Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kl S A K ISA PSİKOLOJİ 750 bahk çiftliği , N Babalar da Uans edeıf Bebeklerle ilişkilerde aslında babatar daha "oyunbaz". Ama kimi bebekleri dansa kaldırmak zor olabilir. Yankı Yazgan ebeklerle ilgili yazılarda hep annelerden söz ediyor olmam, kimi babaları hafif gücendirmiş. Hele anne ıle bebek "sevgi dansı"nı yaparken, kenarda oturuyor olmak bu gücenmeyi peKıştiriyor. Telaşa gerek yok, zira babalar da bu dansa katılıyorlar, hem de tamamen l<endilerine özgü ritmlerle. Bebek, yeryüzünde üç ya da dördüncü haftayı doldurduğunda babasıyla (annesiyle olandan farklı) bir dans tutturabilir. Boston'dan Brazelton ve ekibinin araştırmasında çekilen filmler, babaların çok daha "oyunbaz" olduklarını ortaya koymuş. Baba üç dakikalık seans için odaya girdiğinde, bebeğin sağına soluna dostça şapİaklar indiriyor. Babanın sesi "cilveli" inişçıkışlar gösterirken, yüzündeki abartılı ifadelerle ortamı ısıtmayı sürdürüyor. Bebek, şöyle bir durup baktıktan sonra, biraz kıkırdayıp sandalyesinde babaya doğru yatıp kalkmaya başlıyor. Sonradan değerlendirildiklerinde, bebeklerin üç aylıkken babalarının sesiyle, oyuna hazır bir vücut duruşuna geçtikleri görülmüş. Babanın varlığı bir oyun işareti anlamını taşır hale geliyor. İşin ilginci, babalar da bebeklerindeki oyunbazlık işaretlerini alır almaz, yüzlerinde bebeğin yüzündekine benzer bir ifade ortaya çıkıyo'r. Kimi annelar, babalar ıle bebeklerin bu. coşkulu danslarına, başdöndürücü hızdaki ritme imrenebilirler. Babaların bebeklerin bakım sorumluluğunu çok daha az alıyor olmaları, bu oyunbazlığa annelerin getirdiği bir açıklama. Ama, bebeklerin bakımını birincil olarak üstlenen babaların yaptığı dansın da son derece oynak olduğu gözleniyor. Anne ise yumuşak, ılık ve sakin bir tempodaki oanstan şaşmıyor. Bütün dansların ortak mesajı ise "Bak işte, beraberiz!" orveçli işadamı Thpr Nevinkel'in 1968'li yıllarda balıkçıların alaycı tebessümleriyle karşılanan girişimi, bugün 750 bahk çiftlığinin kurulmasını sağlayacak boyuta ulaştı. Norveç'te başlayıp diğer sahil ülkelerinde hızJa yaygınlaşan balık çiftlıklerinde üretilen som balıkları, geçen yılki tüketimin 15 bin tonunu karşıladı. Bu yıl Norveç'teki çiftliklerde yetiştirilecek 150 bin ton som balığının "oldukça fazla" denebilecektüketimi karşılayacagı, ayrıca 40 bin ton balığın da dondurulup depolanacağı bildiriliyor. Kuzey Avrupa ülkelerinde böylesıne bahk bolluğu sağlayan mükemmelleştirilmiş bir balık yetiştirme tekniği, kıyıda, denizin içinde kurulan balık çiftliklerinde kompüter ayarlı yem makineleri bir dakikalık aralıklarla vitamin ve mineralli yemlerle çelik kafeslere konulmuş balıkları besliyor. Bu sıkı beslenme sonucunda iki üç yıl içinde, 3 kilodan ağır, kaçma reflekslerini yitirmiş, neredeyse tamamen kassız, tavuk büyüklüğünde balıklaryetişiyor. Ancak bu yoğun balık üretiminin bazı sakıncaları da var. Yer darlığı yüzünden balıklar çok çabuk hastalık kapabiliyorlar ve bu durum sık sık ilaçlama yapılmasını gerektıriyor. Bunun yanında çiftliklerden kaçmayı becerebilen hastalıklı balıklar, vahşi som balıklarının yumurtalarına hastalık bulaştırarak.genetikbozukluklarayolaçabiliyorlar. (i.c.) B Ahizesiz araba telefonu I "* ki Amerikan şirketi, Chrysler ve Telekom, birlikte ürettikleri yeni bir otomobil telefonunu piyasaya sunmaya hazırlanıyorlar. Kalınlığı 1,9cm olan telefon, otomobilin gölgeliğinin içine yerleştiriliyor. "Vlsorphone" adlı aygıt, sürücülerin telefon görüşmesi yaparken dikkatinin dağılmasını sağlıyor. Çünkü digital hesap makinelerine benzeyen bu telefonun ahizesi yok. Vlsorphone'un kullanılışı: Telefon görüşmesi yapmak isteyen sürücü, gölgeliğe monte edilmiş telefonu gölgeliği açar gibı açarak istediği numarayı tuşlar. Gölgelik yeniden kapatıldıktan sonra, gölgeliğin içine yerleştirilmiş mikrofon aracılığıyla telefon görüşmesi yapılması, sürücünün her iki eliyle araba kullanmasını sağlamaktadır. Diğer özelllkleri: Visorphone, yüz adet telefon numarasını hafızasına kaydedebıliyor. Yapılan telefon görüşmelerinin, tek tek ve topluca masrafını çıkartabiliyor. Otomatik aramalaf yapabiliyor ve otomobilin radyosunu kendiliğinden kapatabiliyor. Visorphone'un öncelikle ABD'de piyasaya çıkartılması ve öncelikle Chrysler ve Dodge limuzinlerine yerleştirilmesi düşünülüyor. (İ.c.) Dans edemediğinizde, bir suçlu aramayın Bu "sevgi dansı" sayesinde bebekler pek çok şey öğrenirler. Kimin kendilerine yakın olduğunu anlamayı, hangi davranışıyla, nasıl bir sıcaklık ortaya çıkaracağını kestirmeyi öğrenen bebek, anneyle alışverişi ıçerisinde, ona da annelik etmenin sırlarını verir. Her adımda, ileri geri ritmik harekellerıyle anne ile bebek evrensel İ8leyişe sahip bir sistemi oluştururlar Bu sistemin yürümedıği durumların, bir bölümünü annelerin içinde oldukları ruhsal durumlar oluşturur. Örneğin, çökkün ve üzgün olan bir annenın durgun yüz ifadesini, "danstaki eşi" hemen kapar. Önce anneyi ikna etmeye çalışırken, sonradan yılıp içine döner. Ama her aksaklıktan anneyi sorumlu tutmak biraz, hatta biraz değil büyük insafsızlık. Dansı iki kişi yaptığına göre (genellikle), bebeğe ilişkin bazı sorunların da rit mı bozabıleceğını akla getirmeli. Kimi bebekler fazla ilgiden pek hoşlanmazlar. Sokulmaya çalıştığınız, gülümseyip şakalaştığınız bebek, size (bir anne olduğunuzu varsayıyorum!) pek yüz vermezse, önce bir şaşkınlık sarar, ardından da suçluluk çıkagelir. Annenin ritme ayak uyduramaması, bir yeteneksizlik ve beceriksızlik belirtisi sayılacaktır. Kimi bebekler, doğuşiârından itibaren diğerlerinden farklı olarak "dans" hususunda isteksizlik gösterirler. "Aşırı duyarlı" olarak nitelendırılen bu bebekler, yeni doğum servislerinde kolayca ayırt edilebilirler. Gürültüden rahatsız olurlar; yakın temasa geçildiğinde, duygusal yüklü ilişki kurmaya zorlandıklarında solukları derinleşir, kafalarını öbür tarafa çeviriverirler. Diğer bebekler için normal sayılan uyaranlar, aşırı duyarlı bebekler için büyük bir yük olur. Uyku, yemeiçme ve ağlama düzenlerinde ciddi bozulmalar, bebeğin başlıca sorunlarını oluşturur. Bebeklerin huzura kavuşmaları, uyaranların en aza indirgenmesi ile sağlanabilir. Aynı anda hem konuşur hem okşar hem bakar hem de öperseniz bu "aşırı duyarlı" bebeğin huzursuzluğu giderek ariar. Uyaranlardan yalnız biri verildiğinde, bebek uzaklaşmaksızın, duygusal yanıt verebilir. Bu noktada anneye ve babaya düşen, bebeğin "ritm ve dansı anlayışına" saygı göstermektir. O zaman, ayak uydurmak kolaylaşır ve anne (ya da baba) bebeğiyle yakınlaşmanın tadını çıkarabilir. Ya hiç ayak uyduramazlarsa? Eğer dans sırasındakı bu ayak uydurma gerçekleşmezse, neler olabilir? Bebek "aşın duyarlılığı" ile birlikte büyür. Büyüme süresınce, fazla gelen bir dizi uyarana karşı kepenkleri inik olacağı için gerekli "hayat bilgisi"nden yoksun kalma olasılığı yüksektir. Aile (ve arkadaşlar) onun "aşırı duyarlılığını", "kapanıvermesini" anlamayacaklarından, uzaklaşmayı tercih ederler. Böylece "başarısızlık" olarak adlandırdıkları durumdan da kaçtnmış olurlar. Giderek kopan ilişkilerde, dansı bırakın, çok daha basit yakınlıklî, bile bulunmaz. Karşılıklı tırmanan "becerememe" duyguları, gerçeklik haline dönüşürler. Annebabanın tüm iyi niyeti, bebekteki aşırı duyarlılık sezilmemiş olduğunda, iyi niyet olarak kalır. Ama gözlemler "en" aşırı duyarlı çocuğun bile dans edebıleceğini gösterıyor Sanırım. anne (ya da baba) ıle bebeğin dansının göze ve gonüle hoş gelmesi için bir temel kural önerilebilir. Boyu uzun olan eş(?). daha ufak olan eşin adımlarına ayak uydurup. mırıltılarına kulak vermelıdir O zaman, hiç modası geçmeyecek ve tümüyle yapan çifte özgü bir dans ortaya çıkar. Ll Nedeni belirsiz bir aşırı duyarlık Brazelton'ın araştırmalarında rastladığı bu bebekler genellikle ince, uzun; kuru, buruşuk derili, yaşlı suratlı olurlar. Anne rahminde, herhangi bir nedenle, yoksunluklar yaşamıslardır. Her ne kadar, az beslenen, çok sigara içen, alkol ya da uyuşturucu madde bağımlısı annelerin bebekleri böyle oluyorlarsa da; bunu genellemek mümkün değil. Pek çok bebeğin annesi, son derece farklı. Anneler hemen suçluluk duygularına kapılmaya hazır oldukları için, böyle bir bebek yanlarınagetirilip, uzatıldığında biraz şaşkınlaşır ve hemen kendilerıni suçlarlar. Bebekler normal ağırlıkta oldukları için 'normal bebek" muamelesi görürler. Ama duygularına karşılık alamayan anne ve karşılık veremeyen bebek berbat bir başlangıç yapmışlardır bile!