24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAĞLIK PSİKOLOJİARAŞTIRMA Hiç çocuğunuz olmayacak dendiğinde 'Kısır çiftler'in yaşamı çocuk sahibi olma düşüncesi çevresinde dönmeye başlarsa ne yapmalı? Yankı Yazgan det kanamasındaki birkaç günlük gecikmeden ödü kopan, "acaba gebe miyim" sorusuyla günlerini sıkıntı içinde geçiren birisi (ya da bir çift) için âdet kanamasının işaretleri bayram fışeğiyle eşdeğer olabilir. Gebe kalma korkusu, kadının (ve erkeğin) cinsellikle ilgili kaygıları içerisinde (hele evlilik dışı ve genç yaşlarda bir ilişki söz konusuysa!) ilk değilse ikinci sırayı tutar. Freud'un bu konuda da söylediği bir söz var (elbette!): "Tıbbın en önemli ve acil görevlerinden birisi doğum kontrolü konusunda etkill ve güvenllir bir yöntem gellştlrmektlr." Cinsellikle uzerındeki gölgelerden birini kaldırmak için hiç olmazsa! Bir de yazının girişındekı durumun tam tersini düşünelım. Âdet kanamasının beklendiği gün\aklaştıkça gerginleşen, için için veya yüksek sesle "Tanrım, n'olur kanama olmasın" bu ay diyen bir çifti... "Yoksa yine mi gebe değllim'e dönüşen sorunun sahibi (ya da sahiplerı) en aşağı bir yıldır düzenli birlikte olan, çocuk isteyen, doğum kontrolü uygulamayan ve düzenli cinsel ilişkileri olan, ama bir türlü çocuk sahibi olamayan bir karıkoca. Aynı koşullardaki her beş çiftten yaklaşık bir tanesi böyle bir soruna sahıp. "Kısırlık" sorunu olan çiftlerin yarısında bu meseleye bir çözüm yolu bulunabiliyor. Geriye kalan çiftler ise çocuk sahibi olamayacakları kendilerine bildirilip, hayatlarını sürdürüyorlar. 1985'te Kanada'da yapılmış bir çalışmaya göre kısırlık ya da tıbbi deyişle infertilite tanısı olanlardan, kadınların %50'si, erkeklerin %15'i bu durumu hayatlarının en acı verici olayları olarak yaşıyorlar. Ani beşik ölümlerinin sırrı çözüldü Suçlu; Melatonin salgılama azlığı A mamlarız, şu yıl yurtdışına gidip blraz tecrübe kazanınz, ondan sonra evl alıp, kendlmizi garantiye almış oluruz. Çocuğu da artık bir ayak bagı olarak görmeyeceğimiz bir zamanda..." O güne değin tıkırtıkır ışleyen, ayrıntılarını bizzat planlayıp, kontrol ettikleri yaşantılar zinciri birden boşanıverir. tysırlık sorununu yaşayan çiftlerin geri kalanı ise.doğurganlık fırsat ve şansını geciktirmeden kullanmak isteyen önemli bir çoğunluk. Cinselliğin üremekle eşdeğer sayıldığı ve genel geçer bir kültürün uyumlu bireyleri bu kültürün kendilerinden bekledığı ödevi yerine getiremediklerinde karşılarına dıkılen o kadar çok şey bulurlar ki... En başta, kültürlerinin en canı gönülden temsilcisi, kendi içlerindeki bir şeyler onları alıp, yerin dibine geçirir. Başarısız, 'çünkü sonuçsuz', cinselliklerinden utanırlar. İlk yaptıkları içten içe kendilerini, dıştan dışa da birbirlerini suçlamak olur. Suçlama furyasının en cazgır elemanları ise, çevredeki "nonkısır" kadınlar, daha bir başka deyişle anneler olur Erkek yapttğı mastürbasyonların ve yattığı fahişelerin lanetınin üstlerinde olduğunu düşünürken, kadın onsekizyirmi yaşlarındaki Türkiyeli bir kadının aklına gelebilecek günahları içinden geçirir, şaşkın bakakahr. Kısırlık sorununu yaşayan çiftlerin ilk bölümü diye ayırıp tanımladıklarımın bütün bu sosyalkültürel çerçeveden (ya da cendereden) muaf olduklarını düşünmüyorum. 'Suçluluksuçlama' mekanizmaları bu çiftlerde de işler hem de daha az naiv, daha acımasız bir tarzda. "Nlye bu kadar geclktik'Me başlayan, "belkl de onun yurtdışı gezllerlnde kaptığı bir virüsten olmu»tur"a uzunan bir sürü düşünce kafalar içinde oynaşır. Çevredeki cazgırane sesler daha alttan alta mesajlar iletirler, zira biraz 'küçükorta burjuva aydın' gibi çizdiğim bu kategorıde cinsellik üremeden daha başka hedeflere daha çok yönelmiştir. Yine belli hedeflere doğru bir hareketten ibaret de olsa keyif yanı bulunan bu cinsellik, zaman içersinde ortak paydaya (üreme) yanaştıkça, kategorinin üyeleri sıradışılık sevdalarından vazgeçip sıradanlığa geçişin gerekçelerinı icat ettikçe çocuk sahibi olmak özel anlamlar kazanır. Suçlama furyası V ücudun uyku sistemini kontrol eden kimyasal maddenin azlığıyla ani beşik ölümleri arasında bağlantı var. ABD'de yayımlanan Forenslc Sclence tnternational dergisinde, bilim adamlarının, aniden ölen 32 bebek üzerinde yaptıkları araştırmaya yer verildi. Derginin haberine göre, ölen bebeklerin omurilik sıvılarında, vücudun uyku sistemini kontrol eden melatonin hormonu normal düzeyin yarısı kadar. Araştırmacılar daha önce, ani beşik ölümlerine enfeksiyon, boğulma, ciğerlerin yeterince gelişmiş olmaması veya sinir sisteminin az gelişmiş olması gibi nedenlerin yol açtığını savunuyordu. Epifiz bezleri tarafından salgılanan melatonin hormonunun omurilik salgısında ölçülmesi işleminin yeni doğan bebeklerde yapılması tehlikeli. Ayrıca her ani beşik ölümünün de, sözkonusu hormon düzeyinin düşük olmasından kaynaklanmadığı belirtiliyor. Sonrası ise en fazla yüzde elli başarı şanslı bir mücadeledir. Bu dönemin, yani Infertlllteye çözüm arama döneminin teknolojik yanında son ononbeş yıl içinde başdöndürücü gelişmeler oldu. Doğrudan kısırlık tedavisine yönelik klinikler ve uzmanlar bir dizi karmaşık araştırma sonucu 'vakalar'ın yaklaşık %70'inde nedenleri tam olarak belirleyebiliyorlar. Daha sonra en popüler örneği 'tüp bebek' olan başa çıkma yolları deneniyor. Hormonlar, antibiyotikler, cerrahi, doku transferleri ümit verici sonuçlar yaratıyorlar. Bütün tedavi süreci boyunca çiftler kolay olmayan anlar yaşarlar. Hayatlarının maKrem ayrıntılarını, en azından başlangıçta bir yabancı olan jinekologa anlatmak kolay değildir. 'Kısır' sayılan eşin ümitsizliğe kapılıp vazgeçmesi, eşinin kısırlık nedeniyle kendisini her an bırakabileceği korkusu ve bazen de sahici tehdidi tedavi sürecini aksatabilir. Hayat, çocuk sahibi olma "mücadelesi" çevresinde şekillenmeye başlar. Her şey 'çocuktan sonra'ya ertelenir, çocuk sahibi blmayı beceremeyenlerin kendilerine verdiği bir ceza gibidir bu. Çocuklu arkadaşlarla ahbaplık etmek giderek zor gelir, onlar da acı vermemek için olmadık şeyler yapabilirler; 'kısır çift' giderek çevreden kopup kendi kendine kalır. Oysa dış destekler ve duyguların paylaşılması bu zor yaşantının aşılmasında en önemli rolü oynayacaktır. Tecrit, suçluluk ve suçlama duygularını kışkırtır. Işin ilginci kısırlık sorununu yaşayan çiftlerin çocuklu çiftlerden uzak durması değil ama, aynı sorunu yaşayan kişilerle düzenli bir araya gelmesi inanılmaz ölçülerde yarar sağlayabiliyor. Bir 'grup terapısi' şeklinde bir araya gelen çiftlerin paylaştıkları duygu, deneyim ve yaşantılar kısırlık sorununu yaşayış tarzını önemli ölçüde değiştiriyor. Bu değişıklik tam olarak nasıl oluyor, onu kestirmek güç. Örneğin 'çevre baskısı' nedeniyle ayrılma eşiğindeki bir çift için bu kültürel cendereyi ortadan kaldırabılmek, elbette, söz konusu değil. Ancak 'çevre'den ya da 'ıçeh'den gelen baskılarla başa çıkmayı becermiş, hayatının eksenini "Çocuk sahibi olmak"tan çıkarmış kişilerin herhalde söyleyecek sözleri olacaktır. 'Çocuksuzluk' fikrine ve gerçeğine uyum sağlayan bireyler, hayatlarını renklendirmenin ve keyiflendirmenln diğer yollarına yönelebilirler. Noktada, 'üreme içgüdüsü', 'dünyaya bir iz bırakmak' ya da 'yaşlılıgınız ne olacak?' gibi sorular ortaya çıkabilir, ama hayatın bir bütün olarak anlamını değerlendirmeye kalkıştığınızda cevaplar olacaktır. f l Zor yaşamı aşmak Beyin gelişmemiş Konuyla ilgili araştırma yapan Wlelllamn Sturner, yeni bulguların daha önce bilinenlerden farklı olduğunu belirtirken, Massachussetts Teknoloji Enstitüsü'nden araştırmacı Rlchard VVurtman da, "son çalışmalarla beşik ölümlerinin hemen yarın ortadan kalkacağının düşünülmemesi gerektiğini", ancak bu çalışmaların "önemli" olduğunu ve henüz "başlangıç aşamasında" bulunduğunu söyledi. Araştırmacılar, melatonin hormonunun, geceleri daha az, gündüzleri de daha fazla salgılandığını ve bebeklerin 3 ila 6 aylık olduktan sonra bu hormonu normal düzeyde salgılamaya başladıklarını kaydettiler. VVurtman, "bebeklerin omurilik sıvılarındaki melatonin hormonunun azlığı, beyinlerinin henüz yeterince gelişmediğinin bir göstergesi olabilir. Araştırma yaptığımız ani bebek ölümlerinde bu hormonun az olduğunu saptadık" dedi. • Kısırlık sorununu yaşayan çiftlerin bir bölümü, uzun yıllar çocuk sahibi olmamak için ellerinden geleni yapmış kişiler. Tıbbın geliştirdiği doğum kontrol yöntemlerinden sonuna kadar yararlanan çiftlerin neredeyse hepsi bağımsızlıklarını bir süre daha sürdürmek, annelik ya da babalık rolüne tam hazır olana kadar beklemek, kariyer ve eğitimlerinde belli bir noktaya ulaşmak gibi geleneksel rol ve beklentilerden uzak gerekçelerle gebeliği erteliyorlar Hayat planlarındaki bütün ayrıntıları kontrol etmeye ve belirlemeye çalışıyorlar: "Şu yıl masterı ya da doktorayı ta Ertelenen yıllar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle