23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 HAZİRAN 2020 15 Oyuncu Müge Boz’la anneliğe dair keyifli bir pazar sohbeti: Vina’nın her anına Son dönemde YouTube kanalında yarattığı içeriklerle hem annelik hem de sağlıklı yaşam konusunda verdiği tavsiyelerle başta genç kadınlar ve anneler olmak üzere her yaştan izleyici kitlesine ulaştı Müge Boz. Basketbolcu eşi Caner Erdeniz’le aşkı ve kızı Vina’nın doğumu magazin gündemini epey meşgul etse de bir aile olarak çizdikleri samimi mutluluk tablosu, birçokları için ideal bir ilişkinin resmedilmiş haliydi. Bu mutluluğu çocukları Vina ile pekiştirecekleri zaman ise karşılarına salgın ve karantina sürecinde yeni çocuk sahibi olmanın getirdiği sıkıntılar çıkacaktı. Hikâyenin kalanını Müge Boz’dan dinledik. u Karantina günleriniz nasıl geçti. Elbette yeni doğan bebeğiniz Vina’nın dünyadaki ilk yılı için çok daha farklı planlarınız ve hayalleriniz olmalı. Siz ailece ne gibi zorluklar yaşadınız ve yeni düzene nasıl ayak uydurdunuz? Evet hepimizin olduğu gibi bizim de daha farklı planlarımız vardı. Ancak bu sürece baktığımızda aslında Vina ile daha çok zaman geçirebildiğimiz ve onu daha yakından tanımaya fırsatımız olduğu için şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Tabii ailemizden uzak olmak, onların desteğini görememiş olmak bizi biraz zorlamış olsa da özellikle Caner’le birlikte Vina’nın her anına tanık olmak çok hoşuma gitti. Normalde Caner’le hep beraber aile olarak bu kadar vakit geçiremeyecektik, o hep maçlarda deplasmanda olacaktı. Yeni düzene bu açıdan baktığımızda güzel uyum sağladık. İşlerimizi evden devam ettirdik. Sosyal medya ve YouTube için içerikler ürettik. Canlı yayınlar yaptım, spor ve yemek de eklenince zaten günlerin nasıl geçtiğini anlamadık. tanık oldum KANDIRAN TARİFLER u Videolarınızdan gördüğüm kadarıyla evinizde farklı coğrafyaları anımsatan incelikli tasarımlar bulunuyor. Evi dekore etmeye kendiniz mi karar verdiniz? Teşekkürler. Evimizi dekore ederken ben, Caner ve içmimarımız Duygu Türen ortaklaşa kararlar verdik. Duygu bizi çok iyi dinledi, anladı ve bizim evimize en uygun eşyaları önerdi. Zaten Caner ile birçok konuda ortak zevklerimiz olduğu için de pek fikir ayrılığı yaşamadık. Sıcak, samimi ve yaşayan, renkli, cıvıl cıvıl bir ev olmasını hayal etmiştik. Hayalimizdeki gibi de oldu. Her bir eşyamızı çok özenle seçtik ve farklı tarzları ve dokuları uyumla bir araya getirmeye çalıştık. u Bu günlerde insanlara hem iyi hissettirecek hem de doygunluk hissi verecek bir tarifiniz var mı? Son zamanlardaki favori tarifimi vereyim hemen o zaman; muzu ince ince dilimledikten sonra, üzerine tahin döküyorum, üstüne bal ve sonrasında kaymak ve ceviz. İnanılmaz lezzetli ve doyurucu. DİYET TEK BAŞINA YETMEZ u Hem doğum kiloları hem de karantinada alınabilecek olası kilolar başa belayken siz ikisini bir arada yavaş yavaş ortadan kaldırmayı başarıyorsunuz. Bunu neye borçlusunuz? Kilo verme konusunda bence en önemli püf noktası kararlı olmak. Olmak istediğim ölçüleri sürekli gözümün önüne getiriyorum. Hatta telefonuma fon yapıyorum ki sürekli görebileyim. Canım tatlı çektiğinde mesela hemen bu tarz tariflere yöneliyorum ve kendimi kandırıyorum, “Sen önce bunu ye, eğer hâlâ canın tatlı isterse o zaman istediğini sipariş verirsin diyorum. Genelde de canım tatlı çekmiyor çünkü bal, hurma ve pekmez aslında tatlı ihtiyacımı karşılıyor. Tabii ki en büyük tavsiyem eve aklımızı çelecek yiyeceklerin alınmaması olur. Elinizin altında olunca ister istemez yiyoruz çünkü. Caner benden daha farklı besleniyor haliyle, o bazen benim aslında eve alınmamasını istediğim şeyleri alıyor. Bu tarz yiyecekler için de herkesin kendi rafı veya çekmecesi olabilir. Böylece yememeniz gereken şeyleri görmek durumunda kalmazsınız. Tabii ki diyet ile birlikte spor da çok önemli. Ben ikisini birlikte uyguluyorum. Sadece diyet ya da sadece spor yetmiyor. ÇOK ZOR DIYENLERLE KONUŞMAYIN u Genç annelere ve anne adaylarına hamilelik ve doğum sonrası aylar için hem bebek bakımı hem de kendi kişisel bakımlarıyla ilgili neler önerirsiniz? Bu tarz konularla ilgili YouTube kanalımda içerikler üretiyorum. Elimden geldiğince yaşadığım tecrübeleri aktarıyorum. Uzmanlarla yaptığım canlı yayınlarım var. Detayları bu yayınlardan bulabilirsiniz ama genel olarak söyleyebileceğim “Çok zor, hayatım bitecek, uykusuz geceler” gibi kelimeleri çok fazla kullanmasınlar. Hatta bu tarz konuşmalar yapan arkadaşlarıyla bile konuşmasınlar. Çünkü ne zaman biri senin hamile olduğunu öğrense, hemen ilk söylediği şey “uykusuz gecelere hazırlıklı ol” ya da “mahvoldunuz, son iyi günlerinizi yaşayın sonra hayatınız bitecek.” Nedense hep korku ve olumsuzluk üzerine kurulu tavsiyeler var. Bir bebek sahibi olmanın ne kadar mükemmel bir şey olduğundan kimse bahsetmiyor, onunla geçecek mutluluk dolu za manlardan da... Zaten yola bu tarz kaygı ve korkularla başlayınca her şey zor olur aksi düşünülemez. Ben 7 aydır bir gece bile kesintisiz uyku uyumadım. Her gece en az 34 kere kalkıyorum. Herkesin hem doğumda hem sonrasında yaşadığı sıkıntıları oluyor. Benim de çok fazla oldu ama sürekli bunlara odaklanırsak zaman geçmez. Bakış açımızı değiştirebiliriz. u Caner Erdeniz’le olan aşkınızı tanımlamak için üç kelimeniz olsa bunlar neler olur? Özgür, tutkulu ve kalpten... u Ya Vina doğduktan sonra? Aileyi üç kelime ile tanımlamanızı istesek bunlar neler olur? Eğlenceli. Şahsına münhasır. Duygulu. Gerçek. OYUNCULUĞA DÖNECEĞIM u Vina’nın isminin de ilginç bir hikâyesi var sanırım. Cinsiyetini doğduğunda öğrenmişsiniz ama Vina ismi çoktan belliymiş. Sizden dinleyebilir miyiz? Vina, Caner ile benim çok sevdiğim bir şarkının adı. Biz bu şarkıdan çok etkilenmiştik ve şarkının anlamına baktık ve Norveççe “biz şimdi” demek olduğunu görünce daha da hoşumuza gitti. Benim Norveç’te okumuş olmam, şu anda burada oluyor olmanın ikimiz için de çok önemli oluşu... Hepsi birleşmişti. Caner ‘Ben seninle yaşadığımız bu anları unutmak istemiyorum o yüzden bu şarkının adını dövme yaptıracağım” dedi. Ben şaşırmıştım, çünkü daha birbirimizi yeni tanıyorduk. Caner “Sana bir sorumluluk yüklemek istemem, sonu başka türlü de bitebilir, ben sadece bu anlarımızı hatırlamak istiyorum” diye ekleyince ben de çok etkilendim. İkimiz için de önemli olan o anda yaşadığımız hislerdi. Geçmiş ve geleceğe takılmadan sadece anda olabilmek. “Ben de yaptıracağım, söylediklerin beni çok etkiledi” dedim. Sonra da “eğer ilerde çocuğumuz olursa adını da Vina koyalım” demiştik. Öyle de yaptık. u Bakıcı tutmaya sıcak bakmıyorsunuz sanırım. En azından bir süre. Bu durumda sizi tekrar oyuncu olarak ne zaman görebileceğiz? İçime sinen güzel bir proje olduğu zaman oyunculuk yapmayı çok istiyorum ben de. Bakıcı tutup tutmamanın bununla bir ilgisi yok aslında. Sadece evde olduğum sürelerde ben ilgilenmek istedim Vina ile. İş hayatım yoğunlaştığında farklı bir düzene geçiş yapacağız elbette. u Vina’ya bir kardeş düşünüyor musunuz? Evet düşünüyorum. Ben kardeşimi çok seviyorum. Onunla eğlenmelerimiz, dertleşmelerimiz birbirimize her konuda destek oluşumuz benim için çok değerli. Annemin de 2 kız kardeşi var. Onlardan da hep bunu gördüm. O yüzden Vina’nın da kardeşi ya da kardeşleri olsun istiyorum. Beraber birbirleriyle eğlenerek paylaşarak destek olarak büyüsünler. Tabii kader kısmet biraz da bu işler... “Kardeşimi çok seviyorum. Onunla eğlenmelerimiz, dertleşmelerimiz birbirimize destek oluşumuz çok değerli.” DEN IZ ÜLKÜTEKIN Karantina sürecine yeni doğan kızı Vina ile yakalanan Müge Boz, #evdekalma hikâyesini ve mesleğinden aile hayatına kadar daha pek çok bilinmeyeni Cumhuriyet Pazar’la paylaştı. Boz, “7 aydır bir gece bile kesintisiz uyku uyumadım. Her gece en az 34 kere kalkıyorum. Herkesin hem doğumda hem sonrasında yaşadığı sıkıntıları oluyor. Benim de çok fazla oldu ama sürekli bunlara odaklanırsak zaman geçmez. Bakış açımızı değiştirebiliriz” diyor. Eşi Caner ve kızı Vina ile “Bir bebek sahibi olmanın ne kadar mükemmel bir şey olduğundan kimse bahsetmiyor, onunla geçecek mutluluk dolu zamanlardan da...” HEM BEBEK HEM KÖPEK OLUR MU ENDIŞESI Boz, köpekleri Hektor ile tanışma hikâyesini Youtube kanalında anlattı: “Küçükken hep köpeğim olsun istemiştim. Anneme yalvarırdım. Annem de ‘kızım evde köpek mi olur?’ derdi. Caner’le tanışınca köpeği Hektor’la da tanıştık ve yavaş yavaş birbirimize ısınmaya başladık. Sonrasında köpek ve bebekle, aynı anda yapabilecek miyiz? diye kafmada soru işaretleri oldu. Caner, çok iyi anlaşacaklarını, hem bağışıklık sistemi hem de sosyalleşmesi açısından her şeyin daha kolay olacağını söylüyordu.” HEKTOR EĞITIME GIDINCE IÇIM RAHATLADI “Bir de Caner sürekli “en büyük hayalim köpeğimin ve bebeğimin olması”, sayende bir yandan bebek arabası ittirirken, bir yandan köpeğimi gezdireceğim” diyordu. Ben de ‘tek bir şartım var, Hektor’un eğitime gitmesi gerek’ dedim. Caner’in bir arkadaşının tavsiyesiyle eğitmenimiz Cihan’la tanıştık. İçimizi çok rahatlattı. Hektor bir süre onda kaldı. Sonra Vina’nın bir kıyafetini Hektor’a koklatmıştı. Fevri davranmaması için nasıl komutlar vermemiz gerektiğini bize öğretti. Ve her şey çok güzel devam etti.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle