29 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T E K N O L O J I VE U L A S I M S U A L T I D A L I S I Dalgıçları bekleyen gizli ve sinsi fehlike İngiliz uzmanlar, sürekli derine dalanlarda ölüme kadar götüren hücre tahribatı saptadı. stronom Samuel Langley, 1900'ların başında, gazyağı veya dışli çarklarla çalışan çeşitli uçak maddeleri yaptı. 1901'de tek parçalı bir model uçağıyla deneme uçuşu başarısızlıkla sonuçlandı. Ancak Wright, kendilerinden önce yapılan planör vs. uçuş denemelerinden kazanılan tecrübeleri yağurarak 1903 yılında ilk motorlu uçağı uçurmayı başardılar. Üstte çizimi görülen Lagley'in uçak modeli, erken uçuşun kurbanı olmuştu. A 1901: erken uçus culuğu bir anda iki katı pahalandı. Araştırmacılar daha hesaplı motorlar geliştirmek zorundaydılar. Petrol krizinden on beş yıl sonra bu konuda belirli bir aşama kaydedılmiş durumda. McDonnel Douglas'ın yeni motoru 'unducted fan' çok sessiz ve ekonomık bir yolculuk sağlayacak. Standart jet motorları bir saatte 1.500 kg yakıt tüketir (günümüziın fiyatlarıyla bu dakikada 4.10 dolarlık bir yakıt harcaması demektir). Unducted fan ise saatte yalnızca 1 100 kg. yakıyor. Yeni motorun olumsuz bir yönü, mişlerde hızını azalttığında biraz sarsıntı yapması. Unducted fana dıştan bakıldığında motorun arkasına doğru yanlardaki pervane kanatları köpekbalığının sırt yüzgeçlerini andırıyor. Ters yönlerde dönen dörden çift pervane kanadı, dev bir yumurta çırpma makınesine benziyor. McDonnel Douglas uzmanları bu yeni sıstemin yirmi yıldır jet motorlarında sağlanan en büyük gelişme olduğu iddiasındalar. Yirmi birinci yüzyılda yeniden pervaneye dönüş sayılabilecek bu yeni model ile yüzyılın başında Wrlght Kardeşler'in pervaneyi kullanışı arasında ilginç bir benzerlik söz konusu. ikisinde de pervaneler motorun arka tarafında yer alıyor Ne var ki McDonnel Douglas bu kanatların pervane kanadı değıl propulsion (itme) kanadı olduğunu ısrarla vurguluyor. Yüzyıhmıza damgasını vuran özgün jet motorları 'turbojet' adı verilen makinelerdir. Turbojetler bütün güçlerinı sıkıştırma kamarasından çıkan sıcak gazlann itmesinden alırlar. Egzoz gazı, çıkış yolu üzerındeki türbinleri döndürür, türbınler bir hava kompresörüyle bağlantılıdır. Kompresör yakıtın sürekli yanması için gereklı havayı sağlar. Ancak turbojetlerden çıkan egzoz gazlarının çok hızlı olması bazı sorunlar doğurur. Bunlardan biri, gazlann hıztı çıkışının makınenın verimıni düşürmesi, yuksek hızlı az bir hava akımı yerine, düşuk hızlı ve bol hacımli hava akımı sağlanırsa motorun ıtme gücü artar. İkincisi, sesin ıki katına yaklaşan akım hızı çevrede korkunç bir gürültü yaratır. Bu yuzden altmışların başında mühendısler egzoz gazının hızını azaltarak hacmını arttırma Baştarafı 1. Sayfada Korkusuz uçuşlara doğru çalışmalarına girışmişler. Sıkıştırma kamarasının önüne daha büyük üfleç kanatları yerleştırerek kamaraya giren hava mıktarını arttırmışlar. Böylece egzoz akımı yavaşlamış ve ıtme gücü artmış. Bu yeni modele turbofan ya da fanjet adı verilmiş. Turbofanda motora giren havanın bir bölümü sıkıştırma kamarasını bypass geçerek doğrudan itme gücü sağlarken, bir bölümü de yanarak sıcak egzoz gazını oluşturur Böylelikle hem üflecin (fan) hem de turbojet motorunda yanan gazların ıtme gücü birleşir. Boeing 747'de kullanılan turbofan motorunda ıtmenin yüzde 75'i bypass geçen havadan, yüzde 25'i egzoz gazlarından sağlanır. Turbofan moturu, turbojete oranla üçte iki daha az yakıt harcıyor ve daha sessiz çalışıyor. Yeni bypass motorlarda üflecin itme gücüne katkısı gittıkçe artıyor, yani motora giren hava hacminin yirmide biri motorda yakılıyor, gerisi bypass yapıyor. rofesyonel dalgıçlar muhtemelen her dalışlarında hayatlarını tehlıkeye atıyorlar. İngılız araştırmacılara göre dalgıçların dalma sırasında herhangı bir rahatsızlık ya da ağrı hıssetmedıklerı halde omurilık hücrelerinde tahrıbat meydana gelıyor Sürekli ve sık aralıklarla derine dalış sırasında omurilik dokusunda oluşan zedelenmenın ingıltere'de dalgıçlar ıçın zorunlu olan tıbbı muayenelerde saptanamadığı anlaşıldı. Cambridge'den veteriner nöropatalojist olan Tony Palmer'ın, Londra Hastanesı Tıp Fakültesı'nden lan Calder'ın ve Oxford'dakı Radclıff Klinıği'nden John Huges'un, sekiz profesyonel ve üç amatör dalgıç üzerınde omurilik bölgesinde yaptıkları ıncelemelerin sonuçları yayımlandı. (The Lancet, Cilt 2. s.1365) Incelemelere göre dalış sırasında kazaya uğramış olan bu dalgıçlardan ıkısi dışında hepsı ölmüştü ve biri dışında hepsı ölmeden önce ıkı ıle 38 haftalık sürelerle tıbbı muayeneden geçırilmıştı. Bu muayenelerde basınç travması veya nörolojik bozuklukla ılgılı herhangı bir kayda rastlanmıyor. Bıına karşın otopsı incelemesinde ölüme yol açan son olaydan 1 ile 10 hafta öncesinde omurilik hasarının başladığı ortaya çıktı. Yazarlar yüksek basıncın neden olduğu önemsiz gıbi gözüken ve vurgun adıyla bilinen kazaların ardında, söz konusu tahribatın oluştuğunu tahmin edıyorlar. Bu ufak tefek olayların sonuçları genellikle tıbbı muayenede t^spit edilemediği ıçın dalgıçlar kendi sağlık durumları hakkında yeterlı bılgi edınemıyorlar. P Bu gellşmenin ilginç yanı üfleçler büyüdükçe bunların motorun içine gizlenmiş birer pervaneye dönüşmesi; yani sonuçta jet motorları yeniden pervaneli motor ilkesine dönüyor. Ve jet motorlarının evrimi gelıp 'undected (an' (kanahız üfleç) motoruna dayanıyor. Bu motorda itmenin yalnızca yüzde 3'ü sıcak egzozdan, yüzde 97'sı ufleç kanatlarından sağlanıyor. itmenin tümünü egzoz gazlarının sağlad'ğı çok yakıt harcayan ve gürültülü turbojetlerin ardından üfleçli ve bypasslı fanjetlerden sonra, şimdi de motora giren havanın neredeyse tümünü itme kanatlarını çevırmede kullanan 'unducted fan' motorları. Uçak motorlarının yarım yüzyıl içinde Izlediği gelişim çizgisi kısaca bu. Unducted fandaki üfleç kanatlarının bılınen pervanelerden aynmı ses hızını aşmaya olanak veren süpersonik bıçimleri. Jet kanatlarına benzeyen ufleç kanatları ses duvanna takılmıyorlar. McDonnel Douglas yeni modeli 1993 yılında servıse sokmayı planlıyor 2001 yılının uçağında yeniden pervane devrıne dönüş yaşanacak. Petrol fıyatlarının galon başına 2 00 dolara vurduğu bir dönemde uçak yapımcılan yakıtta ekonomı sağlayan projeler üzermde çahşmayı surdürecekler. , , Araştırmacılara göre omurilik dokusundaki hasar buyuk bir olasılıkla ölumle sonuçlanan kazalara neden oluyor. Calder, "gerçı elimizde teşhıslerimizle ılgilı yeterlı teknıkler yok," diyor. Ama ne denlı dikkatli olurlarsa olsunlar sürekli olarak derine daldıkları surece dalgıçların kan damarlarında gaz kabarcıklarının dolaştığına ınanıyor. Calder dalgıçları çok dıkkatle muayene etseler bile yüksek basınçtan kaynaklanan hastalıkların gızlı et kilerinı doktorların saptayamadıklarını belirtıyor Huges'a gore belırlı ozgul teknıkler kullanarak yeni oluşmuş bir doku hasarı ıle daha uzun vadelı ya da kıonık bir tahribatı bırbirınden ayırt etmek mumkun. Dalma sırasındakı kazalarda ölen yedı dalgıcın omurilik dokusundan alınan ornekler uzerınde yapılan ıncelemeler, hasarın derecesınin de çeşıtlılık gösterdığını ortaya koydu. Bu olaylarda omurıhğı kaplayan zar tahrip olmuştu. Bunun nedenı muhtemelen, bu dokuya gelen kan mıktarındaki azalma olabilırdi. Araştırmacılar dokuların yapısında daha uzun dönümlü olarak meydana gelen değişiklikleri de saptadılar. Sekiz dalgıcın omuriliğınden alınan dokularda küçük tanecıkler halınde dejenere olmuş hücreler (corpora amylacea) bulundu Oysa dalgıçların yaşları 22 ıle 37 arasında değışıyordu. Huges bu yaş grubundakı ınsanların omurilığinde corpora amylacea'nın hıç bulunmadığına ya da yok denecek kadar az bulunduğuna dikkatı çekiyor Huges ayrıca sinırlerde meydana gelen tahrıbatın kesin sebebını söylemenın pek mümkün olmadığını ilerı sürüyor Bunu. dalgıçların vurgun yememek ıçın gereken süreye uymamaları durumunda ortaya çıkması ihtimalı var. Aslında dalgıçlar çok buyuk rısklerı göze alabılıyorlar Bazı dalgıçlara "atlama dalış" denılen ve suya atlayarak 100 metrenın altına kadar dalmaları ve ıkı dakıka içinde su yüzüne çıkmaları ıçın büyük paralar ödeniyor. Böyle bir dalışın normal süresi 23 saattir. Sinırlerdekı tanrıbata aşırı alkol alımı vb. nedenlerın de yol açtığı bılıniyor. Ancak Huges bu nedenlerden ve dalmaktan kaynaklanan tahribatı yeni teknıklerle bırbırınden ayırt edebileceklerını beürtıyor "Dalma ile boks sporu arasında bir benzeşlm var bana kalırsa", dıyor Huges, "bir insan ne kadar çok boks yaparsa beyninde tahribat olasılığı o denli yukselir. Ne kadar çok dalarsanız omuriliğinlzdeki tahribat da o kadar büyük olacaktır. (Y.Z. • New Scientist)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle