24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ARAŞTIRMA FİZİK 7 bin yıl önceki kavuşma İstanbul Boğazı'nın sanıldığından çok daha erken, günümüzden 7400 (71300) önce, Karadeniz'le Akdeniz'i birleştirdiği anlaşıldı. Prof. Dr. Engın Menç u araştırmanın esas amaçlarından bırı de Karadenız ıle Akdenız ara sındakı denızel bağlantının İstanbul Boğazı yolu ıle Pleyıstosen (10 bın 1 8 mılyon yıl kadar önce) sonlarında gerçekleştığı savının doğrulanmasıydı Bu nedenle, Halıç ve boğaz gırışınde yapılan denız sondajlarına aıt örnekler uzerınde araştırmalar yapıldı Ancak varılan sonuç lar bu varsayımı doğrulamadığı gıbı denızel bağlantının da çok daha genç, gunu muzden yaklaşık 7 400 + 1 300 yıl önce (Geç Holosen) oluştuğu gerçeğını ortaya çıkardı Çalışmalar, istanbul Boğazı guneyınde (Sarayburnu Uskudar) TupTunel ve Halıç'te Metro ıle Yenı Galata Köprusu gıbı mühendıslık projelerı ıçın yapılan toplam 21 sondaja (17'sı denız ve 4'u karada) ılışkin yaklaşık 200 örnek uzerınde yurütuldü Halıç ve boğaz çökellerı olarak ısımlendırılen her ıkı çökel grubu Karbonıfer yaşlı (320 mılyon yıl önce) Trakya Formasyonu (Temel) uzerınde uyumsuz olarak bulunur Sarayburnu açıklannda, çokel ıstıfte tabandan tavana doğru ortamsal enerjının artiığını, Uskudar Kızkulesı cıvarında ıse azaldığını sımgeleyen litolojık (taşkuresel) özellıkler gözlendı B bın yıl ıçı) Halıç cıvarında "akarsu kenan va dağ orman" tıpını karakterıze eden ıkı ana bıtkı topluluğuna aıt formlar ıçerır Halıç ve boğaz çökellerı ıçınde makroorganızraa topluluğu bryozoa ve mollusca ıle temsıl edılmıştır Bryozoa (çok hu nerlı hayvan grubu) 10 cıns ve 12 turu ıle çökel ıstıfın genelde ust düzeylerınde görülur Bu gruba alt sevıyelerde rastlanılmaması, Holosen'de ortamsal koşulların öncelerı denızel özellıkte olmadığını ve bölgenın daha sonraları bu özellığı kazan dığını, diğer organızma gruplarına koşut olarak belgeler Mollusca, (yumuşakça), lamellıbranchı ata'ya (yassı solungaçlı) aıt 17 famılya, 23 cıns ve tür ile 5 alttür, gastropoda, (karındanbacaklı) ıse 24 famılya, 30 cıns ve 22 tur ıle temsıl edılmiştır Bu grubun formlarının çökeller ıçındekı dıkey dağılımları, bolgede ılk ortamsal gelışmenın acısu nıtelığınde olduğunu ve zaman ıçınde koşulların değışerek bölgenın denız etkı zoyık (230 570 milyon yıl öncesı, 1 zaman) kayalann yaygınca faylanmış oıdukları bılınmektedır Ancak bu fayların usttekı genç çökellerı etkıleyıp etkılemedığı bolgede yapılan sısmık çalışmalarla yeterınce açıklığa kavuşturulmamıştır Genç çökellerın korelasyonları ıle sısmık verılerın yenıden değerlendırılmesı temeldekı fayların genç çökellerı de muhtemelen et kılediğıne ışaret eder Ayrıca morfolojıyı etkıleyen fay vb gıbı etmenlerın ortama taşınan malzemenın mıktarının değışmesıne ve dolayısı ıle kalın bır çökel ıstıfın oluşumuna da neden olduğu anlaşılır Boğazdakı genç çökellerın ıncelenmesıyle jeolojık evrımde şu gelışmenın olduğu görulur boğazın açılmasından önce bolgede karasal bır ortam vardır Bunu ızleyen dönemde akarsu vadlsl nltellğlndeki alan, boğazın açılmasıyla denlzele dönuşmuştür Bu dönemde bazı fayların da gelışıme etkısı olmuş ve bunlar muhtemelen belırlı alanlarda çökelmeyi kontrol etmıştır özellıkle Uskudar sahıl çızgısının anl derfnleamesl, denızel nıtelıklı kavkılı kumların farklı duzeylerde yer alması ve Sarayburnu açıklarındakı ıstıfın anı kalınlaşması, olasılıkla fay kontrolu al önce karasal ortam Dağ orman topluluğu Akarsu kenarı orman topluluğu Paleontolojık (geçmış çağlardakı organızma kalıntılarının ıncelenmesi) olarak, her ıkı çökel ıstıfı değışık gruplara aıt mıkro ve makroorganızma topluluğu ıçerır Bunlardan, foramınıfera (tek hucrelı bır hayvan grubu) 23 famılya, 42 cıns, 88 tür ve 2 alttur ıle mıkroorganızma topluluğu ıçınde en zengın grubu oluşturur Bu gruba aıt cıns ve turlerın buyük bır kesımı Halıç tortul ıstıfı ıçınde yer alır Boğaz çökellerı ise foramınıfer faunal topluluğu yönünden oldukça fakırdır Her ıkt çökel ıstifınde bulunan cıns ve turlerın labandan tavana doğru dağılımları ve bunların paleontolojik özellikleri Geç Kuvaterner'de (10 bin Kuvartemer Dlp Tortulen Kltatu) Hallç ve clvannın 8 bin yıl önceki bıtki topluluğu (Kaynak İstanbul Boğazı Güneyl VB Hallç'ln Geç yıl) bölgedeki çökelme ortamının önca acısu, sonra acısudvniz ve en son olarak da ctonlz seklinde geliştiğıni belgeter Çökellerde 11 famılya, 17 cıns ve 8 tür ıle temsıl edılen Ostracoda (çok hucrelı mıkro8kobık bır hayvan grubu) grubunun ekolojık özellikleri de foramınıfer topluluğunun yaşam koşullarıyla bolgede varlığı saptanan ortamsal gelışmeyı doğrular Genç çökellerlın genellıkle üst düzeylerınde bulunan nannoplanktonlar 5 familya, 8 cıns ve 8 tur ıle temsıl edılır Denızel karakterlı bu formların çökel ıstıfın ust kesımlerınde görulmesı bolgede çökel menın ancak en son evrede tıpık olarak denızel olduğunu vurgular Palınomorflar (fosıl polenler), Holosen'de (Kuvaterner devrının son dönemı 10 sı altında kaldığını, buna uygun olarak da yeni formların gelıştiğlnı betirtir Araştırmada elde edılen paleontolo|ik bulgular, çökellere yaş verılmesi ıçin yeterti değlldir Bu nedenle mollusca kavkılanndan Electron Spın Rezonans (ESR) yöntemi kullanılarak elde edılen mutlak yaş değerieri Haliç ve boğaz çökellerı ıçın 7 400 + 1 300 yıl olarak saptanmıştır Buna göre yaşlı bılınen mollusca kavkılarının yanında yer alan diğer organızma gruplartnın özellikleri bolgede ılk denızel etkınin yukarıda belırtılen zamanda başladığını ve 5 700 +1 800 yıl önce de yöreye tamamen egemen olduğunu kanıtlar İstanbul Boğazı'nın gelişimı uzerındeki göruşlere ılk yaklaşım, genç çökel ıstıfın sondaj ve sısmık verılerıne dayandırılmıştır Sondajlarda gözlenen çökellerın kalınlığındakı anı artış ve azalmalar ile bu alandakı sısmık verıler, boğaz tabanında fay kontrollu temel morfolojısının olduğunu ortaya koyar Temelı oluşturan paleo tında gelışmiştir Bununla birlikte İstanbul Boğazı'nın açılmasının bu faylarla doğrudan ılgısı olduğunu söylemek ıçın elde yeterlı verı yoktur Bır diğer deyışle verıler boğazı bır graben gibi değertendirmeye uygun deyıldır Mıyosen'den (22 mılyon yıl önce) berl olan getışmeler ışığında İstanbul Boğazı'nın epıjenık bır vadı haiınde açıldığı söylenebılır Marmara Denizı ve dolayını etkıleyen g«nç taktonizma olaylarının İstanbul çevresınde de etkılerının olduğu duşünülür Bununla birlikte genç dönemde İstanbul ve çevresının şıddetli bır tektonızmaya uğradığının verılerı olmayıp, bölgenın sısmısıtesi de bu düşünceyı desteklemektedır O halde, seyrek genç faylanmaları, muhtemelen eskı bazı fayların genç dönemde yeniden harekete geçmlş olmasına bağlamak mumkundur Bu fay duzlemlerının temelı kesen eskı fay zonları ıle olan uyumluluğu da bu varsa yımı doğrular G ırkaç hafta önce Utah Unıversıtesı'ne bağlı fuzyon enerjısı komısyonu tarafından duzenlenen 150 fızıkçının katıldığı soğuk fuzyonla ılgılı top lantıda çeşıtlı göruşler öne süruldü Hawaı Unıversıtesı'nden gelen bılım adamlarından Bruce E Lıebert, gerçekleştırdıklerı deneyde elektrolızden yararlanarak 264 °C'de ağır hıdrojen ızotoplarını ısıtıp bılinen bır füzyon reaksıyonunu hızlandırdıklarını anlattı Ancak bu deney sı rasında henüz açıklayamadıkları bır nedenden Öturu sıcaklığın anıden 70°C'ye yükseldiğını belırttı, üebert, bu durumda ya da tek bır reaksıyon ya da bırbırınden farklı bırkaç füzyon reaksıyonu oluştuğunu ve bunun da arastırılması gerektığıni belirtti Colorado Madencılik Yuksekokulu'ndan Edvvard Cecil ıse kendılerının gerçekleştirdlği bir seri deneyın sonuvlarını açıkla dı Bu deneyler, Ilk defa soğuk füzyon kuramını ortaya toyan Pons ve Fleıschmann1 ın ilkelerınden yola çıkılarak çok ınce tıtan yapraklarının ağır hıdrojen ızotoplarına batırılmasıyla yapıldı Bu metalık yapraklar sıvı azot ıçınde soğutuldu ve daha sonra tekrar ısıtıldı Parçacık dedektöru aracılığıyla elektrik akımı verildığjnde dedektörun 24 kez tıkırtıya benzer bır ses çıkardığı tespıt edildi Cecıl'e göre parçacıklar protondan, başka bir deyişle hıdrojen çekırdeklerlnden daha ağır fakat helıum 4 atomunun çekirdeğlnden daha hafıftırler Bunlar, Pons ve Fleıschmann'ın belırttıklerı gıbı ya hıdro jenın radyoaktf ızotoplarıdır ya da ağır hıdrojen ızotoplarının ıçerdığı atomların fuzyonundan meydana gelen hellum3 çekırdeklerıdır Cecll'in deneylerınde en ilgınç nokta, serbest kalan soğuk füzyon parçacıklarından yayılan enerjının 34 MeV olmasıdır, bu ölçü, normal şartlar altında ağır hıdrojen Izotopu çekirdeklennden yayılması gereken enerjiden çok daha önemlidir Washlngion'daki Naval Araştırma Laboratuvan'ndan fizıkçı George Chambers da benzer göruşler öne sürdü Ancak bu konunun an çarpıcı yönü, soğuk füzyona kuşkuyla yaklaşan bilim adamlarının da denevterinden olumlu sonuçlar elde etmeleri oldu, bunlar arasında Texas Unıvetsıtesi'nden Kevın VVolff, Los Alamos Ulusal Laboratuvarı'ndan Howard Menlove ve Brigham Young Üniversitesi'nden Stephen Jones sayılabilir Şu anda Lıebert ve arkadaşları Hawaı Ünıversıtesı'nde bır kontrol deneyıne hazırlanıyorlar Burada ıkı elektrolız kullanılıyor, bunlardan bırının havuzu, ılk deneyde olduğu gıbı ağır hıdrojen ızotopları barındıracak dığerınde ıse salt sıradan hıdrojen bulunacak Deney sonunda elektrotlarda helıum4 oluşursa bunun ağır hıdrojen ızotopu çekirdeklerının fuzyonu olduğu kesınlik kazanacak (• w a h) 2089 B Soğuk vonla ilgili tartışma
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle