06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EKİM 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 İlhan Ağabey’i aradık... Gecenin geç saatlerinde gazeteye döndüğümüzde Oktay Kurtböke Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Faik Türün’e ulaşmıştı... Faik Türün ve öteki komutanlar Van’da toplantı halindeydi... Faik Türün, Kurtböke’ye şöyle demiş: “İlhan Selçuk bizim misafirimiz!” Sonradan öğrendik ki İlhan Selçuk Ziverbey Köşkü’ne götürülmüştü... İlhan Ağabey’in Ziverbey Köşkü kitabını dün bir kez daha elime alıp sayfalarını karıştırdım... İçim cız etti... Abdi İpekçi cinayetini düşündüm, kanlı 1 Mayıs’ları, Kanlı Pazar’ları, demokrasi azizimizin fötr şapkasını alıp kaçtığı günleri, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat’ı, emuhtıra yıllarını... Demokrasi azizimizin eli kanlı faşoları nasıl koruyup kolladığı yılları, Nur ve Komando kamplarını... Demirel’in şu sözlerini: “Bana milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsiniz!” HHH Demirel’in “demokrasi azizi” olarak görülmesi, benim içimi acıttı... Bunu açık açık söylüyorum! Sanırım pek çok yurtseverin, Atatürkçünün, sosyalistin, demokratın da yüreğine kor düşmüştür... Uzun yıllar parti liderliği, başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yapmış, altı kez gidip yedi kez dönmüştür... Mustafa Kemal’i minnetle anması olağandır... Kenan Evren de aynı gerekçeyle Atatürkçülük adına darbe yapmadı mı? O da “asmayalım da besleyelim mi” demedi mi? Cumhurbaşkanlığı döneminde, cemaatin Orta Asya cumhuriyetlerinde okullar açmasında büyük katkısı olmuştur demokrasi azizi Demirel’in... 1980 yılında Zincirbozan’da kalmıştır... Siyasette yasaklı olduğu dönemde hem Bülent Ecevit’e, hem de Demirel’e destek verdik Cumhuriyet gazetesi olarak... Bu bizim demokrasi görevimizdi! Yıl 2014... Benim kişisel görüşüm şu: “Demirel, Türkİslam Sentezi’nin yayılmasında; demokrasimizin çağın gerisinde kalışında, özgürlüklerin gelişmemesinde darbeci paşalar kadar günahkârdır!” Demokrasi sadece seçimle gelip seçimle gitmek değildir... Daha yazacak çok şey vardı. Yeğenler, yiyenler, hayali mobilya, sunta ihracatı, İlksan, Egebank falan! Şimdilik bu kadar... Alt komisyonda tüm itirazlara karşın dün Ağaoğlu, Aydınlar ve Bayraktar tanıklık yaptı Bayraktar da reddetti Kocasakal’dan 17 Aralık soruşturmasına verilen takipsizlik kararına tepki: Savcı yetkilerini aştı İstanbul Hatadan kalber Servisi kar. Hukuk 17 Aralık yolbu şekilde suzluk ve rüş‘paketlenevet soruşturmez’, ‘torbamasına verilara’ konulen takipsizlik lamaz. Bukararını eleşnun adı yap tiren İstanbul boz hukuBarosu Başkakudur. HuÜmit Kocasakal kuk devnı Ümit Kocasakal, “Kimletinde yese kendini çok kurtulri yoktur” diye konuştu. muş zannetmesin. 15 yıl Yolsuzluk ve rüşvet opeiçerisinde devran dönrasyonu sonrasında ikdüğünde yargı her türtidarın kendi ihtiyaçları lü etkiden kurtulup baiçin yaptığı değişiklikleğımsız hale geldiğinri bu kez değişen ihtiyaçde bu dosya tekrar açıları ve amaçları doğrullır” dedi. İstanbul Barosu tusunda geri döndürdüKültür Merkezi’nde bağünü belirten Kocasakal, sın toplantısı düzenleyen “Tıpkı 25 Aralık soruşKocasakal gündemdeturmasında olduğu gibi ki konuları değerlendir17 Aralık soruşturması di. Kocasakal, güvenlik için verilmiş olan takippaketini eleştirerek “Husizlik kararı hukukçukuk devletinde yasama ları ve kamuoyunu tatyetkisi keyfi olarak kul min etmemiş, kamu viclanılamaz, aksi halde danında derin yaralar hukuka güvenilirlik oraçmıştır” dedi. İstanbul Haber Servisi 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında 4 eski bakan hakkındaki yolsuzluk ve rüşvet iddialarını araştıran TBMM Soruşturma Komisyonu, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Ali Ağaoğlu ve işadamı Mehmet Ali Aydınlar’ı tanık olarak dinledi. Komisyonda Bayraktar’ın hakkındaki iddiaları reddettiği öğrenildi. AKP’den başkan Hakkı Köylü, Edip Başer ve CHP’den Ercan Cengiz’den oluşan 3 üyeli alt komisyon dün İstanbul’da çalışmalarını sürdürdü. Alt komisyon dün istifa etmeden önce “Ben talimatları Başbakan’dan aldım” diyen eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Ali Ağaoğlu ve işadamı Mehmet Ali Aydınlar’ı tanık olarak dinledi. Bayraktar’ın avukatı Fatih Erdöl yaklaşık 2 saat süren sorgunun ardından adliye önünde açıklama yaptı. Avukat Erdöl, müvekkili Abdullah Oğuz Bayraktar’ın komisyonun çağrısına uyarak bilgisine başvurulmak üzere adliyeye geldiğini söyledi. Abdullah Oğuz Bayraktar’ın ifade esnasında neler anlattığıyla ilgili bilgi vermeyen Erdöl, “Bu dosyayla ilgili hukuka aykırılık teşkil edebilecek hiçbir husus yok. Biz de zaten bilgi verdik, ifade verdik” dedi. Bayraktar’ın avukatı Erdöl, diğer gazetecilerle birlikte Cihan logolu mikrofonu ile bekleyen Cihan Haber Ajansı mu habirini görünce, “Cihan varsa konuşmam” dedi. Cihan muhabirinin, “Ne fark edecek ki?” demesi üzerine avukat Erdöl, “Sen varsan konuşmam” karşılığını verdi. Komisyon, “takipsizlik” kararı verilen dosyada, TO Kİ ve Em lak Ko nut GYO ile herhangi bir şe kil de ti ca ri ve res mi iş lem le ri olan in şa at şir ket le ri nin, enerji ve yemek işlerinin, “gayriresmi ortağı” olduğu DAF Ener ji ve Pı nar Ye mek isimli şirketlerine verildiği suçlaması yöneltilen Abdullah Oğuz Bayraktar’dan bu konuda bilgi istedi. Ancak oğul Bayraktar’ın tüm iddiaları reddettiği öğrenildi. Ali Ağaoğlu ise yaklaşık bir saat ifade verdi. Rahat tavırlarıyla dikkat çeken Ağaoğlu, “Bizi çağırdılar geldik. Saklayacak bir şeyimiz yok. Ne biliyorsak anlatacağız” dedi. Ağaoğlu ifadesinin ardından adliyeden ayrıldı. Abdullah Oğuz Bayraktar ve işadamı Ali Ağaoğlu’nun da aralarında bulunduğu 60 şüpheliye 2 Mayıs’ta takipsizlik kararı verilmişti. Alt komisyon önceki günlerde hakkında takipsizlik kararı verilen eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Rıza Sarraf, Abdullah Happani, Rüçhan Bayar ve Ahmet Murat Öziş’in ifadelerine başvurmuştu. Barış Güler tanıklıktan çekilme hakkını kullanarak komisyonda ifade vermezken, Sarraf da safra kesesi rahatsızlığı bulunduğu ve hastaneden geldiği gerekçesiyle ifade vermemişti. Ali Ağaoğlu M.Ali Aydınlar Oğuz Bayraktar Demokrasi Azizi!.. Siyasal hayatımızın temel taşlarındandı, 68 kuşağının çok canını yaktığı gibi, 78 kuşağını da silip götürmüştü... Birinci Milliyetçi Cephe, İkinci Milliyetçi Cephe’nin başkomutanı, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın “ölüm fermanı”nı iki elini kaldırarak onaylayandı... Hani o ünlü fötr şapkasını alıp giden... Gelen gideni aratırmış! Unutkan bir toplumuz, pek çok şeyi unuturuz ya da belleğimizden sileriz.... İyi gelir toplum olarak bunlar bize... Cumhuriyet, haberi logosunun tam altından görmüş, “demokrasi azizi”nin sevenleri oraya, İslamköy’e koşmuş... İki uçak dolusu konuk... Bir yanda “Çoban Sülü”, öte yanda Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli... Utku Çakırözer’in izlenimlerinde okudum, “demokrasi azizimizin” müzesindeki yedi kubbenin anlamını öğrenmiş oldum... Kardeşi Şevket Demirel anlatmış: “Altı kere gitti, yedi kere geldi!” Doğrudur! Gitti ve geldi... Bir kuşağın kırılmasında harç kardı, kontrgerillanın lideri, Ziverbey Köşkü’nün işkencecisi Orgeneral Faik Türün’ü emekli olduktan sonra milletvekili yaptı. Kanlı Pazar, toplu namazlar, Nurcular, Süleymancılar, aşiretler... Hepsi “demokrasi azizi” Süleyman Demirel’in başyapıtıdır... Derin devleti, kontrgerillayı, NATO Gladyosu’nu bu ülkede en iyi bilen devlet adamıdır. Bugün Demirel 90 yaşında... Belki kimileri Demirel’in özgürlükçü olduğunu, laiklik temelinde demokrasiyi savunduğunu söyleyebilir... HHH 68 kuşağı çok iyi tanır demokrasi azizi Süleyman Demirel’i... Şimdilerde pek anımsanmayan Komünizmle Mücadele Derneği’ni, Adalet Partisi Gençlik Kolları’nı... Altıncı Filo eylemlerinde “Morrison’un uşakları”nı... O acılı günlerimizi. Emperyalizme başkaldırdığımız yılları... İlhan Selçuk ikinci kez gözaltına alınmıştı. O gece İstanbul’da tüm yazıişleri ayaktaydı... Ben ve Yalçın Bayer, gazetenin kamyonetiyle İstanbul’da Merkez Komutanlığı ve Emniyet Müdürlüğü’nde, karakollarda Demirel gitmeyecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) “Postmodern darbe” olarak anılan 28 Şubat davasının görülmesine Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, mahkemenin davada tanıklık yapma çağrısını reddetti. Duruşmada müşteki sıfatıyla katılan Bayburt Valisi Yusuf Odabaş, o dönem fişlenerek İstanbul Vali Yardımcılığı’ndan Kırşehir’e atandığını öne sürdü. Odabaş, bu davada yalnızca askerlerin değil sivillerin de yargılanmasını istedi. Sanık avukatları ise şu an yapılan fişlemeleri sorunca Odabaş, yanıt vermedi. Bir sanık avukatı, Vali Odabaş’a, “28 Şubat’ı şer olarak görüyorsunuz. Ancak o şerrin hayrından faydalanarak bugün vali olmuşsunuz” dedi. 67. duruşmaya Çevik Bir, Çetin Doğan, Şükrü Sarıışık’ın da arasında bulunduğu çok sayıda sanık katıldı. Davanın bir numaralı sanığı eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan ve eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün arasında olduğu bazı sanıklar ise duruşmaya katılmadı. Duruşmada Çevik Bir, “balans ayarı” ifadesini kullanmadığını belirterek, bunu düzeltmek istediğini kaydettti. Vali Odabaş, o dönem İstanbul Vali Yardımcılığı görevini yaptığını, “irticacı” denilerek fişlendiğini ve Kırşehir Vali Yardımcılığı’na sürüldüğünü öne sürdü. Sanıkların soruları yönelttiği Odabaş zor anlar yaşadı. “Sizi kim, ne zaman fişledi” sorusuna Odabaş, yanıt veremedi. Odabaş, İçişleri Bakanlığı’nda BÇG adına kimlerin çalıştığı sorusunu da yanıtsız bıraktı. Zekeriya Öz’e kamu davası BOLU (DHA) Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz hakkında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a 17 Aralık soruşturmasıyla ilgili olarak hakaret ve tehditte bulunduğu iddiasıyla Düzce Ağır Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açıldı.Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarla kendisine yönelik tehdit, iftira ve hakaret suçunu işlediği gerekçesiyle temmuz ayında Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na, avukatları aracılığıyla suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın gönderdiği dilekçe Zekeriya Öz’ün Bolu’da görevli olması nedeniyle Bolu Cumhuriyet Savcılığı’nın konuya bakamaması nedeniyle Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından işleme alındı. Düzce Cumhuriyet Başsavcısı Celalettin Şimşek imzasıyla tanzim edilen iddianame çerçevesinde dava açıldı. Düzce Cumhuriyet Savcılığı, 17 Aralık soruşturmasını gerekçe göstererek döneminin Başbakanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ve tehditte bulunduğu iddiasıyla ilgili olarak Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz hakkında Düzce Ağır Ceza Mahkemesi’nde istinat edilen hakaret ve tehdit suçlarından yargılanmak üzere kamu davası açtı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle