02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Jean Michel Cousteau Köpekbalıklarımn canı yok mu? G üneydoğu Hint Okyanusu'nun tehlikeli kayalıklarında soluğumu tutmuş dibe doğru dalıyorum. Bütün dalgıçlık yaşamım boyunca ilk kez büyük beyaz köpekbalığı ile karşılaşacağım. Yüzerek çelik kafesin içine girdim ve beklemeye koyuldum. Ve derken onlar da geldi.. Hak etmedikleri bir vahşet ve şiddet izlenimi uyandıran o görkemli yaratıklar... Alışkanlıklarım, korkmamı emrediyordu. Ne ki bu hayvanların arasında öylece asılmış gibi durduğum halde, onlar benimle zerrece ilgilenmediler.. Yavaş yavaş korkum geçti, yerini hayranlıkla karışık saygı aldı. Büyük beyaz köpekbalığı nüfusunun göç alışkanlıklan ya da bugünkü durumu hakkında çok az şey biliniyor. Güney Avustralya Bahkçılık Departmanı ile ortak bir çalışma programı içmde bu yaratıkları etiketlemek ve izlemek üzere Alycone teknesiyle denize açılmıştık. (Bu satırları yazdığım sırada 24 metre arasında 11 büyük beyaz köpekbalığı gözlemledik, bunlardan 7'sini etiketleyebildik). Bllimsel amaçlarla etiketleme işleminin köpekbalıklarımn canını acıttığı kanısında değilim. Tam deri altına isabet eden, nispeten duyarsız bir dokuya nüfuz edecek biçimde hazırlanmış olan etiketler, köpekbalıklarına hiçbir zarar vermediği gibi onları rahatsız bile etmez. Bilim adamları, bu tür etiketleri yıllardır kullanırlar. Ayrıca köpekbahklarını uzun mesafeler boyunca izleyebilmek ve böylece dağılım alanları ve hareketleri hakkında bilgi toplayabilmek için de köpekbalıklarımn yutacağı yemlere iliştirilmiş akustik vericilerden yararlandık (Köpekbalıkları sonunda bu vericileri kusuyorlar, dolayısıyla sindirim sistemlerine bir zarar gelmiş olmuyor). Nesli azalan büyük beyaz köpekbalığı avlama partileri düzenleniyor. Doğa biz eğlenelim diye var değil, büyük beyaz köpekbalıkları da öyle. Köpekbalığı izlemek "Ultrasonik telemetri" adı verilen bu yöntemi kullanarak bölgemizden ayrılan bir köpekbalığının on gün sonra aynı yere döndüğünü saptadık. Bildiğim kadarıyla büyük beyaz köpekbalığı ile ilgili tek öteki başarılı ultrasonik izleme örneği, ABD'nin doğu kıyılarında gerçekleştirildi. Burada tek bir köpekbalığı, aşağı yukarı 100 millik bir mesafe üzerinde üç gün boyunca izlendi. Aslında etiketleme, doğaya müdahale anlamına geldiği için, kafamda hep bir soru işareti olageldi. Ama şu da var ki iyi kötü güvenilir bilgi toplamamn, sayım yapmamn ve böylece bilim adamlarımn kaç köpekbalığı yaşadığım belirlemelerine yardımcı olmanın bilinen en iyi yöntemi, etiketlemedir. Avustralya'nın güney kıyılarında büyük beyaz köpekbalığının tümünün gittikçe artan bir yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğuna dair ipuçları çoğaldıkça, bu sözünü ettiğim sayımlar, hayvanları korumak açısından hayati önem taşır oldu. Eskiden bu köpekbalıklarımn Güney Avustralya açıklarında çok sayıda bulunduğu tahmin ediliyordu, oysa bir yandan ateşli silahlarla balık avlanması, bir yahdan da köpekbalıklarımn ticari balık ağlarına takılarak telef olmaları sonucunda sayıları çok azalmıştır. Büyük beyaz köpekbalıklarını avlayan doğal düşmanları yoktur, dolayısıyla üreme oranları çok düşüktür, bu da bu türün hassas bir tür olmasını beraberinde getirir... Özellikle tek tek köpekbalıklarımn ortada hiçbir sebep yokken katledilmesi halinde! Her ne kadar pek cana yakın yaratıklar olmasalar da • deniz aslanlarım ya da öteki büyük deniz hayvanlarını yiyerek beslenirler büyük beyaz köpekbalıkları, nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan bütün hayvanlar kadar korunmaya layıktır. Gerçi ürkütücü oldukları ve insanları haksız yere de olsa dehşete düşürdükleri için (Aslında insana yönelik köpekbalığı saldırısı çok enderdir) köpekbalıklarımn korunmasına öncelik tanınmamıştır. Bildiğim kadarıyla dünyamn hiçbir yerinde köpekbalıkları koruma altına alınmış değil. Yörede avlanan balıkçılar, kendi ellerindeki verilere dayanarak büyük beyaz köpekbalığı sayısının istikrarlı olduğunu ileri sürüyorlar. Ama bir yandan kaç köpekbalığı bulunduğuna dair tartışmalar sürerken bu türün avlanması da sürüyor. Benim kendi tecrübem, Av partisi bu hayvanları öldürenlerin bu marifetleriyle böbürlenmesinin yersiz olduğunu göstermekte. Spor meraklıları arasında "Büyük Beyaz Köpekbalığı" lakabıyla tanınan Avustralyalı golf oyuncusu Greg Norman, geçenlerde bu sularda bir bahkçılık partisi düzenlemiş. Avlanırken bir büyük beyaz köpekbalığım öldürmüş, hayvanın oltaya takılıp öldüğünü söylemış. Köpekbalığının ölümü hakkında ayrıntıları bilmiyorum. Ama Norman'ı büyük bir gururla Ölü köpekbalığının yanında poz verirken gösteren fotoğraf, canımı sıktı doğrusu. Bazı tahminlere göre Norman'ın avlandığı sularda yaşayan büyük beyaz köpekbalığı nüfusu, 50 kadardır. Sırf bilimsel araştırma amacıyla seyrede'n gemiler dışındaki araçlara kapalı tutulan çok az birkaç bölge dışında büyük beyaz köpekbalıklarını avlamak, hâlâ yasaldır. Büyük beyaz köpekbalığı gibi türler, okyanusta önemli bir yer tutarlar. Özünde avcı oldukları için, ekosistem dengesini yani küçük yaratıklarla denizdeki yiyecek arzı arasındaki dengeyi denetlemeye yardım ederler. Belki de Norman gibi ünlü sporcular, büyük beyaz köpekbalığının durumunun araştırılması konusundaki çalışmalara mali destek sağlayabilir. Avcıların, avlananı koruma konusunda yardım ettiği çok. görülmüştür. Ama ben gene de hayvanların sırf spor için idare edilip korunması gerektiği düşüncesine katılmıyorum. Doğa, biz hoşça vakit geçirip eğlenelim diye var değil; büyük beyaz köpekbalıkları da öyle... 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle