19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 14 HAZİRAN 2020 PAZAR TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER/YORUM E, şimdi ne oldu? (Karantina günlüğü 13 ve son) Başlığımdan devam etmek istiyorum, “E, şimdi ne oldu?” Tayyip Erdoğan 65 yaş üstü ve 18 yaş altı için merhamete geldi ve bu grup için sokağa çıkma yasağı kısmi olarak kaldırıldı. Ancak 65 yaş üs tü yurttaşların ülke içinde ve dışında bir yere gitmek için izin almaları, mazeret belirtmeleri gerekiyor. Ayrı ca gittikleri yerde mutlaka bir ay kalacaklar. Yani sö zün kısası şu: Bu zamana kadar bir yazlık edinme mişsen, otur oturduğun yerde. Ayrıca öyle paneldi, atölyeydi yok öyle şey, sen zaten üç gün sonra ölüp gideceksin, ülkeyi düzeltmek, gençlere akıl vermek sana mı kaldı? Ah evet efendim, çok haklısınız. Ama bildiğiniz ve sizi çok sinirlendiren bir gerçeklik var. Bu 65 yaş üstü çok vartalar atlatmış, yaş almış gençler den oluşuyor. Bunları her yerde görüyorsunuz, on lar Kaz Dağları’nda nöbet tutanlar, Cumartesi Anala Sırların rının yanında acının ortağı olurlar, şu karantina günlerinde çalışmak Efendisi zorunda bırakılan işçilerin yoldaşı onlardır. Haber peşinde koşarken onlar içeri atılır, oy verdikleri parti nin eşbaşkanları, belediye başkan ları, milletvekilleri içeri tıkılırken bu haksızlığa haykıran onlardır. Bel ki de bu nedenlerle onları günlerdir birer vebalı gibi anons ettiniz! E, şimdi ne oldu? Herkesin ka fası karmakarışık. Her bir doktor ayrı bir şey söylüyor. Salgında pek çok kıymetli doktor ve sağlık çalışanı yaşamını yitirdi. Onları minnetle anıyoruz ama kendi lerini her şeyi bilen adam ilan eden ve sürekli TV ka nalı dolaşan doktorlardan hepimize gına geldi. Ve bir tespit: Doktorlar, koskoca profesörler “Aman ellerini zi sık sık yıkayın, maskenizi takın, sosyal mesafeyi ko ruyun” diyerek 24 saat her dakika konuşunca millet şöyle bir duyguya kapıldı: “Karde şim ben aptal mıyım?” Ve çok te mel bir içgüdü (yasağa karşı çık ma) harekete geçti. Millet mas kesini attı, evlerinin bahçesin de mangal yapmaya, doğum gü nü kutlamaya başladı. Sarılan sa rılana. Diyeceksiniz ki, sürü bağı şıklığına geçmek istiyoruz. Onun Ne haber faniler? için mi Diyarbakır’da, Urfa’da, Bursa’da vakalar artmaya başladı. İstanbul’da da artıyor ama artık test sayısına, ölüm rakamlarına kimseler inanmıyor. “Atın ölümü arpadan olsun!” sloganı her yerde duyulmaya başladı. Bir başka tespit: Malum bendeniz kahvelerin, so kakların nabzını tutmayı pek severim. Buna mesle ki deformasyon diyoruz; bir grup insan da, inanılmaz bir biçimde paranoyaya kapıldı. Doksan derecede yı kadığı çamaşırlarını bir de çamaşır suyuna yatıran lar var, komşularımdan birinin elleri acayip soyuldu, o kadar çok dezenfektan kullanmış ki, elleri yanmış. Bu arada aldığı tüm sebzeleri, meyveleri tek tek sabunla yanlar, bununla yetinmeyip gene çamaşır suyuna ya tıranlar var. Kahvem açıldı ya, vakalar bir bir kucağı ma düşüyor. Birisi çamaşır suyuyla sürahilerini yıka mış iyice çalkalamadığı için de sürahiden içtiği suy la arkadaşın kocası hastanelik olmuş. Midesi delin miş. Bir de kapısı çalınıp ceza kâğıdı alanlar var. Şöy le 65 yaş üstü dışarı çıkma yasağında kadının biri, bir cesaret dışarı çıkmış ve hemen yakınındaki bankaya gitmiş. Emekli parasını çekecek, kartla işlem yapma yı sevmiyor, makinelere güvenmiyor, bu nedenle içe ri girip işlemini yaptırmış. Üç gün sonra kapı çalınmış ve resmi giyimli biri kadına bir