Katalog

Cönülden Bilime Ahmet Inam Polis felsefeyi severse Turk Felsefe Derneğl'nın 2000 yılı Kongre'sı Ankara'da Kasım ayının basında yapıldı. Turkiye'nin çesıtlı uniyersıtelerinden yuzden fazla oğretım elemantnın uye olduğu, yaptığı çalışmalarla kendinı felsefe alanında kanıtlamış kısılerın de uye olabıldığı bu dernek, Sevgili loanna Kuçuradi'nin başkanlığını yaptığı Turkiye Felsefe Kurumu ile birlikte Turkiye'de felsefe etkinliklerini gerçekleştırmeye çabalayan, gelir duzeyı dusük, kendı halınde bır kuruluş. Felsefe Dunyası adıyla bır dergi yayımlıyor, yılda iki kez. Kongrede elliden fazla bildiri sunuldu, üç gün içinde. Gazetelere, yayın kuruluşlanna, ilgili resmi kurumlara kongre ile ilgili duyurular gonderıldi, çağrılar yapıldı. Kongre gunü, salonlardan buyuk olanında otunılacak yer bulunamadı, özellikle genç arkadaşlar ilgiyle dınlediler konuşmaları, zamanın elverdiği olçude, soruiar sordular, goruslerını bildırdiler. Demeğin başkanı sevgili hocam Necati Öner'le birlikte, başkan yardımcısı olarak duşundurucu olaylar yasadık kongre sırasında. Benim Akıl uzerıne duşunduğum gunlerdi. Olaylar, duşuncelerımin seyrini etkiledi. Çağrılı basın kuruluslarından hiçbiri ilgilenmedi Kongre ile, (Birkaç istisna alabilir!) "lnsan"ı konu alan konuşmalardı; akademik yaşam içinden gelen arkadaşların arayıslarını yansıtıyordu. Türkiye'deki kultür yasamının olumsuzluklarından söz edenler, yaşadığımız sığlığın, duzeysızlığin, yozlasmanın, lıselerde felsefe derslerinin kaldırılmasından kaynaklandığını soylerlerdi. (Şimdi, felsefe dersleri kondu ve Turkıye'nin kultur yasamının duzeyı yukselıverdi birdenbıre!) Felsefeye, eleştırel duşunmenın yetkin orneğı olarak bakıp, ovguler duzenler, sıra felsefecılerin kitaplarını basmaya, etkınliklerıne yardım etmeye geldi mi ortalıkta gonınmezler. Orneğin, yırmıye yakın kıtap yayınlamış bırıyım, bır bolumunden hıç telif ucreti almadım, birkaç kıtap ıçın yayınayı ıcraya verdim, diğerlerine gelince... En fazla telif ucretı aldığım kıtabım, ılk telıf kitabımdır: Teknoloji Benim Neyim Oluyor? Alamuk Yayınlarından çıktı, yayıncısı oğrencımdi, belkı ondan dolayı SSO dolar bır para aldım. Bunları, Turkiye'de yaşayan bır grup akademısyenin durumlarını anımsatmak ıçın anlatıyorum, on iki yıllık profesorum ve hâlâ dıledığım kitapları edinecek param yok. Derneğımızin dergısını çıkarmakta zorlanıyoruz, çıkarsak da dağıtımını bır turlu başaramıyoruz Belki bizım bu dunyadaki becerıksızlığımızdendır; belkı de, Turkiye'nin felsefeciye sahip çıkmayısından. Felsefenın ne tecimsel ne de politik bir gucu yok. Elbette ilgi, eskısıne gore fazla, ama yeterli değil. Basın yayın kuruluşlarının ılgı gostermediğı kongremıze, ilgi gosteren tek birdevlet kurumumuz vardı kı, b'tzi çok mutlu etti. Sevgili polis kardeslerımız, sabahın koründen, akşamın karanlığına dek, hiçbir bildırıyı kaçırmadan kongreyi izlediler. Binanın kapısında, bizi felsefe duşmanlarına karsı korudular. Konuşmaların buyuk bır bolumunu vıdeoya çektiler. Eskiden sivıl gelirlerdi, sımdi çoğu resmi idi. Kongremizin polis kameraları