24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ç E V R E HAFTAN IN GÜNDEMİ Ereğli sazlıkları ve tepeli pelikanlar tehlikede Ender kuşları barındıran Türkiye'nin ve dünyanın önemli sulak alanlarından biri yok mu olacak? Doğal Hayatı Koruma Derneğl Kuş Bölümü • k l A V ^ ^ ü l k e l e r i pilotlarının eğitiI N İ # % I \ ^ m i için Konya'da kurulması öngörülen uçuş eğitim üssü, Türkiye'nin son kalan önemli sulak alanlarından birini, Ereğli sazlıklarını ve nesli azalan 'tepeli pelikan'ları da tehlikeye düşürecek. Ereğli sazlıkları, Uluslararası Kuşları Koruma Konseyi'nin (ICBP) hazırladığı Avrupa'nın Önemli Kuş Alanları yayınında da yer alıyor. Bu yayının Türkiye'nin Önemli Kuş Alanları bölümü, Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından hazırlandı ve basıldı. Kitapta, Türkiye'nin en önemli 79 doğal alanının ilk envanteri sayılmakta ve dünyada sayılan sadece 2 bin kalan tepeli pelikan kuşunun (pelecanus Irispus), Türkiye'de üredıği birkaç alandan biri olduğu belirtilmektedir. Bölgede önemli sayılarda üreyen ve tüm dünyada soyları tehlikede olan diğer iki tür ise dlkkuyruk (oxyura leucocephala) ve küçük karabatak'tır (Phalacrocorax pygmeus). Ayrıca, Ereğli sazlıkları 150 çift ile Macar ördeğlnln Türkiye'de üreyen en büyük topluluklanndan birini barındıısr. Ereğli sazlıkları, aynı zamanda pek çok balıkçıl türü için de önemli bir üreme alanıdır (hatta balabanın Türkiye'de ürediği 6 alandan biridir) ve sulak alanlar, ender bulunan şah kartatı ve doğanlar gibi yırtıcı kuşlar için de önemli yaşam alanlarından biridir. DHKD kuş kitabının verdiği bilgiye göre, kışın ve göç mevsimınde Ereğli sazlıkları, binlerce su kuşu, beyaz pelikan, flamingo ve diğer kuşlar için de önemli bir konaktır. Ereğli sazltkları, bir zamanlar Konya Ovası'nda yer almış olan geniş sazlık alanlardan biri idi ve halen dünya sazlık alan sistemleri içinde en önemlilerinden biri sayılır. Fakat son on yıl içinde bu alanın büyük bir kısmı kurutulmuştur. Geçen iki üç yıl içinde kurutulan alanlardan birisi de Hotamış sazlıklarıdır. Hotamış Gölü ve sazlıkları, hâlâ haritada gösterılmelerine rağmen kurutma işlemi 1986'da tamamlanmıştır. Hotamış sazlıkları, akkuyruklu kızkuşu (vanellus peucurus'nun) Türkiye'deki tek üreme bölgesiydJ. Şimdl bu kuşun Türkiye'de yok olduğu bilinen bir gerçektir. NATO uçuşları ' ilimsel adıyla "Homo sapiens sapiens", bugünkü insanlar, yani bizler, şunun şurasında topu topu 50 bin yıldır varız. Yeryüzünün 4,5 milyar yıllık evrim gözlüğü ile bizlere bakıldığında, pek de öyle önemli görünmeyiz. 90 milyon yıldır var olan, sözgelimi kaplumbağaların yanında, misafir bile zor sayılırız. Yeryüzü, üzerinde yaşayan çeşitli canlılanyla birükte, "bizler yokken", devasa olaylar yaşadı. Gezegen çapında sarsıntıtar, buz devirleri, göktaşı çarpması, bütün bunların hepsi, canhların (bitkiler ve hayvanlar) bazen çoklukla, bazen kısmen yok olmasma neden oldu ve yerlerine yeni canlılar "üredi". Bu felaketlerin ortak yönü, hepsinin gezegenin kendi iç dinamizmi sonucu veya eyren kaynaklı olmasıydı (göktaşı çarpması). Şimdi başa dönelim: Biz sadec 50 bin yıldır varız dedik, ancak yeryüzü tarihi açısından çok sıradan kalan bu süre içinde bütün dünyaya, bütün diğer canlılara hükmetmekle kalmadık, bugün vardığımız yerde, gezegenimizin kaderini değiştirebilecek bir konuma bile "yükseldik". Öyle ki "insanlık faaliyetlerimizle" iklimi değiştirebiliyoruz, her 15 dakikada bir, yeryüzü üzerinde yaşayan canlılardan birini yokedebiliyoruz. Bilim adamları hesap etmiş: geçmiş devirlerdeki "doğal yok oluşlarıyla" kıyaslandığında, bugün canhların yok oluş temposu 1 milyon kez daha fazla... Bu nedenle yeryüzünün yaşayacağı yeni felaketin, insanın bu "dinamizminden" kaynaklanacağı belirtiliyor. Yeni bir doğal felaketi beklemeye gerek kalmayacak!.. tşte bugün bütün dünyada, nerdeyse içgüdüsel olarak benimsenen çevreci yaklaşım, yeryüzüne ilişkin geçmiş ve geleceği kapsayan bu "tarihi" bakış açısında anlamını buluyor. Asimov'un "son canlıları" Cousteau'nun "köpekbalıkları" yazılarının önemi de buradan geliyor. Konya sazlıklarına sahip çıkmak ve tepeli pelikanları korumak, binlerce parçadan oluşan "yeryüzü puzzle"ından bir parçanın daha kaybedilmesini önlemek demektir. • • • Haftaya cumartesiye kadar, hoşçakalın!.. B Bugün Çumra bölgesinde bazı geniş sazlık alanlar vardır, fakat bu bölgelerin de birkaç yıl içinde kurutulması muhtemeldir. Bu yüzden Ereğli sazlıkları, Konya Ovası'nda kalan son önemli sazlık arazidir ve böyle kalmalıdır önemli bir husus da uçakların kuşlara çarpmalarıdır. Bu, jetlerin en büyük tehlikelerinden biridir. Son on yıl içinde israil'de hava kuvvetleri, düşman saldınlarında kaybedilen uçak sayısından daha fazla sayıda uçağı, kuşlarla çarpışmalarından dolayı kaybetmiştir; kırlangıç gibi bir kuşun uçak motorları ıçine girmesi uçağın düşmesine sebep olmaktadır Serçe büyüklüğünde her şey gövde koruyucularını kırabilmektedir. Görülebileceği gibi önemli kuş alanlarının üzerinde alçak uçuş yapan pilotlar büyük tehlikelerle karşı karşıya kalıyorlar. 9 martta yöreye yaptığımız gezide bölge kuşlarını rahatsız eden iki jet gördük. Yabancı kuş gözlemcisi arkadaşımızın belirttiği gibi. 'Yabancı hava kuvvetlerinin bu bölgede eğitim yapmak istemesi çok komik. Kendi ülkelerinde bu derece önemli doğal bölgelerde eğitim yapmak olanaksızdır, böyle bir girişime hemen tepki gösterilir ve askeri makamlar zaten böyle bir fikir öne sürmezler." Gerçekten de daha önümüzde alınacak çok uzun bir yol var. O K U R D A N BİZE Kurgubilim değil bilimkurgu Bu mektubu 17 Mari 1990 tarihli sayıda cıkan Doç. Dr. Yalçın /zbu/'un "Kurguoilim ve uzaylılarla iletişim üstüne" adlı yazısındoki birkaç hafayı bildirmek için yazıyorum. Önce, kelime hatalannı bir yana bırakırsak, yazının içeriğini çok beğendiğimi belitimek isferim. Şimdi hatalara geçelim: Werner Heisenberg'in ünlü ilkesinin adı "Bilinıpezlik İlkesi" değil, "Belirsizlik ilkesi"dir. En azından, benim gördüğüm tüm Törkçe kaynaklarda öyle yazıyor. Hem tayfa başlığmda, hem de yazının içinde "kurgubilim" sözü geçiyor ki bu düpeaüz yanhştır. Uluslararası adı "science fiction" olan bu kavramın Türkçe adı, "bilimkurgu"dur. Bu sözcük, Türk Dili dergisinin 1 Ocak 1973 tarihli, 256. sayısında, Orhan Duru'nun "Science Fıction sözcüğüne Türkçe bir karşılık arama denemesi" adlı yazısıyla dilimize girmiştir. Gerçi, TRT ve birçok kültürlü kişiler halen "kurgubilim" sözcüğünü kullanmaktadır, ama bu onun yanlış olduğu gerçeğini değiştirmez. Bir örnek vermek gerekirse, "bilimkurgu"ya "kurgubilim" demek, "buzdolabı"na "dolapbuzu" demek gibi bir şeydir. A.C. C«m SAY Erenköy İSTANBUL Cumhurlyet BilimTeknik • Sahibi Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına Nadlr Nadi • Genel Yayın Müdürü: Hasan Cemal • Müessese Müdürü: Emine Usaklıgll • Yazı Işleri Müdürü: Okay Gönensin • Yayın Yönetmeni: Orhan Bursalı • Grafik Yönetmen: Tüles Hasdemir •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle