Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Politika ve ahlakın beraberliği Ünlü düşünür Kant'a göre kamu hukukunun üstünlüğü anlayışı açısmdan, politika ve ahlakın uyumu. Politikacılar, ilkin doğal yurttaş, sonra da ahlaksal birey olmayı görev saymalıdır. Onur Bilge Kula (*) A çıklık ve Kamuca Bilinırlik, Adalet ve Hukukun Önkoşuludur. Kamu hukukunda ozbiçim ilişkisini, bu hukuk alamnm aşkrnlıgı ya da üstünlügü anlayışı açısından irdeleyen Kant, öz bir yana bırakıldıgında, geriye dogal olarak herkesce kamuca bilinirlik anlamında biçirnirı kaldıgını belirtir. Kamuca bilinirlik olanagı hak savmı iddiasrnı içerir; çünkü, bu olanak olmaksızın kamusal anlamda deneyımlenen adalet ve adaletçe dagıülan hakhukırk da olamaz. Hukuk ancak kamusallıkla olanaklı oldugu için, kamuca bilinirlik niteligini taşımalıdrr; kamusallık niteliginin, eylemli bireylerin ilkeleri ile bağdaşıp bagdaşmadıgı çok kolay olçülebüır. Bu nedenle kamuca bilinirlik nıtelıgı, oncel olarak akılda rastlanan bir ölçüt yaratır. Bu yaklaşım geregi ve sonucunda, Kant kamu hukukunun aşkm/ustun ilkesini şöyle kesinleştirir: Ölçüüeri Kant'ın bilinirlik ya da açıklık ilkesini saltlaştırmasının yol açtıgı açmaz da bu noktada dügümlenmektedır. Buna karşın egemen konumunda bulunanlar, salt konumlarının kendilerine sagladıgı erk sayesinde, olası bir başkaldırıyı bastıracaklarını önceden duyurdukları içın, açıklık ve bilinirlik ilkesine uygun davranmakta, dolayısıyla da yasal çerçevede kaldıklarmdan, Kant'ın mantıgma göre, eylemleri yasal sayılmaktadır. Yine burada da Kant'ın soz konusu açıklık ve kamuca bilinirlik ilkesini saltlaştırıdıgı ve asünda onaylamadıgı baskı ve zulüme karşı bir anlamda eylemsizligi önerdigi söylehebılir. süriidürme, hiçbir surette, ornegin genişleme gibi, yarar saglamama niyetıyle baglüaştırır. Bu koşullarda bıle politika ve ahlak arasrnda Mık yaşanabilecegını belirterı Kant, bu tur bu ıküıgi açıklamak için, şoyle bir varsayımda bulunur: Bir devlet bir başka devlete yardım etme, topraklarrnın belli bir bölümünu bırakma gibi sozler vermiş ıse, kendi selametinin soz konusu oldugu durumlarda, kendi ıçinde hiç kimseye karşı hesap vermek zorunda olmayan bir egemen, devlete karşı hesap vermek zorunda olan en ust devlet memuru olma niteligıni one surerek, verdigı bu sozden cayabilır mi? Bu tur bir soz vermiş olan bir egemen, birinci niteligi, yanı özerk bir egemen oluşu nedenıyle verdigi sozden dolayı ahlaken yukumluluk altına girerken; ikinci niteligi yani, devlete karşı hesap vermek zorunda olan devletın en üst memuru oluşu nedenıyle de bu vukumlülukten kurtulması gerektigıni savlayabılıı. Kant'ın mantık yapısını ve çizgısinı kavrayabilmek için, devleti iki niteligi ile, yani ozerk egemen bir kışüik ve en ust devlet memurlarınca temsil edilen bir yapı, örgüt olarak degerlendirdigı gözönünde tutulmalıdır, Kant, ahlak politika uyuşmazhğı konusunda bı kıp usanmaksızm bir ölçutü vurgular; /Uılalt(salhk), herkes içın geçerli, ebedı barışı erekleyen ve herkesce bilinirligi nedeniyle kamusallık kazan mış ölçütlere uymayı yukümler; politika ise kurnazlıkla durumun gerektırdigi yarar gibi bahanelerle ahlakça yukümlendirilen ölçütlerden kurtulmaya ugraşır. Bu alanda poîitikanm ahlaksallaşması için, ulkusel olarak barışı ereklemesı ve kamuca bilinirlik olçutune uygun davranması, yani hak, hu kuk, adalet ve ozgürluk ilkelermı surekli gozetmesı gerekir. Politika yararı, ahlak kamusallığı ve amaçlar kamusallıkla bağdaşmayan, başka insanlann haklanna ilişkin davranışlar haksızdu. Bu Uke, salt etık açıdan degil, hukuksal bakımdan da ozellıkle ınsan haklarıy • la ilgilı olarak geçerlidır ve böyle degerlendırilmelidır. Kant, hukuksal bakımdan sonuçları ne olursa olsun, ahlaken gerekli ıse bir ölçütün açıkça dile getirilmesinı, sorumlulugunun ustlenilmesını gerekli gorur. Boylece adaletsızlıklere karşı tutum alınılabılecegını vurgular ve devletler hukukunun iç işleyişi yönünden kamusallıgvn üstünlugü ilkesini çabucak geçersizleştirebilecek şu soruyu sorar: Baskıcı birzalimin ezîci erkini yıkmak amacıyla yapılan başkaldın, hukuksal yönden meşru bir araç mıdıı? Kant, baskı ortamında halkın haklannın zedelendıgını, bu nedenle başkaldırıyla egemenligine ya da tahtına son verılen kıyıcıya zalime haksızlık edilmedigini düşünür. Başkaldıran uyruklar için de benzer şeyler düşünen Kant, başkaldırı yoluyla hak arayan uyrukların, başarısız olmaları durumunda, en agır cezayı çekmek zorunda kaldıklannda ugradıkları haksızlıktan yakınamayacaklannı belirtir. Bunun yanı sıra, Kant'a gore, egemenlere karşı bellı durumlarda şıddet uygulanabılecegi ve halkın bir kısım erki ustlenecegi anayasada yer almalıdır. Ahlaksal açıdan bir ölçutun savunulabilir olmasmı, o ılkenin kamuoyu önünde açıkça dile getırilmesine yani kamuca bilinirlige baglayan Kant, başkaldırının yasadışılıgını şöyle açıklar: Başkaldırının haksızlıgı açıktır; çünkü, başkaldın kamuoyu önünde açıkça dile getirilmez; dile getirilmesi, zaten başkaldırının onlenmesı ya da olanaksızlaşması demekfir Başkaldırıcılar bu yuzden ereklerını gizlemek zorunda kalır. Buna karşın egemenler bir başkaldırı durumunda, başkaldırıcıları çok ağır biçimde cezalandıracaklannı duyururlar, Kant'ın yukarıdakı saptamasıyla soylemek istedigı şu: Baskı ve zulurn ortamında yaşayan halk, ahlaken başkaldırı hakkına sahip olmasına karşın, başkaldırıyı açıga vurmadıgı, yanı, hukuksallığın bir geregı olan açıklık ve kamuca bilinirlik ilkesıne uymadıgı sürece, başkaldırı yasal ya da hukuksal sayılamaz. Halk, başkaldırıyı açıga vursa, yani Kant'ın kamu hukuku anlayışınrn geregi olan kamuca bilinirlik ilkesini yerine getırse, egemenler, gerekli onlemlerı alarak zaten başkaldırıyı bastırır. Bu anlamda baskı ortamında yaşayan halk, üa ucu keskm bir bıçakla karşı karşıyadır. 626/4 Güce ve erke karşı kuşku esastır Kant'ın uzerinde durudugu ikinci olasılık şu: Korku verici buyüklüge (potentia tıemenda) ulaşmış bir güç devlet kaygı uyandırdıgında, muktedir oldugu için, kendinden guçsuzlerı baskı altına alabılecegi varsayılabilir ve bu durum, küçuk güçlere onceden hakarete ugramasalar da o buyuk guce karşı birlikte saldırı hakkını verır mi 9 Guç ve erke karşı kuşkuyla yaklaşan Kant, guçlu ve erklılerin, bir başkasını egemenlıgi altına alabilecekleri olasılıgının su rekli var oldugunu savlar; güçsuzlerı ozkorunum amacıyla, gücün ve erkın baştan çıkarıcı ve bozucu etkisine karşı uyanık olmaya çağınr. ABD Ingiltere ve Irak savaşı, Kant'ın bir olasılık, bir varsayım olarak ortaya koydugu bu sorunun bütunuy le yaşamdan uzak bir kurgu olnıadıgını, yeniden günde me gelebilecegrni gösteren en guncel bir ornektır. Kant, buyük guç ya da guçlerın, bol ve yonet yonte mini çok ıyı kullanrrıayı bildiklerini yazar ve devlet kurnaz lıgı ilkesininm, yani genişleme ya da baskı altına alma gibi uygulamaların herkesce bilinir duruma geldiginde, ka çınılmaz olarak oz eregini başarısızlıga ugratacagını ve bu yuzden haksız olacagını belirtir. Kant'ın uçuncu kurgusu, bir devletın korıurnuyla ilgilidir. Kant, soz konusu varsayımı şoyle somutlaştınr: Kuçük bir devlet konumu sayesinde buyuk bir devletin varlıgını surdurmek için gereksindigi butunlugünü Uluslararası hukuk baglamında Kant şu goruşlerın altını çızer: Hukuksal bir ortarnın varlıgı, yani bir ınsana bir hakkı gerçekten kullanma olanagını saglayan dış koşulun varlıgı durumunda, uluslararası hukuktan soz edilebilırmi? Kamusal bir hukuk anlamında uluslararası hukuk, herkesin hak ve hukukunu belirleyen genel istencın bildiriminı, yani kamusallaşmasını içerir ve bu hukuk konumu (statusu), zoıla dayatılan yasalardan degil, sürekli özgur birleşmeye dayanan bir sözleşmeden dogmalıdır. Kant'ın yaklaşımırıa yore, kişileri fiziksel ve ahlaksal bakımdan etken biçimde bıbınne baglayan bir hukuk durumu olmaz ise, dogan boşlugu sadece özel hukuk (Privatrecht) doldurur. Hukuk ogretısi anlamında ahlak ile politika arasmdakı çelışkı ve çekişme de tam bu noktada, kamusallık olçutunün soz konusu ilkesinin yuzeysel uygulandıgı bir noktada ortaya çıkmaktadır. Soz konusu yuzeysel uygulama sonucu sözleşme, devletleri birbirleriyle ve tü rnu birlikte başkalarına karşı barış içerisinde varlıklarını