Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Harfler Alfabenin en güzel harfi mi? f, elbet. (küçük harfle, büyüğünü ben bilmem sanki.) En uzun boylu. En haşarı. En zaif. En büyülü. (En çocuk olduğunu da söyledik mi?) En yalnız. Neden en yalnız diyorum, bunu bilmiyorum. Belki de yalnızlığı çok insancıl buluyorum, ondan. . Hem yalnızlık alfabelerin ortak özelliğidir. Kimileri öyle bile doğmuştur da. Ne ki, anakaralardır alfabeler üzerlerinde gidip geldiğimiz; her gün karşılaştığımız yüzler; kentler caddeler, sokaklar, çarşılar gibi bizi ellerimizden tutarlar. Bizimle konuşurlar. Hem f, yalnızlığının ayrımındadır. Şairler gibi, bir yazgı gibi bunu algılar bunu. (Şairlik, şairlerin yazgısıdır.) Yoksa yalnızlığı kim ister. Ancak kayalar tek başına ayakta dururlar. Hem harflerin gücü ile devinimleri korkunçtur: Her harfin bir kişiliği vardır. Gene de yalnızlık söz konusu olduğunda (f) düşünde kendini kalabalık bir ada gibi görüyordur belki de. Neden olmasın? Herkesin hakkıdır düş görmek. Ama ben fyi bizim şu yeryüzündeki durulmaz buluşmamız gibi, asıl da size benzetirim. Bu yazıya çıkması da bundan değil midir? 572/24