zarf uzatmış ve aldığı na dair bir imza istemiş. Kadıncağız tek başına yaşı yor, korkuyla zarfı almış, imzayı vermiş. Zarfı açmış içinden 3 bin 200 liralık para cezası makbuzu çıkmış. Meğerse bankalar, işlem yapan 65 yaş üstünü bildir mek zorunda kalmışlar. Hangi banka olduğunu söyle miyorum artık tahmin edin. A, ne olmuş diye söze başlayıp bu kadar konuştum ya, peki ben bu karantina günlerinde ne yaptım. Efen dim bende yaşadığım vahim bir olaydan ötürü tekno loji fobisi var. Yani fotoğraf çekmekten ve teyp kullan maktan korkarım. Bunca röportaj yaptım tek bir gün teyp kullanmadım. Fotoğraf çekmedim. Ama bu ka rantina günlerinde resmen sihirbaz oldum. Elimde ki eski model bir Samsung telefonla, evimdeki obje lerin fotoğraflarını çekmeye başladım, acayip bir sihir. Evimde de dünyanın her yerinden getirdiğim objeler, çektiğim fotoğrafları her gün Facebook’ta yayımladım. Yaklaşık kırk tane. Sonunda dostlarım “artık bir sergi yaparsın” demeye başladılar. Fotoğraf sanatıyla uğra şan arkadaşlardan da övgüler aldım. Yani meslek de ğiştirdim. Yazımı fotoğrafların iki tanesiyle bitiriyorum. Fikrinizi rica ederim.. 14 HAZİRAN 2020 SAYI: 34581 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 03:24 05:24 13:09 17:09 20:45 22:35 Ankara 03:17 05:12 12:54 16:51 20:25 22:12 İzmir 03:50 05:40 13:17 17:11 20:44 22:25 “Kadim şehirlerin en önemli güzelliği, ana karakter ları 1880’lerden öteye kayda geçirilmeye başlandı. lerini kaybetmeden yeni Annesinin anne yi bünyesinde eritmesi, öz annesi, 1 Temmuz lerinden katarak yeniden 1820’de Sultanah yoğurmasıdır. İstanbul bu met Mahallesi’nde açıdan gerçekten müstes Ebubekir ve İstanbul’u yiyorlar, na bir şehirdir. Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik, bu şehre ihanet ettik, hâlâ da Havva’dan doğma Ayşe Sıdıka Hanım’ın torun tayfasından an ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum...” gözleri varaklı... nem Şadiye, “Yedi göbek İstanbullu” olmakla Cumhurbaşkanı Recep Tay övünürdü. Yedi göbek yip Erdoğan bunları söylediğinde takvimler 21 Ekim 2017’yi gösteriyordu. Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduğunda henüz 4 yaşındaydım. Belediye başkanlığının ardından önce başbakan, sonra da cumhurbaşkanı oldu. Yani ben, son 25 yılda İstanbul’a ilişkin her kararda belirleyici olan Erdoğan ve temsil ettiği siyasi zihniyetin yönettiği kentte büyüdüm. Mesleğe başladığımda henüz 19 yaşındaydım. O günden beri İstanbul’un nasıl talan edildiğini anlatan haberlere imza atıyorum. Erdoğan’ı dinlerken tek yapabildiğim, gülümsemek olmuştu. Bir itirafta bulunuyordu, ama bu bana hiç samimi gelmemişti. Sonrasında yaşananlar, samimi olmadığını kanıtladı. İstanbul’a gerçekten ihanet edilmişti. Ormanları katledilmiş, parkları, bahçeleri beton bloklar arasında sıkışmış, birbirinden değerli arazileri yandaş mü Yunanistan’dan daha fazla olan bu megakentin nokta köşelerinde yaşayan bizler; yarım yüzyıldır süren, son çeyrekte ise inanılmaz bir yıkıma dönüşen rant talanını sadece ana hatlarıyla biliyoruz. Neleri biliyoruz? İstanbul’un silueti deyince akla gelen tarihi yarımadanın bin yıllık mazisine ölümün gölgesi gibi çöken 16/9 kulelerini biliyoruz. Ataköy Beton Kule sahilini biliyoruz. Megakentin ciğerleri Kuzey Ormanları’nı söken, köyleri, meraları, tarlaları, su havzalarını yok eden, hayvanları doğal habitatlarından süren 3. köprü ve 3. havalimanını biliyoruz. Ortası yapılmadan kenarları satılan ve zaten yapılırsa, çevre felakatine yol açmakla kalmayıp beklenen Marmara depreminde İstanbul’un bir ucunu denize gömecek olan; bencileyin “çılgın proje”den çok zekâ geriliğine delalet Kanal İstanbul’u bi önceki atalarının nereden geldikleri sorulduğunda da “Fatih’in ordularıyla gelmiştir!” deyip çıkardı işin içinden. Ana tarafından böyle bir İstanbullu olarak, Büyük Konstantin’in “dünyanın merkezi” Yeni Roma Başkenti olarak inşa ettirdiği ve 11 Mayıs 330 sabahı Aya İrini’deki görkemli törenle Bakire Meryem’e ithaf ettiği Nova Roma’nın kadim tarihini anımsatmak görevimdi. Bir Hıristiyan Masalı’nı** yazdım. Dolayısıyla Fatih Sultan Mehmet’in bu eşsiz mirasa nasıl hayran olduğunu, korumak için aldığı önlemleri ve zaten kendisinden sonraki sultanların da kentin estetiğini bozmamaya nasıl özen gösterdiğini en iyi bilenlerdenim. Hazal’ın “emsalsiz ihanet” diye adlandırdığı ve acımasız olduğunca yıkıcı rant talanı; İstanbul tarihinde ancak 1204’teki Haçlı yağmasıyla boy ölçüşebilir ve kente verdiği zarar geriye teahhitlere peşkeş çekilmiş, tari liyoruz. düşmez, ileri geçer! hi binaları restorasyon adı altın Taksim’in nasıl tarumar edil Konstantinopolis, her şeyini da kimliğini yitirmiş bir kent ha diğini biliyoruz. Boğaziçi tala çalan ve çalamadığını yakan, yı line gelmişti. Ancak Erdoğan’ın nını, Galataport’u, Surlar’a ve kan Katolik Haçlılar’ın yağma itirafının ardından İstanbul’un ka pek çok tarihi yapıya reva gö sından sonra yaralarını sarabil derinde hiçbir değişiklik olmadı. rülen abuk restorasyonları, di, yıkılanın yerine yenisini yapa “İhanetten ben de sorumluyum” İstanbul’un dam üstünde saksa bildi; fetihten sonra da yüzyıllar demesine karşın, ihanet tüm hı ğanı Çamlıca Camisi’ni biliyoruz. ca korundu. zıyla sürdü.* Yassıada’nın çirkinlik abidesi ola Ama canım İstanbul, elli yıl bi Vakıflar ve kıyaklar rak dikildiğini gördük; Sivriada’nın le dayanmayacak, her biri ucube beton mezara dönüşümünü yaş yüzlerce kulenin bağrına han güncesi Gazetemiz Cumhuriyet’te gündem yaratan haberleriyle gazetecilik mesleğinin yüzü lı gözlerle izliyoruz... Muhteşem Haydarpaşa Garı’nın nasıl bir güdüklüğe kurban edileceğini de tahmin ediyoruz. çer gibi saplandığı ve 1960’larda başlayıp AKP iktidarıyla şaha kalkan Beton Hilalciler yağmasının altında kaldı. nü ağartan Hazal Ocak’ın Cumhuriyet Kitapları’ndan çıkan İhanet başlıklı çarpıcı kitabı, bu ka Haçlı yağmasından Hilal talanına Korkunç gerçek şu ki İstanbul, tarihini olmasa bile coğrafyasını büyük bir depremle geri alacak dim şehre karşı işlenen rant Ama bilmediklerimiz, bildikle ve son işgalcilerinden de ancak suçlarının adeta savunmaya hiç rimizin on katı! böyle kurtulacak. bir şans tanımayan, kusursuz iddianamesi. Nüfusu pek çok ülke Hazal Ocak’ın belgesel kitabını okurken, şahsi tarihim yüzünden daha çok acıdı içim... (*) Hazal Ocak, İHANET Bir İstanbul Güncesi / Cumhuriyet Kitapları, 2020 (**) Bir Hıristiyan Masalı / Kırmızı Kedi den, örneğin Belçika ya da Osmanlı’da kız çocuk doğum Yayınevi, 11.Baskı 2019 KÜRESEL ENDEKSTE 163 ÜLKE ARASINDA 150. SIRADA Türkiye’de barış yok Ekonomi ve Barış Enstitüsü tarafından hazırlanan 2020 Küresel Barış Endeksi’nde Türkiye 150. oldu. Avrupa ülkeleri arasında son sırada yer alan Türkiye, en az barışçıl 25 ülke arasındaki tek Avrupa ülkesi oldu. Bu yıl 14. kez hazırlanan raporda 163 ülkenin barışçıllık seviyesi ölçüldü. Rapora göre, koronavirüs salgınına karşın son bir yılda ortalama barışçıllığın yüzdesi 0.34 puan azaldı. Bu kapsamda son 12 yılda 9’uncu defa dünya barışı azaldı. 81 ülke iyileşme kaydetti, 80 ülke ise kötüye gitti. 2008 yılından bu yana ilk sırada olan İzlanda ye rini kordu. Bu ülkeyi Yeni Zelanda, Avusturya, Portekiz ve Danimarka izledi. Afganistan ise son sırada yer aldı. Suriye, Irak, Güney Sudan ve Yemen son sıralara yerleşti. Kuzey Kore’nin üstünde, Venezüella’nın ise altında yer alan Türkiye için “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan siyasi rakiplerine baskı uygulamaya devam etti, bu da politik istikrar ve politik terör faktörlerinin kötüleşmesine neden oldu” denildi. Ayrıca Türkiye’deki tutukluluk oranının bir yılda yüzde 8.3 artarak 100 bin kişi başına 318’den 344’e çıktığı kaydedildi. Güney’in akıbeti soruldu Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri dün 794’üncüsünü düzenledikleri eylemlerinde, 1980 askeri darbesinde tutuklanan ve Gaziantep E Tipi Hapishanesi’nde idam edildikten sonra bedeni kaybedilen Veysel Güney’in akıbetini sordu. Salgın nedeniyle internet üzerinden yapılan açıklamada ilk olarak Veysel Güney’in kardeşi Ayhan Güney konuştu. 39 yıl önce son kez bir askeri araç içerisinde ağabeyini gördüğünü söyleyen Ayhan Güney, o günü şöyle aktardı: “Gülerek bizi teselli etmeye çalışıyordu. Annem sordu ‘oğlum ölümden korkmuyor musun’ diye. ‘Öyle işkenceler gördüm ki ölüm vız gelir’ diye cevap verdi.” l İSTANBUL/Cumhuriyet KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Trump mı, Biden mı? Irkçılık protestoları ABD Başkanlık seçimini nasıl etkileyecek? Bugünlerde en çok merak uyandıran konulardan biri bu. George Floyd cinayetinden sonra ABD’den dünyaya yayılan ırkçılık karşıtı hareket olmasaydı, yeniden Trump’ın seçileceği kesin derdim. Amerikan halkını biraz tanıyorsam, ekonominin birkaç ay önce fena gitmediğini de düşünerek bundan kuşku duymazdım. Fakat şu anda durum Trump aleyhine döndü. Demokratik Parti’nin adayı Joe Biden, son anketlere göre önde görünüyor. COVID19 sonrasında yaşanan uzun karantina süreci işsizliği ciddi oranda körükledi; yaklaşık 40 milyon insan işsiz kaldı, iflaslar ardı ardına geliyor. İnsanlık tarihinin en büyük küresel salgınlarından biri, ırkçılık ve sömürgecilik tarihinin en önemli olaylarından biri ile aynı döneme rastladı. Protestocular, artık polisin bütçesinin kesilip bu fonların sosyal hizmetlere kaydırılmasını talep ediyor. Hatta polis teşkilatlarının tamamen kapatılıp yeni bir kamu güvenliği modeli başlatılmasını isteyenler var. Hem COVID19 sürecinde yaşananlar hem de ırkçılığa karşı ayaklanma, kapitalist sisteme dair sorgulamayı ateşledi. Ancak sistemi kökünden değiştirmeye yetecek mi belli değil... HHH New York’taki protestolar sırasında Lenin’den esinlenerek “Bütün iktidar halka!” (Power power power to the people!) diye slogan atıldığını söyleyenler oldu. “Kapitalizmin kalbi Lenin’in sloganıyla inledi” diye yorumlar çıktı medyada. ABD’de görülmemiş olay olarak duyuruldu bu. Oysa ben 2002 yılında, yine New York’ta, aynı sloganın atıldığını kulaklarımla duydum. Amerikan solunun önde gelen isimlerinden, başkan adayı Ralph Nader’ın büyük holdinglerin yolsuzluklarına karşı düzenlendiği protesto gösterisinde oldu. O eylemde Patti Smith de vardı. Artık bir marş haline gelen “People Have The Power” adlı şarkısını, Wall Street’teki New York Borsası’nın önünde kapitalist sistemi protesto eden binlerce insanla birlikte söylemişti. Sonrasında Bush tekrar seçildi. Obama göreve geldiğinde de ABD politikalarında temel bir değişiklik olmadı. Bunları hatırlayarak seçim tahminlerine temkinli yaklaşıyorum. 3 Kasım’a kadar neler olur izlemek gerek. Bir ay öncesinde ABD’de Black Lives Matter (BLM) hareketi bugünkü kadar sarsıcı değildi, birkaç ay önce koronavirüs salgını yoktu. HHH Polis teşkilatlarının lağvedilmesi taleplerine varan bir isyanı Demokratların tümüyle kucaklamayacağını tahmin etmek de zor değil. Nitekim Joe Biden, USA Today gazetesine yazdığı makalede, bu talebi reddetti. Üstelik polis teşkilatlarının gereken reformu yapabilmeleri için 300 milyon dolar ek federal yardım çağrısında bulundu. Ayrıca George Floyd’un cenazesine son anda katılmaktan vazgeçip sadece video kaydı gönderdi. Amerikan tarihinin en büyük dönüm noktalarından biri yaşanırken, Demokratların Biden gibi kapitalizm ile sorunu olmayan, geçmişte ırkçı yasa teklifleri vermiş, savaş yanlısı oy kullanmış, orta yolcu bir adayı öne çıkarması bir talihsizlik. Çünkü bu dönemde, düşman kazanma pahasına, çok net duruş sergileyecek bir adaya ihtiyaç var. Biden’ın, belki de bu nedenle, sokaktaki gençlerin oyunu almak için kendisine göre daha sert bulunan Senatör Elizabeth Warren’ı Başkan Yardımcısı seçmeyi düşündüğü konuşuluyor. Fakat siyah bir kadını bu görev için seçerse desteğini daha çok artırabilir. Olası adaylardan biri başkanlık yarışından daha önce çekilen Senatör Kamala Harris. Onu seçer mi şüpheli... Çünkü Harris, bir TV tartışmasında Biden’ı 1970’lerde ırk ayrımcılığının önüne geçilmesi için önerilen okul servislerine karşı çıktığı için sert bir şekilde suçlamıştı. Biden ya da Trump? İkisi de kurulu düzenin temsilcisi. İkisi de mega holdinglerle ve Wall Street ile kol kola. İkisinin de seçilmesi durumunda ABD’de protestocuların beklediği köklü bir değişim olmaz. Gerçek bir değişim için öncelikle merkezdeki iki partinin hegemonyasındaki siyasi sistem değişmeli. Gerisi aldatma ve oyalama... ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Tekirdağ ve Sakarya’da girişçıkışlara kısıtlama HDP’nin yarın Edirne ve Hakkâri’den başlatacağını ve 20 Haziran’da Ankara’da sonlandıracağını duyurduğu “Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü” öncesi Tekirdağ Valiliği, 14 Haziran17 Haziran günleri arasında üç gün süreyle il dışından kente gelmek isteyenlere müsaade edilmeyeceğini, kentte girişçıkışların sınırlandırıldığını açıkladı. Valilik kentte her türlü toplantı, yürüyüş, miting ve protesto eylemlerini de yasakladığını duyurdu. Sakarya’da da 15 Haziran saat 08.00’den 20 Haziran saat 08.00’e kadar, eylem ve etkinliklere katılım amacıyla araç ve kişilerin kente giriş çıkışları 5 gün süreyle yasaklandı. Daha önce Hakkâri, Bitlis, Van, Edirne, Kocaeli, Gaziantep ve Şanlıurfa’da da yasaklar ilan edilmişti. l Haber Merkezi TİP’li Atay: Aracımızın tekerlek bijonları gevşetildi Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Barış Atay, Hatay’da ve bölgede parti faaliyetleri için kullandıkları aracın lastiğine ait 5 bijonun kimliği belirsiz kişilerce gevşetildiğini belirtti. Lastiğin fotosunu Twitter hesabından paylaşan Atay paylaşımda, “Yolda giderken, 2 bijon yerinden çıktı. Servis, 5 bijonun da gevşetilmiş olduğunu belirtti. Bu müdahalenin, tahmin ettiğimiz şey olmadığını umuyoruz. O yüzden uyarıyoruz! Sorumlusunu ya siz bulursunuz ya da biz!” açıklamasını yaptı. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle