29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ 2014 CUMA 6 HABERLER IŞİD’in elindeki rehinelerden 3 ya da 4’ünün baskın sırasında başkonsoloslukta bulunan Iraklılar olduğu ortaya çıktı Washington Bu Soruyu Tartışıyor: n TUNCELİ(DHA) Ovacık ilçesinde dün öğlen işadamı F.K.’nin eşine ait aracın altında paket fark edildi. Ovacık İlçe Emniyet Amirliği’nin yaptığı incelemede, aracın benzin deposuna yapıştırılmış bombalı tuzak kurulduğu tespit edildi. Tunceli’den getirilen bomba imha ekipleri bombayı etkisiz hale getirdi. Bombanın erken fark edilmesi sonucu olası bir facia önlenirken, bombayı kimin ya da hangi örgütün koyduğu konusunda araştırma başlatıldı. İşadamına bombalı tuzak n İstanbul Haber Servisi Okmeydanı’nda çıkan olaylar sırasında, cenaze için gittiği cemevi avlusunda vurularak öldürülen Uğur Kurt ile ilgili soruşturmayı yürüten savcı Hasan Yılmaz, “görevini kötüye kullandığı” gerekçesiyle HSYK’ye şikâyet edildi. Şikâyet dilekçesinde, Yılmaz’ın polisi koruduğu belirtildi. Savcı şikâyet edildi Rehine sayısı bile netleşmedi! DUYGU GÜVENÇ ANKARA IŞİD’in, Musul Başkonsolosluğunu basarak, 49 Türk vatandaşını rehin almasının üzerinden 1 ay geçti ancak hâlâ rehinelerin sayıları netleşmedi. Dışişleri Bakanlığı’na göre baskında içeride 49 kişi bulunuyordu. Bunlardan 3 veya 4’ü konsolosluk mensubu değil; o anda orada bulunan Iraklı vatandaşlardı. Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili, 9 Bakanlık personeli, 31 özel harekâtçı ile Konsolosluk mensuplarının 3 eş ve 2 çocuğu olduğunu anımsatarak, diğer 4 kişinin rehinelerle olup olmadığı konusunda bilgileri bulunmadığını söyledi. Baskın sırasında bu 4 kişinin de bulunduğunu belirten yetkili, “Bu 3 veya 4 kişinin kimlik bilgileri, isimleri yok. Temas edildiği zaman da ayrıntıları konuşmuyoruz” dedi. Yetkili, rehinelerin yaklaşık 50 kişinin bulunduğu bir odada, zor şartlarda tutulduğunu söyledi. Rehinelerle sürekli telefon bağlantısının da kurulamadığı öğrenildi. “Her gün görüşme söz konusu değil” diyen yetkili, IŞİD’in ‘siyasi koz’ olarak kullandığı iddiaları için, “Umarım öyle değildir. Bu yönde bir bilgi yok ama umudumuz var” dedi. Cumhuriyet’in dün manşetinde ‘Kadrosuz rehine!’ başlığıyla yer alan haberde Dışişleri’nin de rehine olduğunu sonradan öğrendiği belirtilirken D.Ö.’nün hikâyesini bakanlık doğruladı. Kaynaklar, şu bilgiyi paylaştı: “Yurtdışında temsilciliklerimizin bütçelerinden karşılanan bir mal hizmet alımı. Temsilciliğin ayrı bütçesiyle geçici sürelerle hizmet alımı yapıyoruz. Kadrolu değil. Yoksa Dışişleri’nin kadrosuz işçi çalıştırması söz konusu değil.” Rehine yakınlarıyla 4 Temmuz’da bakanlıkta gerçekleşen toplantıda Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru’nun ailelere, “Devlet hasta bebek için doktor yolladı” dediği bilgisinin doğru olmadığını belirten kaynaklar, şu bilgileri verdi: “Ailelerle de paylaştığımız bilgi, sağlıklarıyla ilgili bir durum söz konusu olduğunda, oradan yerel sağlık görevlilerinin getirtilip muayene ettirildiğiydi.” Rehine yakınlarından biri, Dışişleri’nden aktarılan bilgiyi anlattı: Erdoğan Seçilirse Demokrasi Ne Olacak? WASHINGTON Başbakan Tayyip Erdoğan, seçilmesi halinde nasıl bir cumhurbaşkanı olacağını, bugün şova dönüşen bir “vizyon belgesi” ile topluma açıklayacak. Dün de CHP ve MHP’nin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu bir basın toplantısı ile kamuoyunun önündeydi. Türkiye’de kızışan “Çankaya yarışı”, müttefikimiz ABD’de nasıl izleniyor? TOBB heyeti ile geldiğimiz Washington’da, Türkiye’deki bu kritik seçimin nasıl yakından takip edildiği konusunda da gözlem yapma fırsatı bulduk. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ABD yönetimine Türk ekonomisinin başarılarını anlatarak Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklık Anlaşması kapsamına Türkiye’yi de dahil ettirmek için lobi yaparken, Washington’un bir başka köşesinde “Cumhurbaşkanı Erdoğan? Türkiye’nin Demokrasi Krizi” başlıklı bir panel gerçekleşiyordu. ABD Kongre binasında yapılan dünkü toplantının ev sahibi Bipartizan Policy Center isimli düşünce kuruluşu. Washington’da her gün birçok uluslararası konu hakkında buna benzer onlarca panel yapılıyor. adrosuz rehine hizmet alımıymış! K “Bize ‘yerlerini ve sağlıklı olduklarını biliyoruz; Sabırlı olun. Basına konuşmayın’ diyorlar. En son ne zaman haber aldıklarına yönelik bilgi vermiyorlar. Umutluyduk ama artık korkuyoruz. Bakanlıktan yeni bir bilgi gelmiyor” Baskının ardından günde iki defa yapılan basın açıklamalarının sayısı azalırken, her gün yapılan bilgilendirme toplantıları ise haftada bire düşürüldü. Baskının ardından Başkonsolos Öztürk Yılmaz ile görüşmesini dahi kamuoyuna açıklayan Başbakan Erdoğan’ın ardından rehinelerle temaslar azaldı, İlk günlerde, “Onlar rehine değil, alı konulan vatandaşlar” açıklaması yapan Dışişleri’nin aksine bir ay sonunda Başbakan Erdoğan da ‘rehine’ tanımlaması kullandı. Dışişleri’nde oluşturulan kriz masasına Ekonomi, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Ulaştırma ve Ticaret bakanlıklarından da dörder eleman gönderilmişti. Kriz masasına son dönemde çok az telefon geldiği ve görevli personel sayısının da azaltıldığı öğrenildi. Bir ayın ardından ‘Demokrasi’ panelleri dönemi n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP lideri Devlet Bahçeli, cumhurbaşkanı seçimi nedeniyle parti il ve ilçe teşkilatına genelge göndererek seçim öncesi olabilecek olaylara karşı uyardı.“AKP kumpasına hazırlıklı olunması” gerektiği belirtilen açıklamada, tüm parti teşkilatının Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçim kampanyasına destek vermesi istendi. Bahçeli’den genelge Özal soruşturması n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada, Ahmet Özal ile Başbakan Erdoğan’ın telefon konuşmasını usulsüz dinledikleri ve kaydettikleri belirlenen Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli 5 polis açığa alındı. Polislerin “gizliliği ihlal” suçundan cezalandırılmasının talep edildiği belirtildi. AYM, esastan görüşecek Urla’da EMRE DÖKER Tesisler, devredilmeden önce yenilenmiş n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, Devlet İstihbarat Hizmetleri ve MİT Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemini esastan görüşmeye karar verdi. CHP, kanunun bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. ballı peşkeş! İlginç olan gelişme, gelecek hafta aynı yerde, Türkiye konulu bir “Kongre oturumu” (hearing) yapılacak olması. Bu kez ev sahibi ABD Kongresi’nin kendisi. Bizzat Temsilciler Meclisi üyelerinin isteğiyle gerçekleşecek oturumun başlığı da dünküne benziyor: “Türkiye’de Demokrasinin Geleceği.” ABD Kongresi’nde Türkiye ile ilgili buna benzer son oturum geçen yıl haziran ayında Gezi Parkı protestoları sırasında yapılmış ve oldukça ses getirmişti. Gelecek hafta yapılacak oturumda değişik düşünce kuruluşlarının Türkiye uzmanlarının yanı sıra sürpriz bir de konuk var: Gülen Hareketi’nin iş dünyasındaki çatı kuruluşu TUSKON’un Washington temsilcisi!.. ABD Kongresi’ne Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında demokrasinin geleceğini, Başbakan Erdoğan’ın 17 Aralık sonrasında “terör örgütü” diye adlandırdığı cemaat anlatacak. Washington’da art arda düzenlenen ve ortak paydası Türkiye’de demokrasinin geleceğine ilişkin kaygılar olan panel ve oturumlar ne anlam taşıyor? ABD yönetimi, uluslararası meselelerde düşüncelerini ve pozisyonunu iki farklı cepheden gösterir. Birincisi Başkan, Dışişleri ve Savunma bakanlıklarının temsil ettiği resmi hükümet duruşudur. Bu cephenin Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bakışını geçen hafta, sözcülerinin “Kim seçilirse birlikte çalışmaya hazırız” açıklamasıyla gördük. Erdoğan ve yönetim üslubundan hoşlanmasalar ve kaygı taşısalar da “ulusal çıkarlar” gereği birlikte çalışmaya hazırlar. İşin bir de Kongre boyutu var. ABD yönetiminin ulusal çıkarlar gerekçesiyle “açıkça” dile getiremediği konuları ve kaygıları, ABD Kongresi rahatça tartışır ve kararlar ya da yasalar çıkarır. Yönetim “sessiz” kalırken, Kongre’nin öne çıktığı bu Türkiye tartışmalarını da böyle okumakta yarar var. ABD yönetimindeki “Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığının Türkiye’de demokrasinin kurum ve kurallarıyla düzgün işleyip işlemeyeceğine” ilişkin soru işaretleri ve kaygılar önümüzdeki dönemde ağırlıklı olarak Kongre’de dillendirilecek. Washington’daki kaygılar bu hafta TOBB heyetiyle yapılan ve asıl gündemi ekonomi olan toplantılarda da alttan alta verildi. Hisarcıklıoğlu ne kadar güncel siyasete ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girmemeye özen gösterse de, görüştüğü muhataplarının Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin geleceği konusunda ciddi kuşku ve kaygılarıyla karşılaştı. Görüşmelere katılan Türk ve Amerikan kaynaklarından aldığımız izlenimlere göre Washington’daki karar vericilerin Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bakışında şu unsurlar ön plana çıkıyor: 1 Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanacağına kesin gözüyle bakılıyor. Muhalefetin adayları buradaki karar vericilerin radarına henüz girebilmiş değil. 2 Cumhurbaşkanı olarak tüm yetkileri kendinde toplayacak Erdoğan’ın iç ve dış politikada Cumhuriyetin kurucu değerlerinden saparak “daha da İslamcı” bir yönetim anlayışı içinde olacağından endişe ediliyor. AKP’nin özellikle Suriye ve Irak’ta yürüttüğü politikalar bu endişeleri besliyor. ABD’nin önde gelen stratejistlerinden eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniev Brzenszki, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’na “Hükümetiniz ne yapıyor anlamak mümkün değil. Erdoğan cumhurbaşkanı seçilirse Türkiye Atatürk’ün 1923 ruhundan saparak, radikal dinci bir ülke olacak kaygısı taşıyoruz” sözleriyle aktarmış. Hisarcıklıoğlu’nun “Türkiye’nin AB üyeliği ve dünyanın ilk 10 ekonomisine girme gibi büyük hedeflerinin radikal dinci bir yönetim anlayışı ile hayata geçirilemez” şeklindeki yanıtı, Washington’daki kuşkuları gidermeye yeter mi bilinmez. Bilinen tek gerçek, bu kaygıların haklı mı, haksız mı olacağını Erdoğan’ın uygulamaları ile göstereceği. Hisarcıklıoğlu’nun dün bu köşede yer verdiğimiz, “Amerikalılara ‘Biz IŞİD değiliz’ diye çok iyi anlatmamız lazım” sözlerinin adresi meğer gayet açıkmış! Bakalım Erdoğan, Batı’daki “demokrasi” ve “laiklik” kaygılarını giderecek hangi vaatlerde bulunacak? AKP’yi cemaatten dinlemek Yönetim ‘çalışırız’ dese de... n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) PKK’nin Kuzey Irak’taki kamplarından güvenlik güçlerine teslim olmak için gelen 2 PKK’li, 5 PKK’li tarafından takip edildi. Teslim olmaya gelen PKK’lilere Hakkâri’nin Çukurca ilçesi kırsalında diğer PKK’liler tarafından ateş açıldı. Askerlerin karşılık verdiği saldırıda bir PKK’li teslim olurken, diğer PKK’linin kaybolduğu belirtildi. n İstanbul Haber Servisi 46 gazetecinin “terör örgütü yöneticiliği ve örgüt üyeliğinden” yargılandığı KCK Basın davasında, avukatlar ÖYM’lerin gerçekleştirdiği tüm işlemlerin yok hükmünde olduğunu, yargılamanın yeniden yapılması gerektiğini savundu. Mahkeme heyeti duruşmayı 5 Kasım’a erteleyerek, 37 sanık hakkındaki yurtdışı çıkış yasağının kaldırılmasına karar verdi. PKK’den ‘kaçanlara’ ateş Erdoğan’ı protesto cezaları iptal CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Başbakan Erdoğan’ın 7 Mart’taki Eskişehir mitinginde, miting alanına yaklaşık 5 kilometre uzaklıktaki Üniversite Caddesi’nde basın açıklaması yapmak isteyen 192 kişi gözaltına alınmış, alanda bulunan 300 kişi MOBESSE kameralarıyla tespit edilerek 357’şer lira para cezası kesilmişti. Mahkeme yolu eylemcilerin değil Erdoğan’ın mitingi nedeniyle güvenlik güçlerinin kapattığını vurgulayarak cezayı iptal etti. Avukat Aykut Altınok, Gezi Direnişi nedeniyle son bir yıl içerisinde Eskişehir’de KCK Basın davası yaklaşık 1500 kişiye trafik cezası kesildiğini, bunların çoğunun mahkemelerce iptal edildiğini söyledi. Altınok, “insanları bıktırmak, bezdirmek, ifade özgürlüklerini engellemek, basın açıklaması yapma haklarını ellerinden almak için trafik cezası kesmeye başladılar. En son 31 Mayıs’ta Ali İsmail Korkmaz anmak için ağabeyi Gürkan Korkmaz ve babası Şahap Korkmaz’ın da bulunduğu yürüyüşe katılanlara trafik cezası kesildi. Eskişehir’de 4 mahkeme trafik cezalarını iptal etti, diğer 2 mahkemede davalar sürüyor. Diğer mahkemelerin de bu cezaları iptal etmesini bekliyoruz” dedi. n İstanbul Haber Servisi Kent Kültürü ve Demokrasi Derneği, yarın Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde “Demokrasi Kültürümüz ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi” konulu panel düzenleyecek. Panele, derneğin Kurucu Başkanı Metin Ağırman’ın konukları olarak Yrd. Dr. Orhan Çekiç, gazetemiz yazarı Leyla Tavşanoğlu, Yrd. Doç. Dr. Mahmut Deniz Tansi katılacak. ‘Demokrasi’ paneli Her 50 kişiden 1’ine dava açılmıştı Gezi’de 54 beraat KIRKLARELİ (Cumhuriyet) Kırklareli’de Gezi Direnişi’ne destek eylemlerine katılan 1238 kişiye yani kentte yaşayan her 50 kişiden birine dava açılmıştı. 116 Haziran arasındaki eylemlerin her günü için ayrı dava açılırken dün 54 sanık Kırklareli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçundan 3 yıl hapis istemiyle hâkim karşısına çıktı. Sanıklar, demokratik haklarını kullanarak yaşanan olaylara tepki gösterdiklerini ve suç işlemediklerini ifade etti. Hâkim, yapılan gösteri ve yürüyüşlerin suç unsuru oluşturmadığı gerekçesiyle 54 sanığın beraatına karar verdi. URLA AKP’ye yakın Ensar Vakfı’na verildiği bildirilen Urla Zeytineli’ndeki koya ve buradaki DHMİ tesislerine, devirden önce 5 milyon liralık yatırım yapıldığı ortaya çıktı. CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, ballı peşkeşi TBMM’ye taşıdığını söyledi. Aksünger, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da armağan edildiği savlanan villaların bulunduğu Urla Zeytineli Hacılar Koyu’nun bitişiğindeki Zeytineli Koyu’nun ve buradaki Devlet Hava Meydanları’na (DHMİ) ait tesislerin, Ensar Vakfı’na yıllık 120 bin liraya tahsis edildini bildirmişti. Burada İslami eğitim kampı düzenleneceği yönünde duyumlar aldığını vurgulamış, denizle bağlarının kesilecek olması nedeniyle Zeytineli köylülerinin tedirgin olduğunu da söylemişti. Aksünger, söz konusu DHMİ tesislerine devirden önce 5 milyon lira yatırım yapıldığına da dikkat çekerek şöyle konuştu: “DHMİ’nin tesisleri ihaleden önce onarıma alındı. Çeşme İnşaat adlı bir firma tarafından burası yenilendi. Bu koy artık kimler tarafından beğenildiyse DHMİ oradan çekiliyor ve bu tesisler Ensar Vakfı’na veriliyor. Burasının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a armağan edildiği öne sürülen villaların hemen yanındaki koy olması da dikkat çekiyor. Hazine, Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla mı DHMİ’nin tahsisini kaldırdı? Neden devredilmeden önce 5 milyon lira yatırım yapıldı?” Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’de soru önergesi de veren Aksünger, Ensar Vakfı’nın AKP dönemindeki yükselişine de dikkat çekti. Aksünger Erdoğan’a şu soruları yöneltti: “Tesisin Ensar Vakfı’na devredildiği doğru mudur? Bu devir sırasında nasıl prosedür izlenmiştir. Ensar Vakfı, iktidarınız döneminde hangi devlet kurumu ve belediyeden kaç taşınmazı kiralamış ve satın almıştır? Kaç ihaleye girmiş kaçını kazanmıştır?” Tepkiyi Kongre gösterecek Seçimin sonrası tartışılıyor ‘Komisyon beşlensin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Gana’dan 1.5 ton altın kaçakçılığı dosyasıyla ilgili soruşturmayı geciktirmek ve sonrasında hazırlanan müfettiş raporlarının gereğini yapmamakla suçladığı Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’yı istifaya çağırdı. Umut Oran, dört eski bakan ile ilgili soruşturma komisyonunun çalışmaya başladığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Burada bir eksiklik var. Esasında halkımızın da sevdiği beşibiryerde burada. Beşinci de Hayati Yazıcı.” İran’da tutuklanan ve tüm mal varlığına el konulan Babek Zencani’nin kiraladığı uçağın yükünün “doğal taş” olarak bildirildiğini ancak şüphelenen gümrükçülerin yaptıkları arama sonucunda 1.5 ton altın taşındığını görünce uçağı mühürlediklerini anımsatan Oran, şu bilgileri verdi: “Uçak personeli yükle ilgili ne bir fatura ne konşimento, hiçbir belge sunamadılar. Bu mühürlemeden sonra Ankara’ya kadar uzanan müthiş bir telefon ve kurye trafiği başladı. 17 Aralık sonrasında ortalığa saçılan tapelerde de gördük ki insanın küçükdilini yutacağı o kadar çok telefon görüşmesi yapılmış ki. Rıza Sarraf mesela hemen kankası olan Ekonomi Bakanı olan Zafer Çağlayan’ı arıyor, Zafer Bey’in özel Kalem Müdürü Onur Kaya, Gümrük Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyıldız’ı arıyor. O kadar rahatlar ki Sarraf adamına, ‘Bakan Bey’i aradım daha ötesi var mı ki’ diyebiliyor, pes!” Müfettiş raporunda, uçaktaki külçe altınların Gana’dan mevzuata uygun olmayan şekilde çıkış yaptığının, kaçakçılık yapıldığının, bilgi ve belgelerin eksik ve gerçeği yansıtmadığının ifade edildiğine değinen Oran, Yazıcı’nın rapora rağmen kaçakçılık mevzuatına aykırılıktan işlem yapmadığını söyledi. Bayraktar: Beni soruşturmayın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Balıkesir Milletvekili ve dört eski bakanla ilgili kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu üyesi Namık Havutça, komisyondan, soruşturma ile ilgili fezleke ve eklerinin verilmesini talep etti. l CHP; TBMM 17 Aralık Soruşturma Komisyonu’nda üye değişimine giderek savcı kökenli İstanbul Milletvekili Ercan Cengiz’i komisyona üye bildirdi. l TBMM Genel Kurulu’nda salı günü yapılan kura çekimi sonucunda 17 Aralık Soruşturma Komisyonu üyesi olarak belirlenen CHP İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan, dün komisyon üyeliğinden istifa etti. Deprem uzmanı olan Eyidoğan’ın, CHP grubunun komisyona “hukukçu” kökenli isimleri vermek istediği için istifa ettiği belirtildi. Kura sonucu savcı kökenli milletvekillerinden Ercan Yavuz komisyon üyeliğine seçildi. l Dört eski bakandan Erdoğan Bayraktar ise komisyona yapacağı başvuruyla kendisiyle ilgili soruşturma yapılmamasını ve dosyasının ayrılmasını isteyecek. Bayraktar, “Sadece oğlumla ilgili değil benimle ilgili de tüm dosyada takipsizlik kararı verildi. Suç isnadı kalmadı. Dosyamın düşürülmesini isteyeceğim” dedi. ‘1923 ruhundan sapılacak’ Gözler vizyon belgesinde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle