28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EKİM 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 13 Dış Haberler Servisi İran bir kadın hakkında verilen tartışmalı idam kararını tüm uluslararası çağrıları hiçe sayarak cumartesi sabaha karşı infaz etti. 2007’de kendisine tecavüze kalkıştığını söylediği eski bir istihbaratçıyı kasten öldürmektenten tutuklanan ve 2009’da idama çarptırılan 26 yaşındaki Reyhaneh Cebbari, dün şafakta Recayi Şehr Hapishanesi’nde asıldı. İç mimar Cebbari, daha önce istihbarat bakanlığı için çalışmış 47 yaşındaki doktor Murtaza Serbendi’nin açacağı muayenehaneyi dekore etmeye gittiğini, ama Serbendi’nin cinsel saldırısına uğradığını savunuyordu.Kafa karıştıran unsur, ifadesinde, olay sırasında dairede bir başka adam daha olduğunu, kendisinin Serbendi’yi sırtından bıçaklasa da, öldüren kişinin o adam olduğunu söylemesiydi. İran dinlemedi, yine astı Kendisine tecavüze kalkıştığını söylediği eski bir istihbaratçıyı öldürmekle suçlanan 26 yaşındaki Cebbari, şaibeli yargı süreci ve uluslararası çağrılara karşın idam edildi lama ve olay mahallinin kilitli olmaması gerekçesiyle “kasten öldürme”ye hükmetti. İran’da sanatçıların başını çektiği pek çok grup, dünyada Uluslararası Af’ın başını çektiği pek çok örgüt, ölüm cezasının bozulması ve yeniden yargılanması için kampaya yürüttü. Cinayet soruşturmasında pek çok soru işareti olduğu, genç kadının büyük baskı altında ifade verdiği, uzun süre avukatıyla görüştürülmediği, sonra avukatının değiştirildiği ve adil yargılanmadığına dikkat çekildi. BM iki yıllık yargı sürecinin kusurlarla dolu olduğunu belirtti. Genel kanı, maktülün eski istihbaratçı olmasının yargı sürecini etkilediğiydi. İran yargısı şeriat çerçevesinde Sarbandi ailesine defalarca af çağrısı yaptı, ama aile “Cebbari doğruyu söylemeden olmaz” diyerek reddetti. Cebbari’nin İran’ın bu yılın başından beri idam ettiği 250’den fazla kişi arasına katılması üzerine, Uluslararası Af “İran’ın insan hakları karnesinde kanlı bir leke, adalete hakaret” dedi. ABD Dışişleri “Ağır baskı altında itiraf ettirildi, yargı sürecinin adilliğiyle ilgili ciddi şüpheler var, İran uluslararası yükümlülükleri ve kendi yasaları uyarınca vatandaşlarına adil yargılanma hakkı vermeli” açıklaması yaptı. Sisi’ye göre suçlu ‘dış güçler’ Mısır’ın darbeci generalinden seçilmiş cumhurbaşkanlığını terfi eden Abdülfettah Sisi, önceki gün Sina Yarımadası’nda 31 askerin canını alan saldırılara sert tepki gösterdi. Saldırının “dış güçlerin” desteğiyle düzenlendiğini söyleyen ama kimi kastettiğini açıklamayan Sisi, Mısır halkının ve “devletin direği” olan ordunun iradesinin kırılmak istendiğini söyleyip “Mısır bir varoluş savaşının içinde” dedi. İlk icraat ise Mısır’ın Gazze sınırının kapatılması oldu. Örtünme Bayramı “Tahran’ın zengin semtlerinden birindeki okula vardığımda etraf cıvıl cıvıl koşuşan küçük kızlar ve anneleri ile doluydu” diye anlatmıştı bana, İran’da uzun yıllar kalan ve bu “örtünme törenlerini” ilk kez orada gören arkadaşım, ardından da devam etmişti: “İran’da bu törenler, kızların çok küçük, henüz daha 9 yaşında olduğu, ilkokul 3. sınıfta yapılıyor. Gittiğim okulun toplantı salonuna, en görünür konuma, üzerinde işlemeli bir örtü bulunan büyük bir masa yerleştirilmişti. Masanın üzerinde de, aynı geleneksel İran düğünlerinde izlediğim minvalde… Kuran, iki büyük şamdan, bir ayna, tatlı dolu tepsiler, bal ve de buğday sapları duruyordu… Başı örtülecek kızlar masanın etrafına dizilmişti… Töreni cep telefonlarına, videoya alan aileler de; salonda yerini almıştı. Önce müdüre hanım çıkıp meali şu olan bir konuşma yaptı: ‘Artık siz kadın oldunuz. Çocuk değil, yetişkinsinz. Yetişkinler gibi bundan böyle Kuran’ın buyruklarını tamamen eksiksiz yerine getirmekle mükellefsiniz. Her an gözlerin üzerinizde unutmayın. Ona göre giyinip, hareket edin!’ Sonra ilahiler, dualar okundu… Oracıkta beyaz çarşafa sokulan küçük kızların hatıra fotoğrafları çekildi. Ve bir bayram yeri gibi süslenen salonda mutlu, gururlu anneler birbirlerini sarılarak tebrik etti. Onlar da mikrofona bir şeyler söylediler ve başı taze örtülen kızlara hediyeler verildi.” İran’da “Teklif” adı verilen ve “dini vecibelerle tanışma/vecibelere takdim” anlamına gelen bu törenlerin; Şii Müslümanlığında da aslında hiçbir yeri, geleneği yokmuş. İran İslam Devrimi dinde yeri olmayan bu kutlamayı ve töreni; toplumsaldini cinsiyet rollerini ağaç yaşken eğilir misali erkenden pekiştirmek, “model İran kadınını” şartlamak maksadıyla oldukça yakın tarihlerde başlatmış. Devrim öncesinde ve de İran devriminin ilk yıllarında okula giden kadınlar öyle ki böyle bir ritüeli hiç işitmemiş ve görmemişler. Tamamen sonradan icat edilen bu “Teklif törenleri”nin İran’da uygulamaya sokuluş nedeni; “model İslamcı yurttaşı” formatlamak ve devrimin hegemonyasını sürdürmek oluyor. Dörtbeş yıl önce bunları, “Teklif törenlerinin” tanıklığını yapan arkadaşımdan dinlediğimde, 9 yaşında kendilerine “kadın” oldukları “telkin edilen” küçük İranlı kızlara acımıştım. Kendinden menkul bu garip, araçsal törenlerle; birkaç yıl zarfında Türkiye’de de karşılaşacağımızı o zaman hiç düşünmedim… Yeni Şafak yazarı Fatma Barbarosoğlu’ndan İslam Devrimi usulü bu örtünme törenlerinin şimdi Türkiye’ye ışınlandığını öğreniyoruz. Türkiye’de olay henüz ilk okullara inmemiş. Kutlamalar, sünnet düğünü misali özel kiralanan salonlarda yapılıyormuş… Aynı İran’da olduğu gibi örtünecek kız, ilahiler eşliğinde sahneye geliyor. Kadınının biri ağdalı “başörtüsü” sohbetleri yapıyor. Orada bulunanlar başı yeni örtülen kızamükafat olarak! “hediyeler” sunuyor. İzzet ikram kutlama sonunda katılanlara da “günün hatırası olarak” gene hediye veriliyor... nsan hakları örgütleri ve ABD kınadı Serbendi ailesi genç kadının bıçağı önceden satın aldığını ve arkadaşına “Onu öldüreceğim” diye mesaj attığını, dolayısıyla cinayetin kasıtlı işlendiğini ileri sürüyordu. Serbendi’nin en büyük oğlu Celal, Cebbari’nin o adamın kimliğini açıklamasını istiyordu. Mahkeme de sırtından bıçak İ Tunus’un yeni sınavı Arap isyanlarından görece başarıyla çıkan tek ülke olan Tunus, 2011’de Zeynel Abidin bin Ali’nin devrilmesinden sonra ikinci kez, yeni anayasanın kabulünden sonra ilk genel seçimler için bugün sandık başında. İlk seçimdem siyasal İslam, yani Raşid Gannuşi liderliğindeki Nahda partisi zaferle çıkmış, ancak Nahda iktidarının Selefilere göz yummasıyla laiksolculara saldırılar düzenlenmesi üzerine büyük protestolar patlak vermişti. Nahda, Müslüman Kardeşler’den farklı olarak, geçiş hükümeti kurulması ve ulusal uzlaşmayla yeni anayasanın hazırlanması yoluna giderek, Mısır senaryosunun tekrarlanmasını önledi. Yeni anayasa “Devletin dini İslamdır” dese de yasaların kaynağı olarak şeriatı göstermiyor ve kadın haklarını tanıyor. Ekonomik kriz ve işsizliğin körüklediği toplumsal gerilim arka planında, bugün 217 milletvekilliği için laiklerden sosyalistlere ve Bin Ali döneminin ekiplerine, ılımlı İslamcılardan Selefilere dek uzanan 100’den fazla siyasi parti renkli bir yarışa girecek. Anketlere göre “İslamcıların demokratik olmadığını” savunan en büyük Kiev’i Neonaziler basacak birinci çıkması ama Ukrayna, Rusya koalisyon kurmak yanlısı yönetimi zorunda kalması deviren Maidan bekleniyor. Olası protestolarından ortaklar da aşırı 8 ay sonra, sağcımilliyetçiler. bugün genel Yüzde 15 oyla 2. seçime gidiyor olması beklenen ama paramparça Biletsky Radikal Parti’nin ve umutsuz bir lideri Oleg Lyaşko, halde. Kırım’ın Rus düşmanlığıyla meşhur. Rusya’ya kaptırıldığı, Doğu Ukrayna’da Rusya yanlılarının ABD’nin gözdesi olan ekonomist Başbakan Arseniy ayaklandığı (yani iç savaşın Yatsenyuk’un partisinde, çıktığı) ve AB ile ortaklık “beyaz ırkın üstünlüğüne” anlaşmasının ekonomik inanan, aşırı sağcı Azov krize deva olmadığı ortamda, milislerinin komutanı Andrey mayısta cumhurbaşkanı Biletsky gibi kişiler var. seçilen Petro Poroşenko Sovyetler yıkıldığından beri yeni parlamentodan reform Komünist Parti’nin ilk kez hareketine hayat öpücüğü parlamentoda yer alamayacak umuyor. 450 vekilli mecliste, gibi gözükmesi de cabası. Poroşenko Bloku’nun Adı: Teklif töreni Brezilya’da en kritik seçim (REUTERS) laik parti Tunus’un Çağrısı’nı sollayıp birinci çıkacak Nahda, şimdiden koalisyon istediğini açıkladı. İslamcı militanlarla düşük yoğunluklu savaş yürüten ve pek çok vatandaşı IŞİD’e katılan Tunus’ta, siyasi İslamın demokrasiyle yeni sınavı merakla bekleniyor. Dünyanın 7. büyük ekonomisi Brezilya bugün başkanlık seçiminin 2. turuna giderken, nefesler tutuldu. Eski bir Marksist gerilla olan kadın Devlet Başkanı Dilma (AFP) Rousseff, neoliberal rakibi Aecio Neves’e karşı iki ankette 68 puan önde, üçüncü bir ankette ise yaklaşık 1 puan geride gözüktü. Neves kazanırsa, 2003’ten beri iktidardaki İşçi Partisi’nin piyasayla barışık solcu politikalarından çark edilir. MİNE ESEN Swoboda: Aşırılıkçı beslersen gelir seni vurur Swoboda ski Avrupa Parlamentosu Sosya list Grup Başkanı Hannes Swoboda, Türkiye’de Kürtlerle çözüm sürecinin sekteye uğramaması gerektiğini belirtip “Ankara için asıl tehdit Kürtler değil, cihatçılar” dedi. Alman Mercator ile Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi kıdemli araştırmacısı Swoboda, son İstanbul ziyaretinde, Ankara’nın IŞİDKobani politikasıyla ilgili sorularımızı yanıtladı. ABD’nin baskısıyla Kobani koridoruna Ankara’nın onay vermesini olumlu bulan Swoboda, “Türkiye’nin çözüm sürecini sürdürmesi gerek. Asıl tehlike, Kürtlerle iletişimi kaybetmek. Kobani üzerinden Kürtlerle yaşanan çatışmanın alevlenmesi, Türkiye’nin iç güvenliğine, barışına tehdittir” uyarısı yaparak ekledi: “Günün sonunda, Suriye’de Kürt gruplardansa köktendinciler daha büyük tehdit olacaktır.” Türkiye gibi büyük bir ülkenin tek bir merkezden yürütülmesinin zorluğuna dikkat çeken Swoboda’ya göre federalizm, çözüm için iyi bir seçenek: “Kimi bölgesel yönetim olarak ayrılalım, kimi Kürt devleti ilan edilsin diyor. En işleyecek olanı hangisi, bakmak lazım. Irak, Suriye, E iç savaşının başında Esad yönetiminin hemen devrileceği sanılırken, İranRusya etkisinin gözden kaçırıldığını hatırlatan Swoboda, Suriye’nin çokkültürlü yapısının sadece Sünni ya da Kürtlerden oluşmadığını belirtti. İran ve Rusya’nın da aslında Esad yönetiminden hoşnut olmadığını ve bölgede nüfuzlarını kaybetmeme garantisi karşılığı geçiş yönetimini kabul edeceklerini savundu. u da ‘abdestli kapitalizm’ icadı (REUTERS) B Ebola bulaşanların sayısı 10 bini geçti ünni odaklı politikaya paydos’ Türkiye’nin “komşularla sıfır sorundan” sorunlarla örülü duruma gelmesine ilişkin, stratejilerin gözden geçirilmesi çağrısı yapan Avusturyalı araştırmacı, “Türkiye, Sünni yapıların desteklenmesine bu kadar fazla odaklanmamalı. İran, Irak, Suriye’de, bölgesel sorunların çözümünde liderlik yapabilecek potansiyeli var, ama yeterince kullanmıyor. Filistin sorununda da, İsrail olmadan bir çözüme ulaşamazsınız. İki devletli çözüm hedefine Ankara ve AB’nin baskılarıyla yol alınabilir” dedi. Erdoğan yönetiminin otokrotikleştiğini bir kez daha vurgulayan Swoboda, Türkiye’de kişisel özgürlüklere yönelik artan kısıtlamaların dış dünyadan fark edildiğini aktarıp, Türkiye’de İslami yaşam biçiminin günlük hayatta giderek daha görünür olduğunu belirtti. ‘S ‘Türkiye’ye federasyon lazım’ Türkiye’de bence ulusal sınırlar korunmalı ama içerde yapısal değişikliklere gidilmeli. Sınırlar arası diyalog, iletişim artırılmalı. Anayasa değişikliği yapılmalı, yerel yönetim sistemi güçlendirilmeli.” Türkiye’nin cihatçılar için “açık kapı” politikası izlediği eleştirileri çerçevesinde, Türkiye’den Suudi Arabistan ve Katar’a birçok hükümetin diğerine karşı savaşmak üzere kendi cephesinden aşırı unsurları desteklediğine atıfta bulunan Swobada, “Benim radikalim, senin radikalin olmaz; günün sonunda gelir seni vurur. Böyle radikalleri destekleyerek güç savaşımında kazanan taraf olamazsınız. Teröristi kontrol edemezsiniz. Afganistan’da Ruslara karşı ABD’nin izlediği yöntemde, aynı silahlar yıllar sonra ABD’ye döndü” dedi. Suriye Dünya Sağlık Örgütü ebola bulaşanların sayısının 10 bin 141’e çıktığını, bunlardan 4 bin 922’sinin öldüğünü duyurdu. Ebolanın baş gösterdiği 6. ülke olan Mali’de dün ölen 2 yaşında bir kız çocuğu, ilk vaka oldu. Çocuğun hasta halde otobüsle yolculuk ettiği ve başkalarına da bulaştırmış olabileceği açıklandı. Ebola hızla yayılırken BM’nin Afrika’ya milyonlarca aşı ulaştırması 2015 ortasını bulacak. ABD’de New York ve New Jersey eyaletleri ebola tedavisine gidenleri dönüşte 21 gün karantinada tutma kararı aldı. ABD’de ebolaya yakalanan ilk kişi olan hemşire Nina Pham ise virüsü atmasının ardından Başkan Barack Obama tarafından ağırlandı ve kucaklandı. Barbarosoğlu köşesine bizzat kutlamalara katılan bir okurun izlenimlerini aktarmış… Söz konusu okur izlenimlerini; “Bu tören neyin nesidir? Bize ait olan bir şey değil? Mevlit değil, hatim değil, düğün değil” diye bitiriyor. İran örneği sanırım “neyin nesi?” sorusunun yanıtını yeterince açık veriyor. Molla icadı uygulama, Tahran’dan buraya gelirken ne var ki bizim “abdestli kapitalizm” evresine ışınlanmış… “Abdestli kapitalizm,” Boğaz teknesinde artık teravih namazıyla sonlanan lüks iftar ziyafetleri tertipliyor… Boğaz’da yaşayan bir arkadaşım, geçtiğimiz ramazan boyu içinden dualar yükselen “teravih tekneleriyle” karşılaştığını anlattı… “Namaz kılmak” için insanlar camiye gitmek yerine, postmodern tercihle artık tekneye biniyor.. Muhafazakâr(!) defilelere; salt “koreografi” olsun diye podyumda misal! “cenaze namazı gösterisi” ekliyor. Beş yıldızlı otellerde mücevherli tesettürlerin birbiriyle yarıştığı ve Kuran’la başlayan, havai fişeklerle biten düğün dernek yapıyor… “Düğün salonunda” İran misali örtünme töreni de anlaşılan sonu olmayan bu “tüketim+gösteriş+din+gösteri” alışımının en küçük yaşa inmiş şekli. Çocukluğu elinden alınan kızlara yazık.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle