Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SORUN YANITLAYALIM Bl L İ M Y A Y l N Zeytin ağacı Niçin bir yıl az, bir yıl çok? Bazı okurlarımız soruyor: "Zeytln ağaçlan nlçln bir yıl çok, bir yıl az ürün varir?" Atatürk Bahçe Kültürleri Mer. Ar. Ens. Zir. Yük. Müh. All Ekber Fldan yanıtlıyor: Zeytin ağacının bir yıl az bir yıl çok ürün vermesi zeytin yetiştiriciliğinde periyodizite ya da altemana olarak adlandırılır Ancak her zaman verimli ve verimsiz yıllar düzenli olarak birbirini iztemez. Periyodlzitenin nedenleri: Zeytin ağacında o yıl içinde meyve verecek olan çiçek gözleri, bir yıi önceki gelişme döneminde oluşmuş sürgünler üzerlnde bulunurlar ve oluşurlar. Ürünün çok olduğu yıllarda ağacın topraktan aldığı ve bünyesinde oluşturduğu besin maddelerl öncellkte meyvetorln bestenmesi için kullanılmakta; ağaç ya yeni sürgün oluşturamamakta ya da sürgünler kısa kalmaktadır Bunun sonucunda ağaç, çiçek tcmurcuğu üretemez, hiç ürün vermez veya çok az çiçek üretebılır, boylece çok az ürün verir. Ürünün yok yılında ise alınan ve üretilen besin maddeleri tamamıyta sürgün üretimi içln kullanıldığından sonra gelen yılda, çiçek ve dolayısıyla ürün de bol olmaktadır. Bu olayın görünür yanıdır. Aolında periyodiziteye etki eden faktörler çeşitlidir: 1 Çcsit özelllğl: Bazı çeşltler mutlak periyodizite gösterirler ve bunlara kültürel önlomler de sonuç vermez. Bazı çeşitlerde ise kültürel işlemlerle periyodizite hafifletilebillr 2. Agacın yası: Zeytin ağacı dikimden başlayarak koşullara gore değtsen 412 yıl sür lyle meyve vermez, buna gençlik kısırlığı dör«mi denir, periyodiziteden ayndır. Bu döner.ıi bitıren ağaçlarda verim glttikçe artar ve f eriyodizite eğilımi azdır. Ağaç yaşlandıkça periyodızito daha fazla ve ağır olur Verımden düşmüş ağaçlarda gençleştirme budaması yapılarak verim yeniden arttırılabilir. 3. Flzyolojlk denge: Zeytin ağacında iki çeşit gelişme vardır. Biri ağacın dal, sürgün ve yaprak gibi yeşil organlar geliştirmesi olan vojetatlf gallsme diğeri de çiçek gozü, çiçek ve meyve vermesi olan j«n«ratif gellsm*dlr. Bunlardan birinin kuvvetli oluşu dlğerinin zayıflığına yol açar. Flzyoiojik dengenin bitki bünyesindeki kimyasal göstergesi kültürel bakım işlemleri ile Ikllm olaylarının bıleşkesı olan karbonazot oranıdır. Bu oranın yüksek olduğu ağaçlarda jeneratif, düsuk olduğu ağaçlarda vejetatif gelişme fazladır Kültürel islemlerin uygulanmadığı ağaçlarda gençlik döneminde bu oran azot lehine, yaşlılık döneminde ise karbon lehıne golişir. Boylece yaşlılık döneminde ağaçların jeneratif gelişmesi kuvvetli, vejetatif gelişme8İ zayıf olur, bu da periyodizitenin şiddetlenmesıne yol açar. Oelişmenin herhangi bir döneminde fizyolojik dengeyi kurmak ya da değiştirmek için bazı kültürel önlemler alınabilir. Oançllk don*mlnd«: Toprak ve yaprak analizlerinden elde edilecek sonuçlara gore vejetatif yönde olan dengeyi, daha az azotlu,gübreleme ve daha az budama ile jeneratif gelişme yönünde tesvik edllebilir. Verim çagında: Daha çok yıllık sürgünlerln kesilmesiyle yapılacak aralama budaması, var olan çiçek ve mayved* seyreltmeyi sagladığı gibi bir miktar sürgün oluşumunu teşvlk eder. Boylece gelecek yıl da ürün almak mümkün olur. Ysslanmıs VMfnKtafi düsnısys bsstanif9 ağaçiarda: Daha kalınca dalları içeren, daha şiddetll budama ve azotlu gubrelerln arttırılması jeneratif yönde olan dengeyi vejetatif yöne çevirerek bir süre daha verim alınması sağlanır. Ağacın flzyoiojik dengesini değiştirmede uygulanacak en etkln Islem budamadır. Ancak tek baaına periyodizitenin azaltılmast için yeterii değildir. Diğer kültürel bakım işlemlerinln de tekniğıne uygun olarak yapılması gereklidir. Bunlar gübreleme, sulama, hastalık ve zararlılaria savaş, toprak işlemedlr. Bunlardan birinin eksik olması halinde diğerinin etkisi görülmeyeblllr. 4. İMhn faMMsrt: Zeytin yetistiriclliğinl sınırtayan IkHm faktorleri içinde en başta stcaklık gelir. Zeytin yan tropik bir bitki olup sıcaklığın sık sık 7°C'nın altına düştüğü yerlerde yetiştiricillği ekonomik oimamakta ve önerilmemektedlr. Düşük sıcaklıklardan en önce meyve veren yıllık sürgünler donarak etkiiendiğinden yok yılı yaşanabilir. Kellik bir "erkek" sorunu mu? istanbul Bahçeiievler'den yazan bir okurumuzun sorusu şöyle: "Kellik niye sadece erkeklere özgü bir sorundur, niye her erkekte görülmez, kadında hangi durumda rastlanır?" Okurumuzun sorusunu İstanbul Ünfvaraltoai İstanbul Tıp Faküh tesi iç Hastahklan Anablllm Dalı Endokrinolojl ve Metabollzma Blllm Dalı'ndan Prof. Dr. Faruk Alagol yanıtlıyor: "Erkek vücudunda fazla miktarda bulunan androjenlerin (erkeklik hormonları) vücut kılları üzerindeki etkileri iki şekilde ortaya çıkmaktadır Birincisi; buluğ çağında ince tüyleri, koltuk altındaki vb. sert, kalın, siyah ve belirgin tüyter haline getirir. ikincisi; erkekteki sert kılları daha ince, zayıf tüyter haline çevirebilir. Bu, erkeklerde görülebilen normal bir seyirdir. Niye her erkekte görülmedigine gelince; bu genetik olarak belirlenmış bir durumdur. Vücudun her yerinde reseptör denilen protein yapısında maddeler bulunmaktadır. Ancak bu reseptörierin varlığında androjenin etkisi görülür. Hormon hücreye kan yoluyla gelir, eğer hücrede reseptör varsa androjen tutulur ve reseptör tarafından tutulan androjenin etkisi ortaya çıkar. Reseptörler bazı dokularda a z . bazı dokularda çoktur. Kadında androjen düşüktür. Artması halinde, saç dökülmesi görülebilir. Erkek tipi tüylenme, ses kalınlaşması vb. yanında saç dökülmesi de androjenin etkisi sonucu ortaya çıkabilir. Bunun dışında psikosomatik bir hastalık olan pelad (vücut tüylerinin tümüyle dökülmesi) ya da çeşitli deri hastalıklarına bağlı olarak da saç dökülmesi görülebilir." • Labirent Yolculukları Yankı Yazgan (Pslkotojıstyle ve Blyolojisiyle Yaşantılar) Libirem ^ Remzı Yayınevi Yolaıhıkt.n ^ (205 aayfa) 4 Bilimi vulgarize etmek (sadeleştirmek, halkın anlayacağı biçimde anlatmak) bir yanında bilim uğraşının, öte yanında yazartık tadının bulunduğu bir ipin üzerinde yürümektir. Bllimsel aristokrasiden toplumsal demokrasiye uzanan bir kültür köprüsü... Dlkenli tel üzerinde yürümekten de söz edilebilir. Bu yanda "bilimi sulandırmayalım" tavırları, o yanda "pek anlaşılmıyor" sızlanmaJarı : arasında yürümek. Onun için de bu yolun yolcusu az. Yankı Yazgan bu "az"lardan biri. Zaman zaman Yankı'yı okurken, ' içimden "Ne iyi etmiş de bilimi anlatmak istemiş" derım. Labirent Yolculukları'nı okurken sadece bilimsel gerçekleri öğrenmiyor, geniş bir kültür ufkunda gezindiğinizi de anlıyorsunuz. Yazarın her şeyi orasından burasından çekiştiren, didikleyen, şöyle çevresınde gezinip kolaçan eden "yaramaz merakı" da hemen seziliyor. Ama bütün buniar incelikle, özel bir dikkatle, yumuşaklıkla yapılıyor. öyle dokunurken mıncıklamalar, kalın kaşlı yargılar, altını çizip nokta koymalar yok. En çetrefil konularda bile "bilimsel kuşku" elden bırakılmıyor. Bilım felsefesini yakalamış bir kalemin size "bilgiyle kuşkuyu" birlikte verdiğini anlıyorsunuz. Gerçek bilimsel yaklaşım. Bugün bfiinenle yarın değişebilir olan bir arada. Ruhbilimin pek çok konusuna değiniliyor. Beyin sisteminin kimyasından Freud'a kadar pek çok bllgi, kavram, terim ele alınıyor. Tarihsel otanla güncel olan ustaca buluşturuiuyor. Geri dönüşler, geleceğe uzanışlar zarlf bir kalemin keyifli gezintileriyle önünüzde. Kitabın başında Picabia'nın bir özdeyişi var: "Kafalarımız, düşünceler yön değiştirebilsin diye yuvarlaktır." Kutukafaların pek bol olduğu ülkemızde, yuvarlak kafaların çoğalmasına yardımcı olacak her çaba özel bir önem taşıyor. Uygar toplumları yakalamada gerçek kültür perspektiflerinın oluşturulması belki de en önemlı dönemeçlerden birisi. Kitap başka bir şeyi de düşündürdü. Üniversitelerin sadece öğrencılere değil, kendini geliştirmek isteyen "dinleyıcıler"e de açılması gerekiyor. Bilimsel verileri toplumun her kesimlne aktarabilmek, günümüz için çok önemli. Bilgi toplumunu yakalamanın önemli araciarından birisi de bu. Ama şimdilik sadece boyle kitaplarta yetinmek zorundayız. Iklim olaylanndan hava nemi de önemli rol oynar. Hava neminin yüksek olduğu yerierde halkalı leke gibi mantari hastalıklar yaprak ve çiçek dökülmelerine neden olduklarından Önlem alınmazsa sık sık verimsiz yıl yasanmasına yol açabilir. ıklim olaylanndan yağışın yıl içinde yeterii ve düzenli olmaaı gereklr. Ozelllkle ilkbaharda çiçeklenme faaliyeti başlamadan önce toprakta yeterii nem bulunması gerekir. Eğer bu donemde nem yeteraiz ise ya çiçeklenme olmaz ya da çiçek açsa bile kusurlu çiçek olacağından meyve tutmaz. Bu da periyodizitenin bir başka nedenidlr. 5. Sınkfa hasat: Bazı bölgelerde hasadı daha ekonomik yapmak amacıyla sırık kullanılmaktadır Sınkla hasat, var yılında zaten az ve kısa olan sörgOnlerin kırılmasına ve ertesi yıl verimln daha da düşmesine neden olur. Ayrıca daUarda açılan yaralardan dal kanseri v.b. bakteriyei ve mantar hastalıklarının bulaşmasına, ağacın zayıf düşmesine ve verimsizliğe de yol açacağı doğaldır. Bu ned«nle sınkla hasattan kaçınmalıdır. Niçin altını ıslatyor? Okurumuz Zallha Tuzun, altı yaşındaki oğlunun geceleri altnı nlatbğını, uykusunun çokagırokjugunubeilrterek''<tec«ldrarkaçırmaaıntn uykunun aO*rtıO*yta bir llglsi w mı?" diye soruyor. Okurumuzun sorusunu Mannaoı ÜnK«rsMBalTkpFUcaNMİPMklyaMAraBMmD*h'ndan Prof .Dr. Esat OöMsps yanıtlıyor: "SaymZellnaTuzun.oğtunuzdaklbubelirtifizikselve ruhsal nedenlere bağlı olarak görülmüsolarjilir.Vbnibirkardeeinaileyekatılması, aileden önemll birinin evdenkendisinden uzakta kalması gibi ruhsal nedenler budurumu ortaya cıkarmışolabillr. Uykunun ağırhğı tek sebep olarak düşünülemez Bu beUrtHarin muayerte sonucu aniaşılarak nedenioe göre tedavisinin yapriması gerekir. öneriro oğlunuzu bir çocuk psiklyatnstine, eger bulundugunuz yerde yoksa bir ruh hekiminegoturmenlzdlr" Erdal Atabek 20818