaldırıldı ya da tam uygulanamadı; yoksa, bizde eksik olan başka bir şey mi var? Bu sorunun 1993 sonrasıyla ilgili kısmı için tekrar Prof. Dr. Erol Taymaz'ın çalışmasına döneceğiz. agoker@ttgv.org.tr ff • . 739/8 ' ,, ; .. ,. . Doğanın evrimi engellenemez her şeyı açıklamaya yetmıyordu "Kulturel etmenlerı oıtadan kaldırsanız dahı kadınlar arasındakı farklılıklar ortadan kalkmıyor" dıye konuşan Owens, uyumlulugun yuzde 5060 oranında çevresel faktorler taıafından, 4050 arasında genetik faktorlerden etküendıgmı ılerı sui'u yor Hangı genlerın kalıtsal oldugun u or a a t y çıkartmak ıçın tek yumur( a ıkızlermde uyumluluğu etkıleyen ozellıkler araştırıldı Tek yumurta ıkızlennm DNA'lan aynıdır Oysa farkh yumurta ıkızlermde DNA'lar ortalama yuzde 50 oranında aynıdrr K adınlar mesleklerını bir kenara bırakıp evde çocuk doğurmah Bunu şoven erkekler değıl, genlerımız soyluyor Bılım adamlarının son gunlerde gerçekleştıırdığı bir araştırmanın sonuçlarına gore sanayıleşmış. ulkelerde doga kadınlann erken donemde çocuk sahıbı olmalarını sağlayan genlerı tercıh edıyor Boylece, kadınlarda çocuk sahıbı olmaya yone lık bıyolojık dm tu o denlı guçlenıyor kı meslek sahıbı olma ıstegı basküanıyoı Bu bulgulaı ınsanoğlunun evıımının halâ surdugunu gosterıyor çunku bir laşının sahıp olacagı çocuk sayısmı korukleyen genlerın frekansı her kuşakta bıraz daha artıyor Bu sonuçlar ıse ınsan nufusunun genetik olarak sobıt kdldıgı fıkrı ıle çelısıyor San Dıego Unıversıty of Cahforma dan evı ım bıyoloğu Christopher Wills bu konuda şunldrı soyluyor Hepımız saglıklı ve mutlu bir yaşam surdurduğumuze gore ıstedığımız kadar çocuk sahıbı olabılecegımız krinı.sına kapıldık Bu durumda evnmm durma noktasına gelmıs olması geıekıyoıdu" Londra, Imperıal Collegedan Ian Owens ve meslektaşları her kadının evrımsel uyumlulugunu ' olçmek ıçın Avustralyada yaşayan 2710 ıkız uzerınde çalışmalaı yaptı Her kadının neslının devamım sağlayan çocuk sayısının kaydedıldığı bu çalışmada onemlı nokta kadınlann sahıp olduğu çocuk sayısı ve bunları hangı yasta doğurduklan ıdı Kadınlann uyumlulugunda kulturel faktorlerın çok onemlı bir rol oynadıgını ortaya çıkartan büım adamlan tahsü duzeyı arttıkça uyumlulugun azaldığını keşfettıler Oysa kı dını etmenler (ozellıkle Katolık olmak) uyumluluğu artınyordu Ancak bu faktorler Dın ve tahsıl duzeyı gorunurde en ufak bir genetik ozellık taşımıyordu Ancak sosyal gruplarda kadınlann dk çocuklannı doğurdukları yaş konusunda çok guçlu bir genetik etkı soz konusuydu Bir kadın ne kadar erken bir yaşta çocuk sahıbı olursa, evrım açısından o kadar uyumluydu çunku başka çocuklannın olması ıçın onunde yeteılı zaman vardı Bılım adamlanna gore soz konusu genler kadınlann mumkun oldugunca genç yaşta anne olmalan ıçın psıkolojık ve davranışsal ozellıklennı belıılıyoı Owens bu konuda şoyle konuşuyor' Genler meslek seçme konusundakı egüımlenmızı belırledıgı gıbı, spesıfık bir gecede olanlan da belırlıyor olabılır Ancak genler davranışlan, davranışlar da kısmen ne zaman anne olacagınızı ve kaç çocugunuz olacagmı belırlıyor" Henuz yayımlanmamıs sonuçlara gore dısa donukluk ve norotık yapı gıbı psıkolojık ozellıkler kadınlann uyumluluk derecelerını belırlıyordu Aüe degerlerı ve müıtarızm gıbı bazı sosyal davranış şekıllen de uyumluluğu artıran etmenlerdı Insan evrımmın devamını sağlayan en onemlı etmenlerden bırı de çocuk olumlendır Son yıllarda dogum kontıol araçlan, kadınlara ıstedıklerı sayıda çocuk sahıbı olmalan yonunde seçenek sunuyor Ancak yenı arasurmalar, bu guçlen kontrol altına almalannm evnmm sona erdıgı anlamma gelmemesı gerektıgını gosterıyor Tam tersı yaşam sahnesme yenı gen ozellıklerı çıkıyor Boylece toplumsal baskılaı kadını ılen yaşlarda anne olmaya zorlarken bıyolojık durtuler çocuk sahıbı olmaya ve meslekı kaygılan gerı plana atmaya ozendırıyor Owens, "Genler ve toplumsal baskılar bırbırıyle çelışıyor Sonuçta ureme ıçgudusu ıle meslek arasında cıddı bir çatısma çıkıyor" dıyor Görme bozukluğu tedavisinde yeni uygulamalar S Kondüktlf keratoplasti tcdavlslndc komeayı yenlden feklllejndlrmek Ifln radyo dalgalanndan yflfarlanılıybr on gunlerde presbıyopı (goz mercegı esneklıgının yaşa bağlı olarak azalması ve bunun sonucunda yakmı net gorememe) tedavisinde ıkı yenı yontem tıp dunyasmda tartışmalara yol açıyor Yaklaşık 45 yaşlarında ortaya çıkan bu durum zamanla okuma gozluğu kullanma zorunluluğu doğuruyor Amerıkan Gıda ve Üaç Daıresı'nın (FDA) geçtığımız hazıran ayında onayladığı "lazer termal keratoplastıLTK" ve onumuzdekı gunlerde onaylamasına kesın gozuyle baküan 'konduktıf keratoplastıCK" teknıklennın duzeltıcı go^ amelıyatları konusunun yenıden gundeme gelmesine neden oluyor Son gunlenn en populer uygulaması olan Lasık (lazer tedavısı) ve bu ıkı yenı uygulamanın devreye gırmesıyle goz doktorları dunyayı bir çıft camm ardından ızlemekten bıkan loşılere hangı seçeneyı onereceklerı konusunda kararsız kalıyor Her uç muda
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle