Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
elektronlann zaman zaman enerjilerini, elektron aktanmıyla çekirdegin lazışunlması (EAÇK) adıyla büinen bir süreçle, çekırdege aktardıklan yonunde bir kestirimde bulunmuşlardı. Şimdi Japon Madde Yapı Büim Enstitusu'nden Shunji Kishimoto onderligindeki bir ekıp bu duruma ilk kez tanık oluyor. Kishimoto ve ekıbi altın varak üzerine X ışınlan tutmanın altın atomunun erı düşük enerjı kabugundaki bir elektronu vuracagıru biliyorlardı. Böylesi bir şey olduğunda, daha yuksek enerji kabugundan ikinci bir elektron çevreye enerji yayarak boşluga kanşır. Araştırmacılar yaklaşık 20 milyonda bir kez bu enerjinin çekirdege akügını ortaya koydular. Çekirdek bu enerjiyi elektron bulutuna aktanp bir başka elektronu atomdan atmadan once yalnızca bırkaç nanosaniyelik bir sure boyunca elinde tutuyor. Kishimoto ve ekıbı gelişmiş bir zerrecik akcısı sayesınde bu elektronu gözleyebildiler. Böylelıkle, EAÇK sürecı ilk kez gerçek anlamda ortaya konmuş oldu. Bu süreç yalnızca çekirdegin elektronun yıtırdigiyle aynı miktarda enerjiyi emmesi durumunda geçerli oluyor lardan örnekler toplayan ekip bunlan mceledikten sonra çözumlenmeleri için Denver'deki MycoLogics şirketine gönderdi Orneklerde insanlar uzerınde patolojik etki yaratan üd maddenin bulunup bulunmadıgı araştnldı. Bunlardan iM, deride kızanklık ve tahrişe yol açan "Candıda Albicans", üdncisı ise, bagışıkhk sistemleri güçsüz olan kişilerde akciğer iltihaplanmasına neden olan "Aspergillus fumıgatus" ıdi. 3500'ü aşkm omegüı incelenmesınden sonra, MycoLogics ilginç buldugu 101 adayın kimliklerini be Fısıldaşan atomlar Fizikçilerin kestiriminden yaklaşık 25 yıl sonra, atomun çekirdegiyle elektronlan arasında sıradışı bir alışverişe ilk kez tanık olundu. Soz konusu olgu, süpernovalar içinde evrenin agır elemanlannın nasıl oluştuklanyla ilgili görüşe yepyeni bir boyut kazandırabilir. Atomun elektronunun düşük enerjıli ortamıyla çekirdeğinin yüksek enerji yüklü ortamı arasında genellikle aşümaz bir boşluk vardır. Elektronlar düşük enerjüı fotonlan kızüalti, morötesi ve gözle görünür ışıkta üretir, ya da emerler. Tam tersıne, çekirdek ise çevreye binlerce kat daha fazla enerji yuklü olan madde parçacıklan, X ve gamma ışınlan saçar. Ne var ki, belli koşullarda, kimi çekirdeklerin enerji düzeyleriyle elektronlannki tıpatıp aynıdır. Fizik uzmanlan böylesi bir durumda, kızışan Sihirli sünger Floridalı bilim adamlarına gore, sungerin kendısini savunmak amacıyla ürettıgi kımyasallar mantara karşı ilaç olarak kullanılabüırler. Harbor Branch Oşinografi Enstırusu'nden Peter McCaıthy ve ekıbı mantara karşı etkıli yeni ilaçlar bulmak amacıyla denızleri kolaçan etti. Denizin bir kilometre derinlıgindeki sünger ve başka omurgasız canlı Buzdolabının papucunu dama atan buluş lirledi. Bu adaylann içinde en çok ümit veren, deneme tupundeki her iki türu de yok eden ve mantara karşı etkili birçok kımyasaldan çok daha farkb ozelükler taşıyan "çevnmsel peroksi asitler" oldu. Bu bileşimleri üreten canlının "Plakinistrella" adıyla bilinen ve Seyşel adalanran açıklarında yaşayan sıyah bir mantar oldugu behrtilıyor. Ekip bundan sonraki aşamada söz konusu bileşımlerin yararlı ve toksık etkilerini araşüracak. Ne var ki, MacCarthy bu tur bulgulann elde edilmesının bile çok onemli bir adım olduguna dikkat çekiyor. Nijeryah bir ogretmen meyve ve kimi yıyeceklerin taze kalmasını saglayan, son derece basit ve ucuz bir sogutucu uretti. Mohammed BahAbba'nın ödül kazanan ve yankurak kuzey Nijerya'da yaşamı şimdiden kolaylaştıran "iç içe kaplar" sistemi dış kaynaklı bir enerjiye gereksinim duymuyor. Toprak bir kap bir ikincisinin içine konarak, ikisi arasındakı boşluk nemli kumla dolduruluyor. Yiyecek içteki daha küçuk kaba yerleştirilip, üstu nemli bir bezle örtüluyor. Dışandaki sıcak havanın ethsıyle nem dıştaki kabın yüzeyine çekiliyor ve burada buharlaşıyor. Su buhan sıcak havayı da kendisiyle birlikte taşıdıgından, bu kurutma eylemi, kum ve bez nemli oldugu surece, kabın içinden sürekli bir sıcak hava akımına yol açıyor. Böylece, içteki kapta bulunan yiyecekler dışandaki havadan daha serin bir ortamda kalıyor. Çok ıncelilcli amehyatlar sonucunda bedenin iç kısmında meydana gelen yaralar artık üzerlerine püskurtulen "yapışkan bantlar" sayesinde iyileştirilebile Kes yapıstır Kuzey Nijerya dünyanın son derece yoksul bir bölgesi. Bu bölgede yaşayan halk geçiminı tanmdan guçlükle saglıyor. Elektrik ve buzdolabı gibi olanaklardan da yoksun olduklanndan, yiyecekler birkaç gun içinde bozuluyor. Abba, sistemle ilgili deneylerin başanyla sonuçlandıgına, ornegin patlıcanlann uç gun yerine 27 gun, domates ve bıberlerin ise üç haftayı aşkın bir sure boyunca taze kaldıgına dikkat çekiyor, "Iç içe kaplar" sistemi şimdiden Abba'nın yaşadıgı yer olan Jigavva ve daha birçok köyde kullanılıyor. Abba çiftçilerin artık, bozulma korkusuyla ürünlerini "bir an önce ellerinden çıkartmak" yerine, ıstem uzerine sattıklanna ve buna bağlı olarak kız çocuklannın her gun yiyecek satmak yerine okula gidebildıklerine parmak basıyor. Duşük teknoloji ürunü buluşuyla geçen günlerde verilen Rolex Girişim Ödülü'nü kazanan beş kişiden biri olan Abba, 75 bin dolarlık para oduluyle buluşunu tüm Kuzey Nijerya'ya ve zamanla başka yerlere yaymaya çalışacak. cek. Dogrudan organ üzerine püskürtülen parlak mavi bantlar, genellikle başka bir ameliyata neden olan, ameliyat sonrası sorunlann engellenmesıne yardımcı oluyor. Söz konusu jöleyi üreten Confluent Surgical şirketinden Amarpreet Savvhney yenı buluşun bedenin iç kısmında oluşan yaralar ıçın bir tur sargı oldugunu dile getiriyor. Bu tur sargılar daha önce de kullarülmakla birlikte, bunlann yalnızca standart, açık ameliyatlarda uygulanabildigine ve kimi zaman yerlerinden oynadıklanna dikkat çekiliyor. Oysa, çok ufak bir alanın açıldıgı anahtar deligi ameliyatlannda bu bantlar son derece yararlı oluyor. Sargı, organ ve yaraların yüzeylerini koruyor ve bunlann yanıbaşlanndaki organ ve dokulara yapışmalannı engelliyor. Bu tur sancüı yaralar jinekolojik, kalp, bagırsak, beyin ve genel cerrahi sonrasında oluşuyor. Jole ük aşamada iki farkh sıvıdan oluşuyor. Bu iki sı\n birlikte bir organm uzerine püskürrülduklerinde yaranın yüzeyine yapışan parlak mavı bir joleye dönüşüyor. Jölenin rengi yaklaşık bir hafta sonra altındaki doku iyileşir iyileşmez solmaya başlıyor. Sıvüar yarayla temas 719/6