24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EKİM 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA Roubini: ABD, barbar bir ülke ‘Kriz Kâhini’ Nouriel Roubini ülkesi ABD’deki bireysel silahlanmayı çok sert eleştirirken ABD için ‘barbar’ ve ‘hasta’ tabirlerini kullandı. Roubini ABD’de silahla öldürme olayı hakkında çok sert tweet’ler attı. EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr Sendikal baraj anayasaya aykırı Ankara 2. İş Mahkemesi, toplu iş sözleşmesi ülke barajı uygulamasının anayasaya aykırı olduğuna hükmetti. Barajların uluslararası sözleşmelere de aykırı olduğuna hükmeden mahkeme, dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne gönderdi. 11 Deutsche Bank’ta ikinci intihar Almanyanın büyük bankalarından Deutsche Bank’ta bu yıl ikinci üst düzey yönetici intiharı yaşandı. Wall Street Journal’ın haberine göre bankanın hukuk danışmanı 41 yaşındaki Calogero Gambino New York’ta kendini merdiven boşluğunda asarak yaşamına son verdi. Bu da asgari zeytin hesabı u Asgari ücreti cazip gösterme yarışına giren hükümetin çalışmasına göre, asgari ücretlinin de en düşük maaş alan memurun da hayatına diyecek yok. Ama gerçek hayatta her gün et yemek isteyen çalışanın ekmek için bile ayıracak parası kalmıyor. MUSTAFA ÇAKIR Maliye, gelirlerinde ciddi artış kaydedilemeyen çalışanın gözünü boyamak için ilginç bir yola başvurdu BOP (GOP) Kapsamında IŞİD IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) olayını ve olası gelişmeleri, ABD’nin Büyük (Genişletilmiş) Ortadoğu Projesi çerçevesinden değerlendirmek gerekir. Şark meselesi olarak XIX. yüzyıla kadar uzanan tarihsel kökü ve Birinci Dünya Savaşı sırasında gizli olarak imzalanan SykesPicot anlaşması da bu bağlamda ışık tutabilir. ABD’nin BOP (GOP) planında Irak’ın üçe bölünmesi; Suriye’nin ABD denetimine girmesi, İranLübnan ilişki hattının kesilmesi, Irak kuzeyinde Suriye, Türkiye ve İran topraklarına da sarkan Kürt Devleti oluşturulması, Kuzey Atlantik’ten Hazar Denizi’ne, hatta Türki cumhuriyetlere değin uzanan coğrafyada siyasal sınırların ve siyasal yapının değiştirilmesi yer almaktadır. Yirmi yıla yakın süredir BOP veya GOP anlatılmaya, açıklanmaya çalışılmaktadır. Yazılanlar yeni değil usanç verici de olsa yinelenecektir. Projede Irak üçe bölündüğünde; (1) Güney’de Şii ağırlıklı, (2) Kuzey’de Kürdistan olarak nitelendirilen bölgede, (3) Irak’ın orta bölümünde de Sünni mezhebe dayalı, üç ayrı devlet öngörülmüş; Sünni İslam devleti, zaten projede yer almıştır. HHH Suriye’nin denetim altına alınmasında ise şöyle bir yol izlenmiştir. Önce ikna yöntemiyle Beşşar Esad’ın iktidardan uzaklaştırılması, sonra demokratik(!) bir seçimle Suriye’de ABD yanlısı bir hükümetin oluşturulması. Beşşar Esad’ı ikna görevi de Ortadoğu lideri olarak lanse edilen Sayın RTE’ye verilmişti. Erdoğan ve Esad aileleri arasında yakın dostane ilişki böyle başlamıştır. Ancak ikna yöntemi başarılı olamamış, bu başarısızlık, Washington nezdinde Sayın RTE’nin notunun kırılmasına, Esad’a karşı da düşmanlık, intikam duygusunun yeşermesine yol açmıştır. İkna yönteminin istenen sonuç vermemesi üzerine, Suriye’de Özgür Suriye Ordusu yaftası, şemsiyesi altında iç kalkışma tahrik edilmiş, ABD bu amaç için önceleri 60 milyar USD olarak açıklanan fon ayırmış, Suriye’deki iç kalkışma, ABD’nin Ortadoğu’daki uyduları, stratejik ortakları tarafından da çeşitli araçlarla desteklenmiştir. Çin ve Rusya’nın desteğini arkasına alan Beşşar Esad baskılara karşı direnmesini sürdürmüştür. Esad’ın iktidardan uzaklaştırılamaması üzerine