Katalog

1 OCAK 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bilirkişinin 6 yıl önce 61.8 milyon lira değer biçtiği arazi, 7 milyon dolara elden çıkarıldı 7 Denizli’de bir tuhaf satış DENİZLİ Denizli İl Özel İdaresi’nin de yüzde 26.5 payla ortağı olduğu ASTAŞ Azim Cıvata Sanayi şirketine ait yaklaşık 53 dönümlük arazi, bilirkişinin 6 yıl önce 61.8 milyon lira değer biçmesine karşın, 7 milyon dolara (14 milyon lira) satıldı. Satışı gerçekleştirmekle yetkilendirilen şirket eski genel müdürü Erol Oklu’nun, eski il özel idaresi genel sekreteri ve AKP adayı Adem Oklu’nun kardeşi olması dikkat çekti. Denizli’de 1971 yılında kurulan çok ortaklı şirketlerden birisi olan, ancak daha sonra ekonomik darboğaza düşerek kapanan Azim Cıvata’nın arazileri, deyim yerindeyse kapanın elinde kaldı. Kente yakın alanda ve tek parsel konumunda geniş bir arazi olması ve planlamada ticari alan görünmesi, işlemin “ballı satış” diye yorumlanmasına neden oldu. Denizli İl Özel İdaresi’nin yüzde 26.5 payla ortağı bulunduğu Azim Cıvata’ya ait arazilerin satılması gündeme geldiğinde, 2007 yılında Denizli Valiliği Denizli 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak değer tespitinde bulunulmasını istemişti. “Emlak bilirkişisi” olarak Hüseyin Erdoğan’ın imzasıyla hazırlanarak mahkemeye sunulan raporda, arazi için 61.8 milyon lira değer biçilmişti. Ancak 53 dönümlük arazi geçen nisan ayında, 7 milyon dolara Yedeks Tekstil Sanayi A.Ş’ye satıldı. SEDAT KURT Oklu kardeşler!.. 7 milyon doların bugünkü kurla yaklaşık 14 milyon lira etmesi, “47 milyon lira nerede” sorusunu gündeme taşırken, arazilerin tapu devir işlemi konusunda da şirket eski genel müdürü olarak Erol Oklu’nun yetkili olduğu öğrenildi. Oklu’nun, AKP Merkeze fendi Belediye başkan adayı ve eski İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adem Oklu’nun kardeşi olması dikkat çekti. Adem Oklu, şirketin bu satışı yapabileceğini savunurken ASTAŞ Azim Cıvata Sanayi ve Ticaret A.Ş’den yapılan açıklamada da, arazilerin neden düşük bedelle satış yapıldığı konusuna açıklık getirilmedi. Açıklamada, Denizli İl Özel İdaresi’nin 7 milyon dolarlık satış bedelinden payını hemen alabilmesi için öncelikle hisselerini devretmesi gerektiği belirtildi. Denizli İl Genel Meclisi Başkanı Hüseyin Gürlesin de gelişmeleri yakından izlediklerini söyledi. Çimen Değil, Diken Olmalı Memleketin geleceği ile oynayanların şiddeti yüksek dozlarda seyreden kavgasını yatıştırmak için ortaya çıkanların temel tezlerinden birisi, memleket ekonomisinin gördüğü zarar, zararın büyüklüğüdür. Başbakan da dahil bu zarar ziyan hesapçılarının “yeniden krize mi girelim yani, bak iki haftada ne kadar kaybettik” söylemi aslında yolsuzlukların faillerinin ve devlete sızdığı söylenen çetenin başlıca sığınağıdır. Doğru mu değil mi bakarız, ama önce uzlaşması, barışması istenen tarafları, niteliklerini bir kez daha kaydedelim: Bir tarafta yolsuzluk, rüşvet, ülkeyi soyup soğana çevirmede usta “ılımlı İslam” mücahitleri yer alıyor. Diğer tarafta ise temel hedefi ülkeyi kendince bir din devletine çevirme konusunda farklı yol ve yöntemlere sahip, şimdikilerin yol ve yöntemlerini beğenmeyen, sızma konusundaki maharetini ispatlamış taraf yer alıyor. Kanatlardan biri sanki hiç dahli yokmuş gibi birtakım söz oyunlarıyla “orduyu da bunlar dağıttı, hapishaneleri de bunlar doldurdu” derken, Cemaat kanadı hapishaneler boşalır mı diye dertleniyor. HHH Bu konuda anlaştıksa eğer, şu krizi hortlatma meselesine de bakabiliriz. Öyle mi gerçekten, AKP hükümeti memleketi krizden kurtardı da haberimiz mi olmadı? Serbest piyasa ekonomisinin kendi mantığı içinde, gelir dağılımını dikkate almayan, krizlerin ezilen sınıflar, halk üzerindeki etkilerini ihmal edilebilir bulan makro iktisat modellerini esas alsanız bile durum parlak değildir. İktisat ve Toplum dergisinde krizi bu açıdan irdeleyen Prof. Dr. Turan Subaşat’ın bana göndermek inceliğinde bulunduğu kısa ve özlü özeti aktarayım sizlere de hep birlikte düşünelim yalanların büyüklüğünü: “1 Türkiye AKP döneminde sadece krizden geçen zengin ülkelerden daha hızlı büyümüştür. Yoksul ve orta gelirli ülkelerin gerisinde kalmıştır. 2 Türkiye’nin AKP döneminde hızla büyüyen cari açığı sanılanın tersine ithalata bağımlı ihracatımızın hızla artmasından değil, ihracatın büyüme hızındaki yavaşlamadan kaynaklanmıştır. Türkiye ihracatın büyüme hızı açısından krizden geçen zengin ülkelerin bile gerisinde kalmıştır. Yoksul ve orta gelirli ülkeler ise Türkiye’ye büyük fark atmıştır. 3 Türkiye hem cari açık hem de (Başbakan’ın iddialarının tersine) ‘gerçek dış borcu’ dünyada en hızlı artan ülkelerden biridir ki böyle bir büyüme modeli sürdürülemez.” HHH Demek ki ortada anlatıldığı gibi bir başarıdan söz etmek mümkün değildir. “Vay efendim, durup dururken işte kavga çıktı, memleket ekonomisi bilmem ne kadar dolar zarara girdi, ziyanımız dağı taşı aştı” diyenlerin feveranı boşunadır. Onlar aslında kısaca derler ki, “yolsuzluklarımız ekonomik başarılarımızın bedelidir, eh bu kadar da olsun.” Olmasın efendim. Yalanlarınız da, yolsuzluklarınız da daim olmasın. HHH Peki, bu çatışma, bu şiddetli kavga memlekete, memleket ahalisine gerçekten zarar veriyor mu? Veriyor. Meşhur sözdür: “Filler tepiştiği zaman çimenler ezilir.” Olup bitenleri seyreden, edilgen bir ahalinin bireyi olarak bakıyorsanız, bu deyişe de uygun olarak “aman durun, eziliyoruz” demeniz mümkündür. Ama bir de çimen değil, diken olduğunuzu düşünün. Tepişen filleri memleket çayırından kovmanın yolu bu değil midir? Diken olalım öyleyse; öyle diken olalım, direnen dikenler olarak sokakları öyle dolduralım ki bizim bu haklı ve demokratik direnişimiz onlara da, onların kavgasına da yer bırakmasın. Mustafa Balbay ‘İlhan Abi’yle buluşuyor n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İzmir Milletvekili ve Gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, 2010 yılında yitirdiğimiz, gazetemizin başyazarı İlhan Selçuk ve karikatüristimiz Turhan Selçuk ’un yarın Hacıbektaş’taki gömütlerini ziyaret edecek. Balbay, yarın önce CHP Kırşehir il örgütünü ziyaret edecek. Daha sonra Hacıbektaş’a geçecek. Balbay saat 13.30’da İlhan Selçuk’un gömütü başında bir konuşma da yapacak. Balbay daha sonra ozan Aşık Mahzuni’nin gömütü ile Hacı Bektaşı Veli türbesine de ziyarette bulunacak. n İstanbul Haber Servisi Savcı Zekeriya Öz, Star gazetesinde yer alan ve Fatih Belediyesi’ne baskıda bulunarak iş takibi yaptığı iddialarını içeren haber üzerine tekzip yayımladı. Yargıda veya yargı dışında hiçbir yapılanma ile ilgi ve alakası olmadığını belirten Öz, “Belediye Başkanı ile alakalı hakkında soruşturma yapılıp gözaltına alınınca, yakın çevresine ve bu haberi basında söyleyen sayın Başbakan’a da bu şekilde anlatıp soruşturma ve iddiaların kasıtlı olduğu imajını oluşturmaya çalıştığı kanaatindeyim. Soruşturmalar üzerinden tartışamaların yürütüldüğü bu dönemde şahsımın bu tartışmalar içerisine çekilmeye ve soruşturmaların bir kısım medya tarafından yanlış yönlendirmeye çalışıldığı gözlenmektedir” dedi. Öğrenciler tutsak ‘Parasız eğitim’ istemek, ‘bağımsız Türkiye’ konseri davetiyelerini dağıtmak, Mahir Çayan’ı anmak, 1 Mayıs kutlamalarına katılmakla suçlanıyorlar İstanbul Haber Servisi Türkiye’de yaklaşık 2 bin 800 tutuklu ve hükümlü öğrenci yeni yıla cezaevlerinde giriyor. Öğrencilerin içeride olmalarının nedeni ise, “parasız eğitim istemi”, “anayasal ve demokratik hakkını” kullanarak yasal demokratik etkinliklere katılmak. Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden gazetemize mektup gönderen tutuklu üniversite öğrencisi Candaş Kat, 2 buçuk yıl önce tutuklandığını belirterek, “Grup Yorum’un ‘Bağımsız Türkiye’ konserinin davetiyelerini dağıtmak, Mahir Çayan’ı anmak, parasız eğitim istemek, 1 Mayıs eylemlerine gitmek suç olmuş, Ancak biz biliyoruz ki asıl suç Berkin’leri, Ethem’leri, Ali İsmail’leri vurmak, ülkeyi gaz odasına çevirmek, diğer yandan da halkın elinde avucunda ne varsa yasalyasadışı bir şekilde hortumlamaktır” dedi. Fırat Üniversitesi Kimya Mühendisliği 1. sınıf öğrenisi Candaş Kat mektubunda “2 buçuk yıl önce 3 Haziran 2011 tarihinde kar maskeli, ağır silahlı özel harekâtçıların evini basıp, kafasına silah dayamasıyla uyandığını” belirterek, Öz’den jet yalanlama Öğrenciler kimi zaman “parasız eğitim” istiyor, kimi zaman da “açız” diyor. Adı karakola uzun geldi! n ADANA (DHA) Gezi Direnişi sırasında 5 Haziran’da eylemcileri kovalayarak köprü inşaatından düşerek yaşamını yitiren Komiser Mustafa Sarı’nın adı çok uzun olacağı gerekçesiyle karakola verilmedi. “Bağlar Şehit Komiser Mustafa Sarı Polis Merkezi Amirliği” adının çok uzun olacağına karar verildiği, bu nedenle komiserin adının başka bir hizmet binasına verilmesinin daha uygun olacağı bildirildi. Öte yandan, Adana Emniyet Müdürlüğü’nün resmi internet sitesi olan www.adana.pol.tr adresindeki “şehitlerimiz” sayfasında ise Sarı’nın adının bulunmaması dikkat çekti. n İstanbul Haber Servisi Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda istifa eden İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan ve Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın tutukluluk hallerine yapılan itiraz yetkili mahkemece reddildi. Güler’in evinde yapılan aramada para sayma makinası ve kasalarda, Aslan’ın evinde yapılan aramalarda ayakkabı kutularında paralar çıkmıştı. “Tutsak öğrenciler serbest bırakılsın. Tüm halkımızı, aydınlarımızı, tüm gençliği duyarlı olmaya, desteğe çağırıyoruz” dedi. “Halkımızı, vatanımızı seviyoruz suç mu” diyen Candaş Kat özetle şunları kaydetti: “Vatanımız satılmasın, emperyalizmin çöplüğü olmasın istiyoruz. Emperyalizmin çıkarları için işçiler, memurlar tüm halkımız ya da kısaca anamız, babamız daha fazla sömürülmesin, ezilmesin istiyoruz suç mu? Okullar ticarethaneye, öğrenciler müşteriye dönüştürülüyor. Ana lar babalar, kardeşler boğazlarından kesiyor eğitim için yine de milyonlar bu cendere ile başa çıkamıyor. İnsanlarımız bunalımlara intiharlara sürükleniyor. Sözde parasal eğitim anayasal hakkımız.” KCK ana davasında Terörle Mücadele Kanunu kapsamında 2011 yılında alınan ve 2 ay önce serbest bırakılan İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü 4. sınıf öğrencisi Mustafa Polat da BDP’nin Siyaset Akademisi’nde ders verdiği, YÖK protestosuna katıldığı, anadilinde eğitim hakkı istediği ve TEKEL işçilerine destek verdiği gerekçesiyle tutuklandığını belirtti. Polat şunları anlatı: “Neye göre tutuklanıp, neye göre bırakıldığım belli değil. ‘Önünüze şunu yaptın diye’ bir dosya da koymuyorlar. Muhalif öğrencilere yönelik sindirme çalışmaları olarak değerlendiriyorum. Kürt olma, öğrenci olma, genç olma, muhalif olma durumu birçok nedene bağlı olarak çok yönlü ve planlı bir organizasyona dayalı, öğrencilere dönük bir organizasyon olduğunu düşünüyorum.” ‘Oğullar’ın itirazına ret İşçilere zorunlu miting METE KIZIK İZMİR CHP Soma İlçe Başkanı Murat Bayramoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen cumartesi günü Manisa’da yaptığı mitinge zorunlu katılım için Soma’daki özel maden sahiplerine baskı yapıldığını ve işçilerin de fazladan ücret, tehdit ve şantajlarla mitinge götürüldüklerini ileri sürdü. Bayramoğlu, madenlerde çalışan işçilerin tatil günlerinin farklı olduğunu, ancak cumartesi gününün tüm işçiler için tatil ilan edildiğini açıklayarak “AKP’nin tehditlerinden ötürü Soma Kömürleri ve İmbat madencilikte çalışan Somalı emekçilerimiz 10 otobüsle götürülerek bu mitinge katılmak zorunda bırakılmışlardır” dedi. Her seçim döneminde benzer oyunların sahnelendiğini belirten Bayramoğlu, “Bu yerel seçim AKP’nin Soma’daki özel maden şirketi sahiplerine baskı yaptığı belirtildi Özgündüz müdahil olacak n İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, İstanbul merkezli operasyon kapsamında suç duyurusunda bulunarak, açılacak kamu davasına müdahil olmak istedi. Operasyona ilişkin suç duyurusu dilekçesini savcılığa sunduktan sonra adliye önünde açıklama yapan Özgündüz, “Başsavcıvekili Oktay Erdoğan’a müşteki sıfatıyla bir dilekçe verdim. Çünkü burada yer alan suçlar TCK’nin 3. kısmında yer alan, topluma karşı işlenen suçlar ve yine 4. kısmında yer alan millete ve devlete karşı işlenen suçlar kapsamında” dedi. ler çok farklı olacak. Zorbalıkla oy alma dönemi bitti. Emekçiler, emeklilik gün sayısını 4 bin’den 7 bin 200’e çıkaran iktidara oy vermeyecek. Ege Linyit İşletmesi’ndeki işçi alımlarında, kuralarda ve kuraların iptal olmasıyla sonlanan süreçte pek çok rezaleti Somalılara yaşatan, kamulaştırma mağduru köylülerimizi yok sayan zihniyetten hesap soracağız” diye konuştu. MANİSA’DA KUTUYA GÖZALTIYA DAVA MAHKÛMLAR OY KULLANABİLECEK Cezaevlerinde de sandık kuruluyor Kemal Yavuz uğurlandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Seçim Kurulu 30 Mart 2014’te yapılacak olan mahalli idareler seçimlerinde, ceza ve tutukevlerinde bulunan seçmen niteliğine sahip olan taksirli suçlardan hükümlüler ile tutuklu olanların oy kullanabileceklerine karar verdi. Cezaevlerinde bulunan yaklaşık 30 bin tutuklu bu haktan yararlanacak. Diğer yandan YSK, koşullu olarak salıverilen, ancak hak ederek tahliye süresi dolmayan hükümlülerin de oy kullanabileceğine hükmetti. Bu karardan, Susurluk davasında çete yöneticiliğinden cezaevine giren, daha sonra koşullu salıverilme ile tahliye edilen eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar da faydalanacak. Ağar’ın denetimli serbestlik süresi Nisan 2014’te dolacak. YSK’nin oyçokluğuyla aldığı karar dün Resmi Gazete’de yayımlandı. Seçim takvimine göre, 27 Mart 2014 itibarıyla kesinleşecek olan tutuklu seçmen listelerine kayıtlı olan taksirli suçlardan hükümlüler ile tutuklu olanlar ceza ve tutukevlerinin bulunduğu seçim çevresindeki tüm seçim türleri için oy kullanabilecek. Ayakkabı kutusunda notaya soruşturma ANTALYA/ANKARA (Cumhuriyet) Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’nın cuma günü düzenlenen yılbaşı konserinde, çok sesli Vokaliz Grubu’ndan, Gökçer Alp (tenor), Cihan Kurtalan (tenor), Tolga Gülen (bariton), Cengiz Ünal (bariton), Umut Durmuş (beat box) isimli solistlerin, sahneye 17 Aralık operasyonunu çağrıştıran notalarını koydukları ayakkabı kutusuyla çıkmaları soruşturmalık oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nce başlatılan soruşturma kapsamında sahneye ayakkabı kutusuyla çıkan sanatçı grubunun orkestra bünyesindeki sanatçılar olmadığı, dışarıdan katılan sanatçılar olduğu için bu kişiler hakkında herhangi bir işlem yapılamadı. Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü yetkililerince yürütülen soruşturmada, bu sanatçıların bir dahaki etkinliklerde görev almamasına karar verildi. Öte yandan Türkiye Barolar Birliği, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Manisa Akhisar’da yaptığı konuşma sırasında, yolsuzluk operasyonunun simgesi haline gelen ayakkabı kutusu gösteren kadının evinde arama yapan, ayakkabı kutusuna el koyarak gözaltı sürecini yürüten adli kolluk kuvvetleri ile onlara emir veren amirler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Yine intihar grişimi n ÇORUM (Cumhuriyet) Çorum’un Akkent Mahallesi TOKİ evleri yakınında dün öğle saatlerinde polis memuru Ahmet Lafçı (45) aracının içinde beylik tabancasıyla göğsüne ateş ederek yaşamına son vermeye kalkıştı. Aracının içinde hareketsiz halde bulunan Lafçı, hastanede ameliyata alındı. Lafçı’nın durumu ağır. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) – Anayasa Mahkemesi, polis meslek eğitim merkezindeki eğitimini bitirip, 6 yıl olan mecburi hizmet süresini tamamlamadan istifa eden polislerden “öğretim masrafı karşılığı olarak tazminat alınırken” mecburi hizmet sürelerinin kalan her yılı için de para istenmesi uygulamasını iptal etti. Polise tazminata iptal Ergenekon davasında tutuksuz yargılanan emekli Orgeneral Kemal Yavuz dün Levent Camii’nde kılınan ikindi namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Levent Camii’nde dün gerçekleştirilen törende Kemal Yavuz’un eşi, kardeşi taziyeleri kabul etti. Törende gazetecilere Kemal Yavuz’un kaybına yönelik değerlendirme yapan eski Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Necati Özgen, “Bizler şerefimizle yaşayan insanlarız. Eğer ben de böyle bir ceza almış olsaydım tutukevinde ölürdüm. İnsanı öldüren derttir. Şimdi askerlerin yargılandığı davada ‘kumpastan’ bahsediyorlar. Bu ölümlerde kimisi kafasına mermi sıktı, kimisi balkondan atladı; bunların nedeni, bizim onurumuz ve şerefimiz için yaşadığımızdandır. Millet artık görsün biz siyasetçi değil, rejimin bekçiyiz” diye konuştu. Törene Yavuz’un ailesi, eski Genelkurmay başkanlarından Hüseyin Kıvrıkoğlu, üst düzey komutanlar yurttaşlar katıldı. Emekli Orgeneral Kemal Yavuz, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Ergenekon davasında tutuksuz yargılanmış 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. (SERKAN YILDIZ)