Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
H A F T A N I N R Ö P O R T A J I Japonya'da Imparatorluk faşizmi' var "Batılıtarın sandıöı gibi, Japonya'da iyi işleyen bir kapitalist model yok. Otoriteye, biçime, hiyerarşiye saygıyı emreden imparatorluk baskısı, zihin esareti var!" aponya'nın, dunyanm en guçlu ülkeleri arasında yer alması, XX yüzyılın mihenk taşlanndan blri olarak tarlhte yerlnl alacaktır. Pekı ya Japonlar bunun hakkında ne duşunuyorlar? Kendı kendllerini nasıl gorup değerlendiriyorlar? Fransız gazeteci Guy Sorman bu sorunun yanıtını aramak uzere Tokyo'ya gltti ve konuğunun isteğı uzerıne, kentin en unlu barlarında karşılıklı sabahlayarak Ken/ı Nakagami Ile bu röportajı yaptı XX. yüzyılın düşünürleri: Kenji Nakagami Röportaj: Guy Sorman Çeviri: Füsun Yasar J tında aşırı bir baskı gızlıdır, ben de bu yonetımı imparatorluk faşizmi olarak adlandırıyorum " Köleliğin sembolü Gerek ulke ıçınde, gerekse dışarıda, Japon ekonomısının iyi işleyen bır kapitalist model olduğu ve Batılı fırmaların bunu örnek almaları gerektığı şeklınde bır kanı vardır Bu, çok buyuk bır yanılgıdır1 Japon sıstemı kapitalist değıl, bır ımparatorluk sıstemıdır imparator, 1945'ten berı gıderek daha az rol almasına rağmen aslında, Japonya ımparator tarafından yönetılıyor, fıkrını temsıl etmektedır Bu rejım pratık yönunden çok, uyandırdığı psıkolojik davranış bıçımlerıyle önem tasır Işte yabancıların Japonya hakkında anlamakta guçluk çektıkleri şeylerin tumu imparatorluk sısteminden kaynaklanır Bıçıme, otoriteye hiyerarşiye saygı, tartışmanın olmaması, çalışma coşkusu, bıreycılığı reddetme gıbı ınsanımıza ozgu ozellıkler, sadece bu zihin esaretlnin sonuçlarıdır Ancak butun bunlardan soz edılmez, çunku tanımlamaya gore ımparatorun otorıtesı sembolık ve gızlıdır Bıreycılığın bastırılması, sunulanı tartışmasız kabullenme turu davranışlar, gunluk hayatta Japonlar tarafından katı bır etıket çerçevesınde uygulanır Nakagami buna "görünmez engel" adını verıyor Yuzyılların bırıkımınden oluşan bu engel oncelıkle estetık bır kaygı taşır ve Batı'nın aksıne, iyi ıle kotuyu değıl, fakat guzel ıle çırkını bırbırınden ayınr Işte bu aşamada önemlı olan sadece ayrıntı ve ufacık farklılıklardır Ulkeyı yoneten arıstokratların yuzyıllardan berı bu kuçucuk farklılıkları yuceltmesı, Japon bıreyının bır baskı kodu ıçıne kapanmasına neden olmuştur Bu koda saygı duymayan, bıreycılığını ortaya koyan ya da bu engel"ı gormezlıkten gelen kışı toplum dışı tutulur O bir Japon değildlr. Japon uygarlığının bır parçası olan Japon geleneği, XIX yuzyıl sonlarında Mei|i dönemınde yanı yakın bır tarıh dılımınde ortaya çıkmış Bu çagda yonetıcı sınıf, uyulması gereklı kurallar ezelden berı varmış şeklınde bır baskı uygulamaya başlamış Böylece toplumun kendı başına yenılık yapmak ımkânı bastırılmış Japonya "blz" ve "dlğerlerl" şeklınde aşılması ımkânsız bır ayrım uzerıne kuruludur "Dığerlen"nın en guzel orneğı "Batıh"dır ve Japoncada "dışarıdakl adamlar" anlamına gelen "gaijln " sozcuğuyle adland.rılır Ancak bu dışlama sadece yabancıları kapsamaz Japon toplumunun ıçınde de bu ay rımı barız bır şekılde goruruz Japonya'da çalışan goçmen Korelı, Çinll ve Filipinlıler bunlardandır Japonlar bunları gormezlıkten gelır ve hıç adlarını anmazlar Bırkaç kuşaktan berı Japon topraklarında yaşayan goçmenler, Batı'dakinden çok daha katı bır ırkçılığın kurbanı olarak ve her zaman dışlanarak yaşamlarını surdururler Nakagaml'nln çlzdığı Japon tablosu, homolen, uygarlıktan uzak, gerçekte hiyerarşik zorlayıcı ve son derece eşıtsızhkçl bir toplum Öte yandan Jcpon toplumu, yuzyıllardan berı, ne ırk ne de dıl bakımından kendılerınden farklılık gostermeyen mllyonlarca Japona da korkunç bir ayrımcılık uygulamaktadır Bunlara "Burakumin" adı verılır ve gerçek bır "dokunulmaz kast" oluştururlar "Koyde oturanlar" anlamına gelen Burakuminler ılk başta hayvanları vurmak, leşlerını taşımak ve bunların derılerını ışlemekle gorevlı Japonlardı Ancak bunlar zamanla toplumdışı kaldılar ve Budızme dahıl edılmedıler Burakumınler gunumuzde, eskıden yerleştıklerı köy ve mahallelerı çoktan terk ettıler ve halkın ıçıne karışarak her sektorde çalışmaya başladılar Ne var kı onların soyundan gelenler toplum ıçınde damgalanmak ve dışlanmaktan kurtulamamışlardır Ancak kendl aralannda evlenebılırier Bunlardan kımılen toplumun ıçıne karışarak ızınt kaybettırmek çabası ıçındedır Bır Burakumin olduğunu gızlemeyen Nakagami gıbı kımısı ıse topluma ısyan bayrağını açar Nakagamı'nın çızdığı Japon toplumunun tablosu, Batı'dakı göruntusunun aksıne ızler taşıyor Gorulen, homojen ve uygarlıktan uzak, gerçekte hiyerarşik, zorlayıcı, son derece eşitsizlikçi bır toplumdur Japon ıdeolojısı butun başkaldırı gırışımlerını kendı ıçınde erıtmek ve sındırmek kapasıtesıne sahıptır Japon tarıhınde pek çok ısyan yer almıştır Gunumuzde ıse, 1960'larda gorulen oğrencı hareketlerı ıle daha yakın tarıhlerde çevre kırlenmesıne karşı yeşılcılerın ısyanlarına tanık oluyoruz Ancak butun bu karşı hareketler Japon toplumunda kısa surede erıyıp gıder Başkaldıran genç lıderler sonunda kurulmuş duzenın saygın bır bıreyı olarak buyuk bır fırmanın yonetıcı kadrosuna yerleşırler Ancak şu gunlerde Japonya'da, yaşları 1525 arasında, "yenl kuşak" olarak adlandınlan bır gençlık hareketı belırdı Bunların özellığı, aılelerının geleneksel davranışlarına ters duşen sahte bır duyarlık ve yetışkınlerı huzursuz kılan farklı bır ahlak anlayışıdır Bu "antıkonformist" davranışın en belırgın belırtısı de moda tutkusu Japonlar buna "fashıon" dıyorlar Şımdıkı gençler, aılelerının aksıne, moda uğruna buyük paralar harcamaktan kaçınmıyorlar Gıyım modasının yanı sıra yenı Japon gencı bırtakım yuzeysel entelektuel modalan da ızlemeye kalkıyor Ancak yenı bır felsefe arayışı ıçınde olan yenı kuşak gençlen, Nakagamı'ye göre, henuz iyi bır şeyler uretemıyor Japonya'da gerek yonetıcıler, gerekse entelektueller, hep dışarıdan gelen kulture daha buyuk ılgı duymuşlardır ve her zaman bır şeyler ıthal edılmıştır Çın ve Kore'den Budizm, Fransa'dan medeni kanun, Almanya: dan ordu duzeni, Amerıka'dan yeni teknıkler... Savaş yıllarından once Japon oğrencıler Oescartes, Kant ve Schopenhauer'un adlarından oluşan "Dekansho " adında bır şarkı uydurmuşlardı ve enerjılerının temelı buna dayanıyordu Bugunse bu uçlunun yerını Marx, Foucault ve Sartre alabılır Nakagami, tepeden bakar gıbı görunen Japon seçkınlerının Batı'ya karşı aslında ne kadar komplekslı olduklarını, örneklerle vurguluyor Nakagami, en unlu çağdaş Japon yazarlarından bırı 42 yaşında ve romanları Avrupa dıllerıne yenı yenı çevrılıyor Unıversıte eğıtımı olmayan ve Tokyo Havaalanı'nda 10 yıl bavul taşımacılığı yapan Nakagami, yazdığı romanın edebıyat odulu almasından sonra kendısını yazarlar dunyasında bulmuş Şımdı telıf haklarından kazandığı parayla, kendı deyışıyle, orta hallı bır hayat suruyor Kenjı Nakagami bu roportajında kendl toplumunu katı ve tartışmalı bir bakışla yargılayarak, Avrupalıları şaşırtıyor Alkolun de etkısı altında yaptığı "sansursuz" konuşmalarında onu, alışılmış Japon ımajının aksıne, dunyayı fethe çıkmış bır robotlar ordusunun bıreyı olarak değıl, etten, kemıkten ve du/gulardan örulmuş bır ınsan modelı olarak gorüyoruz Japonlar genelde gecelerı erken yatıyorlar Tokyo'nun en "cıvcıvlı" mahallelerınden Shınjuku'da bıle gece kuluplen ve barlar saat 22 00'den sonra tenhalaşmaya başlar Kenjı Nakagami ıse bu tur yerlen terk eden en son muşterıler arasında yer alıyor Halen Japonya'nın savaş sonrası en unlu romancılarından bırı sayılan Nakagami, barları gezerek ve shoku (bol buzlu ıçılen sert bır Japon ıçkısı) ıçerek ılham perısını kovalıyor Bu röportajda Nakagami nın edebı değerınden soz etmeyeceğız Amacımız, çağdaş bır yazarın gözuyle Japonya'ya bakabılmek Soz Nakagamı'nın "Sız Avrupalılar gerçek Japonya'nın ne olduğunj bılmıyorsunuz Sadece ımparatorluk ıdeolojısını bllıyorsunuz" dıyerek soze gırıyor Nakagami Pekı, neymış bu ıdeolojı? "Imparatorluk ıdeolojısı Japonya'nın bır tur arındırılmış, etkın, orgutlenmış, uretken kavramı Bu urun, bu ımaj, ıhraç amacıyla hazırlanmıştır ve daha yakından ıncelenmesını engellemek ıçın, ambalaı ıçınde yabancılara sunulmuştur "Japonya, dış görunumuyle, iyi işleyen bır ulke Kışı başına gelırı sanayıleşmış ulkeler arasında en yuksektır, ışsızlık, yoksulluk hemen yok gıbıdır, yaşlıları saygın, toplumu ıstıkrarlı ve benzeşık (homojen), sıyasetı ılımlı, fanatızmı yok olma yolundadır Tokyo, gunun her saatınde ınsanların korkusuzca dolaşabıldıklerı dunyanın tek buyuk kentıdır Saldırı yok, ıtışkakış yok, uyuşturucu pek az Insana saygı ve aşırı nezaket genelleşmıştır" Oyleyse neden Nakagami bu mukemmel uygarlığa, bu yapıcı topluma karşı ısyan etmek ıstıyor? "Çunku bu dış görunumun al Nakagami Japonya'nın dışarıyı kopya etme hastalığına şıddetle karşı çıkıyor, çunku ulkesının kulturel alanda dunyaya öğretecek çok şeyı olduğuna ınanıyor Japonya, Budızmı ıthal ettığı Çın ve Kore'ye sadece savaş ve sömurgecılık göturebılmıştır Batı'ya ıhraç ettığı eşyalar ıse ıçerığıyle değıl, bıçımıyle ılgı çekıcıdır Nakagamı'ye göre Japonya'nın dunyaya vereceğı ıkı buyuk hayat ve uygarlık dersı var Geçicilik duygusu ıle hoşgorü erdemi. Geçicilik, Japonya'nın cografi konumundan kaynaklanıyor Bu toplum her an buyuk bir yersarsıntısının kendılerını yutacağı korkusu ıçınde yaşar Japonya'da pek az yapı 30 yaşından eskıdır Buyuk masraflar karşılığında ayakta kalabılen yapılar, sadece tapınaklar olmuştur Kımbılır, Japon tarıhınde yaygın olan İntihar olgusu da belkı bu gerçekten kaynaklanıyor? Nakagamı'ye ıntıhar konusundakı fıkrı sorulduğunda, bu konunun duşuncelerının merkezı olduğunu hatta gırışıme eğılımlı olduğunu soyluyor Pekı, bunca Japon yazarın gerçek intihar nedenlerını nasıl açıklayabılırsınız? "Bunu sadece onlar bilir" dıye yanıt verıyor Nakagami "Belki de nedenleri sadece estetiktir!..." Her Japon yazarı intihar eğilimi içindedir