Suriye’nin bölünmesi planının uygulanmasına geçilmiş, bu bağlamda IŞİD devreye sokulmuştur. Sünni Arap kitlesine dayanan devletin nüvesi Irak İslam Devleti (Islamic State of IraqISI) olarak 2007 yılında oluşturulmuştur. Suriye’nin bölünmesi de gündeme geldiğinde ve bu bağlamda Irak İslam Devleti’ne görev verildiğinde, devletin adı Irak ve Suriye İslam Devleti (İslamıc State of Iraq and SyriaISIS) olarak genişletilmiştir. Suriye’nin başkenti Şam da devletin ismine eklenerek IŞİD olarak ülkemizde anılmaya başlanmıştır. HHH IŞİD, isminde İslam olmasına karşın, emperyal güçlerin Ortadoğu’da özel görevler verdiği bir örgüt, nihai tahlilde emperyal güçlerin bir aracı uydusudur. İşlevi, Irak ve Suriye’nin bölünmesi, İranLübnan ilişki hattının kesilmesi, İran’ın Ortadoğu’daki etkinliğinin zayıflatılması, İranLübnan hattının kesilmesiyle İsrail’in güvenliğinin artırılmasıdır. Sonuçta IŞİD ABD emperyalizmine hizmet ettiğine göre, ABD’nin IŞİD’e karşı tutumu, koalisyon oluşturması nasıl açıklanabilir? İnsani kaygılar, nedenler, düşünceler, olayın alalamasıdır. Emperyal güçler, Irak ve Suriye’nin doğu bölümünü kapsayacak bir Sünni İslam devleti oluşmasını planlamakla beraber; petrol kaynaklarının kendileri açısından daha güvenli gördükleri Kürt bölgesinde kalmasını istemektedir. IŞİD, Musul, Kerkük yöresine yönelerek, petrol kaynağından pay almaya kalkıştığında ipler kopmuştur. Irak ve Suriye’nin görece yoksul bölgesinde kurulacak bir devletin yaşam alanı olarak petrol bölgelerine yönelmesi doğaldır. ABD bu olasılığı, olası bir KürtArap çatışmasını da öngörmektedir. Bu bağlamda Kürt bölgesine destek verilmesi, güven sağlanması gerekmektedir. Bu görev de Türkiye’ye verilmiştir. Türkiye ile Kürt bölgesi denilen bölge arasında ilişkilerin iyileşmesi için de “barış” Çözüm Süreci olarak nitelendirilen bir planın uygulamasına geçilmiştir. Kobani gerekçesiyle ülkede yaşanan istenmeyen olaylar, bu süreci bozma riskini doğurmuştur. Bu riski önlemek, bir kez daha bu tür olayların yaşanmaması için ABD tarafları uyarmak gereğini duymuştur. Öcalan’la görüşmeler, Sayın Selahattin Demirtaş’ın ABD’ye çağrılması, ABD’nin devreye aktif olarak girdiğini göstermektedir. Sayın Ahmet Davutoğlu’nun süreç hakkındaki açıklamalar da ABD etkisini kanıtlamaktadır. Çözüm emperyal güçlerin öngördüğü yönde şekillenecektir. Stratejik derinlik(!), Ortadoğu liderliği, bağımsızlık, silahlı kuvvetler nerede diye sorarak insanı acı acı gülümsetmeyin. ANKARA Asgari ücret ve en düşük memur maaşındaki artışları cazip göstermek isteyen hükümet makarnapirinç hesabı yaptı. Ekonomik verilerin en kötü olduğu 2002 yılı ile 2014 yılını kıyaslayan hükümet, asgari ücretlinin de en düşük maaş alan memurun da kilo kilo ekmek, prinç, et, süt, şeker, litre litre mazot, yağ alabildiklerini savundu. Oysa günlüğe vurulduğunda asgari ücretin bir günlük tutarı ile 1 kg. et bile alınamıyor. Hükümetin TBMM’ye sunduğu 2015 BütçeYasa Tasarısı ile ilgili Maliye Bakanlığı’nın yaptığı sunumda sendikaların itirazlarına karşın yine işgücü piyasasının esnekleştirileceği vurgusu yapıldı. Asgari ücrete 6 aylık dilimlerde ye çok az bir miktar kalıyor. Maliye’nin sunumunda en düşük memur maaşı ile 2002’de ve 2014’te satın alınabilecek ürünlerin listesine de yer verildi. Buna göre, 2 bin 25 lira olan en düşük memur maaşı ile 621 kg. ekmek, 307 kg. pirinç, 461 litre mazot alınıyor. Hükümetin yansıttığı bu tablo da gerçek yaşamla uyuşmuyor. Türkiye KamuSen ArGe Merkezi’nin araştırmasına göre 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı 1560.33 lira. Ailenin aylık gıda harcaması ise 949,89 lira. Eylül 2014 itibarıyla ortalama 2 bin 185.30 TL ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının yüzde 43.47’sini götürüyor. Memur ortalama maaşının yüzde 71.4’ünü yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kalıyor. Gıda ve kira harcamaları çıktığında ortalama ücretle geçinen bir memurun ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için Eylül 2014 maaşından geriye yalnızca 625 TL’si kalıyor. Maaşın yarısı gıdaya Grafik: EYLEM ZOR yüzde 56’lık, memur maaşlarına yüzde 3+3’lük zamları haklı çıkarmak isteyen hükümet, ilginç bir yola başvurdu. Ekonomik verilerin en kötü olduğu 2002 yılı ile kıyaslama yaparak en düşük memur maaşı ve asgari ücret ile alınabilecek ürünleri sıraladı. Tablolara göre asgari ücretle 2002’de de, 2014’te de alınamayan tek bir ürün var. O da buzdolabı. Asgari ücretle 2002’de 0.21, bugün ise 0.63 buzdolabı alınabiliyor. Maliye’nin bu hesabı bir aylık asgari ücretle alınabilecek ürün miktarını gösteriyor. Oysa günlüğe vurulduğunda bir günlük net asgari ücret 1 kg. et almaya bile yetmiyor. Türkİş Eylül 2014 Açlık ve Yoksulluk Sınırı araştırmasında, “Asgari ücretin bekâr bir işçi için aylık net 891.03 lira olduğu günümüzde, tek bir kişinin yaşama maliyeti 1.410 liraya ulaşmıştır” vurgusu yapılıyor. Ayrıca asgari ücretli kira ödemesi yaptığında maaşından geri Türkiye, en çok dizi ihraç eden ikinci ülke Ekonomi Servisi ABD’den sonra en fazla dizi ihracatı yapan ikinci ülke olan Türkiye’nin liderliğe oynadığına dikkat çeken TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Kültür ürünleri ihracatımızı 2023 yılında 2 milyar dolar seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz.” dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, dünya insanların hayat algısı ve yaşam tarzını en çok etkileyen sektör olan sinema ve TV endüstrisinin 2017 yılında 100 milyar dolar büyüklüğe ulaşacağını belirterek, Türkiye’nin özellikle dizi sektöründe liderliğe oynadığını dile getirdi. Türkiye’nin, ABD’den sonra en fazla dizi ihracatı yapan ikinci ülke konumunda olduğuna dikkat çeken Büyükekşi, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ile yayımlandığı tüm ülkelerde milyonları ekrana kilitleyen Amerikan yapımı Lost dizisinin yönetmeni Bobby Roth’un da katıldığı “Dünya Sinema ve TV Endüstrisinde Yükselen Değer Türkiye” panelinin açılış konuşmasını yaptı. Sinema ve TV endüstrisinin çağın en etkili meslek gruplarından birisi olduğunu söyleyen Büyükekşi, sinemanın dünyada ilaç ve silah sanayiinden sonra geldiğini, 2013 yılında 88 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştığını, 2017’de bu rakamın 100 milyar, 2018’de de 110 milyar dolar olacağının tahmin edildiğini dile getirdi. ‘Babayiğit’e 100 milyon dolar lazım Ekonomi Servisi Hexagon Yönetim Kurulu Başkanı ve Karsan Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Jan Nahum, otomobil projelerini geliştirme konusunda finansmana ihtiyaçları olduğunu belirterek, “Konseptini oluşturduğumuz, bugüne kadar 60 milyon dolara yakın para harcadığımız aracı, tam olarak üretebilir hale getirmek için 100 milyon dolar gibi bir paraya ihtiyacımız var” dedi. New York Belediyesi tarafından açılan “Geleceğin Taksisi” ihalesinde Ford ve Nissan ile birlikte finale kalan Karsan’ın Murahhas Üyesi Nahum, yaptığı açıklamada, elektrikli otomobil konusundaki çalışmaları değerlendirdi. Dünyada elektrikli otomobillerin yeni ortaya çıktığını kaydeden Nahum, “İki konuyu birbirinden ayırmak lazım. Biri otomobilin kendisi, diğeri de güç kaynağı. Bunlar birbirine paralel gitmesi gereken konular. Her türlü aracı üretebiliyoruz, rekabetçiyiz fakat kendi markamızı yapamıyoruz. Bir taraftan o ilerlemeli, diğer taraftan da yakıtlar konusunda çalışmalıyız. Biz kendimizi sadece elektrikli diye kısıtlarsak yazık olur, dünyada 70 milyon araç satılıyor. Bunların çok azı elektrikli” ifadelerini kullandı. Nahum, New York taksi projesi gibi benzer projeler üzerinde çalıştıklarını anlatarak, “Bu tip büyük projelerimiz devam ediyor. Hem ABD pazarı hem de İngiltere pazarı için çalışıyoruz. ABD ve Londra’nın taksi pazarı konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Araçlarımız Londra Belediyesi tarafından da beğenildi. ABD’de engelli vatandaşlar tarafından her yıl satın alınan 2030 bin araca hitap etmek üzere çalışıyoruz” diye konuştu. resmi açıklamadan önce konuşma yapmayacaklarını açıkladı. AMB, 130 bankanın finansal durumunu gözden geçirdi. Avrupa Bankacılık Otoritesi’nin testleri ile bu rakam 150’ye ulaşıyor. Ancak Avro Bölgesi dışındaki ülkelerden bazı bankalarından stres testini geçemeyebileceği belirtilirken, toplam rakamın 25’in üzerinde çıkabileceği kaydediliyor. C M Y CM MY CY CMY K Nahum: 60 milyon dolar harcadık ama yetmiyor Gözü Londra’da Soldan sağa; İlhami Eksin, Rainer Muhlschlegel, Suna Türk ve Dwight Gibson, hedeflerini anlattılar. Türkiye’deki İrlandalı Doğuş Oto ile büyüyecek Mustafa K ERDEMOL Ekonomi Servisi Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) bölge ülkeleri üzerinde yaptığı “sağlık kontrolünden” 25’e yakın banka geçemedi. Konuya yakın bir kaynak alınan bilgiye göre yapılan stres testi sonucunda bu bankaların 11 ya da 12’sinin sermaye artırımına ihtiyacı olduğu tespit edildi. AMB, konuya ilişkin resmi açıklamasını bu Pazar yapacak. Basın sözcüsü, 25 banka streste DUBLİN Thermo King Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Başkan Yardımcısı Dwight Gibson, Thermo King olarak Doğuş Otomotiv’in sorumluluk alanını genişletmek istediklerini söyledi. Soğuk zincir taşımacılığının önemli ekipmanları arasında yer alan soğutucu ünitelerinde geniş bir ürün yelpazesine sahip Thermo King, gelişmeleri İrlanda’nın Galway kentindeki fabrikasında Türk basınına anlattı. Thermo King’in Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Başkan Yardımcısı Dwight Gibson, “Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle çok önemli pazarlarımızdan bir tanesi. 2008’den bu yana Doğuş Otomotiv ile birlikteliğimiz devam ediyor. Bu birliktelik bizlere Türkiye’de pazar liderliğini getirdi. Bu başarılı çalışmanın verdiği güç ve motivasyon ile Doğuş Otomotiv’in sorumluluk alanı nı geliştirmek gelecek planlarımız arasında yer alıyor” dedi. Dwight, 2015’te Thermo King’de yenilikler olacağını da belirterek, “Çevreye çok daha az zarar veren CO2 (karbondioksit) gazı ile soğutma üniteleri ürettik” diye konuştu. Doğuş Otomotiv Thermo King Genel Müdürü İlhami Eksin de, Türkiye’nin, bölgesinde en büyük yaş sebze ve meyve üreticilerinden biri olduğunu hatırlatarak görüşlerini, “TÜİK verilerine göre 45 milyon tona ulaşan toplam üretimin 10 milyon tonu sağlıksız taşınma koşulları nedeniyle kayboluyor. Ünitelerimiz ile ürün kayıplarının en aza indirerek, ekonomiye katma değer kazandırmak istiyoruz” sözleriyle özetledi. Doğuş Otomotiv Thermo King Marka Müdürü Suna Türk de, soğuk zincir lojistiğinin öneminin arttığını belirterek 5 yılda toplam pazarın toplam pazarın en az 4 katına çıkacağına inandıklarını dile getirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle