19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER eposta: [email protected] Pazar 4 Kasım 2018 2 TASARIM: BAHADIR AKTAŞ için imece çağrısı Bu kampanya; CUMOK’un (Cumhuriyet Okurları), Atatürk devrimlerine inanmış Atatürkçü Düşünce Derneği, kadın kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin çağrısıdır. Bu tüm halkımıza “son kale”nin korunma sı için önemli, içten ve açık yürekli bir çağrıdır. Bu çağrıya Atatürkçü sivil toplum örgütleri, kuruluşlar destek vereceklerini Cumhuriyet Vakfı’na bildirmişlerdir. Vakıf senedimize göre, CUMOK’ların çağrısıyla başla yan kampanyayla bağış almaya vakfımız yetkilidir. Bağışlarınızı “26 Ekim26 Kasım 2018” tarihleri arasında bir ay süresince gazetemizden ve internet sitemizden duyurulan hesap numaralarına yatırabilirsiniz. l TL Iban numarası: TR67 0006 4000 0011 3980 0074 52 l USD Iban numarası: TR69 0006 4000 0021 3980 0112 91 l Euro Iban numarası: TR28 0006 4000 0021 3980 0118 35  l Bağışlarınızı IBAN he sapları dışında ayrıca Türkiye İş Bankası Şişli Ticari Şube, Şube Kodu: 1398 Hesap No: 7452 No’lu hesaba da yatırabilirsiniz. lCumhuriyet Vakfı’nın web sitesi www.cumhuriyetvakfi.org.tr adresi üzerinden de bağış yapabilirsiniz. Atatürk’ün Cumhuriyeti, Cumhuriyet’in Yunus Nadi’si1 OSMAN SELİM KOCAHANOĞLU Araştırmacı Yazar 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılmış, 17 Kasım’da Vahdeddin kaçmış, 18 Kasım’da Abdülmecid Efendi halife seçilmiştir. Kimdir Yunus Nadi? İsmet Paşa Lozan’ın kurtlar sofrasında cebelleşirken Lord Curzon, “Sizin Ancak saltanat yetkisi kaldırılan halife, köy imamına dönmüştür... rejiminizin adı nedir, başkentiniz neresidir?” diyor, İsmet Paşa susmak zorunda kalıyordu. Bunun cevabını Lozan imzalandıktan üç ay sonra Mustafa Kemal verecek, başkentimiz Ankara, rejimin adı da Cumhuriyet olacak tır... Cumhuriyet daha sonra sadece rejimin adı değil bir gazetenin de adı oldu.. Hikâyemiz de burada başlıyor... Cumhu riyet gazetesi 7 Mayıs 1924’te Yunus Nadi tarafından kuruldu. Adını da Atatürk koy du. O günden beri başından bir sürü badi reler geçmesine rağmen 94 yıldır yayın ha yatını sürdürüyor. Cumhuriyet sadece bir gazete değil, adı ve kurucu misyonuyla da üzerinde durulacak bir gazete. Son günler de yaşanan tartışmaları bir yana bırakarak biz de kısaca, Cumhuriyet gazetesinin do ğuşu üzerinde durabiliriz... Her şeyden önce Cumhuriyet Atatürk’le, Cumhuriyet ideolojisi ve Yunus Nadi’nin kişiliğiyle özdeş bir misyonu temsil eder. Bunun dışında gazeteci yetiştiren bir okul işlevi görmüş, bu tezgâhtan nice ünlü yazarlar gelip geçmiştir. Önce kısa bir Yunus Nadi biyografisi: Muğla/Fethiye doğumlu Yunus Nadi (18801945) Galatasaray ve Hukuk Mektebi’nde okurken genç yaşlarda gazeteciliğe başladı. Gençliğinde İttihatTerakkiye girerek 1912 ve 1914’te iki dönem Meclisi Mebusan’a Aydın mebusu seçildi. Mondros Mütarekesi ardından kendi gazetesi Yeni Gün’ü çıkarmaya başladı (2 Eylül 1918). Son Osmanlı meclisinde (1919) Müdafaai Hukuk Grubu içinde gene İzmir mebusuydu. Meclis 16 Mart 1920’de basılırken, aynı gün Yeni Gün gazetesi de basılıp kapatılmıştı. Yunus Nadi Malta sürgününe uğramadı, ama İstanbul’da da artık hayat kalmamıştı. Mustafa Kemal 19 Mart 1920 genelgesiyle Ankara’da bir meclis açılacağını duyu runca, Yunus Nadi yönünü Ankara’ya çevirdi. TBMM’ye katılarak Mustafa Kemal’in karargâhına yerleşti. Ankara çöl ortasında bir vaha gibiydi. Halide Edip ve Yunus Nadi, karargâhın basın danışmanı gibi çalışacaklardı. Sivas kuzuları, Ankara keçileri Refik Halid Karay, Ankara’da toplananları “Sivas kuzuları, Ankara keçileri” diye küçümsüyordu. Yunus Nadi, Yeni Gün gazetesini Ankara’ya taşıyarak (10 Ağustos 1920), varlık yokluk mücadelesinin kalemşörü olacaktır. İkinci dönemden itibaren dört kere daha Muğla mebusu seçildi. TBMM komisyonlarında çalışarak Milli Mücadelenin hem destekçisi hem ruhu oldu. Yeni Gün’ü tekrar İstanbul’a taşıyarak (7 Mayıs 1924) kavgasını CUMHURİYET adıyla sürdürdü. Büyük zaferin ardından Mudanya ve Lo zan gelecek, siyaset arenası hareketlenecektir. Mustafa Kemal’in zaferini değil hezimetini bekleyen muhalifler için dönüm noktasıdır. 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılmış, 17 Kasımda Vahdeddin kaçmış, 18 Kasım’da Abdülmecid Efendi halife seçilmiştir. Ancak saltanat yetkisi kaldırılan halife, köy imamına dönmüştür... Medrese kafası Muhalif mebuslar halifenin Ankara’ya getirilip biat edilmesini, devlet başkanı yetkisi verilmesini istiyorlardı. Mustafa Kemal ilk ihtilalci tavrını 18 Kasım 1922 tarihli celsede ortaya koydu. Muhaliflere şöyle seslendi: “Böyle giderse korkarım, bazı kafalar kesilecektir...” Medrese kafası böyle susturulmuştu. Yenilenen Yordam Kitap sitesine baktınız mı? Yunus Nadi Bey’in devrim havariliği işte bu günlerde kabar dı. 26 Kasım 1922 tarihli Yeni ALAN WOODS TED GRANT Akl^n isyan^ Marksist Felsefe ve Modern Bilim Geçmiıten GeleceÀe Sosyalizm Dizisi Gün gazetesinde, “Yeni Bir Cidal Devri” başlıklı yazısıyla, saltanatçıları “beş on kılıç artığı ve köhne saltanatın bakiyet’üs süyufu” diye niteliyordu. Yazısına devam edelim: Ñngilizceden Çevirenler: Ufuk Demirsoy Ömer Gemici “...Türk milleti kendi istikla lini kurtarmaya çalışırken düş manların en alçağı halife ve sul Tarihten Kaç^l tan olduğunda birleşmiştir. Hal böyleyken bu memlekette sul Günümüzde Rus ve Çin Devrimleri Domenico Losurdo Almancadan Çeviren: Coıkun Erdemir tan ve padişah isteyen sefil ruhlar bulunacağını farz ettiren bazı emare ve alametler eksik değildir. Biz biliriz ki onlar vardır. Ve biz biliriz ki onlar kendi kan larında boğulacaktır... Bize di yecekler ki: Hani ya hürriyet ve Stephanie McMillan serbesti vardı? Millet emrediyor kapİtalİzm ölmelİ! KAPİTALİZME TEMEL BİR GİRİŞ: NEDİR BU KAPİTALİZM, NEDEN BERBAT BİR ŞEYDİR VE NASIL EZİLİR? marksist klasikler f reınegddiziseirlısc h almsaanvakşöıy lü ki kokmuş fikirlere hürriyet ve serbesti mesağı yoktur. İsterse bunlar TBMM azasından bulunsunlar...” Namaz ne olacak namaz! Fransızcadan Çeviren: Okay Gönensin Yordam Kitap ve Yordam Edebiyat toplamda 400 kitaba doğru yol alırken, internet sitesini de yeniledi. İnternet üzerinden alışveriş yapmak isteyen okurların beklentilerine uygun olarak hazırlanan www.yordamkitap.com adresinde, mevcudu olan tüm kitaplar eksiksiz yer alırken, “İndirim Rafı”, “Hasarlı Kitaplar” gibi okura yüzde 50 ve 60 indirim olanağı sunan bölümler de var. Tüm kitaplarımız, kataloğumuz ve özel indirim olanaklarımız şimdi bir tık mesafesinde! YordamKitap YordamKitap YordamKitap www.yordamkitap.com Cumhuriyet yerine henüz “milli hâkimiyet” kavramı kullanılıyordu. 30 Ekim 1922 tarihli oturumda yenilikçilerle saltanatçılar berabere kalmışlardı. Saltanat kalkınca, “millet egemenliği” öne çıkmış, yol cumhuriyete evriliyordu. Yunus Nadi, Fransız ihtilalinin Danton ve Robespiyer’i rolüne soyunuyor, “Söylenebilen fikirler uğruna kesilmiş kafaların isterseniz istatistiğini bile verebilirim” tehditleri savuruyordu: “Nasıl Fransa’da ihtilalden sonra cumhuriyetin yerine başka idare geleceğine biri inanmazsa bizde de çıkamaz, isterse Meclis üyesi olsun” diyordu... Halifenin seçildiği celsede “Namaz ne olacak namaz!” diye bağıran, Bitlis Mebusu Yusuf Ziya Bey, Yeni Gün gazetesini paçavraya benzetiyordu. Yunus Nadi Yeni Gün’de “ Yine Dünyadır ki Dönüyor” başlıklı ikinci bir yazı daha yazdı. Halifeye saltanat yetkisi isteyen “münasebetsizlere” şöyle seslendi: “ ...Şer’ ile davamız vardır demek, şeriat isteriz demektir. Artık şer’ ile davamız yoktur. Ba’dema şeriatımız mahfuz, milli hayatımız ise mukaddestir...” Yunus Nadi cesaretini gece gündüz beraber olduğu Mustafa Kemal’den alıyor, onun düşüncelerini savunuyordu. Cumhuriyet ve Yunus Nadi Yunus Nadi’nin bir özelliği de, Cumhuriyetin ilanında rol alan aktörlerden biri olmasıdır. 11 Ağustos 1923’te İkinci Meclis açılmış Lozan kabul edilmişti (23 Ağustos), Ankara başkent olmuştu (13 Ekim). Halife İstanbul’a devrimciler Ankara’ya mevzilenmişti. Devletin reisi belirsizdi. Devletin adı Devleti Osmaniye mi olacak, yoksa başka bir isim mi verilecekti?. Mustafa Kemal’in yanında Yunus Nadi, Ziya Gökalp, Falih Rıfkı ve Ağaoğlu gibi bir avuç devrimci, önlerinde Fransız anayasası vardı. Lozan’dan sonra Ankara’yı en çok Batı siyaseti merak ediyordu. O günlerde Mustafa Kemal’in üç ziyaretçisi olmuştur. Birincisi Viyana’da çıkan Winer Neue Freie Peresse gazetesi muhabiri Jozef Hans Lazar. İlk cumhuriyet kelimesi ona verdiği 27 Eylül 1923 tarihli mülakatta telaffuz edilir. İkincisi Amerikalı gazeteci Isaac F. Marcosson’dur. Mülakatında (20 Ekim 1923), Sarışın Paşa’yı, “... Kan ve demirden yapılmış yenilmez bir insan, Doğu’nun Bismark’ı, yüz hatlarıyla demir maskeli yenilmez birine benziyor...” diye tanımlar. Cumhuriyet’in doğumu Mustafa Kemal’in üçüncü ziyaretçisi Arnold Tonybee’dir. İlk defa karşılaştığı bu Doğu karakterini epistemik bir kavramla tanıtır: “...Fikir alışverişimiz kısa sürmüştü. Ancak kuvvetli ve aynı zamanda Leibniz’in açıklamalarına göre monadik bir beyine sahip birinin yanında olduğumu anlamıştım. Şunu biliyordum ki Atatürk belirli bir süreç içinde sadece tek bir düşüncenin peşinden giden bir yapıya sahipti. Türk insanının milli kurtuluşa ermek için imparatorluktan vazgeçip tüm enerjilerini, kenara bıraktıkları bahçelerine yöneltmesi gerektiğini fark etmişti...” Ekim sonunda Ankara bir doğum sancısı çekiyordu. Doğum normal mi arızalı mı olacaktı?. Mustafa Kemal, bir hükümet bunalımı yaratarak doğumu erkene aldı. Saltanat nasıl bir “temsil krizi” ardından kaldırılmışsa, cumhuriyetin ilanında da “hükümet krizi” vardır. Cumhuriyetin doğumu an meselesiydi. Yunus Nadi’nin başkanı olduğu Anayasa Komisyonu, 12 maddelik değişikliği hazırlamıştı...Hilafetçiler bir çevirme taktiği ile baskına uğrayacaklarını beklemiyordu. Trikopis gibi Mustafa Kemal’e teslim olacakları an gelmişti. Mustafa Kemal’in yaptığı düpedüz kızıllıktı. Eren Erdem ve Osman Kavala “İkinci Silivri Trajedisi Dönemi” dediğim, FETÖ ile mücadele aşamasında da yaşanan haksızlık ve hukuksuzluklara ilişkin iki olay var bugünkü yazımda. HHH 1) EREN ERDEM DURUŞMASI: GİZLİ TANIK, İFADESİNİ REDDETTİĞİ HALDE! Eren Erdem son duruşmada “Açık kaynak taramaları yapılmış, bütün her şeyimiz ortadadır. Bu bağlamda ben, bu mütalaayı kabul etmiyorum. Tutuksuz yargılanmak istiyorum. Adli kontrol hükümleri mahkemenin takdirindedir. Bir gizli tanık beyanı üzerine iddianame yazılıyor. Kendisi bunları reddediyor. Tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum” dedi. Mahkeme heyeti, suçun niteliği, katalog suçlardan olması, kuvvetli suç şüphesi, yeni delillerin değerlendirilmesi ve tartışılması gerektiği, tanıkların dinlenmemiş olması gibi gerekçeleri dikkate alarak tutuklu bulunan Eren Erdem’in bu halinin devamına oy çokluğuyla karar verdi. YARGICIN MUHALEFET ŞERHİ Erdem’in tutukluluk halinin devamına muhalefet şerhi koyan üye yargıcın gerekçesi şu şekilde: “Dosya kapsamındaki delil durumu, yargılamanın geldiği aşama, sanık Eren Erdem’in kaçması saklanması veya kaçacağı şüphesi uyandıran somut olguların bulunmaması, toplanmış deliller yönünden sanığın delilleri karartabileceği yönünde kuvvetli şüphe oluşturabilecek herhangi bir davranışın tespit edilememiş olması, tutuklulukta geçirilen süre gibi hususlar bir arada değerlendirilip tutuklamanın bir tedbir olduğu gözetilerek sayın çoğunluğun tutukluluğun devamı yönündeki kararına katılmıyorum.” HHH 2) OSMAN KAVALA’NIN MEKTUBU Bu arada bir yıldır tutuklu olan ve hâlâ hakkında iddianame yazıl(a) mamış olan Osman Kavala’nın da kamuoyuna bir mektubu açıklandı.  “Silivri’de ikametimin birinci yılı tamamlandı. Beni anayasal düzeni ve hükümeti devirmeye teşebbüsle suçlayanların her geçen gün bu suçlarla alakam olmadığını daha iyi fark ettiklerine inanıyorum. Ancak bu öğrenme süreci benim özgürlüğüm pahasına oluyor. Hayatımdan aylar eksiliyor. Bir an önce özgürlüğüme, aileme dostlarıma kavuşmak istiyorum. Bununla birlikte yıllardır sakıncalarını vurgulamaya çalıştığımız peşinen ceza haline gelmiş mahkeme öncesi uzun tutuklamalara ve yargılamalara artık bir son verilmesini de hayati önemde görüyorum. Benim durumumun bu sakat tutuklama rejiminin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ve yargısına verdiği zararın daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunacağını ümit ediyorum. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi normlarına aykırı, insan özgürlüğüne değer vermeyen bir anlayış nedeniyle mağdur olanlara özgürlüklerinin iade edilmesinin devletin en önemli önceliklerinden birisi olduğunu düşünüyorum.” HHH Bir son dakika haberi olarak da, Saadet Partisi Milletvekili Cihangir İslam’ın, Meclis kürsüsünde sahip olduğu dokunulmazlıkla söylediği sözleri Twitter’da paylaşmasından dolayı hakkında savcılık tarafından resen soruşturma başlatıldığına işaret etmek gerekiyor. HHH DEMOKRATİK VE LAİK HUKUK DEVLETİNİ ÖZLÜYORUM: DİREN BAĞIMSIZ ADALET! C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle