Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
peşinde ce 25 km derıne gomulmuş ve başkalaşım geçırerek yeşım kayalarını oluşturmuştu 16 müyon sene once ise tekrar yeryuzune çıkmışü Gerek kaya cinsı, gerekse mıneral toplulugu olarak, daha önce dunyada ornegı ol mayan kayalardı bunlar Bu aşamada Bursa yeşıınlerını uluslararası duzeydo tanımlamak ıçın mıneral analızlerme ıhtıyaç vardı Bu analızler elektron mıkroprob denen pahalı ve komplıke bu cıhaz üe yapılıyordu Elektron mikroskop ıle mılımetrenın onda bırı kuçuklugunde bır noktada kımyasal anaJız yapmak mumkundu fekll 1. Buna'da Bektaşlar Köyü çevminde, tarlada Elektron mıkroprob aletı, degıl Istanbul toprağa gömiilü olarak duron 2 m boyunda bir yefim kayası. Bu kaya çok biiyük ve kısmen gömülü Teknık Unıversıtcsı'nde Turkıye'de hıçbır unı olduğu için almamamiftı. versıtede yoktu. Ne yapacagım dıye kara kaAıtık lum venler elımdeydı, yapılacak lek ra duşunurken Parıs'te Ecole Normale Superıış kalmışü. Oturup bu ilginç kayalan bir makale eur'dd araştırmdcı olarak çdlışan, uzun suredir ıçınde tanımlamak ve onemlerını vurgulamak. tdiudıgım degeılı mmeidlog Christian Chopin'den bu mektup aldım Beru mısafir profesor olarak Parıs'e bır aylık bır sure ıçın davet et Makale yayımlanıyor mek ıstıyorlardı Maaş verıyorlardı, bunun kar Makalenın yazüması 1996'nın sonbahaşılıgmda tek yapacagım ış bır semıner vermekrında bıttı Makaleyı Ingıltere'de yayımlanan Mıtı. Hıç duşunmeden kabul ettım ve bu arada Pa neralogıcal Magazıne'e yolladım, kabul edıldi, rıs'te bu cıhazı kullanıp kullandmdydcdgımı 1997 Aralık aymda çıktı (1) Pısa'da 1994 Sonsordurn Cevap muspettı Hdzıran 1996 da Pabaharında başlayan bu seruven, Orhanelı, Isrıs'teydırn tanbul, Parıs, Bochum, Istanbul hattmı takıp etmıştı. Yerı yerinden oynatacak bır buluş yapmamışüm Çalışmam o kadaı onemlı de sayılmazdı, ulak bır bılım ca rnıasını ılgılendırıyordu Fakat Turkı ye'de bulunan ılgınç kayalar yıne Turkıye'den bır araştırmacı tdrdfından ulııs laitirası bır dergıde tarurnlanıyordu Turkıye'nın bıtkılen, kusları, tarıhı hep yabancüar tarafindan yazılmıştı Hıç ol mazsa Turkıye'nın ılgmç kayalan Ncw York Tabıat Tarıhı Muzesı'nde çalışan bırı tarafindan degıl iTU'dekı bır yerlı araştırmacı tarafindan tanımldnmıştı Bunddn haz duyuyordum * Pıof Dı , TUBA Uyesı, ITU Avıasya Yerbüımleı ı Enstıtusu EPosta' okay@sanyer cc itu.edu tr Zümrütten akisler A. M, C. Şengör Ortak ve gerçek Bir zamanlar Efes'te kral sülâlesinden gelen ve dolayısıyla krallık unvanını taşıması gereken bir adam, bu şerefi ve ayrıcalığı kardeşıne terkederek daha onemli görduğu bır işle uğraşmaya karar vermişti. Herakleitos, doğanın gizemlerıyle ve insanoğlunun bu gizemleri anlamak için gösterdiği çabayla ilgiliydi. MÖ 500 gibi bir tarihte, filozofluğu krallığa bu yüzden tercih etmişti. Fakat ne çağdaşları, ne de ondan sonra gelenlerin büyük bir çoğunluğu bu garip Efesliyi anlayabildiler. Herakleitos çağdaşlan olan Efeslilere o kadar kızmıştı ki "hepsini asmalı" diyordu. "Doğa Uzerine" olduğu rivayet edilen kitabını yayımlatacak yerde bu yüzden gitti Artemis tapınağına sakladı. Kendinden sonra gelenler, hele meşhur Alman filozofu Hegel'in öğrencileri, Herakleitos'un öğretilerinde diyalektiği bulduklarını sandılar; büyük Efesliyi Hegel'in, Marx'ın, hattâ Hitler'in öncüsü sayanlar bile oldutâ ki Herakleitos'un bir gerçek meslektaşı, bir büyük doğa bilimcisi onu ele alana kadar. Kuantum fiziğinin babası Ervvin Schrödinger 1954 yılında Londra'da University College'da verdiği Shearman konferanslarında Herakleitos'un derdini kısmen de olsa anlayabildiğini gosterdi: Herakleitos duyularımızın gerçeğin anlaşılmasında yeteri kadar güvenli olmadıklarını gördüydü. Dış dünya ile duyularımız dışında da bir temasımız olmadığına göre, gerçeğe nasıl ulasabilecektik? Herakleitos duyularımızınne kadar eksik olurlarsa olsunlardoğanın ufacık da olsa bir kısmını doğru olarak yansıttıklarını kabul ediyordu. Üstelik, her birey doğayı kendi açısından, yani değişik bir başvuru sistemi çerçevesinde tasvir ediyordu. Kanımca Herakleitos'un en büyük keşfi bu başvuru sistemlerinin önemini kavraması olmuştur. Pek çok açıdan görülen Herakleitos, krallık bir nesnenin doğruya en ünvanmı, şan ve şerefi yakın bir şekilde algılanabildoğanın gizemleriyle mesı için, pek çok gozlemcinin gözlemlerini anlatması, uğraşma adına terk bunların ortak yanlarmın etmişti. Kısacası birleştirilerek doğruya en yakın olduğu şimdilik kabul filozofluğu, krallığa edilebilecek bir ifâdenin eltercih etmişti... de edilmesi Herakleitos 'a göre en akılcı yöntemdi. Işte üzerinde herkesin anlaştığı bu "gerçeğe en yakın" ifâdeye Herakleitos "ortak" adını vermişti. Ancak Herakleitos "tartışılamaz gerçeğe" ulaşılamayacağı kanaatindeydi. Büyuk Efeslı gerçeğe ulaşılamayacağı için mi "ortak" bir fikir, bir goruş peşindeydi? Herakleitos'a bugünlerde pek moda olan ve halk kutlelerinin ortak kararlarının en doğru karar olması gerektiği gorüşunü temsil eden bir rölativizmi atfetmek buyük bir haksızlık olur. Herakleitos'un, bizden bağımsız bir dünya, bir gerçek evren olduğu ve bu gerçeğin fikir ve duşuncelerimiz hakkındaki en son hakem olması gerektiği konusunda en ufak bir şüphesi yoktu. Ortak ve gerçek aynı şeyler değıldi. Bizler gerçeğe ancak denemeyanılma yontemıyle ve tum deneyımlerimizı bırleştırerek yaklaşabilmekteydik. Ancak bir adam, tek başına bazı fikirlerin yanlış olduğunu isbat edebilirdi. Herakleitos'un fikirlerin tartılmasında insan kitlelerine asla itimadı yoktu. İnsan kitlelerinin faydası, gerçeğin pek çok köşesini bir anda gorerek onun hakikate olabildiğince yakın bir resmini ortaya çıkarmaktı. Bu resmin gerçekle çelişen tek bir koşesini gormek için tek bir insan yeterdi. Ortakla gerçeğin aynı olmadığını gosteren ve bu şekilde bilimle demokrasinin ara kesidini 2500 yıl önce çırılçıplak ortaya koyan büyuk Efesli bu yüzden antidemokratlıkla suçlandı, kendisine sosyalıstlikten faşistliğe kadar her türlü felsefe yakıştırıldı. I lalbuki o, doğa bilimlerinden hareketle demokrasinin bir guruh sloganı olmaması gerektiğıni, olursa doğanın gerçeklerine çarparak parçalanabileceğini vatandaşlarına anlatmak istiyordu. O gün olduğu gibi bugun de Herakleitos'un cığlığı insanlığın çoğunluğunun sağır kulaklarına çarpıp boşlukta kaybolmaktadır. 3/1/5 Kimyasal analizler Şekil 3. Miyosen çokelleri arasında, yefim kayalan içeren (beyaz renktekiler) moloz akıntısı. uyurular Tahribatsız test kurstarı ÇNAEM (Çokmecc Nuklecı Aıaş ve eg Merk) Endustnypl Uygulama Bolumu ndc ISO standart larına goro Turkçe olarak, nevıye belırleyıcı Tahrıbatsız Test Kurslan vprıliyor I Radyografı 23 Mart 3 Nısan 1998, 2 Ultrasonık Sevıye 1, 2Ü Nısan 1 Mayıs 1998, 3 Yuzey Metodları (Maqnetık Parçacık ve Sıvı Penetrant) 11 Mayıs 2İ Mayıs 1998, 4 Gırdap akımlaıı 1 25 Mayıs 5 Hdzıran 1998, 1 Radyografı 2, 14 Eylul 2 Ekım 1998, 2 Ultıasonık 12 Ehm 30 Ekım 1998, 3 Yuzey metodlan (Magnetık Parçacık vo Sıvı Penetrant) 9 K.ısım 27 Kasım 1998, kuısları, ıkı haftalık ve ucret, kışı başına 165 000 000 TL Sevıye 2 kurs ları, uç haftalık ucret, kışı başına 240 000 000 TL Bilgi: Doç Dr Şınası Ckıncı ÇNAEM PK 1 Hdvalanı, 34831 lst TPI (0212) 548 40 50/ 2801 Faks (0212)548 22 30 Turk Fızık Dernegı,*7731 Lkım 1998 tdrıhınde Alanya'dd Yogurı Madde Fızıgı Atom ve Molekul Fızıgı Nukleer Fızık, F'ızık Egıtımı Yuksek Ener jı Fızıgı Mateınatıksel Fızık Uygulamalı Fızık korıulaıındd konfeıanslaı duzenlcndı Tuık Fızık Demegı ulkemızde temel bılımspl araştırma veeğıımogretıme destek vermek, genç araştırmacıları desteklemek, ulusal ve uluslararası kongre, sempozyum, okulldr vb pdrıel, semıner gıbı bıhmsel etkınlıkleı duzeıüıyoı Tuık Fızık Dprnegı VP lızıkçıler ıçın çok uııemlı VP oıı lamlı bır gun olan 21 Ocak 1998 taııhınde Sayuı Cumhuıbaşkanımız Süleyman Demirel Turk Fızık Deınegı Genel Merkez Yonetım Kurulu Uyeleıı, Tuık Fızık Dernegı Ankara, Istanbul ve Izmıı ŞIJDC Başkanları, Turk Fızık Vakfı Başkanı Tuık Fızık Dcrnogı vo Turk Fızık Vakfı Onursal Başkanı Fızık Profesoru Erdal tnönü, TUBİTAK Başkanı Dinçer Ülkü'den oluşan heyet, Cumhurbaşkanını zıyaret ettı ve büımsel ardştıınid ve çalışmaların onundekı sıkmtıları deıle getırdı Fizik Kongresi