tarafindan olumsuzleştırılmesı, goğsumuzu kabarttı. Kendi kendime, "Sokrat, Sokrat" dedim, "Ey,geçımsiz ihtiyar, kalk da bak. Denetleyen Aklın en etkin öğesi olan kolluk güçleri felsefeyle ılgilenıyor; nıce okur yazann farkına bıle varmadığı etkinlikleri dikkatle izliyorlar. Yakında, felsefenin ateşi onları da saracak. Bilge polısler olacak hepsi de, felsefı heyecan, polisten başlayacak. Burası Turkiye, Turkiye'de felsefed polis, polis felsefeadır. Sokrat açgozunu, felsefenin tarihindeki bu onemli değişımi gor!" Kongreden kısa bir süre once, ekim ayının sonlarında, polisin eğitimı uzerıne bir sempozyum duzenlenmıştı. Orada, yaşayacağımız bu olayı onceden sezmıs gibı, polisin felsefece tutumu anlaması gerektiğini, bilgelik yolunda yuruyen polıslerın, dunyanın olumsuzluklannı azaltmada daha etkıli olacağını savunmuştum. Belki bu savımı doğrulamak istercesıne polis kardeşlenm felsefe etkinliğine katıldılar. Gerçi, hıç soru sormadılar, felsefe tartışmalarına katılmadılar ama, Turkiye'de felsefenin durumuna ve geleceğıne ıliskın bıze umut verdiler. "Felsefede polis yoktur" derdi, hocam Takiyettln Menguşoğlu. Caliba bu sozu Alman felsefesi için soylemışti ya da Batı felsefe geleneği ıçınde doğruluğu tartışılacak bir sozdu. Turkiye ıse, farklı bir "fenomen"di, Denetleyen Akılda Polisin Yen konusunda duşundurdu beni, Denetleyen Aklın, Aklı oluşturan dığer oğelerle, zenginleştirılip, ınceltilmesı gerekliliğini anladım. Polis arkadaşlarımı felsefede yuksek lisans ve doktora yapmaya çağırıyorum. "Am Pool" adlı edebiyat sltesl ve kunıculan ternette yayımlama cesaretını gosteren gınşımcı yazar, kendı telıf hakkını da yenıden duzenledı Buna gore oykunun devamı telıfin %75'ı okurlar tarafindan karşüandıgı takürde yayunlanacaktı "If you pay the story rolls If you don't, the story folds" (Odersen oyku devam eder odemezsen bıter) mesajını alan 110 000 hayran oykunun devamını okuyabılmek ıçın ıstenen ucretı odedı Boyle "The Plant" Internette dorduncu cüde ulaşabüdı Ozellıkle de elektronık yayımcüığa ük adımı atanın bır kunüuş degü de bır yazar oldugunu bılmek beru daha çok keyıflendırmekte dıyor Kıng ın Almanya'dakı yayımcısı Lothar Menne. Menne yazann yayımcüara verdıgı mesajın, pazarlamanın kâgıtla degıl de dü ve duşuncelerle yapüdıgını kabul etse de basüı kıtabın da hıçbır zaman ortadan kalkacagma ıhtımal vermıyor Fakat buna ragmen gıt gıde daha çok yayımcı yazarlan elektronık dunyaya baglarnaya çaüşıyor New York ve bu arada Almanya'dakı yayımcılar ve yazarlar arasında da Ehaklan ve dıjıtal pıyasa uzerıne hummalı bır tartışma başladı Time Wamer la tam tersı bır senaryo da oluşabüır Kıtaplar oncelrkle Internette saüş degenne gore test edüdıkten sonra fiyatlar anında borsada degerlendırüebdır Arük Brıtannıca Ansıklopedısının sadece CDRom olarak veyahut da yalnızca Internetten edınüebümesıne ragmen edebıyatm yenı medyalara sızması bu kadar cesur degü Internete gırmeye karar veren yazarlar genelde grup halmde hareket edıyorlar Sanal oturumlar ve yardımlaşma gruplan kuran yazarlar duşuncelennı ve yazüannı Internete aktarırken karşüaştıklan zorluklan boylece kendı aralannda çozmeye çalışı yorlar Ornegın www ampool dc sıtesı gazetecüerı ve sanatçüan bır araya getırıyor Elke Naters ve Sven Lager tarafindan kurulan sıte aslmda daha çok genç gazetecüere yonelık bır' 'yazı burosu'' gunluk yazüannı pıyasaya taşımak ısteyenler ıçm de ımaj guvenlıgı gorevını gorecektı Naters ın yenı projesı 'The Buch" ıçm yazüar yayımlanmadan tekrar gozden geçırüecek ozellıkle de Nicholas Sparks ve Rosamunde Pilchey gıbı unlu yazarlarm kısa eserlerını ve tnternet dunyasına ük kez gıren yazarlarm eserlerını Ekı tap olarak yayvmlayan bır kardeş fırma kurdu (ıPubhsh) Onumuzdekı yü bunu Bertelsmann kuruluşuna bağlı yayınevı Random House da @Random adıyla takıp edecek Okurla birlikte yazmak Edebiyat Internette bagımsızlık ve ozgunluk atmosferınde yaşıyor, ancak hız kısalık ve geçıcüık henuz yazınsal kategorüer halme gelmedıkçe Internette yenı ıfade bıçrmlerı beklenmemelı Dumont yonetıcısı Christian Döring'm de dedıgı gıbı burada esteukten çok sosyal denemeler" soz konusu "Bırkaç yazarla bırlıkte aynı sanal ortamda bulunmarun nasü bır şey oldugunu merak ettım" dıyor yazar Oeorge M.Oswald. "Marıetta" projesıyle okurlarla bırlrkte yazmayı deneyen Matthias Pollticky ıse her şeyı yenıden yazmak zorunda kalmışü "Dıjıtal yazın" adh onhne yaymmda üa ayda bır Roberto Simaonnki tarafindan Internet edebıyatı ıçm hazırlanan teon ve eleşnrüer sunulmakta "Gerçek dıjıtal edebiyat aslmda basüamaz" dıyor edebiyat uzmanı Internette yayımlanan edebıyatm aksıne Internet edebıyatı "korsan eserlerm " ortaya çıkmasını sağlayan koşullar yaratmakta Bu gunluk yazüar arasına chat gruplan ve MUDs (MultıUserDangeons) hatta aramasyon ve ses efektlerıyle zengınleştırüen ve okurlarm da kaülabüdıklerı HyperFıctıon metınlermden etküenerek hazırlanan eserler de gırmekte Boylece dıjıtal sahnede edebıyatcüardan çok metın yazarlan yer almakta Sonunda yazma ışlemı ıçenklerden daha onerrüı bır hale gelebüır dıye uyanyor Sımaowskı Nılgun Ozbasaran Dede Kaynak Spıegel, 45/2000 Satışlar parlak değil Durum boyleyken Ekıtap satışlannın yıne de pek parlak oldugu soylenemez Bügısayar merakbsı çocuklar büe kullanımı zorlu ve pek de ucuz olmayan bu okuma aracına pek ügı gostermıyorlar Şu sıralar "Book on demand" sıstemı daha revaçta Sadece kıtap kurtlan ıçın degü, dıger zamarüarda kıtaplan 10 000 büe satmayan yazarlar ıçın de daha çok şey vaat edıyor Bu yazarlarm eserlerı Almanyada genelde Lıbrıde bır sunucuya yukludur ve hemen ük kıtapçıdan vcyahut da Internet uzerınden sıparış edüebüır Gerçı kıtaplar beş dakıka ıçınde hazırlanabüıyor ama baskı makmelerı henuz çok pahalı Hıçbır burokratık engele takümadan, duzeltı ve pazarlama ışlerını kendüerı gerçekleştıren ve uretım, satış gıbı ışlerı ozel fîrmalara bırakan kuruluşlan anımsatan yayımcı Michael Klett, kuçuk ve orta hallı yaymevlennm şu sıralar daha şansh oldugunu vurgulamakta Fakat Klett daha çok yazarlarm yayımcüığa soyunacaklan kanısında Ama belkı de ıçmdeta kıtaplann yalnızca elektronık urunler olarak yan yana bulundugu yıgışımlar 730/9