27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B İ L İ M D Ü N Y A S I N D A N K I S A H A B E R L E R Göllep, iklimi ılımanlaştımyop 520 milyon yıllık yumurta bulundu S askatchewan Üniversitesi araştırmacıları dünyanın en eski yumurta fosılini gün yüzüne çıkarmayı başardı. Yaklaşık 520 milyon yıllık olduğu sanılan yumurtanın dinozorlar çağından da önceye ait olduğu belirtiliyor. Xiguang Zhang tarafından gerçekleştihlen bu çarpıcı buluş birçok bilım adamı için bir "tansık" niteliği taşıyor ve gözelerin her zaman bir yumurta evriminden geçtiği savını doğruluyor. Çinli bir doktora öğrencisi olan Zhang, araştırmasına 1988 yılında kireçtaşı içindeki fosfatlaşmış fosılleri inceleyerek başladı. Bulduğu örnekleri Saskatche Yaklaşık 50 milyon yıl önce, dünyanın kimi yerleri olağanüstü sıcaktı. Bu gerçek yerbilimciler tarafından bilinir, ama nedeni bilinmezdi. Artık bilgisayarlar, gezegene çok yüksek yoğunlukta sera gazı karbon dioksitli bir atmosfer vererek uygun ısıda eski bir iklimi yeniden yaratabiliyor. Ancak, o dönemde karbondioksit oranının çok yüksek olduğunu ortaya koyacak yerbilimsel bir bulgu ne yazık ki yok. Kaliforniya'da yapılan son bir araştırma, üçüncü jeolojik zamanda, Utah ve VVyoming'in bir bölümünü 810 milyon yıl boyunca kaplayan bir gölün varlığına işaret ediyor. İklimi etkileyen süreçlerin ortaya çıkarılmasında bilgisayar örnekleri son kerte yararlı birer araç niteliği taşımakla birlikte, yine de bilgisayarların gücüyle sınırlı bilgiler sunuyor. Büyük göllerin yöre iklimini yoğun bir biçimde etkilediğinin bilincinde olan Kaliforniya Üniversitesi profesörlerinden Llsa Cirbus Sloan, elindeki Kuzey amerika örneğine bir göl ekleyerek, değişimi gözlemeye karar verir. Gerçekte, şimdiki Utah ve VVyoming'i oluşturan birbirine bağlı göller 25.000 kilometre karelik bir alanı kaplamaktadır. Sloan ise örneğine 15.000 kilometrekarelik bir göl ekler. Böylelikle, örneğe bir göl ve şimdiki karbondioksit oranının yalnızca iki katı eklendiğinde, ısının, CO2 yoğunluğunun altı katı kadar arttığını görür. Gölün yöre iklimine olan etkisi. üçüncü jeolojik zamanda tropikal bitkilerin neden Kuzey Amerika'nın orta ve yüksek enlemlerinde yetiştiğini açıklamaya yeterli sayılır. Sloan, ömeğin, gerçek bir gölün yapısında ve ısısında meydana gelen değişiklikleri göz ardı ettiğinden, "gerçekçi" olmadığını ileri sürer. Ama ortaya çıkan en belirgin sonuç, Green River göllerinin iklimi değiştirdiği ve ısıyı ılıman bir düzeyde tuttuğudur. Chicago Ünıversitesi'nden Paul Markwick de geçenlerde sunduğu bir raporda, üçüncü zamanda göller yöresinde krokodillerin yaşadığını, bunların çağdaş türü olan timsahların ise, daha sıcak olan ve mevsim farklarının daha az olduğu Meksika Körfezi çevresinde yaşadığını belirtiyor. (ru. 5 Kas. 94/ns) wan Üniversitesi'nde daha da ayrıntılı bir biçimde inceledi. Yumurtalar birkaç hafta içinde çözülebilen yumuşak bir dokuyu içerdiğinden Zhang'ın buluşu son kerte değerli. Zhang ve danışmanı Prof. Brian Pratt'a göre yumurtalar, bedeninde üç böle bulunan, günümüz yengeç, istakoz ve örümceklerin ataları olan ve soyları 240 milyon yıl önce tükenmiş, omurgasız bir tür deniz böceğine ait. Bulunan toplam beş yumurtanın iki tanesi yumurtanın yalnızca kabuğunu göstermekle birlikte, öteki üç yumurtada blastomer ya da bölünmüş gözelerin varlığını gözlemek olası. Zhang'ın buluşundan önce Brezilya'da bulunan en eski yumurta fosilleri 100 milyon yıl öncesinin kretas (tebeşiıii) dönemine ait. Ancak bu yumurtaların yalnızca kabukları günümü ze dek ulaşabilmiş. Yumurtalar gerçekten, sözü edilen deniz böceğine aitse, yumurta yoluyla üremenin kanıtlanmasının yanı sıra, omurgasız oğulcuğun da (embriyo) 500 milyon yıldan bu yana hiç değişmediği ortaya konulmuş oluyor. özenli bir çalışmanın sonucunda gerçekleştirilen buluşun çeşitli alanlardaki boşlukları gidermesi, özellikle de okyanusların nasıl oluştuğu, akıntıların süreci ve organik karbon çevriminin nasıl korunduğu gibi yerbilimsel sorulara da ışık tutması bekleniyor. Ipeğin gizi çözülüyor Örümcek ağının neden en dayanıklı ve en esnek maddelerden biri olduğu konusu yakında Comell Üniversitesi araştırmacıları tarafından aydınlanacak. Araştırma ekibine göre, örümcek ağındaki proteğin molekülleri, yapay ipliklere kıyasla, çok daha düzenlı ancak karmaşık bir biçimde dizilmiş. Bilim adamlan gelecekte bu ağın, bir olasılıkla genetik olarak tasarlanmış bitkilerden, sanayi odaklı, yöntemlerle yapay olarak üretilebileceğıne inanıyor. Yapay polımerlerle, özdeş bileşimli kısa bölümler bir araya gelerek kristaller oluşturabiliyor. Polimer elyafında bu kristaller belirli bir biçimi olmayan (amorfik) bir madde oluşturan dağınık zincir bölümleriyle çevrelenmiştir. örümcek ağında 4 ile 10 arasında, art arda dizili amino asit alanı molekülünden oluşan zincir bölümleri paralel olarak uzanarak kristallı yörelerin meydana gelmesine yol açar. Kısaca NMR olarak bilınen nükleer manyetik yankılama (rezonans) yöntemiyle yapılan incelemeler bu alanın yörelerinin yapay polimerlerdeki amorfık yörelerden çok daha düzenli olduğunu ortaya koyuyor. Cornell ekibinden Alexandra Simmons'a göre, yapay bir polimerin dayanıklılığı kristallı bölgelerden, esnekliği ise amorfik maddenin özellıklerinden kaynaklanıyor. örümcek ağının kısmen kristal amorfik bölgelerdeki yapısının daha iyi kavranması olağanüstü esnekliğin de nereden kaynaklandığı konusunda bir ipucu verebilir. Örümcek ağı elyafı çeliğin en az iki katı güce sahip olmakla birlikte, üçte birinden daha fazla esneyebiliyor ve yeniden eski uzunluğa dönüyor. Maden ya da yapay polimerlere kıyasla, örümcek ağı kopmadan önce çok daha fazla bir enerjiye gereksinim duyduğundan kurşun geçirmeyen yelek ya da paraşüt yapımı için eşsiz bir malzeme oluşturuyor. Araştırmacılar, kolayca "sağılabildikleri" için, tüm dikkatlerini "çekme halatı" ağı üreten altın küre örücü örümcekler üzerine topluyor. Comell ekibi bundan sonra örümcekleri bol deuteriumlu besinlerle besleyerek hidrojen izotopu deuterium içeren elyaflar üretmeyi tasarlıyor. Bu gerçekleştirildiğin Yapay yolla üretilen ipek paraşütlerde kullanılacak. de, NMR ölçümleri bize hem kristalli hem de amorfik yörelerin molekül yapısı ile ilgili bilgiler sunacak. Ekibin bir başka hedefi de örümceğin ağını nasıl ördüğünü ortaya çıkarmak. NMR yöntemi örümceğin iç anotomisi ile de ilgili birçok bilginin ortaya çıkmasına yardımcı olacak. 4022
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle