23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SORU YANIT BİLİM POLİTİKASI İki ilginç soru SORU: Romalılar, kendi sayi sistemleriyle temel aritmetik işlemleri nasıl yapıyorlardı? Bizim kullandığımız Arap sayı sistemidir ve toplama çıkarma glbl işlemleri sayılan alt alta yerleştirerek kolayca gerçekleştiririz. Peki aynı şey örneğin MCMXCIV (1994) glbi bir sayıyla nasıl yapılır? CEVAP 1: Roma rakamlannı alt alta yerleştirerek aritmetik işlemleri gerçekleştirmek imkansızdır. Bunun içindir ki Roma yoluyla hıristiyanhğı kabul eden ülkelerde bile Arap sayı sistemi benimsenmiştlr. Aslında Romalıların aritmetik işlem yaparken pek o kadar sorunları olmamıştı çünkü hesap aracı olarak abaküs kullanıyorlardı (Çinliler bu aletin çarpma yapabilenini de geliştirmişlerdi). Şunu unutmamalıyız ki, kağıt ve kalemle işlem yaparken izlediğimiz yollar da basit birer hesap aracıdırlar. İşlem yaparken kullandığımız ve ezberlediğimiz kurallar da abaküsteki minik kürecikleri hareket ettirmekle aynı kapıya çıkar. Bugünlerde herkes işlem yaparken elektronik hesap makinelerini kullanıyor, bunların Roma rakamlarıyla çalışanlannı üretmek te mümkündür. Eğer elektronik hesap makinesini icat edenler Romalılar olsaydı büyük olasılıkla hala Roma rakamlannı kullanıyor olurduk. Durumu daha iyi kavramak için şöyle bir örnek verelim: Bilgisayarların icat edilmesinden sonra hiç kimse günlük aritmetik işlemlerini 0 ve 1'leri kullanarak yapmaya başlamadı! CEVAP 2: Roma rakamlan aslında sadece sayısal kayıtlar için kullanıldılar çünkü bunları yazarken hata yapma olasılıgınız azdır. Roma rakamlan ticaret ve yönetim hayatında vartıklarını desimal notasyonların hesaplamalarda kullanılmalarının sona ermesinden sonra bile uzun süre sürdürdüler. SORU: Spreyler ve soğutucularda kullanılan freonlann açığa çıktıklannda zararlı olabileceklerini sık sık duyuyoruz. Bu gazlar bu amaç için kullanılmaya başlamadan önce nerede bulunuyorlardı? CEVAP 1: Freonlar tamamiyle yapaydııiar. Spreyler ve soğutucularda kullanılmalarının başlamasından önce dünyada freon diye birşey yoktu. Zararlı olabildiklerl doğrudur, bunun önüne geçmenin tek yolu üretimlerinin durdurulmasıdır. CEVAP 2: Freonlar parafin hidrokarbonlar ve hidrojen atomlarından kurulu sentetik yapılardır. Freon ticarette kullanılan bir isimdir ve aktronlarla birlikte daha genel biçimde halonlar olarak isimlendirilirler. llk olarak merak nedeniyle üretilmişlerdir ancak gaz ve sıvı faz geçişlerinln çok kolay olmasının anlaşılmasıyla birçok endüstri alanında kullanımlanna başlanmıştır. i üzerine Bilim üpetimi ü fıpta niçin özgün bilim üretemiyoruz? Nedeni üzerine bir varsayım(1) Hasan Yazıcı(*) Ülkemizin tıp dalındaki bilim üretimi, birçok bilim daltna görece, aynen diğer gelişmekte olan ülkelerdeki gibi, oldukça iyi. Ancak gene de arzu edilen düzeyden çok uzakta. Bunun nedeni üzerine sizinle tartışmak istediğim bir varsayımım var. Şöyle: Şekil'de göstermeye çalıştığım gibi tıpta özgün bilim üretiminin ilk unsuru birikmiş bilgi. Bunun üzerine biraz da içgüdüsel olan özgün gözlem yeteneği geliyor. Ancak sakın umutsuzluğa kapılmayın. Bu özgün gözlem yeteneği de bir güzel geliştirilebilir. Daha sonra iki kutsal kavram var. Reddetmek ve katılmamak. Günümüzün büyük bir kısmı kapılarda birbirimize yol vermek ve kimin elinin, kimin yanağının öpüleceğini kollamakla geçiyor. Bir de efendice katılmamak ve reddetmeyi bir öğrenebilsek. Belki o zaman daha ileri aşamalar olan kavga ve boğazlama da ortadan kalkar. Şeklimize dönersek bilim üretiminin önemli bir basamağı olan varsayım üretmek, birikmiş bilgi, özgün gözlem, reddetmek ve katılmamak gibi dört önemli unsur üzerinden oluşuyor. Varsayımı oluşturduk ya, işte şimdi aynen şekilde olduğu gibi buraya bir dikey çizgi koyalım. Esas bilim bundan sonra. Tüm hüner olanca gücümüzle veri toplayıp, bu varsayımı çürütmek. Seçtiğimiz yöntemler, örnekleme, kör gözlem disiplini, kontrol gruplarının seçilmesi ve nihayet istatistik değertendirme, hepsinin ana amacı varsayımı çürütmek. Varsayım onu çürütemediğimiz oranda dogrulanıyor.(2) Birkaç yıl ewel Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde 3 yıllık bir dönem için Iç Hastalıklan ve Çocuk Klinikleri uzmanlık tezlerinde kontrol gruplarına bakmıştım. Tabloda görüldüğü üzere 35 kontrol grubu gerekli tez arasından ancak 1 tanesinde (% 3) hastalıklı kontrol grubu vardı. Bu ne demek biliyor musunuz? Geri kalan 34 tezin saygın bir bilimsel dergide yayınlanma şansı hiç yoktu. Sonra da Türkün makus talihi. Olay para, maddi olanak da değil. Varsayımımızı ojanca gücümüzle çürütmeye çalıştık, olmadı. Şimdi yayın aşamasına gel'ıyoruz. Yayında amaç, çoğunun sandığı gibi, ben ne iyi yaptım demekten ibaret değil. Ana amaç olayı evrensel boyutta bilimsel tartışmaya açmak. önce acımasız bir meslektaş denetimi var. Doğal olarak, tanım üzere, bu denetim kısıtlı sayıda uzman tarafından yapılabiliyor. En önemli denetim ise yayın ortaya çıktıktan sonra. Varsayımı TIPTA ÖZGÜN BİLİM ÜRETİMİNİN TEMEL BASAMAKLARI BİRİİCMİŞ Bilqi MESIEKTAŞ DE^ERIENCİİRMES^ OzqÜN GÖZIEM VARSAYIM VERİ ToplAMA A) YÖNIEM 1. Doqnuluk 2. TEICI 5. DuyARİıdk 4. Özqüllök OZÇÜN DÜŞÜNCE 5. BAVES MANiıqı b) ÖRNEICIEME c) KONIROI GnupURi t X KATIIMAMAI< d) KÖR GÖZIEM E) İsTAîlsıik yayından sonra da aşağı indirmek olası. Ve birçok zaman olabiliyor da. Şeklimize gene bir göz atalım. Varsayımdan yayına kadar her şey varsayımı, o özene bezene, okuya düşüne kurmaya çalıştığımız varsayımı yalanlamak için. Kendi düşündüğünü, varsaydığını yalanlamak ise büyük özveri, disiplin, ahlak ve erdem ister. Kesinlikle üzülerek biraz da çekinerek diyorum ki özgün bilim Uretemememizin esas nedeni burada yatıyor. Düşündüğümüzü, doğru bildiğimizi sistemik olarak çürütmeye çalışacak bireysel erdem disiplinine daha gelemedik. Kolay iş değil yıllannı kendi düşündüğünü yalanlamaya vermek. Bu "öz yalanlamak" bir yandan da toplum olarak en büyük eksiğimiz olan dünyasal ahlakın en önemli unsuriarından biri. "öz yalanlamak" disiplinini bir yakaiayalım, bir onu başaralım, özgün bilim ister üniversite içinden, ister üniversite dışından mutlaka gelecektir. (1) Bu yazının önemli bölümü Türkiye Bilimler Akademisi'nin 26 Mayıs 1994 tarihinde Ankara'da yapılan dünyada ve Türkiye'de Bilim, Etik ve Üniversite adlı toplantıdaki konuşmamdan alınmıştır. (2) Buraya bir parantez açayım. Türkiye'de üniversiteleri ve bilim üretimini irdeleyen son TÜSİAD raporunda Popper'ın kanımca haksız bir yorumu var. Raporda varsayımı çürütmenin önemi, zaman içinde bilimsel gerçeğin değişeceği nedeniyle diye sunulmuş. Halbuki bilimsel gerçek değişmese, tüm zamanlar için geçerli olsa da ona erişmek ancak varsayımı çürütmekle olası. (*)Prof. Dr. Türkiye Bilimler Akademisi Oyesi Tablo Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde 3 Yıllık Bir Dönemde Iç Hastalıklan ve Çocuk Klinikleri Uzmanlık Tezlerinde Kontrol Grupian Toplam Tez Sayısı Iç Hastalıklan Çocuk Hastalıklan 33 27 Kontrol Grubu Gerekli Tez Sayısı 17 18 Normal Hastalıklı Normal Hastalıklı Var 9 1 13 0 Yok 8 16 5 18 38314
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle