Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TOPLUM VE BİLİM Bilim, bilim adamı ve toplum Çelişkiler ve kavgalarla dolu olan günümüz bilim çağında, bilim adamları toplumsal işlevlerini yeniden düşünmeli... Bilim adamına karşı belirsizlik, korku, güven eksikliği var. Bilim adamları düşük "sosyal zekâlarını" yükseltmell, iyi bilgilendirilmiş toplumun yarârlarını görmelU. Prof. Dr. Üner Tan Atatürk Ünlveroltesl Tıp Faküttesl FlzyoloJI Anabillm Dalı Baskanı Erzunım l ilim çağının başlangıcında "doga jfelsefesl" ve "bnim" kavramları' 'sıklıkla birbirierinin yerine geçecek şekilde kullanıldı. Encyclopedla Brltannlca'nın 1771 tarihli ılk baskısında bu konuda şunlar yazılıdır: "Doga felsefesl, dogadakl variıklann özelllklerint ve blrbirteri lle olan etklleslmlerlnl Inceler. Blllm, deneylerle gosterilen bazı prensipleri ve doktrtnleri kapaar". Aynı ansiklo pedinln çok daha sonraki 1974 tarihli baskısında ise bilim, "dogamn Inaan tarafından anlaaılabllmesl Içln sürvkll olarak llerieme gosteren blr gellşme" olarak tanımlanmaktadır. Bilimin amacı ve işlevleri çeşitli düşünürler tarafından farklı şekillerde ıfade edildi. Francls Bacon, "Novum Organum" adlı yapıtında bilimsel bilginin pratik değerini vurguladı: "Blllmlerin gerçek amacı, yenl buluşlarla Inaan yaşamım daha rylye dogru ulastırmaktır". Bacon'un 400. doğum yıldönümünde Lord Adıian bu cümleyi şöyle yorumlamaktadır: "Bacon1 un amacı Inaanın kusursuzlugunu seglamak deglldi; onun amacı kuaurtu Insanın daha rahat yasamasım sağlamaktı". Maurtce Arthua, 1943 yılında yayımladığı "Blllmssl Araştırmanın Feleefesl" adlı yapıtında bilimsel yöntemin ana ilkelerini saptadı: "Gerçekleri gozlemleyln, blr varsayım olufturun ve bunun degerlnl deneylerle aaptayın, den«y sonuçlannı yorumlayın ve bu yorumun önemlnl aert eleştlrllerie belirtln; elde ettiğlnlz sonuçlan deneylerle genellestlrln". Günümüzün bilim çağı çelişkiler ve kavgalarla doludur. Çeşitli bilim dallarındaki gelişmeler, bilim adamlarının ve bilim kurumlarının toplumsal işlevlerini yeniden düşunmeye zorlamaktadır. Oldukça çok sayıdakı farklı düşünceler, bılım adamlarının toplumdakı yenı ışlevlerıne adaptasyonunu zorunlu kılmakta, ancak bu arada bellı bilimsel standartlardan sapmamalarını gerektirmektedir. Bilimsel veriler, gelenek ve göreneklerle ya da otorite ıle çeliştiğinde toplumsal tedirginlikler oluşmaktadır. Bilim ve bilimsel araştırmanın amacı üzerine görüşler B bllimtoplum ilişkilerinin büyük blr kısmından sorumlu olanlar için önemli açıklamalarda bulunuyor "Bizlerden bazıları (teorisyenler) gençeklerı gözlemlemek ve onları yorumlamakla yetinmiyorlar. Bunlar, yeni gerçeklerı tanımadan, önceden görebilmek, gözlemlemeden yorumlamak istemektedirler. Bu gibıler, bıiinenin sınırları içinde bogulurlar ve rahat nefes alabilmek için bilinmeyenın sonsuz boşluklarına gereksinim duyarlar; sonra bır teori, bir çeşit felsefe yayarlar. Bazı bılım çevrelerinde teorisyenlere büyük hayranlık duyulur ve bunlar deneycılerın çok ustunde tutulurlar. Teorisyenler de kendılerını bilimsel maddeleşmenin üstüne çıkarırlar ve boyle bır atmosferde uçarlar. Bravo onlara.. Ben tamamen farklı kanıdayım. Teorisyenleri tamamen tehlikeli kişiler