Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ASTRON OMİ Evreninbaşlangıcıhiçolmadı mı? Baştarafı 1. sayfada ruyu "kısa ve öz" bir biçimde yanıtlar. Oin ve felsefe için "gökyüzünün yaradılıçı", tarihin her döneminde, yanıtlanması gereken bir soru olagelmiştır. Doğa bilimleri diğer düşünce sistemletinden geri kalmamış ve kendi yönünden evrenin başlangıcına ilişkin çeşitli modeller önermişlerdir. Epeydir gökbilimi kuramcılarının sevdiği gözde varsayım uzay, zaman, enerji vemaddenin kısacası evrenin "start atışı" olarak büyük bir patlama olduğunun kabul edilmesiydi. Kısa süre önce "evrenin kenarında" dev bir galaksi topluluğunun oluşturduğu "büyük duvar"ın keşfedilmesi, büyük patlama modeli konusunda kuşkular uyanmasına yol açtı. Önce kısaca Büyük Patlama kuramına bir göz atalım: Başlangıçta evren tek bir noktada yoğunlaşmış enerjiydi. Bu enerji topu, büyük bir patlamayla açılarak genleşti. Parçacık ve madde uzaya dağıldı. Sonra evrenin tarihi başladı. Fred Hoyle büyük patlamaya itiraz ederek, "Hayır! öyle olmadı" diyor. "Evren eskiden berl aynıydı. Hiç başlamadı." Ve ünlü gökbılım kuramcısı Hoyle, Büyük Patlama Kuramı karşısında SabitDurum Kuramını (SteadyState Theory) inşa ediyor. Kuramların daha iyi, hatta "doğru" olup olmadığına nasıl karar vermeli? Hele evrenin başlangıcı gibi son derece karmaşık konularda hangı yolu izlemeli? Kuramsal fizik uzmanlanndan Victor F. VVeisskopf'tan dinleyelim: "Bilimde daima yalnızca kısmi yanıtlar verilebilinir. Do ğaya ilişkin bilgilerimizin her yeni bilimsel bulusla birlikte artmasına karşın, halen hiçbir şey anlamadığımız fenomenler var. Evrenin tarihi hakkında söylediklerimiz geniş ölçüde kurguya (spekülasyona) dayanıyor..." Aslında söz konusu spekülasyonlar yeni değıl. isa'dan 440 yıl önce doğa filozofu Leukippos ve bir kuşak sonra gelen Parmenldes uzay sorunuyla ilgilenmişler, Arlstoteles, "Fizik" adlı yapıtında, boşluğun ancak "cisimsiz uzay" olarak tanımlanabileceğtni saptamış. Aristo evrenin sonlu olduğunu, bir noktada bittiğini, onun ötesinde hiçbir şeyin uzayında bulunmadığını söylemiş. Newton ise yüzyıllar sonra evrenin sonsuz olduğunu, ancak zaman içinde evrenin başlangıcı bulunduğunu savunmuş. Yine yüzyıllar sonra Elnstein 1917'ye gelindiğinde Relatlvlte (Görelilik) Kuramıyla sonlu, eğri bir uzayın dört boyutlu uzayzaman sürekliliği içinde yer aldığınt ortaya atmış. Ayrıca Einstein'ın hesaplamaları evrenin ya genleşerek büyüyeceği ya da büzülerek çökeceği sonucuna götürüyor; durağan (statik) bir evren ünlü bilginin hesaplarına göre olanakdışı. Ancak gerçek ne? Einstein yanılmış olamaz mı? 1929 yılına gelindiğinde Amerikalı astronom Edwln P.Hubble ince gözlemler sonucunda en uzaktaki galaksilerin bizden kaçarak uzaklaştıklarını saptıyor. Üstelik bir galaksi ne kadar uzaktaysa o kadar hızla uzaklaşıyor. Basit bir gökbılim yasasıyla dile getırildiğinde: "Galaksilerin kaçış (uzaklaşma) hızı, uzaklıklanyla orantılı olarak artar." Öyleyse hızla genleşen evrenin tarihinde söz konusu genleşmenin "sıfırdan" başladığı bir an düşünülemez mi? Hemen akla gelen bu düşünceden hareketle, günümüzde halen astronomların çoğunluğunun kabul ettiği büyük patlama kuramı ortaya çıkıyor: HubbleGenleşme Yasası'ndan hesaplandığına göre günümüzden 18 mllyar yıl önce büyük patlama gerçekleşmiş. Çok küçük hacimde yoğunlaşmış olan madde, müthiş bir şimşekle uzay ve zamanı başlatarak patlamış. Aşırı sıcak madde, milyarda bir saniyede genleşerek kuarkların "donması" sonucunda proton ve nötronlar şeklinde birleşmeleyle gerçekleşmiş, sonra elektronlar oluşmuş. Böylece ilk atom olan hldrojenln yapıtaşları ortaya çıkmış. Bütün bunlar evrenin ilk üç dakikasında olup bitmiş. Ardından içinde milyarlarca yıldıza hayat verecek olan gazın yoğunlaştığı dev bulutsular, yani galaksiler doğmuş. İste evrenin kısa tarlhinin özetl. Yıldızlardakı hidro|en, çekirdek füzyonuyla helyuma dönüşür. Sonraki aşamalarda helyum ağır elemanlara dönüşmeyl sürdürerek adım adım daha karmaşık elemanlar ortaya çıkarır. Yıldız, ömrünün sonunda, patlayarak dış kabuğunu ve yeni oluşan elementleri uzaya fırlatır. Kuram ne diyor? İşte böyle başladı... Uzay dilımlenndekı noktaların her biri bir galaksidir. Büyük fotoğrartaki gibi. Şekildekl "düzenleme" ilk patlamayı yeniden tartışma konusu yapan "büyük duvar"ı gösteriyor. Yüzyıllarboyunca Batlamyus'un evren tasarımı astronomiye egemen oldu. Söz konusu tasarımda dünya evrenin merkeziydi. Gezegenler ve sabit yıldızlar dünyanın çevresındeki yörüngelere dizilmişti. Hayır öyle olmadı!.. Büyük patlama varsayımına rakip olarak Fred Hoyle ve arkadasları kırklı yıllar da, evrenin değlşmeden kaldığına ilişkin yeni bir kuram ortaya attılar. Evrenin milyarlarca yıl devam eden uzun poz süreli fotoğrafı çekilebilseydi, yeni varsayıma göre, hiçbir değışme saptanmayacaktı. Çünkü evren sabıt durumdaydı Bu yüzden yeni kurama "SabitDurum Kuramı" adı verildi (Steadye State Theory). SabitDurum Kuramı uyarınca evren genleşirken bir taraltan madde oluşumu devam eder. Evrenin her yerinde madde oluşumu sürdüğünden genleşme sonucunda evrenin yoğunluğunda seyrelme olmaz. Evrenin başlangıcı yok, bitmiş de sayılmaz. Oluşum her an cereyan ediyor. Evrenin genleşme hızından hareketle oluşumun hızı hesaplanabilır. Hesaba göre evrenin genleşmesiyle oluşumu dengeleyerek yoğunluğun azalmasının önüne geçmek için, her yıl, evrenin kilometreküplük hacmi başına tek bir hidrojen atomunun oluşumu yeterli. Bu tek hidrojen atomundan yeni galaksiler doğabilir. Sabitdurum modelıne göre evren hıç yaşlanmıyor; o hep aynı yaşta, aynı yogunlukta. 'SabitDurum'a karşı 'Büyük Patlama'yı savunanların da söyleyecekleri var kuşkusuz. Kendi kuramlarını doğrulayan kanıtlar öne sürüyorlar. Amerikalı astrofizıkçi George Gamow, bugün radyoteleskoplarla algılanan ve kaydedilen evrensel "ses"in, "ışıma"nın aslında büyük patlamanın ekosu olduğunu öne sürdü. Evrenin ilk saniyelerinden günümüze ulaşan bu kozmik mıcroware backgraund radlatlon büyük patlamacıların sağlam kanıtlarından. Tüm gökyüzüne eşit olarak dağılan bu büyük patlama artıkları, evrenin "fon Lütfen sayfayı çevlrinlz İtirazlar...