25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM KÜLTÜR Evliya Çelebi ve deri diken karıncalar Ünlü seyyahın kaleminden 400 yıl öncesinin bir beyin ameliyatı da hâlâ var olduğunu göstenyor Hatta dergının 36 sayfasındakı resım, ışın teknığını apaçık göstenyor Bu kısa açıklamadan sonra Evlıyamızı dınleyelım "Bu kentın dolaylarında yedı yerde hastane var Ama bunların en bakımlı, gösterışlı olanı Stefanı Kılısesı'nın hastanesı Kral bıle hasta olsa buraya gelır Çunku burada Platon, Hıpokrat, Sokrat, Batlamyus, Fılkos ayarında bılgeler bulunur Butun kâfırler sıyah elbıse gıyerler, başlarına Platon şapkası gıyerler Fakat doktorlar beyaz elbıseler gıyıp başlarına telatın ve guderıden yedı kenarlı Platon şapkası gıbl bır tur takke gıyerler Ellerı eldıvenden çıkmaz Zıra ellerı hep yumuşaktır Hastanın nabzını tuttuklarında derdını anlayıp ona gore ılaç verırler Râbe Suyu savaşında kralın akrabasından bırının kafatasına, kulağı yanından bır kurşun saplanıp ıçerde kalır Kefere ne lyıleşır ne ölur Sonunda kral şoyle der "Benım dedelerımın hastanelerınde pek çok usta cerrahlar var Bunlar bu benım akrabamı da lyıleştırsınler Yoksa hepsinın maaşlarını keserım " (Kafalarını keseVım demıyor kral) Stefanı Kılısesı'nın cerrahbaşısının bu ışı yapacağını öğrenır öğrenmez gıdıp ol an kendısı ıle tanıştım O anda yaralı kefereyı dört ayaklı, ıpeklı bır masaya yatırdılar Adamın başı Adana kabağı gıbı, gözlerı Mardın encası gıbı burnu Mora patlıcanı gıbı şışmıştı VehbiBelgil vlıya Çelebi, kultur tarıhımızde buyuk yer tutuyor 10 cıltlık Seyyahatnamesı ıle Her cılt ortalama 600 sayfa olsa 6 bin sayfalık bır yapıt 17 yuzyıl Osmanlı imparatorluğu'nun hemen her yanını gezmış, gorduklerını buyuk bır sabırla yazmış Sadece bızım sınırlarımız ıçınde dolaşmamış, Avrupa'ya ve bızden ayrılan ulkelerın tarıhlerıne de ışık tutmuş Ancak bu buyuk yapıtta gerçeklerle efsaneler tatlı bır uslupla yan yana anlatılmış "Tarıhte efsane, efsanede tarıh vardır" sözune uygun olarak Seyyahatname'nın yazmaları Avrupa kıtaplıklarında da var Fakat bızdeki basılı nushasının bu yazmalara uymadığı söylenıyor Yapılacak şey bunların tarıh tenkıdınden geçırılerek tek bır yapıt halınde yayımlanması, sonra da gunumuz dılıne çevrılmesı Bu ış ıçın bır vakıf kurulması gerekır Vakfın, sadece nusha ayrıhkları uzerınde değıl, anlatılanların gerçekle ılışkısını de saptaması lazım Ancak devlet butcesı ve yardımı ıle yapılacak bır ış Başka ulkelerde en olmayacak kımseler hakkında vakıflar, dernekler kuruluyor Bızde neye olmaz bu ış? Bızde de oluyor, ama dış gezılere fırsat verdığı ölçude E Yıllarca sürecek inceleme Evlıya'nın yoğun ıncelemeye alınması başka bır bakımdan da gereklı Radyo ve televızyon programlarında, yıllarca Evlıya Çelebi ışlendı Fakat bu buyuk adamımız sırf dınleyıcılerı ve seyırcılerı çekecek yalan yanlış yönlerıyle ele alındı Bugun Evlıya Çelebi denınce hepımızın dudaklarında bır gulumseme belırıyor Ama ış öyle değıl Ben bu yazımda Evlıyamızın cıddı ıncelemeye alınmasının gereğını bır ıkı örnekle gundeme getırmek ıstıyorum Çelebi, yapıtının 7 cıldınde Beç kentınde bır amelıyattan soz eder Yapılan bır beyın amelıyatıdır Amelıyat başarı ıle bıtırıldıkten sonra kesılen derının dıkılmesıne sıra gelır Evlıya, bu ış ıçın "aç karıncalar" ın kullanıldığını yazar Bunlar, kesık uzerıne sıra ıle konur Hayvanlar açlıktan derılerı dışlerler Tam o sırada doktor, makasla hayvanları bellerınden keser Tabıı karıncalar olur, fakat dışlerı derının ıkı tarafında yarı çember gıbı kalır Akıl almaz gıbı gorunen bu olayın doğruluk derecesı uzun sure kuşkuıle karşılanmıstır Fakat Amerıkan Newsweek dergısının 24 Eylul 1990 tarıhlı nushasındaçıkan 'lyıleştırme Gucu" adlı yazı ve resımler, bu uygulamanın gunumuzde Afrıka : Ameliyat başlıyor Hekımbaşı butun keferelerı dışarı çıkardı Odada bır ben, bır hademe, bır de kendısı kaldı Hekımbaşı hastaya safran gıbı bır su ıçırdı, kefere kendınden geçtı O sırada odada bır mangal yakıp kenara koydu Hemen o an hademeler hastayı kucakladılar Cerrah, hastanın başının kenarlarına bır tasma kayış bağladı Sonra elıne keskın bır ustura aldı adamın alın derısını kulaktan kulağa kestıkten sonra sağ kulak yanından derıyı yuzdu, kafatası bembeyaz meydana çıktı Fakat bır damla bıle kan akmadı Sonra operator, hastanın kulağının ılerısınde, şakak denen yerden, kafanın ek yerınden kafayı delıp bır demır mengene yerleştırdı Cerrah, mengenenın burmasını burdukça herıfın kellesı derısı kesılen yer den kalkmaya başladı Hastanın kılı kıpırdamadı Sonra mengene buruldukça herıfın kellebi kapağı Allah'ın emrıyle kellenın dış dış kenet yerlerınden açıldı Kelle nın ıçı kulaklarının yanına kadar sulu kan ve sumuk gıbı bır cerahatla dolu ıdı Tufek kurşunu, kâğıdı ıle orada duruyordu O zaman operator benı yanına çağırdı, şöyle dedı "Gel, bak, gor, ınsanoğlu bır lokma ekmek ıçın nelere katlanıyor" Ağzıma, burnuma koyun zarından bır mendıl koyup gıdıp baktım Allah'ın buyukluğune bakın, beyın, kafa ıçınde yumurtadan henuz çıkmış kuş yavrusu gıbı, başı, gözlerı, burnu ve kanatları ıle buzulmuş duruyordu Uzerınde, kalın bır derıden zarfı, yanı bır beyaz zarı vardı Doktor sordu "Neden ağzını, burnunu mendıl ıle kapattın?" Kendısıne şu yanıtı verdım "Bakarken belkı aksırır veya öksururum, nefes alıp verırken herıfın kellesı ıçıne ruzgâr gırmesın dıye ağzımı, burnumu kapadım" Cerrahın yanıtı şu oldu "Aferın, doktor olsaydın bırıncı sınıf cerrah olurdun Dıkkatie bakmandan anladım kı bu dunyada sen çok şey gormuşsun " Bunun uzerıne cerrah, bır pensle kurşunu çıkardı, sarı, sunger gıbı bır şeyle uyuşuk kanları ve sarı sulu cerahatları sıldı Sonra sungerı şarap ıle yıkayıp yıne kafa ıcını beynı ve etraflarını tertemız sılıp derhal kafa kemığını yerıne koydu Tepesınden ve çenesı altından yassı kayışlarla lyıce sarıp meydanı muhabbete bır kutu getırıp koydu rınca cerrah, karıncanın belını makas ıle kestı, karıncanın başı ıkı den kenarlarını ısırakaldı Onun yanına bır başka karınca dahı oyle edıp, hâsılı kelam bır kulaktan bır kulağa varınca seksen adet karıncanın başlarına hastanın başının derılerını ısırtıp, merhemler suruo sarıp yastıklar koyup sarıp sarmalayıp herıfı pufla doşek uzerıne dayadı Ikı yanına da yastıklar koydu Kurşun delığıne bır fıtıl sokup onun da uzerıne merhem surup sardı Sonra odada kotu kokulu bır buhur yaktı Hastanın burun delıklerıne kırk ellı yıllık şarap surdu, ellerıne, kollarına, göğsune ve gerdanına, kısaca mumkun olan yerlerıne amber surdu Sonra, oda ıçınde ınce mumlar yaktı Dahası ortaya yemek geldı, yedık Tam bır saat sonra hasta gözlerını açıp yemek ıstedı Kendısıne bâdem hariresı ve tavuk suyu ıçırdı, beş dırhem kadar (15 gram) şarap verdı, başka şey vermedı Tam yedı gun hep hastaneye gıttım, durumu ınceledım Sekızıncı gun adam lyı leştı, hastanede dolaşmaya başladı On beşıncı gun kralın huzuruna gıttı Bu Vıyana kentınde boyle bırçok uzmanlar cerrahlar, bılgınler vardır; herbırı sankı ibn'ı Sîna ve Pısagor'dur (Pythagor'dur) Bilimsel gözlem Evlıya, tam bır fotoğraf makınesı gıbı, görduklerını en ınce ayrıntılarına kadar anla tıyor Ustadın, Vıyana'da görduğu daha bır çok şey var Seyyahımız, bunlar karşısındakı hayranlığını açıkça belırtmektedır Yanı Avrupa hayranlığı Ataturk'le, Tanzımat'la ortaya çıkmadı ulkemızde Evlıyamızın anlattıklarına zaman zaman bu sutunlarda yer vereceğız Karınca ile dikiş Cerrah, kesılen derılerı bırbırlerıne yaklaştırıp kutudan, "atlı karınca" dedıklerınden bırını pens ıle alıp herıfın kafa derısının kesılen yerlerıne karıncanın başını koyunca aç karınca ıkı derıyı bır yerden ısı 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle