Katalog

yen bazı hastahklar tumuyle kontrol altrna alındı. Bılım adamlan bu çalışmalardan şu sonucu çıkarttı akyuvarlardala baglama rnolekullerrnın eksıklıgı bagışıklık sıstemını olumsuz yonde etkılıyorsa, baglama ışlemını bloke eden ılaçlar, romatoıd artnt veya astım gıbı bagışıklık sıstemının geregınden fazla çalışmasından kaynaklanan hastalıklan da tedavı edebrhr Hucresel baglama uzenndekı araştırmalar bır taraftan hızla ılerlerken, bılım adamları dığer taraftan soguk algınlıgı konusuna farklı açılardan yaklaşımını surduruyordu Ancak bu yaklaşımların hıçbırı yuzde yuz olumlu sonuç vermıyordu Bazılan umut larını ınterferon'a baglamışü Ancak bagışık lık sıstemını guçlendırıcı bır ılaç olan ınterferon'un yuksek mahyetı ve yan etkılerı yaygın kullanımını engellıyordu Dıger bıyologlar soguk algınlıgı vıruslerınm hucreye nufuz edebılmek ıçın bazı reseptorlerden yararlandığını duşunuyordu Ilk başlarda neyle karşı karşıya olduklarını anlamayan bılım adamları, ICAM1 ıle burada da karşüaştılar Ancak ICAM l'ı hucresel bır baglama molekulu olarak değü, soguk algınlıgma ılaç olarak degerlendırıyorlardı O donemde Richard Colonno adında bır molekuler bıyolog, reseptorlerı hedef alan bır antıkor gehştırdı Test tuplerınde oldukça başarılı sonuçlar veren antıkor, uretımı çok pahalı oldugu ıçın soguk algınlıgı pıyasasında tutunamadı Colonno'nun çalışmaları dıger ıkı molekuler bıyologa ışık tuttu Jeffrey Greve ve Alan McClelland ozellıkle rırıovırus reseptoru uzerınde durdular Bılım adarnalarma gore burundakı bu reseptor soguk algmlıgının vucuda gırış kapısıydı Uç yıllık bu çalışmanın sonucunda Greve ve McClelland, rınovınıs reseptorunu tespıt etmeyı başardılar Çalışmaları sırasında oncekı çalışmaları mcelerken, once Sprınger ve etabının raporu ıle, dolayısıyla da ICAM 1 üe tanıştılar. ICAMl'ın peşinde olduklan rınovırus reseptoru oldugunu fark edrnce, soguk algınlıgı araşurmalarında yenı bır sayfa açıldı Pek çok ılaç şırketı, ICAM1 projesının altın yumurtlayan tavuk oldugunu fark edrp, bınlerce dolarlık yatınmlara gırıştı Orneğın Bayer şırketı ICAMl'ı erıyık halıne getırmeyı başardı Ancak daha once pek çok sorunun çozulmesı gerekıyordu Ornegın yabancı maddelere karşı barıyer olarak gorev yapan mukus, ICAM l'ı ıçrnde banndıracak mıydı? Yoksa, ICAM l'ı parçalayıp burundan dışarı mı atacaktı9 Bu sorunu çozumlemek ıçın ger çekleştırılen çalışma, mukusun (sumuk) ICAM1 'ı parçalamadıgıru ortaya koydu Dıger bır sorun da solusyon hahndekı ICAM 1 'ın rınovırus turu uzerınde etküı olup olma dıgını ortaya çıkartmaktı Aynı baglamda rınovırusun mutasyon geçırmesı olasılıgı da soz konusuydu Test tupu ıçınde gerçekleştırılen araştırmalarda ICAM1 'm oldukça stabıl durdugu goruldu Şımdıye dek ICAMl'ın soguk algınlıgı semptomlannı yuzde 30 üe 50 arasında azalthgı saptandı. Bugune dek uretüen antıvıral ılaçların ıçınde en etküısı oldugu duşunulen solusyon hahndekı ICAMl'ın pıyasaya çrkması ıçın en az 5 yıl gerekıyor Reyhan Oksay Dıscover Şubat 1999 Dişlerimize önem veriyor muyuz? Ağız sağlığı araştırmaası Prof. Dr. Robin Morris, Türkiye'deki ağız sağlığına verilen önemi son derece yetersiz buldu. Dünyada çok yaygın olan ağız ve diş hastalıklan, diş çürümeleri ve periodontal (dişeti) hastalıklandır. Her ikisi de ağn, enfeksıyon ve diş kaybı gibi, insanın hem görüntüsü hem de sağlığında olumsuz sonuçlara neden olabilen sonınlara yol açar. Istanbul'a çağnlı olarak gelen Manchester Üniversitesi Ağız Sağlığı Araştırmaları Bölümü Cörevlisi Prof. Dr. Robin Morris Davies'den Türkiye'de yaptığı çalışmalarla ilgili açıklamalar yapmasını istedik. Davies, dişeti hastalıklarının yaşam biçimine bağlı olan hastalıklar olduğuna değinerek araştırma ve gözlemlerini şöyle değerlendirdi: "Türkiye'de ağız sağlığına verilen önem ileri ülkeler düzeyinde değildir. Çok geri bir görünüm kazanan araştırma sonuçları bunu kanıtlamaktadır. Türkiye'de dişlerini düzenli olarak günde iki kez fırçalayanların oranı yüzde 21, diş hastalıklarını önlemede en önemli faktörlerinden biri olan düzenli olarak diş doktoruna gitme alışkanlığına sahip olanların oranı ise sadece yüzde 10 olarak belirilenmiştir. Nüfusunuzun yüzde 68'i ise yalnızca bir sorunu olduğunda veya acil bir durumla karşılaştıklarında diş doktoruna gittiklerini söylüyor. Gelişmiş ülkelerde kişi başına yıllık diş macunu tüketimi 300400 gr arasında değişirken, ülkenizde bu durum 50 gr oldugu saptanmış. Prof. Davies araştırma sonuçlarını değerlendirirken ülkemizde her 100 kişiden 95 'inin en az bir çürüğe sahip olmasının da dikkat çekici oldugunu belirtti. Türkiye'de hemen hemen tüm çocuklarda diş çürümeleri görüldüğünü söyleyen Davies bunlann buyuk bolumünün tedavi edilmediğini belirtti. Konuk profesör, Avrupa ulkelerinde sorunun küçük yaşlarda verilen ağız bakım eğitimi ve şehir sulannın fluoridasyonu ile çözümlendiğini söyledi. Türkiye'de 57 yaş arası çocuklann yüzde 84 'ünün dişlerinde çürük olmasının, aşırı şeker tüketiminden kaynaklandığını söyleyen Davies, sanılanın aksine bunun normal bir olay olmadıgını vurgulayarak konuşmasını şöyle surdürdü: "Birçok sanayi ülkesinde diş çürümelerinin 1960'tan beri buyuk ölçüde azaldığını görüyoruz. Bunun en önemli nedeninin flooridili ve uzun süre etkili antibakteriyal kullanımıdır." ışsaglıgı Alan Mc CMIand maruz kaldıgını, bugune dek kımsenın kızının hastalıgını tedavı edemedıgını yazıyor ve yardım ıstıyordu Bana getırmesını rıca ettım Çocugu ayrıntılı bır kontroldan geçırdım En ufak bır tahrış ve kesık enfeksıyona yol açıyordu. Dış etlen hastaydı Düınde, agzında, burnunda ve cudının her tarafında yaralar açümıştı Aynca çocukta cerahat oluşmuyordu Normal olarak bır msanın ehne dıken batarsa, o nokta şışer ve beyazlaşır Işte bu ce rahattır Kız çocugunda bunun tersı oluyordu Derının ust tarafinda enfeksıyon meydana gelıyor, ancak cerahat oluşmuyordu Sankı akyuvarlar bolgeye ulaşamıyordu Oysa kızın kanında yeterlı mıktarda dkyuvar tespıt edılmışü Hastalıgı teşhıs edemıyorduk, ama akyuvarlan ıle bır sorunu oldugu apaçıktı Akyuvarlannda yuzeye yapışma ozellıgının olmadıgını fark ettık, akyuvarlar protein yu zeylerının yakınından trarısıt geçıyordu Oysa akyuvarlann en buyuk ozellığı hemen hemen her şeye yapışmasıdır " 1985 yılında Anderson bu vaka uzermdekı çalışmalanru yayınladı Ayrıca yalnızca Texas eyaletınde yanm duzıne daha benzer vaka tespıt ettı Bu vakalann çoğalması uzerıne Ander son üe Sprınger bırlıkte çalışmaya karar verdı Anderson'un hastalarmdan alrnan kan orneklerınden hareketle, normal ınsanlardakınden farklı olarak hastalardakı akyuvarlann kumeleşmedıgını gorduler Araştırma derınleştıkçe hastalarda LFAl'ın olrnadıgı ortaya çıktı Sprınger'ın ekıbrnden Robert Rothlein, bır adırn daha gıderek hucrelerı bağla mak ıçın LFA l'ın hangı molekule tutundugunu araştırmaya başladı Bunun ıçm de monoklonal antıkorlardan yararlandı 1986 yüında sonuçlar yayınlandı LFAl'ın hedefı ICAM 1 ıdı ICAM 1 ve LFA1 'ın keşfı ve fonksıyonlannın açıklaması, bıyolojık aıastırmalann bırden bıre bagışıklık sıstemındekı hucresel baglama konusuna yonelmesıne neden ol du Bu sureç ıçrnde yuzlerce baglama mole kulu keşfedüdı Soz konusu keşıflerın pek çok yaıarı oldu, o gune dek tedavı edıleme Değişik ülkelerle karşılaştırmalar Aynı araştırma sonuçlannda 57 yaşındaki çocuklara bakılacak olursa, açıkça görülmektedir ki, Danimarka, Norveç, Fransa ve Ingiltere gibi ülkelerde Polonya'dan daha az diş çürüğü bulunmaktadır. Türkiye'de hemen hemen tüm çocuklarda diş çürümeleri görülmektedir. Daha açık bir ifadeyle 57 yaşındaki çocuklann yüzde 84 'ünde diş çürüğü bulunmaktadır. Bu nedenle, diş ağrısı, enfeksiyon ve diş çekilmesi Türkiye'de çok yaygın görülmektedir. Diş sağlığımıza olumsuzluk getiren bulgulardan bir tanesi de yüksek bir nüfus/diş hekimi oranı olmasıdır. Ortalama olarak, her diş hekimine 6.000 potansiyel hasta düşmektedir. Bu, Avrupa ülkelerinden çok daha yüksek bir oran oluyor. Ayrıca, ülkemizin bazı kesimlerinde nüfusun her 50.000'i için sadece 1 diş hekimi bulunuyor... Diş sağlığı kurallan Prof. Dr. Robin Morris, diş sağlığının önemli kurallannı şöyle belirtiyor: "Dişlerinizi her gün iki kez fluoridli bir diş macunu ile fırçalayın, şeker kullanımını azaltın. Diş hekiminize düzenli olarak gidin. Şunu unutmayın ki diş hastalıkları kalp hastalıgı ve bebeklerde düşük kilo sorunlannı arttırmaktadır. Amerika'da ve Avrupa'da diş sağlığını korumanın, sadece dişleri korumaktan çok daha büyük bir oneme sahip olabileceğini göstermiştir." dedi. Vural Ahı 631/9