olarak görüyorum. Bunlara karşı kendimizi şiddetle savunmamız gerektiğine inanıyorum. Teorisyenlerin büyük bir çogunluğu, her şeye rağmen toorilerine bağlı kalabilmek için, âdeta bağıran gerçekleri duymamak için kulaklarını tıkamışlardır; parıldayan gerçekleri görmemek için gözlerini kapat mışlardır. ...Teoriler laboratuvann sınırları dışına çıkarlar... GOnlük gazeteler ve çeşitli dergıler bu teoriierı partak cümlelerle okuyucularına sunarlar, onların heyecanlı anlar geçırmelerıne çalışırlar Profesörler öğrencılerıne bu teoriierı heyecanlı seslerle anlatırlar Devlet yöneticileri onları desteklerler Teorisyenler kendilerini sahne ışığında bulurlar, yüzlerini kaybetmeden fıkırlerını nasıl degistirebilirierdi?" Teorisyen, sanığın cınayet işlediğini bile bile onu savunan avukata benzer; partisinin başarısızlıklarına rağmen onu göklere çıkaran politikacıya benzer, o artık bır bilim adamı değildır, bır çetecidir... Gerçekleri arayınız ve onları sınıflandırınız bir bilim emekçisi olunuz. Teorileri kabul ediniz blr politikacı olacaksınız" Bilim, bilim adamı ve toplum Bitimin toplum üzerindeki etkilerı her yerde görülebilır, bırcok geleneksel ınançlardan entelektüel çevrelerce vazgeçilmesi, yenı tutum ve davranışların benımsenmesı gıbı Endüstrı, tıp, haberleşme, tanm ve savunmada yenı teknolojilerin kullanılması sonucu olarak politik güçler doğar. Toplumsal organızasyonda köklü değisiklikler ve buna bağlı olarak politik değişiklikler oluşur. Bertrand Russel, ınsanın evrendekı konumuna ılışkin yenı bır felsefenin gelışmekte olduğunu bir öngörü olarak savunmuştur. Toplumun bilim ve bilim adamı hakkındaki görüşü de zamanla değişmektedir. insan deneylerının ınsancıl vönü tartışılmaktadır, bazı araştırmalarda klşl haklannın hiçe sayıldığı öne surülmektedır. Radyasyonun insana ve çevreye etkılerıne ilişkin çeşitli fikirler tartışılmakta, DNA araştırmalanndan korkulmaktadır. Alkol, cay ve sanda ve hayvanlarda beyin ve omurllikte motor ve bılişsel asımetn uzennde yoğunlaşmış durumda. Askerlığını Türk Hava Kuvvetlen Hastaneşi'nde uçuş fızyolojısı merkezınde yapan Üner Tan, bırçok bılım kuruluşuna da uye. Uluslararası Beyın Araştırmaları Merkezı, Avrupa Norobılım Dernegı, Uluslararası Psıkofızyolojı Derneğı, Uluslararası Hareket Bozuklukları Derneğı ve Türkiye'de fizyoloji, psıkıyatrı, nörolojl ve farmakoloji derneklerı bunlardan bazıları Prof Tan, aynı zamanda pekçok odulün de sahibı ilk ödulu olan TUBITAK Bılım Teşvık ödulü'nun ardından (1973), Eczacıbaşı Bılım ödulu (1975), Turkıye Nörolojı Bılımlerı Dorothea Morton Bırıncılık ödulu (1980), ABD'de NATO Araştırma Ödulu (1980), ABD Uluslararası Unıversıte Vakfı Onur Doktorası (1985), Albert Eınsteın Uluslararası Akademı Vakfı'nın "Barış" ve "Bilim" madalyaları (1986), Erzurum Tıp Fakültesl Dekanhğı'nın Şükran Plaketı (1986), TÜBİTAK Bılım Ödulu (1986), Sedat Sımavı Tıp Ödulu (1988), Amerıkan Bıyografısı Altın Şeref Madalyası (1988) aldı Uner Tan çalışmalarını. Atatürk Unıversıtesı Tıp Fakultesı Fizyoloıi ABO Bşk. olarak sürdürüyor. kahve gibi ıçkilerın etkilerine ait araştırmalar da toplumun bilim ve bilim adamına karşı olan tutumunu değiştirmektedir. Bu tutum değişikliği toplumda antiendüstrileşme olarak kendini göstermekte, bılım ve teknolojıye karşı guven yıtırılmekte, bılım adamına karşı olan toplum güvenı de sarsılmaktadır. Antıentelektüel aktivıst gruplar oluşrhaktadır. Gerçekte toplumun bu tutumu çoğu zaman bilinçli ve derinlığıne bır sosyal kontrol olmaktan uzaktır Bu gelişmekte olan antıentelektuel ve antıbilimsel toplum davranışı, sorunlarımızın ne kadar karmaşık oldugunun bir göstergesidir. Bazı bilimsel buluşlar soayal şok yaratmıştır. örneğin, yapay döllenme, doğum kontrol ilaçları, tehlikeli çiçek aşilan, röntgen ışınları, DDT'nin yükselişi ve düşüşü, enzim deterjanları gibi. Ancak toplumda oluşan bu şokun nedeni genellikle bırçok olaylarda sansasyon yaratmayı amaçlayan haberciliğın sonucuna bağlanabilir. BellrslzHk, korku, karışıklık ve güven ekslkllğl toplumda bılım ve bilim adamına karşı oluşan celişık duyguların etkenlerıdir. Böylece bilimsel araştırmalar toplum tarafından sınırlandırılmış olmaktadır. Bilim adamları çok uzun zamandan beri kıtle haberleşme araçlarından özenle kaçındılar. Ancak 1980'lerde bu durum tamamen değışerek lyl bilgilendirilmiş bir toplumun kendileri için avantajlı olabileceğı sonucuna vardılar. Şımdi bılım adamları, polıtıkacılar ve ış adamları gıbı toplumsal ılışkılere aıt oyunları öğrenmeye yöneldıler Ancak bunun dezavantajları da görüldü; akademik saygının yitirilmesi ve aşın uçiarın hedefı olma gibi. Metafizik insanların mistlk ve metafizik olaylara olan ilgısı çağımızda da sürmektedır. Metafizik, bılımı dışlar ve bilimsel vöntemlerin uygulama alanının bulunmadığını, gözlemın ve nedensel düşüncenın gerçekleri yansıtmadığını savunur. Pearson "Blllmln Grameri" adlı yapıtında metafızığe şıddetle karşı çıkıyor: "..metafizik havadır; ya hiçblr gerçeğe ve temele dayanmaz ya da gerçeklerin aınıflandınlmaaında harhangl bir temel bulunmadan blr süper yapılanma oluşturur. Gerçege glden kestlrme bir yol yoktur; bilimsel yöntemin kapısından geçmeden evreni anlamanın yolu yoktur. Bilimsel yöntemin güçlüklerie dolu olan yolu ve gerçeklerin nedensellestlrilmesi, gerçegl belirlemenin tek yoludur". Metafizik ve toplumlardakl avukatlan, blllmln tüm olaylan açıklayamayacağını savunmaktadırlar. Aslında blrçok blllm adamı, metafizik ve felseft sorunlardan bazılannın variığını tamamen reddetmemektedlrler. Bunun yerine, tarafsız bir gozle, bunlan bllmedlklerinl açıkça bellrtmektedlrler ve bazı blllm adamlan İse bu sorulan uygun bilimsel Prof. Dr. Üner Tan Prof. Tan, 1937 yılında Ünye'de doğdu Ege Unıversıtesı Tıp Fakultesı'nı bıtırdıkten sonra, lısansustu eğitimini FAImanya'da Göttıngen Unıversıtesı'nde yaptı Aynı ünıversıtenın MaxPlanck Tıbbı Araştırmalar Enstıtusu'nde profesör oldu 196769 yılları arasında aynı unıversıteye bağlı Fızyolojı Enstıtusu'nde yardımcı profesör olarak çalıştı Daha sonra Turkıye'ye dönen Prof Tan, sırasıyla Haceteppe Unıversıtesı Nöropsıkolojı ve Atatürk Unıversıtesı Tıp Fakultesı Bölumü'nde oğretım görevlısı olarak çalıştı Üner Tan 196084 yılları arasında tek hucrede nöronların özellıklerı, epılepsı ve ağrı uzerıne çalıştıktan sonra, bugun beyınomurilikte motorkontrol (hareket sistemı), ın "Teorisyenler tehlikeli kişilerdir..." Maurice Arthus boyle zamanlarda