Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ZOOLOJİ İyi analar, iyi babalar Çeviri: Yaprak /ihnioğlu Bazı omurgasız hayvancıkların niçin daha iyi ebeveyn rolü oynadıkları anlaşıldı. S ıcak bır yuva ınşa edıp yumurtaları uzenndo kuluckaya yatmak, daha çok kuşlardan beklenen bır davranıştır ESu tutumd bır bocekte rastlamak coğumuz ıcın sa^ırtıcı olabılır Gerçekten bazen arılar her zaman bunu yaparlar Çoğu kuşun ve memelının yavrularına baktığını bılmemıze kaışın omurgasızların anababalık yaptıkları riuşuncesı baslangıçta ınsana oldukca y ılıancı gelıyor Omurgasızların buyuk bıı toıjunlugu dollerıne hıçbır bakım ve ılgı gostormezken denızyıldızından arılara dek u/anan bır başka grup hayvanların çok iyi oboveyn olmdları nasıi açıklanabılır9 Bu turlere ,oz konusu ozellığı kazandıran koşullar mlerdır9 Evrımcı yaklasım ıçınde ebeveynlığın belırlı bazı getırılon oldugu bılınmekte Orneğın yumurtalarını koruyan bır bocek, yırtıcıların dollerını yuk elmesıne engel olur Ancak buna karsı aıastırmaular obeveynlığın bazı goturulerı oldugunu da belırtıyorlar Bır dışı ya da erkek hayvanın yumurtalarını korurken, ıkıncı bır kez çıftleşıp yenı bır oğul yapması doğal olarak engellenır Yıne bu bakım sırasında kendısı yırtıcıların hedefı olup yem olma tehlıke ,ıyle karşı karşıya kalır Ayrıca ebeveynlpr yavrularına bakarken daha az beslenırler ve bu ureme yetısının azalması anlamıoagelır Bu nedenlerle omurgasızların çoğunluğunun yumurtalarını ve yavrularını terk ettıklerı snnılıyor Boceklerın çogu turunde anababalığın, doğrudan yırtıcı eklembacaklılardan korunmak ıçın ortaya cıktığı goruluyor Bu açıdaıı bakıldığında ebeveyn boceklerı (parent bugs) Elasmucha grıssa, testere sıneklerı ve bokbocekleıının ıçınde olduğu bır grup hayvanın aynı davranısı gosterdığı saptandı Bunlar yumurtalarını bır yaprağın uzerıne bırakıyorlar ve bacaklarını açarak ustunde durup beklıyorlar Bu stratejı gerçekten de etkılı oluyor Dolavvare Umversitesi nden Douglas Tallamy vo Maryland Unıversitesi'nden Robert Öenno yaptıkları arastırmalarda dollennı bıı yolla koruyan patlıcan sineğinın "egg plant lace bug), Gaıgaphıa Solanı nın oğlunıın yaşaına sansını buyuk ol çude arttırdıgını saptadılar Dısı G Solanı yumurtalarını bıtkının yapra ğına yapıştırır ve ki'luckadan cıkana kadar ıı/crlrıınden kalkma? Tallamy ve Denno dı:?ı boci'Oi yumuılnlarının uzennden uzaklastırdılar ve dolloıın yalnızca yuzde 3'unun yasayabıldıgını gotdtıler Kuluckaya yatan bocekte ıse bu oı.ın yuzde 20 ye cıkıyordu Şımdı sorulması yereken soru bu cabaya gorcekten değıp değmedığıydı Dışı bocekler kulu<,kada grurdıklerı sure zarfında yenıden ytımurtlayarak bu kaybı telafı edebılırleı mıydı? Tallamy ve Denno bu olasılığı denemek uzere tıır başka grup G Solanı nın altından yumuıt ilarını sureklı olarak alıp uzaklastırdılaı Bu boceklerın, kuluckaya ızın verılenlere oranla ıkı katı sayıda yumurtladıklarını qorduler Ancak herşeye rağmen annelığın getırdığı bakım oyle etkılıydı kı, so nuçta kuluçkadakı boceklerın yaşayan yavrularının say.sı otekılerden tam dort kat fazla oldu Omurgasızları ebeveyn bakımına yonelten bır başka etmen yaşadıkları çevrenın doğal koşullarıdır Bu ozellıkle gelgıt olayının olduğu kıyılarda veya çoller gıbı sert ıklım kosullarında yaşayan omurgasızlarda acık oır se kılde sergılenır Araştırmacı Tristam Wyat, Ingıltere'nın gelgıtle tuzlu su altında kalan kıyılarında yaşayan ve yuva yapıcı bır bocek cınsı olan Bledıus Spectabılıs'ın yasamını ınceledı B Spectabılıs aıle yaşamı ıçın en zor ko sullardan bırını seçmıştı Bu boceğın yasamı gelgıte gore belırlenıyordu Gelgıtın ona ıkı yonden zararı olabılırdı Su yukseklığınde yuvayı su basma tehlıkesı ve çekıldığınde ıse molozların yuvanın gırışını tıkayarak ırerde havasız kalma tehlıkesı Dısı B Spectabılıs çamurun ıçınde her ıkı tehlıkeye karşı korunabılen bır ev ınşa edpr Bu ev şarap şışesı bıçımındedır ve hava dolu bır sığınağı andırır Yuvanın yalnızca anne boceğın gırebıleceğı kadar, 2 mılımetre çapında bır ağzı ve boynu vardır Su ılk yukseldığınde bu dar boyundan ıçerı gıremez ve ılk tehlıke atlatılır Ancak daha sonra ıcerı su sızma ıhtımalı henuz ortadan kalkmamıştır Gerçekten tam bu sırada T Wyat dışı boceğı yuvadan uzaklaştırınca evı su bastığını gordu Ancak bu tehlıkeye karşı B Spectabılıs yuvanın duvarlarından aldığı camurla şışenın ağzını tıkar Bunu yapmak onun yalnızca dort dakıkasını alır Bu kez oksıjensız kalma tehlıkesı başgosterır Ustelık çamuıdakı mıkroplar ve yuvanın du varlarında bulunan kımyasalların ıçerdekı ok sıjenı tuketmelerı sozkonusudur T Wyat ıçerdekı havanın tam da suyun çekılmesıne kadar olan sure ıçın yeterlı oldugunu gordu Ama daha fazla değıldı Dışı bocek su cekılır çekılmez kapıyı acıyor ve ıcerıye bol bol oksıjen gırmesıne ızın verıyordu Bu yuva 7(3 da dışı bocek olmadığı takdırde kuluçkaların hepsı yasam şansını kaybedıyorlardı B Spectabılıs'ın annelığı yalnızca gelgıte karşı korunmakla da kalmıyordu Çevredekı yırtıcılara ve parazıtlere karşı, yavruları yuvadan çıkıp kendı yuvasını kazana kadar onlemler aiıyordu Yırtıcılara yem olma tehlıkesı. B Spectabılıs'ın anababalık özellığı kazanmasına katkıda bulunmuş olsa da, bu olguda esas olarak çevre faktorunun etkın olduğu anlaşılıyor Wyat son olarak Bledıusun kumsalın kuru bolumunde yaşayan otekı turlerın yumurtalarını korumadığını buna karsılık Bledıus ıle hıçbır akrabalığı bulunmayan uç ayrı turden boceğın benzer yontemlerle yavrularını koruduklarını saptadı Ebeveynlığın gelısmesınde çevre faktorunun onemını değışık tıptekı omurgasızlarda da gormek mumkun Ingıltere'de Pembroke yakınlarındakı Orıelton Alan Araştırması Merkezınden Robın Crump ve Londra Kıng s College'den Rıchard Emson ulkenın kayalıklarla kaplı kıyılarında bulunan denızyıldızlarının çok yakın ıkı turunun yaşamının bırbırınden farklı oldugunu saptadılar Bunlardan bırı Asterıne phylactıca, yumurtalarını ve yavrularını yuruyebılecok duruma gelene kadar kollarının altında saklıyordu Otekı, Asterıne gıbbosa ıse yumurtalarını bır kayaya yapıştırıp terk edıyordıı lyı ebeveyn olan A Phylactıca, dığerının yaşadığı yere gore suya daha uzak kıyılara yerleşmıştı Denız hay vanları ıçın su kıyısından uzaklaştıkça çevre koşulları sertleşır, havayla ve guneşle daha (azla başetmek zorunda kalırlar Bu ornek esas olarak sert ıklım ve çevre koşullarının omurgasızlarda anababalığın gelışmesıne neden olduğu dusuncesını pekıştırıyor Gerçekte ebeveyn bıkımı tek başına zor koşullarla başa çıkmak ıçın yeterlı değıldır (New Scientist) alıklardakı yançızgı organı, bu hayvanların, sudakı en ufak hareketlen bıle algılayabılmelerını sağlayan, çok etkın bır duyu organıdır Iç kulaktakı duyu hucrelerıne benzeyen tuylu hucreler, sudakı tıtreşımlerı saptar Texas/Galveston Unıversıtesı'nden Bernd Budelmann ve Kalıfornıya'dakı Scrıpps La Jolla Denızbılımlerı Enstıtusu'nden Horst Bleckmann, kısa bır sure once murekkepbalıklanyla kalamarların, yanı omurgasız hayvanların da benzer organlara sahıp oldugunu kanıtladılar Gerçı aşağı yukarı 75 yıldır boyle bır tahmın vardı ancak kanıtlanamamıştı Bu ıkı araştırmacı • bunlardan Bleckmann şu sırada Bıelefeld Unıversıtesı'nde çalışmaktadır ılk kez olarak murekkepbahğı ve kalamarlarda, sudakı en kuçuk hareketlerın bıle algılanmasına hızmet eden bır algılayıcılar sıstemının varlığını saptadılar Uzerlerınde araştırma yapılan Sepıa cınsınden murekkepbalıklarıyla Lollıguncula cınsınden kalamarların bu duyu organı, en ınce ayrıntılarına kadar balıklarla suda yaşayan amfıbyumların yançızgı organına uyuyor Kafadanbacaklıların, murekkepbalıklarıyla kalamarların da dahıl olduğu buyuk bır bolumu azılı avcılardır Her ne kadar gorme duyuları varsa da bırçok tur, ya gecelerı ya da çok derın sularda aviandığı ıçın, çevrecîen gelen mekanık uyarımlara uzmanlaşmıs bır duyu organı bu hayvanlara olağanustu gereklıdır Şu sıralarda, onlar ıçın yançızgı organının, karanlıkta avlanmayı, yaklaşan duşmanlannı fark etmeyı ve aynı zamanda hareketsız engellerı algılamayı mumkun kılıp kılmadığı araştırılmakta Yengeçlerle bazı selenderelerın de sudakı zayıf hareketlen al gılayabıldıklerı uzun suredır bılınıyor Uzerlerınde araştırma yapılan kalamarların başlarının her ıkı tarafındakı derının uzerınde beş, murekkepbalıklarında ıse dort tane "duyarlı" hat var Bu yollar, hayvanın kollarına kadar uzanıyor Adı geçen ıkı araştırmacı, kuçuk elektrotlar yardımıyla derının uzerındekı bu hatlardakı elektrık potansıye lını olcmek suretıyle, bunlardakı tuylu hucrelerın algılayıcı ıslevı gorduğunun doğrudan bır kanıtını oluşturdular Sudakı hareketlerın buraıJa mr elektrık akımına yol açtığı ortaya çıktı Ak r i n frekansı, akıma neden olan dalganınkının ıkı katı yukseklıkte Yalnızca mılımetrenın bınde 0 2'sı uzunluğunda bır dalga bıle bır tepkımeye yol açabılıyor (K.Ö.) B Mürekkep balığmın duyarlı derisi Adı murekkepbahğı, en kuçuk dalga hareketlennı algılayabtlır Bu yeteneğını, derısınde bırçok çızgı halınde sıralanmış ' 'tuylu hucreler' e borçludur Resımdekı murekkepbalığında, ışlevsel açıdan balıklardakı yançızgı organı'na benzeyen bu çızgıler, kafanın uzerındekı açık renklı hatlar halınde gorulmektedır Adı murekkepbahğı, 65 santımetreye kadar buyuyebılır