22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TIP TEKNOLOJİSİ AR 'Yapay akciğer'in Manazan mağa oncusu M •• •• •• 5 katlı olarak düzenlenen Manazan mağara köy, uzaktan an peteğini andırıyor.. ağaralann insanlara eski çağlardan beri sığınak olduğu bilinen bir olgu. İnsanlar ilk çağlardan yakın çağlara doğru geldikçe yerleştikleri mağaraları farklı yönlere doğru genışleterek bir tür yeraltı köyleri hatta kentleri kurmuşlar. Yurdumuzda bunların irili ufaklı yüzlerce örnegini bulmak mümkün. Karaman lle Taşkale arasında yer alan Manazan mağaraları da bu türden ilginç mağara yerleşmeleri grubuna girmektedir. Manazan mağaraları çok verimli ve dar bir yapıya sahip olan Yeşildere vadisinin, yüksek kuzey yamacındaki doğal kayaya oyulmuş. Dıştan bakıldığında yamacın tepesindeki kayalık ve mağara an peteğini hatırlatacak biçimde çok delikli bir görünüş verir. Bir tür toplu konut düzenindeki Manazan mağarası beş katlı olarak düzenlenmiş. Mağaralann ön cephesi vadideki derenin aşındırmasıyla uçmuş olduğundan belirli bir giriş yok. Bu doğal etki günümüzde de sürüyor. ön yüzün hemen ardındaki mekânlarda derin çatlaklar açıkça görülebılmekte. Bir süre sonra yeni yıkılmalar kaçınılmaz olabilir. Mağaralar, zemindeki bodrum katıyla birlikte beş katlı fakat değişik düzeylerde oyulmuş. Her bir katta farklı bir kullanım ve buna uygun düzenleme gözetilmiş. Katlardan bir diğerine oldukça ilginç dikey geçişler yapılmış. Geçişler baca ya da kuyu biçiminde olup, ortalama genişliği 1 metre kadardır. Asıl ilginç olan, yaklaşık kare şeklindeki bu kuyuların iniş çıkışındaki düzenleme. Kuyunun duvarlarına üstü kavisli ufak yuvalar, belli aralıklarla üst üste işlenmiş. Böylece eller ve ayaklar bu yuvalara yerleştirilerek kolaylıkla iniş ve çıkışlar gerçekleşıyor. Ancak çok ince bir düşünce ile bu IVOX aygıtı, öldürücü bazı akciğer hastalarını iylleştirmede önemli görevler üstteniyor. JeanMichel Bader Çeviri: Mine Tezal S anıldığı gibi suni akciğer yok. Günümüzde mekanik kalpakciğer sistemleri var Bu sistemde kalbin yerini bir pompa, akciğerlerin yerini de bir oksijenatör (oksijen sağlayıcı) alıyor. Fakat bu sistemler doğal organlarıa yerini, ancak birkaç saat ıçın tutabıliyorlar. Birkaç yıl evvel Michigan Universitesi'nde Profesör John Bartlett (Science et Vie, s: 820, Ocak 1965) akut akciğer yetmezliği olan bebekleri, birbirini izleyen birçok gün boyunca bir ven (toplardamar) ve bir arterlerini (atardamar) vücut dışı bir do laşım makinesine bağladı. ECMO (Extra Corporel Membrane Oxygenator) adındaki bu aygıt. içi boş binlerce propilen tüp içeren plastik bir tüpten ibarettir. Saç telleri kalınlığındaki bu tüpler yarı geçirgen olan duvarları sayesinde ' bir yandan gazın kana doğru difüze olmasına müsaade ederken, diğer yandan da kan sıvısının dışarı çıkmasını önleyerek kanın hiçbir zaman havayla direkt temas etmemesini sağlar. Paris'te Saint VincentdePaul Hastanesi'nde Dr. Christian Couturier, Dr. Bartlett'in çalışmalarını tekrar ele aldı ve bu çocuklardan bazılarını birkaç gün boyunca hayatta tutmayı başardı. Diğer yandan Utah, Lake City'de emekli bir göğüs cerrahı olan Dr. John D. Mortensen, birçok hastada kullanılabilecek IVOX adlı yenı bir madde buldu. Devrimci bir anlayışla ortaya çıkan bu aygıt hücrelere O2 vermek için hastanın ciğerlerini tamamen geçiyor. National Institute of Health'ın 8 milyon dolarlık araştırma kredisiyle Dr. Mortensen, zarsal oksijenatör fikrini tekrar ele aldı. Propilenden yarı geçirgen ve üzeri bir tabaka silikon kaplı yüzlerce tüpün bir uçlarını paralel olarak geçirgen bir boruya, diğer uçlarını da vücuttaki damara bağladı. Saç teli kalınlığında ve her biri 60 cm. uzunluğunda olan bu tüplerin görüntüsü saç örgüsünü andırır. Çok sayıda olmalarının nedeni olabildiğince geniş bir gaz alışverişi alanı sağlamaktır. IVOX'un görev yapan yüzeyi akciğerlerin alveol yuzeyinin yaklaşık 1/10'u kadardır. Bu da hatırı sayılır bir yüzeydir Yetişkin bir insanda 300 milyon alveolün toplam yüzeyi 70 m2'dir. IVOX yüzeyi ise 7 m2'dir. Bu hatırı sayılır yüzeyin kapladığı yer ise normal bir damar sondasından büyük değildir. IVOX, femoral ven içinden vena cavaya kadar uzanır ve ucu kalp yakınına kadar gelir. Bir göbek kordonu vasıtasıyla tertibat, dışarıdan bir pompa aracılığıyla pompalanan oksijeni alır ve çok alçak bir basınçla pro . • * / n / pilenin mikroskopik boruiarından yüzlerce tüpün yüzdüğü kan içine pompalar. Tipkı doğal yoldan alveoler hücrelerden kapiller damarlar içine O2 difüzyonu gibi. Aynı anda bir çıkış borusu artık CO2'i bir pompayla tahliye eder. Dr. Mortensen, IVOX'un hastanın solunum fonksiyonunun 1/3'ü ila 1/2'si arasında bir bölümünü yerine getirebileceğini düşünüyor. Bazı Fransız uzmanlara göre ise bu aygıt bazı hastalarda mekanik havalandırmaya engel olabilir. Daha şımdiden IVOX, 150 hayvan üzerinde test edildi. Koyun ve köpekler üzerinde zararlı bir etkiye rastlanılmadı, hatta aygıt, akciğerleri çalışmayan bir köpekte 19 gün boyunca yerinde bırakıldı ve hiçbir damarsal problem veya tromboz görülmedi. Bunun yanında hayvanın kanında yapılan değişik gaz ölçümleri aygıtın etkisini ve başarısını kanıtladı. Hayvan üzerindeki çalışmalar aynı zamanda kanın bu direkt oksijenlenmesinin hasta akciğerlerin daha hızlı iyileşmesine olanak vereceğı umut ediliyor. ilk sonuçlar "Food and Drug Administration"u ikna etti ve çalışmaların insan üzerinde denenmesi için yeşil ışık yaktı. ilk kllnik deneyler 4 merkezde mekanik havalandırma olmadan yaşayamayacak ve yaşama şansı % 10'un altındaki hastalar arasından seçilen 10 kişi üzerinde denenecek. Dr. Mortensen'in küçük "akciğer"i doktorların beklediği suni akciğere çok yaklaştı. Belki bir gün binlerce hayat kurtaracak. (S.V. Nisan 90) Kod: 201AKCİĞER / B.T. fRuhi] yuvalar çocuk ve belkı kadınlar için kar lıklı iki yüzde daha az aralıklı, erkek ya ı uzun boylular için yine karşılıklı ve ikiyi de uzun aralıklı olarak yerleştirilmiş. Mağaralar arkeolojik açıdan detaylı t araştırma ve kazıya konu olmamış, yalnı ca yüzey arastırmaları yapılmıştır. Bu n denle farklı işlevleri olan katları isimlend mede kbylülerin verdiği adlar kullanılıyc örneğin giriş katı ve bunun hemen üz rindeki birinci kat "Kum Kale" olarak ar lır. Bu katta kayaya oyulmuş mezarlar gö; çarpar. Giriş katı tam bir düzenlilik göste mez ve küçük bir dehlizkoridordan soı ra birinci kata çıkışı sağlayan 10 metrel çıkış bacasına gelinir. Bu kata Kum Kaı denmesinin nedeni, duvarlardan yere d< külmüş olan ince kum ya da toz tabakas Bu katın duvarlarında ezilmiş tüf kaya v kireç karışımı bir sıva bulunmakta. B madde zamanla dökülerek katın tabanın yayılmış. Kum Kale'den sonra yine bir çıkış bacı sıyla bir üst kata geçiliyor. Baca yaklaşı 12 metre kadar. Bu katta blunan salon o dukça geniş ve uzun olduğundan "/ Meydanı" ismi verilmiş. Salonun sağınd ve solunda boydan boya olmak üzere, k£ yanın içine oyulmuş, iki ya da tek katlı hüc reler yer alıyor. Her katta değişik boyutlaı da bir salon bulunuyor. Salonların bir yı zü, mağaranın dış cephesine doğru uze nıyor. At Meydanı denilen büyük salond. da özellikle hücrelerin tabanlarında meza oyukları yer alıyor. Ayrıca salonun cephe ye gelen ön tarafında, sağda ve solda se viyeli bir yerlere ulaşmak için küçük mer diven çıkışları bulunuyor. Fakat bu ön ta raf yıkıldığından ulaşılan yer tam olaral anlaşılmamakta. At Meydam'nın solundan, yüksekçe bi Karaman İle Taşkale arasında yer alan Manazan mağaraları uzaktan an peteğini çağrıştmyor. 20810
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle