23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 1 Mayıs 2015 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK 10 Bu Delilik Ne Zaman Sona Erecek? ki gün önce buraya yazdığımız İ yazıda, bu hafta Antalya’da “gerekçesiz” bir şekilde sansürlenen NÂZIM ORATORYOSU yerine CARMİNA BURANA eserinin konulduğunu, ama ironi ve ters köşe bir vuruş o ki, Carmina’nın da konusunda şarap, şehvet ve seks içerikli bölümler bulunduğunu yazmıştım. Biraz önce öğreniyoruz ki, Devlet Opera ve Balesi İZMİR’de 2 Mayıs’ta sahnelenecek CARMİNA eserini, sözlerinin içeriği sebebiyle, bakanlıktan gelen emirle iptal ettirmiş ve hemen ardından İzmir’de istifalar olmuş! (!!!) Bu delilik ne zaman sona erecek bilmiyorum! Yani hakikaten bu kadar yobazlık hiç görmedim! Kime nedir, hangi eserin konusu nedir sözleri nedir? İsteyen gider istediği eseri sever, seyreder, tartışır, sansürlemek neden? Neden bu derece tutarsız, bu derece yobaz her şey? Bu konuda meslektaşlarıma tavsiyem, birlikte hareket etsinler.. Konu çünkü genel itibarıyla sansür ve yobazlıktır. Sanat buna karşı tutunamaz... Şimdi, Bence; 1 Asıl istifa etmesi gereken bu emiri verendir. 2 Asıl istifa etmesi gereken bu emiri verene o emiri vermesi için muhtemel hepimizin tahmin ettiği baskıyı yapanlardır. 3 Konu sansürdür aslında. Şu veya bu eser de değildir... Bunun yarını var, öbür günü var, Mozart Operası’ndaki fingirdeşme sahnesine kadar yolu var bu sansürcü anlayışın. Suçlular mı kim? Kim acaba? Bu olayda suçu “Facebook’ta kendi grubunda yazı yazan Fazıl Say’a atan” ve günümüze değin yaşanılan tüm sansürlemelerde susanlar, orkestra şeflerimizin görevlerine son verildiğinde hiçbir dayanışma gösteremeyenler, şimdi, sansürlemeler kendi başlarına geldi, bir zahmet aynaya bakacaklar mı? Ben niye sustum diye soracaklar mı? Bence yarın bakanlığın önünde gümbür gümbür bir orkestra ve koro bu sansürlenen eserleri çalsınlar... Bari, madem sanatın sonu geliyor bu ülkede, meslektaşlarımızın son hamlesi “şerefli” olsun!.. Fazıl Say yazdı, Carmina Burana’ya sansür geldi İzmir Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Fazıl Say’ın “Carmina Burana” adlı klasiğe ilişkin yazısı üzerine eseri programdan kaldırdı zmir Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü (İDOBGM), 1100 kişilik Ahmed Adnan SayEVRİM gun Sanat MerkeALTUĞ zi Salonu’nda yarın akşam saat 20.00’de kapalı gişe olarak sunulması planlanan Carl Orff imzalı ve dünyaca klasik “Carmina Burana” sahne kantatını “teknik nedenlerle” programdan çıkarttı. Kurum bunun yerine, Elhamra Sahnesi’nde sunulmak üzere, Ruggero Leoncavallo’nun “Palyaçolar Operası”nı (Pagliacci) koydu. İ Şarap ve seks... Ani program değişikliğinin, besteci ve piyanist Fazıl Say’ın gazetemizde önceki gün “Kültür Bakanlığı Şarap ve Seks” başlıklı bir köşe yazısı yazmasının hemen üzerine meydana gelmiş olması, Kültür ve Turizm Bakanlığı çıkışlı bir “sansür” girişimi olduğu kuşkusunu doğurdu. Say yazısında kısaca, “Antalya Senfoni, daha önce anons ettiği Nâzım Oratoryosu’nu programdan çıkartarak yerine Carl Orff’un “Carmina Burana” adlı eserini koymuş... Carmina, bizimkilerin anlamadıkları Latince sözleri ile, şarap, seks ve şehvet üzerine bir eserdir” şeklinde görüş belirtmişti. İDOBGM’nin sözlü olarak da teyit ettiği ve internet üzerinden resmi sitesi aracılığıyla da anonsladığı gelişme uyarınca, “Carmina Burana”nın, sezon sonuna yaklaşıldığı için de bir daha sahneye konulmayacağı öğrenildi. Öte yandan konuyu internet üzerindeki “Sanattan Yansımalar” isimli sitesinde kaleme alan müzik eleştirmeni, gazetemiz es ki yazarı ve eleştirmen Şefik Kahramankaptan ise, İZDOB Müdürü Hürkan Ayvazoğlu izindeyken yaşanan bu gelişmenin bir yansıması olarak İZDOB İl Koordinatörü Kerim Ünsal’ın da görevinden istifa ettiğini açıkladı ve şunları vurguladı: “Uluslararası besteci ve piyanistimiz Fazıl Say’ın Nâzım Oratoryosu’nun Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün telefon emriyle kaldırılmasını eleştiren yazısında Carmina Burana’nın eski Almanca ve Latince metinlerinin “seks ve şarap” içerikli olduğunu ama kimsenin sözleri anlamadığı için itiraz etmediğini hatırlatması üzerine, Kültür Bakanlığı eserin Türkçe sözlerini istedi. Bakanlık incelemesinden sonra, eserin 11 ve 14’üncü bölümlerinin çıkarılması istendi. Devlet Opera Balesi Genel Müdürlüğü de, İzmir Devlet Opera ve Balesi’ne temsilin iptal edilmesi talimatını verdi.” Palyaçolara dikkat! Diğer yandan, İDOBGM’nin “Carmina Burana” yerine programına aldığı “Palyaçolar” operasının konusu da, zamanlama ve içerik açısından yine hayli ‘manidar’ gibi! Operada, kıskançlığı hastalık halini almış olan bir kocanın, kendisinden oldukça küçük olan karısını ve âşığını sahnede gösteri sırasında öldüren palyaço Canio’nun dramı sahneleniyor. Canio, yerli halkın önünde işlediği cinayetleri karısı Nedda ölene kadar seyirci oyunun bir parçası zannediyor. Böylece palyaço son sahnede seyircilere dönüyor ve “La commedia é finita! (Komedi sona erdi)” diye haykırıyor. ‘Müstehcen’ başyapıt armina Burana, Burana el yazıtları olarak da bilinir. Münih’teki Bayern Kütüphanesi’nde bulunan 318 şarkı ve şiirden oluşur. Alman Carl Orff tarafından oluşturulmuş sahne kantatıdır. 1935 yılında oluşturmuş ve 1937’de ilk defa gösterime koymuştur. Sahne müziğine olan ilgisi Orff’u Orta Çağ ve Rönesans dönemi sahne müziklerini incelemeye yöneltmiştir. 1803’te Münih C yakınlarındaki bir manastırda bulunmuş olan 11 ve 13. yüzyıllardan kalma 200 kadar şiir ve şarkının Carmina Burana’nın esin kaynağı olduğu düşünülmektedir. Carmina Burana, Carl Orff’un Trionfi (Zaferler) üçlemesinin ilk eseridir ve oldukça müstehcen Latince metinlere dayanır. İlk bölüm doğa ve aşkı dile getirir. İkinci bölüm meyhanede geçer. Üçüncü bölümün teması yine sevgidir. YAPITIN 14. BÖLÜMÜNDEN... Tavernadayken, nasıl toza dönüşeceğimizi düşünmeyiz/telaşındayızdır bizi hep kan ter içinde bırakan kumar oynamanın/Paranın borusunun öttüğü tavernada neler olur diye sorabilirsin, dinle anlatacaklarımı: /Bazısı kumar oynar, bazısı içer, bazısı gevşer/Ama kumar oynayanlardan bazıları anadan doğma kalırken, bazısı da kıyafetini kumardan kazanır, bazısı da çuvala girer/Orada kimse ölümden korkmaz, Baküs adına atarlar zarları/Önce şarap tüccarının şerefine sefahat düşkünleri içer, birincisi mahkumlara/üçüncüsü yaşayanlara, dördüncüsü tüm Hıristiyanlara/beşincisi sadık ölülere, altıncısı fettan kızkardeşlere/yedincisi ormandaki patikalara, sekizincisi serseri kardeşlere/dokuzuncusu gezgin keşişlere, onuncusu denizcilere/on birincisi ağız dolusu kavga edenlere/on ikincisi tövbekârlara, on üçüncüsü tabana kuvvet yolculara/Kral Papa’ya içer hepsi dizginsiz/Hanımefendi içer, beyefendi içer, asker içer, rahip içer, erkek içer, kadın içer/uşak hizmetçiyle birlikte içer, becerikli içer, tembel içer/ beyaz adam içer, siyah adam içer, yerleşmiş içer/dolaşan içer, ahmak içer, bilge içer, yoksul içer/ hasta içer, sürgündeki içer ve yabancı da/piskopos içer ve diyakoz da, kız kardeş içer/erkek kardeş içer, yaşlı kadın içer, anne içer/bu adam içer, şu adam içer, yüzlercesi içer/binlercesi içer /600 yüz peni zor yeter, eğer herkes ölçüsüzce, dur duraksız içerse/Onlar ne kadar neşe içinde içseler de/bizizdir herkesin zılgıt çektiği/ ve o yüzden aç bîlacız/Bize hakaret edenler lanetlensin ve haklının kitabında yazılmasın adları. Tacize 45 yıl hapis cezası Antalya’nın Kepez İlçesi Sütçüler Mahallesi’deki ortaokul öğrencilerini geçen yıl okul çıkışlarında adres sorma gibi bahanelerle yanına çağırıp cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuksuz yargılanan Mehmet Elibol’a, her bir çocuğa cinsel istismar suçundan 3’er yıl 6’şar ay hapis cezası verildi. Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde önceki gün görülen karar duruşmasında, toplam 45 yıl 6 ay hapse mahkum edilen Mehmet Elibol’un cezasında indirim de yapılmadı. l ANTALYA/ DHA Tereyağı yiğerek hayatta kalan 15 yaşındaki bir çocukla bir kadın enkazdan sağ çıkarıldı. 22. saatte de 4 aylık bir bebek kurtarılmış Nepal’de 5. gün mucize epal’i yerle bir eden 7,8 büyüklüğündeki depremin beş gün ardından 15 yaşında bir çocuk ile 30’lu yaşlarda bir kadın enkazdan sağ çıkarıldı. Başkent Katmandu’daki 7 katlı bir binanın yıkıntıları arasında 5 gün boyunca vücuduna saplanan bir metal parçasıyla, hareket alanının çok az olduğu bir aralıkta hayatta kalmayı başaran 15 yaşındaki Pemba Lama, tereyağı yiyerek hayatta kaldığını anlattı. Bellboy olarak çalıştığı çalıştığı otelde deprem olduğu sırada yemek yediklerini belirtem Pemba, sıkıştığı yerde iki kutu tereyağı bulup yediğini ve ıslak bir kumaştan ağzına su sıkarak hayatta kaldığını anlattı.” Bir başka otel enkazından da bir kadın kurtarıldı. Krişna Devi Hadka isimli kadının bir mutfak çalışanı olduğu, yaralı ama bilincinin yerinde olduğu ve konuştuğu belirtildi. Depremden 5 gün sonra arka arkaya iki kişinin kurtarılaması bir nebze teselli oldu. N Eteğinden bulundu Eskişehir’de geçen cuma günü boş arazide vücudunun 8 yerinde kesik izleri bulunan yeni doğmuş bebek cesediyle ilgili soruşturmayı sürdüren polis, bebeğin sarıldığı kadın eteğinin üzerindeki barkoddan İstanbul’daki üretici firmayı belirleyerek anneye ulaştı. 2 çocuk annesi Sibel Uysal’ın bebeği istemediği, tuvalette doğum yaptığı, kordonu bıçakla kestiği ve eteğe sardığı belirlendi. Uysal bebeği bıçaklamadığını öne sürdü. Sibel Uysal ve eşi Eren Uysal tutuklandı. l ESKİŞEHİR /DHA Manisa’nın Salihli İlçesi’ndeki özel bir hastanenin başhekimi 51 yaşındaki Op. Dr. Yener Bakan, başka bir kentte görevli polis memuru 40 yaşındaki V.M. tarafından tabancayla kasığından yaralandı. Güvenlik görevlileri ile çevredeki hastalarca yakalanan V.M., polise teslim edildi. Polis olayla ilgili soruşturma başlatırken, gözaltındaki V.M’nin sorgusunun sürdüğü belirtildi. l MANİSA/DHA Artçılar sürüyor Katmandu’da dün de binlerce insan ücretsiz sefer yapan otobüslerle memleketlerine dönmeye çalıştı. Yedi yaşındaki kızıyla otobüse binen Şanti Kumari “Eve gitmeliyim. Artık bir gece de olsa huzur istiyorum” diye isyan etti. Cumartesiden bu yana 70’ten fazla artçı şok kaydedilirken, evlerine girmeye korkan binlerce insan kötü hava şartlarına rağmen hâlâ dışarda kalıyor. İşyerleri ve bankalar yavaş yavaş açılmaya başlasa da çalışanlar hâlâ şokta olduklarını anlattı. 15 yaşındaki genci enkazdan çıkaran kurtarma görevlisi omuzlara alındı. Polis, başhekimi vurdu Ölü sayısı 5 bin 800’ü geçti BM’nin son duruma dair raporunda, ülke genelinde 70 bin evin yıkıldığı ve 530 bin evin hasarlı olduğu tespit edildi. Himalayalar’da depremden çok ağır etkilenen köyler bulunduğu, sadece yürüyerek ulaşılabilecek bu bölgelere yardım götürülmesinin beş gün alacağı uyarısı yapıldı. Köylere ulaşmayı başaran helikopterler, çaresiz köylülerin “Bizi de götürün” talebiyle karşılaştı. Başkentte kanalizasyon sisteminin yerle bir olması yüzünden salgın hastalık riski başladı. Ölü sayısı 5 bin 800’ü, yaralı sayısı ise 11 bini geçti. l Dış Haberler 1’i bebek 3 kişi kaza kurbanı Şanlıurfa’dan Konya’ya çalışmaya gelen mevsimlik tarım işçilerini taşıyan minibüs şarampole devrildi. Kazada, tarım işçilerinden Halil Aktoğ ve Sahide Aktoğ olay yerinde, kimliği belirlenemeyen 3 aylık bebek ise kaldırıldığı hastanede öldü. l AKSARAY/DHA Nepal’de 4 aylık bebek depremden 22 saat sonra kurtarıldı. Olayın fotoğrafı basına yeni yansıdı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle