Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Niçin yaşlanıyor ve niçin ölüyoruz? Bilim dergisi Nature' da yayımlanan iki inceleme yazısı, yaşlanmanın mekanizması konusuna ışık tutuyor. Aylak Bilgi M. Emin Ceylan Aydın da telkin 'e açık Uzun suredir "Bilim Teknik" okurlarıyla paylaştığım yazılarda, ana tema olarak "Türk insanının bırörnek (uniformity) ve bireyselliği bulunmayan (deindıviduation), toplum baskılı davranışları"na vurgu yapıyorum. Bu davranışı biraz daha aynntılı ve kendı toplumumuzdan ornekler vererek ırdelemeye çalışacağım. Toplum baskılı davranışta, topluluk uyelerı genellikle birornek tutumda, dayanışma ve ittifak halinde bulunurlar. Toplum, birlikte hareket kaygısıyla, uyelerinin mantıksallığını ve kendi kendilerinin farkındalığını yok eder. Bunlar, yerini toplu bilince bırakır. Böylece bırçok değıl, tek olunur; aynı yönde davranılır ve tek ve bilinçli bir "ben" olmak yok edilir. Bazı durumlarda bu ortak bilinç, tek başına hıçbir bireyin olamayacağı kadar durust, fedakâr ya da çılgın olabilır. Toplum baskılı davranışı, uç ayrı ozellık belirler: Bunlardan ilki, kitle uyelerinin adsızlığı (anonymity) (Turk toplumunda herkesin kimlik belırleyıa soyadıyla değil, sıradan bir seslenis seklinde onadıyla anılması) ve bunun yarattığı her bir uyeye kuvvet veren "beraberlikte yenilmez olunduğu" (Bır Turk Dunyaya Bedeldir) duygusudur. Çunku insanlar birbirine benzeştikçe, yanındakini kendinin bır parçası olarak görür ve kendi govdesine ve kuvvetine, bitiştiğı 'ınsanlarm govde ve kuvvetlerinin de katıldığı duygusunu taşır. Bu duygu aslında yanlış da değildir. Bizim gibi ulkelerde insanlann bırbirleri ıçın kendilerini, bu duygu nedenıyle tehlikeye atmalan hiç de seyrek değildir. ikincisi ise, duygu ve fikirlerin sirayet edici (contagıon) ozelliğinin bulunması ve bu durumun toplumu hızlı ve sonu kestirilmez biçimde davranmaya suruklemesidir. Üçüncüsü, telkine açıklıktır. Boylece Toplum baskılı toplum, tek kişi tarafından elle tutuladavranışta, bilir hale gelir (Çoğu siyasi liderin onemli bir başarı gostermeksizin, Türk insanlar, genellikle toplumunu çeyrek yuzyıldır, bazılarıbirornek tutum, nın ise yarım yüzyıla yakın suredir dayanışma ve elinde tutması). Butun bunlara bağlı olarak, kitle zihinsel olarak tek, davraittifak halinde nış olarak da homojen tutulabilir bulunurlar. (Türkiye'de her semtte sokaklarda farklı değil hep birbirine benzer insanlara rastlanması). Sosyal yaşam taklit üzerine kuruludur (Bu toplumun uyelerı hep birbirine ozenerek bir şeyler yapar). Taklit ise ancak fıziksel bitişme (contiguity) ile sağlanır. Toplum baskılı harekette, bireyler arasında fıziksel bitişme en ust noktadadır (Turkler hep birbirine yakın durmak ister. Kahvehanelenmızin sıkışıklığı yalnızca yoksulluktan değil, aynı zamanda birbırine sokulma arzusundandır.) Buna bağlı olarak kitle ıçinde bıreylerin birbirini takliti çok suratlidir. Bu sürat, telkine açıklığın yanında, davranışlarda içgudu hakimiyetinden ve kendini "suru"ye bırakma kolaylığından gelir. Toplumsal olarak kotu olan şeyler, bu tur toplumlarda, aynen bakteri ve virüslerin yayılmasına benzer biçimde suratli bir kitlesel yayılım gösterir. Toplu çılgınlık nöbetleri ve panik yukarıdaki tıbbi modele uygun biçimde yayılır (Araştıncılar Aydın'ın bır koyunde toplu histerı nobetlerine rastlamışlardı). Yalnızca coğrafi ayrılıklar, ırksal farklılaşmalar ve sosyal yalıtılmışlık bu yayılmayı durdurur. Toplum baskılı hareket taşıyan topluluklarda ölüm olması, kitlenin içine inanılmaz bir bomba gibi düşer ve önu alınmaz bir süratle yayılır (Cenaze torenlerinde toplu halde bağıran, çoğu kez de etrafa saldıran insanlar). Kitle bir nedenle gucunu denemek istemektedir. Telkin, bilgisizliğin olduğu durumlarda çok kolay işler. Ancak ilginç olan bilgili gruplarda da bazen telkinin olabilmesidir. Bu durumda entelektüeller geçici olarak bilmeyi askıya almakta ve kendilerini telkine açık hale getirmektedirler. Freud, Crup Psıkolojisi ve Ego Analizi isimli çalışmalarında kitlesel hareketler sırasında, bilinçaltı kilidinin açılmasını ve liderin, gruptaki kişilerin superegosunun yerine geçerek kitle uzerınde etkinlik kurmasından soz eder (Bu toplumun lidersiz iş yapamaması ve en kuçuğunden en buyuğune kadar her işini toplu halletmeyi ve işini bir liderin uzerine yıkmayı sevmesi). Liderin bu gücü, insanın ilk sosyal topluluklarına kadar dayanır. Bu topluluklarda, bir ilk baba vardır. Liderler bu ilk babanın gucunu kullanırlar ve her zaman grup idealınden soz ederler. 561/9 Y azüardan ıüa, Tokyo Ulusdl Sınırbüı mı Enstıtusu'nun Makto Kuroo baş kanlıguıda gerçekleştırdıgı bır çalışmanırı sonuçldnnı ıçerıyor Bu yazıda Japon bılırn adamldrı yaşhlık geni konusunu ele alıyoı Dıger onemlı keşıflerde oldugu gıbı bu gen de rastlantı sonucu bulundu Hı pertansıyona yol açan genlerı ortaya çücart mak amacıyla fareler uzerınde yurutulen bır deneyde, o gune dek büınmeyen bır gen'e kaza ıle mudahale edüınce gen gorevını yapamaz hale geldı Araştırmacüar şaşkınlık ıçınde çalışmaz durumdakı genı taşıyan farenın zamantndan once yaşlanma belırtılen gosterdıgını gorduler Bu behrtüenn başında kısırhk, tuy dokulmesı, anfizem, atardamarlarda tıkanma, kemıklerde deformasyon ve derı lengınde bozulmalar gelıyordu Bu bulgular uzerme araştırmacüar ge nı daha yakından ıncelemeye karar verdiler Soz konusu gene Klotho adı verıldı (Mıtolojıde kader tannçalanndan bırı olan Klotho ınsanlarm yaşam ıplıgını buker) Klotho genının ıçerdığı proteının başlıca gorevı sera mıdın motabolızmasını duzenlemektır Sera mıd, hucrenın olumu, gelışmesı ve bolunmesınden soruınlu olan bır maddedır Klotho faresının ınsanlardakı yaşlanma yerını bulnıaya çalışan büım adamldrı, bu bolgede erken yaşlanma genının ızıne büe rastlamadılar Nature dergısmde yer alan ıkıncı yazı ABD'de Rhode Island'da Brown Unıversıtesı ogretım uyelerınden Marc Tatar ve ekıbının yuruttugu ardştııma sonuçlarını ıçenyoı Meyve sınegı (Drosophıla) ve yuvarlak solucanlar (Caenorh ve abdıtıs) uzerınde gerçekleşurüen araştırma, yaşamının ılk do nemlerınde yuksek ısıya maruz kalan hayvanların daha uzun yaşadıgını ortaya çıkarttı Yaşamı uzatan etmenın hsp7u adı verüen "ısışoku" proteınlerınden bırı oldugunu orıe suren büım adamlan, ısının yuksel mesıyle daha buyuk mıktarlarda hsp70'ın senteze ugradıgını belırttüer Yaşlanma, bır arüamda deforme olmuş ve kırümıs protemlerm bırıkmesıdır Isı şokuyla uretımı artan yararlı proteınler burada devreye gırerek hasar gormuş proteınlen onarır ve aynı anda zarar gormenuş pro teınlen de koruma altına alu Dolayısıyla yaşlanmayı gecıktırır Fareler ve insanlara dair Bıyokımya, vucudun zamdiüa eskıme sı ve aşınmasıyla ortaya çıkan yaşlüüc ve olum olgusunu açüdamakta yetersız kalır Farelerın orrıru aylarla olçulurken, ınsanlar nıçın yuzyüa yakm yaşar9 Evnm bıyolojısı bu soruyu şoyle yanıtlar Yaşam suresı üe cınsellık arasında çok yakın bır ılışkı vardır Tum canlüarının en buyuk yukum lulugu uremek ve genlerını gelecek nesıllere aktarmaktır Dolayısıyla tum carüüar olmeden once ureme şansına sahıptır Evrım bıyolojısıne gore fare gıbı başka canlüar taraundan yıyecek olarak tuketüen canlüar, kısa surede ureme çagına erışır, mumkun oldugunca fazla sayıda çocuk meydana getırır Oysa ınsanın başka canlüara yem olma gıbı bır der dı yoktur Bu nedenle hayvdrüdr gıbı çok sa yıda çocuk yapmasına da gerek kalmaz Ote yandan hayvanların ureme çağını aşuktan sonra gorevlerı bıter Dolayısıyla uzun yaşamalan gerekmez Oysa ınsan d>ger hayvanlara gore farklüık gosterır Uzun ve bakım gerektıren çocukluk donemınde anneden başka teyze, buyukanne gıbı aüe nın dıger kadınlanna da üıtıyacı vardır Bu baglamda ureme çagını geçen kadınlann ışlevı bıtmez, torunlanna veya yeğenlerıne bakmak gıbı yukumluluklerı nedenıyle hayvanlara gore daha uzun yaşama şansma sahıptır Reyhan Oksay Kaynak Nature News surecıne benzer belırtıler gosterdıgını goren araştırmacüar, bu sonuçtan yaşlanma genının bulundugu anlamının çıkarülmama sı gerektıgını behrterek yaşlanma surecının çok karmaşık bır olgu olduguna dıkkat çektıler Kaldı kı Klotho farelerınde, ınsan beynmde yaşlanma sonucu oluşan amıloıd plakalar tesbıt edılmemıştı Araştırmanın dıger bır ılgınç yonu de Klotho farelerıne saglıklı, mudahale edılmemış genlerın aşılanmasıyla yaşlanma surecının durması ve farelerın gençlık enerjüerıne yenıden kavuşmasıydı Bu uygulamanın ınsanlarda aynı etkıyı yaratmaması olasüıgının yuksek olduguna dıkkat çeken Büım adamlan, soz konusu gen terapısının gençlık ıksın gıbı değerlendırılmemesı gerektıgını vur guladılar Kaldı kı farelerden yola çıkarak, ınsanlarm gen harıtasında Klotho genının